Batsın böyle Gazze yalanlamaları
Ticaret Bakanlığıyla İletişim Başkanlığının yalanlamaları, birbirini yalanlar mı yahu?
Hiç değilse ağız birliği yapın...
Ticaret Bakanlığı, ocak ayında İsrail'e gitmiş görünenlerin, spor ve av silahlarıyla mühimmatları olduğunu açıklıyor. TÜİK verilerinin, manipüle edilerek başka bir şeymiş gibi yansıtıldığından yakınarak tabii.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de güya manipülasyonlara karşı bir düzeltme yayınlıyor. Silah ve mühimmatların cinsiyle ilgili söylediği, aynı. Fakat Mayıs 2023'ten beri spor ve av silahlarının İsrail'e satılmadığını iddia ediyor.
Ticaret Bakanlığının dediğiyle İletişim Başkanlığının dediği, birbirini nasıl tutmaz! TÜİK kayıtları zaten ayrı telden çalıyor.
Dezenformasyonla böyle mi mücadele edeceksiniz?
Mücadele adına dezenformasyon üretip yayılacaksa olmaz olsun, yere batsın böyle mücadele.
Hem amaç, sadece ama sadece gerçeklerin ortaya çıkmasına hizmetse... Amaç, halkı aydınlatmak için dezenformasyonla mücadeleyse...
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin ağzına vaatler uyduruldu, adına sahte afişler bastırıldı, terörle ittifak kurmuş gibi göstermek için düzmece video kurgulanıp oynatıldı, hiç sesiniz çıkmadı, o sıra nerelerdeydiniz?
CHP'nin; seçimi kazanırsa Öcalan'ı serbest bırakmak, cezaevlerini boşaltmak, Diyanet'i kapatmak ya da faizi yükseltmek gibi bir vaadi olmadığını söylediniz ve bunlara inanmaması için halkı uyardınız da biz mi duymadık?
Belediye seçimlerinde bile gerekirse AK Parti adayları için öne atılıyor, onları savunan düzeltmeleri sektirmiyorsunuz.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin üstüne madem bu da vazife; muhalefet adaylarına yönelik yalan, iftira ve karalamalarda niye ortada yoksunuz?
TÜİK'in İsrail'le ticaret verileri gerçekken montaj, diyen AK Parti yetkilisini de yalanladınız mı?
CHP'nin Kandil'de çekilmiş seçim klibi montajken gerçek gibi sunanları da yalanlamamıştınız.
Tıpkı olmayan dış güç saldırısını var, olan yanlış ekonomi yönetimi facialarınıysa yok gösteren dezenformasyonlara tek lâf etmediğiniz gibi.
Ne CHP'nin DEM'le ittifak protokolü imzaladığı, ne DEM'li gençlerin İstanbul'da direklere Öcalan çıkartmaları yapıştırdığı, ne Kılıçdaroğlu Gönüllüleri diye bir yapının olduğu ve "seni sırtından hançerleyenlere oy yok" afişleri astıkları ve ne de DEM Parti'nin, İmamoğlu'na karşı broşür bastırıp dağıttığı doğru.
Bunları yapabilecek potansiyel hangi partinin kıvrak zekâlı gençlerinde, o da belli. Geçen seçimdeki montaj videosunu sahiplenenlerin söylediklerinden anlardınız.
Hani aziz milleti dezenformasyondan koruyan yalanlamalarınız! Halkı niye karanlıkta bırakıyorsunuz?
Ayrıca İsrail'e spor ve av silahları satılmasının Gazze'ye, Filistin davasına zararı yoksa Arapların işletip kendi insanlarımızın çalıştığı Türkiye'deki bir zincirden kahve almanın Gazze'ye ne zararı, İsrail'e ne faydası olabilir?
Yani İsrail'le sportif silah ticaretini bile protesto etmek yanlışsa Diyanet Reisi'nden iktidar sözcüleri ve medyasına, kahveciyle hamburgerciyi boykot çağrıları da yanıltıcı olmuyor mu? Ona niye bir şey demiyorsunuz?
O DA DEĞİLSE NE İÇİN VERİLİYORDU BU OY?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine oy vermeyenlere ayrımcılık yapmadıklarını söyledi.
2023 seçim kampanyasında duyduklarımız mı? 'Bunlar Allahsız, kitapsız, dinsiz, imansız' şeklindeki hitaplar, kucaklayıcı ve birleştirici sevgi sözcükleri demek. Ayrımcılık sayılmıyorlar.
Böylece ayrımcılıktan şikâyet, bu seçimde bir oy verme kriteri olmaktan çıktı.
Hırsızlık ve yolsuzluk; bin yıldır var olduğu, kim gelse yapacağı gerekçesiyle tâ 2019 yerel seçimlerinde verilen fetvalarla zaten kriterlerden atılmıştı.
Ehliyetsizliğe, liyakatsizliğe, kayırmacılığa, yalan dolanla yozlaşma ve çürümüşlüklere bakarak oy vermememiz gerektiği de aynı fetvalarda işleniyordu. Aynı nedenle, kim gelse yapacaktı. Bunun için Müslümanların iktidarına oy mu verilmezdi!
Hayat pahalılığı, geçim sıkıntıları derseniz kötü yönetimden kaynaklanmıyordu ki, iktidar ne yapsın, dış güçlerle iç muhalefet sorumluydu. Ekonomik bağımsızlık savaşında aç kaldık, kuru ekmekle soğana talim ettik diye oy mu değiştirilirdi!
Ha, emeklilere verecek para bulunamaması mı? Seçim kriteri olmaktan çıkarmak için hemen çok yönlü bir propaganda devreye sokuldu.
Suç yüksek enflasyonda, iktidarın elinden ne gelir. Üstelik belediye seçimiyle ne alâkası var; aldırmayın siz AK Parti adaylarının vaatlerine, emeklilere belediye mi bakacak sanki?
İknaya yetmedi mi? Arkası şöyle getiriliyor:
Emekli maaşınıza zam yapılmıyor diye, yüzüne abdest suyu değmemiş, alnı secdeye gitmemiş gusülsüzlere oy verecek kadar şerefsiz misiniz! Ben oraya alçalacak kadar alçak değilim hamdolsun...
Halkı birbirine karşı doldurup üç oy için kin ve düşmanlığa kışkırtıyorlar, diye zaten oy verilmezdi. Bu kadarı olurdu, ayrımcılık ve nefret söylemi sayılmazdı.
E maaşına zam alamadığın, alım gücün düştüğü, maddi durumun kötüye gittiği için de oy vermezlik edemiyorsan... Ne kaldı geriye, başka ne için verilir ki bu oy, Gazze düşmesin ve din elden gitmesin diye mi?