Erdoğan’ın istediği gençlik buydu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Mayıs 2015'te nasıl bir gençlik istediğini şöyle tarif etmişti: 

"Sakın kula kul olmayın. Sakın makam, mevki sahiplerinin önünde eğilmeyin, ister cumhurbaşkanı, ister başbakan, ister para babaları olsun. Şunu bilelim ki eğilmek, dalkavukluğu getirir ve bu milletin gençlerine asla dalkavukluk yakışmaz, yaraşmaz.” 

Mayıs 2017'deki bir gençliğe hitabesinde de şöyle seslenmişti: 

"Bize sorgusuz sualsiz itaat eden bir gençlik değil, neyi niçin savunduğunu bilen bir gençlik lazım." 

Cumhurbaşkanının aradığı gençlik Boğaziçi Üniversitesinde ortaya çıktı.  

İktidarı savunmaya din savunması süsü vermek için Kabe'ye saygısızlığı kullanırsanız, gözlerinden kaçmıyor. Cumhurbaşkanı'nın istediği üzere neyin, niçin savunulduğunu, doğru tepkinin ne olması gerektiğini biliyorlar. 

AK Parti il kongrelerinde kapalı salonları tıklım tıklım doldurmanın serbest ama bir avuç öğrenciye, rektörü protesto için  açık havada toplanmanın neden yasak olduğunu da sorguluyorlar. Bu çifte standardı, salgın gerekçesine dayandırmayı akılları almıyor. 

Şevval Sam'ın, Canan Kaftancıoğlu'nun kapalı restoranda yemek görüntülerine kaymakamlıklar arkadan ceza kesip yollarken, salonları tıklım tıklım dolduran AK Parti teşkilatlarına bir işlem yapılmamasını da anlayamıyorlar. 

Kanun önünde eşitlik talep ediyorlar. Yasaksa niye herkese yasak değil, serbestse niye herkese serbest değil diye soruyorlar.  

Bu haksızlığın, onları yanlış yapmaya kışkırtan bir provokasyon olduğunu da fark ediyorlar. Ve provakasyona gelmeyecek, tahrike kapılmayacak, duyarlılıklarıyla oynatmayacak dikkate sahipler.  

Damarlarına basıldığı halde taşkınlıktan uzak durmayı, haklı kalmayı, polis müdahalesine gerekçe vermemeyi başardılar. 

Z kuşağı bunlar, zehir gibi kafaları. Cumhurbaşkanı, CHP'nin bilmedikleri ayrıcalıklı tek parti geçmişini onlara anlatmak gerektiğini söylüyordu. Buradan niçin başlanmıyor anlatmaya? 

Valilik, “LGBT Kulüp üyesi öğrencilerin de bulunduğu bir grup göstericiye" polisin, önceki akşam kampüse girerek müdahale ettiğini açıkladı. Aralarında LGBT'li arkadaşlarının olması müdahaleyi haklılaştırırmış gibi. Bu alakasız detayın niye vurgulandığını görecek, eylemlerinin rayından çıkarılmasına izin vermeyecek bilinçteler.  

Boğaziçi Dayanışması'nın açıklamasından anlıyoruz ki, olayı LGBTİ destekçileriyle karşıtlarının kavgasına çevirtmeyecekler. Eylemlerinin amacını saptıracak, öğrencileri bölecek ve birliklerini bozacak tuzaklara düşmemeleri için arkadaşlarını da uyarıyorlardı. 

İktidar, aradığı gençliği Bogaziçi'nde buldu. Sevgiyle kucaklamak, alınlarından öpmek için ne duruyor? 

İşte iktidar işte beklediği gençlik! 

Dün bir videolarını izledim. O provokatif resmi, Kabe’ye ve kutsallarına saygısızlık sayan öğrencilerle sanat özgürlüğü sayanlar yan yana konuşuyordu.  

Resmi onaylamıyor, rahatsız olan arkadaşlarının tepkilerini anlıyor, aralarındaki görüş farklılıklarına saygı ve anlayış gösteriyor, kampüsteki özgür tartışma ortamını korumaları gerektiğine inanıyor, birbirlerine karşı ayrımcı fişleme ve nefret söylemlerini reddediyor....Tüm bunları belirttikten sonra, yine de arkadaşlarının tutuklanmasına ve rektörün atanma biçimine birlikte karşı çıkıyorlardı. 

Videoda izlediğim farklı inanç, tercih ve görüşteki gençler, kışkırtmalara rağmen çekilmek istendikleri mindere gelmeyecek, eylemlerini çaldırmayacak şuurdaydılar. 

Boğaziçi öğrencilerini rektöre değil dine karşılarmış gibi gösterme manipülasyonunu boşa çıkarıyorlardı.  

Tam Cumhurbaşkanı’nın tarifine layık, itiraz eden, aklını ve iradesini kimsenin cebine koymayan, güce boyun eğmeyen bir gençlik profili çiziyorlar. 

Bunlara, bir atamayı zorla değil ancak ikna ile kabul ettirebilirsiniz. 

İktidar onlara kulak verse, havayı sertleştirmek yerine yumuşatsa, germek yerine yatıştırsa, rektörü hem de kendi talebiyle görevden affetse herkes kazanmaz mı? 

Geri adım atar, itirazları dikkate alırsa bunun otoritesini zayıflatacağından, yanlış mesaj vereceğinden ve kötü örnek olacağından korkuyorsa yanılıyor. İktidarı küçultmez, büyütür bu. 

Cumhurbaşkanı, dalkavukluğu ve emir kulluğunu gençliğe yakıştırmıyordu.  

Şimdi sıra, dayatmaya ve emrivakiye gelmeyerek yakışanı yapan bu gençliğe, layıkıyla yaraşacak cevabı vermekte. Uygun cevap, itip kakma muamelesi değil herhalde. 

YORUMLAR (135)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
135 Yorum