Cübbeli’nin de güvencesi laiklik
İsmailağa Cemaati bölündü. Cübbeli Ahmet, Cemaat’i bölmekle suçlanıyor. Geçenlerde saldırıya uğradı. Mahmud Efendi’den sonra farklı bir yol, yorum tutturduğu için ölüm tehdidi altında olduğunu söylüyor.
Laiklik, işte bunun için gerekli. Bir din anlayışının, doğru ve geçerli tek yorum diye dayatılamaması, diğerlerine baskı kuramaması için.
Cübbeli de bunun değerini biliyor gibi. Laiklikten yana, Anayasa’nın ilk 4 maddesinin korunmasını istiyor.
Laikliği savunmak, aslında kendi yorum ve seçim özgürlüğüne hayat hakkını savunmaktır.
Belli bir din yorumu, gücü ele geçirdiğinde diğerlerine hayat hakkı tanımıyor.
İslam tarihi, Hz. Peygamber’den sonra din yorumlarındaki farklılaşmaların ve hakim bir din yorumunun diğerlerini nasıl ezdiğinin örnekleriyle doludur.
İmam-ı Azam Ebu Hanife bile Emevi ve Abbasi halifelerinin zulmüne uğramadı mı!
İki tarafın da Müslüman olması ve hilâfet altında yaşamaları, birbirlerinden emin ve güvende olmalarına yetmiyor.
HÜDA PAR’I DAHİ KORUR
Laiklik, Anayasa’nın 4. maddesini kaldırarak onu tartışmaya ve değiştirmeye açmak isteyen Hüda Par’ın dahi güvencesi.
Meselâ Cübbeli Ahmet, görüşlerini milli bulmadığı Hüda Par’ın dine de zarar verdiğini düşünüyor.
Sorsanız, Hüda Par da Cübbeli için farklı düşünmüyordur.
Birinin din anlayışının devlete egemen olması, ötekine nasıl bir tehdit oluşturuyor; hesap edin.
İnançlarını başkasına dayatamadan ama özgürce, birlikte yaşamalarının laiklikten başka teminatı yok.
İran ve Suud örnekleri ortada değil mi?
MENZİL LAİK BİR ÜLKEDE OLMASAYDI
Menzil tarikatını alın. Son şeyh, “Gavs Hazretleri” Abdülbaki Erol’un vefatından sonra halifesinin kim olacağı, yerine kimin geçeceği kavgasına tutuşmadılar mı? Üç oğlu da halifelik iddia edip birbirlerine biat etmeyince bölünmediler mi? İşin içine şiddet, yolsuzluk ve ihanet gibi türlü suçlamalar girmedi mi?
Din, kardeşler arasında bile iktidar mücadelesine âlet edilebiliyor.
Siyaseten kendinden olmayanı dinden dışlama örneklerine yabancı mıyız?
Karşıt görüştekinin imanına dil uzatıp kâfirlikle suçlama zorbalıkları, sıradan değil mi?
Laikliğin nasıl bir nimet olduğunu anlatan örnekler, her gün gözümüzün önünde. İhsan Şenocak, Cübbeli Ahmet, Nureddin Yıldız ve Ahmet Şimşirgil gibi ‘hoca’lar arasındaki güncel kavgaya bakmanız yeterli.
Yetki kendilerindeymiş gibi bu dünyada birbirlerini dinen yargılıyorlar. Allah’ın işidir, hesabı öbür tarafta görülür, kimsenin imanını Allah adına teraziye vurup tartamayız, dinden atmak kulun ne haddine, demiyorlar.
CAMİ KÜRSÜSÜNE FIRLAYABİLEN MAGANDALIK
Cehennem zebanilerinden rol çalan mahalle magandaları, cami kürsüsüne fırlayıp kaldırım kabadayısı ağzıyla herkese, her istediğini söyleyemiyor mu? Sırtlarını dine verip milletin erkekliğine, babalığna, kocalığına, namusuna uzatmadıkları dil kaldı mı?
Nefret suçuyla halkı inanç ve yaşayış farklılıkları üzerinden kine, düşmanlığa tahrik onlara serbest sanki. Kanun, yasak dinlemiyorlar.
Bu azgınlığa dur, dediğinizde de karşınıza Allah’ı çıkarıyorlar. Dine, ezana, Allah’a bir şey mi dedin sen, pervasızlığıyla...
Dini anlatan kimi hocalar, kendini dinin kendisi ve kutsal sanıyor. Onlara bir şey dediğinizde dine saldırmakla suçluyorlar. Sanırsınız tekellerinde, kimin dine kabul edilip kimin kovulacağına onlar karar veriyor.
Şerlerinden Allah’a sığınırsınız. Laiklik varken böyle. Bir de olmasa ham softa, kaba yobazların azgınlıklarından bizi kim, ne koruyacak?
AK PARTİ’NİN BAĞNAZLARLA İMTİHANI
Katıksız ham softalardan birine X’ten şunu yazdım:
“İstiyor ki laikliği kaldıralım, Allah adına mollalar yönetsin, kendi din yorumlarını da Allah’ın emri diye dayatsınlar.
Oysa laiklik, tam da bir din yorumunun diğerlerine zulmetmemesi için gerekli.
Sanki İmam-ı Azam; Emevi ve Abbasi halifelerinin zindanlarından geçmedi...”
Bir de ne göreyim!
Erdoğan nefretinden laikliği savunacak kadar savrulduğumu yazıp laiklerle haşrolmamı dileyenler, dinime lâf edenler üşüşmesin mi altına...
Oysa 2011’de, Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e laikliği bizzat Erdoğan önermişti.
2016’daki bir tartışmada da tekrarladığı önerisi şuydu:
“Ben Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik, din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın.”
İki gündür AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de bağnazların hedefinde. Anayasa’nın ilk 4 maddesine bağlılıklarını açıkladı diye.
Coşturduğu bağnazlığı iktidar da durduramıyorsa... Geçmişteki baskıcı, yasakçı laiklik yere batsın ama iyi ki bir de özgürlükçü laiklik var.