Dünyaya Kuzey Kore TV'sinden bakmanın rahatlığı
Bazen şüphelenmiyor değilim; Ankara'da Kuzey Kore televizyonunu fazla izleyen birileri, iktidarı yanıltıyor olmasın diye.
Biz metroyu yeniden icat ederken Paris'te tavanı akan döküntü metro...
Bizi iktidardakiler doyururken aç ve açıkta sürünen Almanlarla İngilizler...
Bankalarda uçuşa geçtiği halde çok şükür kağıt üstünde baş aşağı düşen faiz...
Faiz düşürerek enflasyonun dizginlenebileceğine hak vermeye, bizi örnek almaya başlayan ama kendisi tam tersini yapan bir dünya...
Dünyayı ezen enflasyonun önce boynunu ve sonra belini hamdolsun kıran bir harikalar diyarı Türkiye...
Ambargo altındaki Rusya'nın savaşından etkilenip Rusya'dan bile çok pahalılaşan ekonomimizin, sokakta hissedilmeyen mucizevî başarıları...
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin büyüklüğünü takdir edebilen, bir 'aferin'ini esirgemeyen Avrupa ile ABD'nin; topraktan ham çıkarıp koyduğunuzda maşallah işlenmiş gibi hemen traktör çalıştıran petrol keşfimize çıldırması...
Bizi çekemeyip kıskandığı için çatlaya patlaya TOGG'la Türkiye Yüzyılı'nı durdurmaya çırpınan düşman Batı...
O Batı'ya inat, bizi hayrına sevip hiç kıskanmayarak, bilakis güçlü ve tam bağımsız bir Türkiye isteyen dost Rusya ile Orta Doğu'nun babacan para babaları...
Terör tehdidi gerekçesiyle İstanbul'da Batılı bazı başkonsoloslukların kapatılmasına, Dışişleri ile İçişleri bakanlarımızın birbirini çürüten zıt tepkiler verebilmesi... Dışişleri Bakanı, bizle paylaşmadan adım attıkları için Batılılara kızarken haberdar olmadığımızı söylediği güvenlik istihbaratının, bir gün önce İçişleri Bakanı'nca ifşa edilebilmesi... Batılı ajanın adından ve istihbaratı nasıl topladığından yakaladığımız ve tutukladığımız şüpheli sayısına kadar her şeyi bildiğimizi, İçişleri Bakanı'nın adetâ doğrularcasına paylaşabilmesi... Fakat hâlâ öyle bir terör tehdidi hiç yokmuş da Türkiye'ye uyduruk bir habaneyle operasyon çekiyorlarmış gibi gösterilip suçlanabilmeleri... Bunun da tek başlı sistemin başarı hanesine yazılabilmesi...
Ve benzeri nice siyah-beyaz haberler, bu çağda başka nereden çıkıyor olabilir?
Dünyayla ilgili haberleri, kapalı devre yayın yapan devlet televizyonundan almak, Kuzey Korelileri mutlu tutuyor.
Kafaları rahat, karışmıyor. Gerçek, siyahla beyaz kadar net onlar için. Kendileri, tozpembe bir yeryüzü cennetinde yaşarken dünyanın geri kalanı, kötü yöneticiler yüzünden cehennemde can çekişiyor.
Sovyetler zamanında, Ruslar da işte böyle konforlu yaşayıp gidiyordu.
Pop grubu Eurythmics’in Dave Stewart'ı, son Sovyet lideri Gorbaçov’dan dinlemişti.
Sovyet halkını, acı gerçeklere uyandıran gelişmelerden biri, Dallas dizisiyle tanışmalarıydı.
Rusya’da biri, bir VHS cihazının çalışmasını sağlamış ve ülkenin bir bölümüne diziyi korsan olarak yaymıştı. İzleyenler de ‘yani ABD’de insanlar böyle yaşıyor’ demeye, kendilerine anlatıldığı gibi olmadığını anlamaya başlamış...
Gorbaçov'a göre Dallas, o yarım saatte komünizmin çöküşünü, diğer her şeye kıyasla daha çok etkiledi.
Resmi anlatıyı sorgulayan, propagandanın sakladığı gerçeği arayanların "halk düşmanı" gösterildiği bir rejimin sonu, böyle geliyor. Ufak bir sızıntıyla...
“Emperyalizmin ajanı, dışardaki efendilerinin muhalefet maskesi takmış içerideki uşağı" dedikleri, meğer doğruyu söylüyormuş. Halkın kötülüğünü onlar istemiyormuş. Halkı yalanlarla kandıranlar, vatansever geçinenler arasındaymış.
Rejimin resmi ağzı ne diyor, Pravda gazetesi ne yazıyorsa o hakikat değilmiş yani.
Dışardaki dünya, Sovyet vatandaşlarından çok daha fazla yokluk ve acı çekiyor sanıyorlardı.
Batılıların, sefalet ve kaos içinde süründüğüne, cehennem hayatı sürdüğüne inandırılmışlardı.
Amerikalılar için üzülüyor; Sovyet halkı gibi yaşamaya özendiklerini, komünizm tarafından bir gün kurtarılmayı beklediklerini filan zannediyorlardı.
Hepsi, gülünç birer palavraymış.
Küçük bir aralıktan Dallas diye renkli bir dizinin sızması yetti; o mükemmel siyah-beyaz dünyaları, kararıp başlarına yıkıldığında anladılar.
Öyleyse şarkımız, 1979'lardan. Radyo yıldızının sonunu getiren video hakkında. İngiliz grubu The Buggles'ın unutulmaz hit'i:
"Video Killed the Radio Star".