Boş baklava ve cazcı hafız

Ramazan’ın son günleri Elazığ’daydı, Belediye Başkanı Şerifoğulları ile depremzedeler arasındaki TOKİ diyaloglarını hatırlarsınız.

Duşakabinin girilemeyecek kadar dar olduğundan şikayet eden kadına Başkan, “senin önceki evinde duşakabinin mi vardı” diye çıkışıyordu. Depremzede de yemin billah daha önce duşakabini olduğuna inandırmaya uğraşıyordu.

Bir başka depremzedeye ise “buna da dua etmeyen başka hiçbir şeye dua etmez” şeklinde terslenirken görülüyordu Başkan.

Yani başlarından fazlaydı ama nimet bilip öperek başlarına koyacak yerde onlar yine de tepki gösteriyorlardı.

İktidarın merkezindeki refleks, taşradaki temsilcilerine de sirayet etmiş ki...Başkan, TOKİ konutlarını halka çok görüyor, aşağıladığının da farkında değil.

Fakat bu seçkinci tepeden bakış, Mehmet Ocaktan’ın Karar’daki ‘cazcı hafız’ yazıları kadar ilgi çekmedi.

Halkın, ömründe görmediği zenginliği, refahı kendi dönemlerinde yaşadığını düşünüyor iktidar elitleri. Bu yüzden de iktidarlarından memnun olmayanları anlamakta zorlanıyorlar.

Hayat bir parça pahalandı, alım güçleri azıcık düştü diye bu nankörlük yapılır mı!

Sorun memnuniyetsizlerdeydi, tatminsiz ve şükürsüzdüler yönetici elitlerin gözünde. Hiçbir şeyi beğenmeyen, iş varken çalışmayıp işsizlikten yakınanlara ne yapsan yaranamazdın...

Bayram arifesi ucuz baklava kuyruğuna girenler var diyelim. Var ki kuyruğuna giriyorlardı, nankörlüğün alemi neydi!

Boş baklavanın icat edildiği ülkeden söz ediyoruz. İyisi ve dolusunun kilosu, 200 liralardan başlıyor. Ucuza kaçanı, 100 liralardan. Önünde kuyruk oluşansa 100 liranın altına satılıyordu, yaklaşık yarı fiyatına. Hesap edin alım gücünün nerelere geldiğini.

AK Parti’den önceki bayramlarda baklava mı görmüşlerdi ki, şimdi boş baklavadan yakınacaklar değil mi!

Dedim ya yoksullaşmadan şikayet de halka çok görülüyor, boş baklava bile başa kakılıyor ve bu tavır, Ocaktan’ın ‘caz dinleyen hafız’ temalı yazıları kadar dahi yadırganmıyor artık.

‘Af ve mağfiret ayı’ Ramazan’da insanların allem kallem müebbede, 18 yıla mahkum edilmesi...Ya da Suudi konsolosluğundaki Kaşıkçı Cinayeti davasının Suudi Arabistan’a devri filan...Birkaç Pegasus çalışanı gencin Kadir Gecesi paylaşımındaki densizlik kadar haksız ve hukuksuz bulunup infial uyandırmadı.

Kıssadan hisse; bu devirde adaletsizlik görünce başını öbür tarafa çevirerek boş baklavaya kanaat getirip şükredecek ama asla ‘cazcı hafız’ olmayacaksın.

Arabesk caz, Anadolu rock vesair derken boş bulunup rahmetli Barış Manço’dan “bugün bayram çocuklar” dinlemeye de kalkmayın sakın. İnfaz timleri, bayram seyran dinlemez, ona göre.

27.jpg

İMAMOĞLU NE İLE BESLENİYOR?

Dudak uçuklatan imar yolsuzluğu dosyalarını incelemeye alacaksın, sonra İçişleri el koyacak, ‘sen bırak ben incelerim’ diyecek ve üstüne yatacak, bir daha akıbetlerinden haber alamayacaksın...

O arada dosyaları örtbas ettirmemeye çalışırken sana, teröristleri işe alma teftişi başlatılacak. Hiçbir somut örnek gösterilmeden, üstüne de yolsuzlukla sen suçlanacaksın...

Bayramda, memleketin Trabzon ile Artvin ve Rize’ye uğramak istediğinde ise afişlerin toplatılacak. ‘Geleceğin varsa göreceğin de var’ yollu mesajlarla gözdağı verilecek...

Seçilmiş İBB Başkanı İmamoğlu’nu bayramda yakalamışken en klişe uçak sorusunu sormak yakışmaz mı! Hani şu ‘efendim maşallahınız var, ne yer ne içersiniz, nasıl dayanıyorsunuz, bu enerjinizi neye borçlusunuz’ sorusu.

İmamoğlu’nun bayram ziyaretini izlemek için oradayım. Merak etmeyin, neyle beslendiğini öğrenince sizinle de paylaşırım, söz.

YORUMLAR (68)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
68 Yorum