AK Partililer kadar muhaliflerden de Erdoğan'ın asıl sürprizlerini henüz yapmadığına inanan var.

Hepsi bu olamaz, kolay kaybetmez diye endişeli bir bekleyiş içindeler.

Peşin kabulleri şu: Erdoğan; seçim kazanmayı en iyi bilen, ustalığını kanıtlamış bir siyasetçi. Daha fazlasını mutlaka planlamıştır. Son dakika golleriyle dengeleri terse çevirecek...

Taraftarının umudu da karşıtının tedirginliği de bu varsayıma dayanıyor.

Ama seçime fazla kalmadı.

Erdoğan; sona sakladığı, seçimlerin kaderini değiştirecek planlarını şimdi değilse ne zaman uygulayacak?

Tavşanlar, çoktan o şapkadan çıkarıldı da... Şapkadan tavşan çıkardı, çıkaracak diye bekleyenler, gözlerinin önündekini görmüyor belki de.

AK Partililer, Kılıçdaroğlu'na verilecek oyların PKK gibi terör örgütlerine, ABD gibi dış güçlere gideceğine ikna edilebilirken...

Muhalif seçmen, Muharrem İnce'ye verilecek oyların, Erdoğan'a gideceğine ikna edilemezse...

Erdoğan'ın, şapkadan başka tavşan çıkarmaya ne ihtiyacı olur?

En büyük kozlarının İnce olduğunu, kendi ağızlarıyla söylüyorlar üstelik.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, ağzından şöyle kaçırdı mesela:

"İnşallah ilk turda seçimi kazanacağız. İyi bir fark var. Muharrem İnce faktörü var. Muharrem İnce’nin yüzde 10 civarında oyu var."

Düşünün, nasıl etkili ki açık edildiğinde bile muhalefete muhalilfler nezdinde sürprizi bozulmuyor.

CHP, tek başına yüzde 50'den fazlasını bulabilirmiş gibi atıp tutuyorlar. Hatta sayıp sövüyorlar desek yeridir.

AK Parti'den ayrılan partilere, Saadet'e falan CHP listelerinde niye bu kadar kontenjan ayrılmış da...

Filan kişilerin CHP listesinde ne işi varmış; ya Meclis'e kendi oylarıyla taşındıktan sonra AKP'ye destek verip Cumhuriyet'e, vatana, devlete hainlik ederlerseymiş de...

İttifakları eleyince geriye, Muharrem İnce seçeneği kalıyor. Açıktan İnce'ye oy isteseler, daha çok toplayamazlar.

İktidarın ekmeğine de daha iyi yağ süremezlerdi.

Tam AK Parti'nin istediği havaları çalıyorlar. Dil de güya muhaliflerin illallah edip kurtulmaya çalıştığı ötekileştirici, ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı dil. Tâ kendisi hem de!

AK Parti'nin çoğunlukçu baskı düzenine karşı çıkanlar, daha muhalefetteyken azınlıkçı bir baskı düzenini dayatıyor. Bir de oyları yetip iktidara gelebilseler neler yapacaklar demek...

Erdoğan'ın şapkasından çıktı, çıkacak diye tavşan bekleyenler, gözlerinin önünde fink atan tavşanları göremiyor.

Başka hangi şapkadan çıkmış olabilir ki ortada gezen, muhalefete muhalefeti körükleyen bu ince tavşanlar?

Başarı şansları mı?

Şu sorunun cevabına bağlı:

Her şeye rağmen Erdoğancılar; Kılıçdaroğlu'nun PKK'ya, Biden'a vekaleten seçime girdiğine ve ona verilecek oyların vatanla din düşmanlarına gideceğine kendilerini inandırabilirken...

Beğenmemek için bin dereden su getiren kerhen Kılıçdaroğlucular; Muharrem İnce'nin Erdoğan'a kazandırmak için seçime girdiğini ve ona verilecek oyların, şikayet ettikleri kötü yönetime gideceğini görebilecek mi, göremeyecek mi?

Şapkadan çıkan tavşanların özelliğidir çünkü, herkese görünmezler.

UÇAK GEMİSİYSE NİYE UÇAKLAR İNMİYOR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "yaparsa AK Parti yapar" sloganıyla uçak gemisi yaptıklarını söyledi. Sirkeci'ye çekip halkın ziyaretine açacaklarını da.

Ama gemiye, SİHA'larla İHA'ların inip kalkacağını yine Erdoğan belirtti.

Bakan Varank'la başka iktidar propagandistleri, "dünyanın ilk SİHA gemisi" diyor.

TCG Anadolu, gurur verici bir başarı. Fakat bu, uçak gemisi yaptığımız anlamına gelmiyor.

Zaten uçak gemisi olmadığı, çelişkili beyanlardan da anlaşılıyor.

Öyle olsa savaş uçakları inip kalkardı.

Dünyanın ilk SİHA gemisi demek için de üstündeki işareti değiştirmek gerek.

Uçuş platformlu bir çıkarma gemisi olduğunu, bilenler borda numarasından bile tanıdı.

Tayland'ın, İspanya'yla Brezilya'nın dahi uçak gemileri olduğu yazılıyor.

O lige bir adım daha yaklaşmak, heyecan verici. Sirkeci'de ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum. Hayırlı olsun, emeği geçenleri kutlarım.