Bay Kemal’i tasfiye planı
İktidar medyasında yazıldı; AK Parti, CHP'yi yerli ve milli yapmak için kolları sıvamış.
Siyasi partiler yasasında bir değişiklikle Bay Kemal'i tasfiye edeceklermiş. Daha doğrusu, CHP'yi yerli ve milli yapma konusunda iktidara yardımcı olmak isteyen CHP'lilere, Bay Kemal'i tasfiye imkanı getireceklermiş.
Yolu iktidar açacak, dünden hazır CHP'liler de gereğini yapacakmış. Plan bu.
Taslağı dahi hazırlanmış. Can atan, dört gözle o günü bekleyen CHP'lilere, iktidara yardımcı olma fırsatını sundu sunacaklarmış.
Gülmeyin yahu, ciddi ciddi umut bağlanmış buna.
Bay Kemal CHP'nin başından gidince iktidar niye rahatlayacak derseniz...
E tut ucunu din, ezan, bayrak üstünden çekişelim tekliflerini geri çeviriyor. İktidara, siyaseten İstismar edeceği kozlar vermiyor. Kutuplaştırma oyununa gelmiyor.
Darbe çığırtkanlığı, başörtüsü düşmanlığı yapmama inadı İstanbul'u, Ankara'yı kaybettirdi. Tadı yok onunla rekabetin.
Ağız tadıyla, içinden geldiği gibi kutuplaşamadığı bir CHP liderinin nesini beğensin, sevsin AK Parti? Dişine göre biriyle değiştirmek istiyor.
İktidara mı düşer, muhalefete lider biçmek derseniz...
E olacak o kadar, ileri demokrasideyiz, yerli ve milli yapma iddiası karıyı kocadan boşatma hakkı bile veriyor, bu iddiayla CHP'yi Bay Kemal'den kurtaracaklar, çok mu!
Müjdesini Cumhurbaşkanı Erdoğan vermişti.
Bir süre önce, Türkiye'ye yerli ve milli bir muhalefet kazandırmanın da inşallah kendilerine nasip olacağını duyurmuştu.
Sonra bu temenniyi bir adım daha öteye taşıdı. Yakınlardaydı, CHP'ye gönül veren kardeşlerine seslenerek onları Bay Kemal'den kurtulmaya çağırdı.
Erdogan'ın, Bay Kemal yönetimini tasfiye edeceklerine olan güçlü inancını boşa çıkarmaz herhalde CHP'liler.
İktidar, bu işi tek başına CHP'ye gönül veren kardeşlerine de bırakmıyor. Onlara altyapıyı bizzat hazırlıyor.
Sabah'ta Mahmut Övür'ün yazdıkları doğruysa, Muharrem İnce de vazifeyi ifa için sabırsızlanıyor, bu fırsatı kolluyormuş zaten.
CHP'yi yerli ve milli muhalefet yapacak şu mucizevi aşının formülü neymiş derseniz...
Genel başkanlar, bir düzenlemeyle artık bütün parti üyelerine seçtirilecek. Böylece partiler, delege boyunduruğundan kurtarılacak.
Kılıçdaroğlu'nu, mevcut delege yapısıyla yerinden oynatmak imkansızmış. Ama eğer seçme hakkı CHP'nin bir milyonu aşan üyesine geçerse, o koltukta bir gün bile oturamazmış.
Çok süper demokrasi reformu olmaz mı? Hay düşünenin aklına bin sağlık e mi(!)
Cumhurbaşkanı, demokrasi ve hukuk reformu hazırlıklarının açıklanma aşamasına geldiğini söyledi. Paketten bu sürpriz çıkar mı, çıkar!
Korkutarak ayakta duran düzene nasıl geri döndük?
Arkasından şu sorular takip ediyor...
AK Parti, kala kala muhalefeti iktidar gücüyle dizayn etme projelerine mi kalacaktı?
Siyaset mühendisliklerinin, zorlama müdahalelerle siyaseti şekillendirme girişimlerinin ters teptiğini AK Parti’den iyi kim bilirdi?
İktidar mücadelesini, sırf siyasi iktidar mücadelesi gibi gösterirse kaybetmekten korkuyor demek.
Bir iktidar ‘ben gidersem öcüler gelir, alternatiflerim benden daha kötü, siz bilirsiniz’ tehditlerine, korkutmacalarına sarılıyorsa...Vereceği başka bir ümit, vaat yok demektir.
Bu noktaya başka nasıl gelinir?
İktidar mücadelesine terörle mücadele, beka mücadelesi, din mücadelesi, ahiret mücadelesi, ezan bayrak mücadelesi, düşmanla mücadele, hainlerle mücadele, ajanlarla mücadele süsü bile verildi. Yine de yetmedi demek.
‘Onlardan daha başarılı, daha güvenilir olduğum, daha iyi yöneteceğim için bana oy verin’ demek, diyebilmek vardı.
‘Onlar terörist ve düşman olduğu için bana oy verin’ demekten vazgeçmediğine, bu uğurda CHP’yi dizayna bile göz diktiğine göre iktidar, kendisi için öyle bir seçenek görmüyor demek.
Nereden nereye!