Bahçeli yine başkasına mı söylendi?
Tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel'e iade-i ziyarete gidecek, o gün... Hemen öncesindeyse Erdoğan'ın, öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşiyle görüşeceği açıklanmış...
MHP lideri Bahçeli, Meclis grubunda yine çok manidar bir konuşma yapmasın mı!
Cumhurbaşkanı istediğiyle ikili görüşür, dinler de; bir sakınca görmediklerini de söyledi... Suriyeli sığınmacıları Türkiye'den gönderip sınırlara sahip çıkmaya ve AB ile geri kabul anlaşmasını iptale de çağırdı...
Bitmedi. Bahçeli, yanı sıra Instagram sayfasına gizemli bir el fotoğrafını koydu. Parmağında "Allah bana yeter" yazılı bir yüzükle, elinde dosya sırtına benzetilen bir şeyi kavrıyor.
Mesaj yolladığı açık. Artık kim ne anlarsa!
MHP lideri, dedikodulara mahal vermemek için ikili görüşmelerde ne konuşulduğuyla ilgili gerekirse kamuoyuna şeffaf bilgilendirme de istedi. Yanlış yerlere çekilip çarpıtılmasın diye. Herhalde Cumhurbaşkanı'nın malum görüşmelerini kastediyor.
Rahatsız değiliz, mesajı verse de Özgür Özel ve Ayşe Ateş'le ne konuşulduğu hakkında bilgilendirilme talebi var sanki. Böyle okumak yanlış mı olur?
Erdoğan'ın CHP'yi ziyaretine saatler kala... Bahçeli, CHP ile DEM'e ve normalleşme isteyenlere çok sert çıkıyor. Özgür Özel'i dengi görmüyor. Tesadüf belki. Öyle denk gelmiştir. Belki de değil.
Bahçeli, kendisi randevulaşmazken Ayşe Ateş'i Erdoğan'ın kabul etmesine bozulmuş mudur peki?
Ayşe Ateş, eşinin cinayetiyle ilişkilendirdiği kişileri ve bağlantıları anlatmak için kapı kapı dolaşıyor. Beştepe'de çaldığı kapının da açılmasına Bahçeli, ihtimal ki bozulmamıştır. İhtimal ki bozulmuş...
Göçmen karşıtlığı, Avrupa'da siyaseti sarsmış. Bahçeli de ertesin gün, Avrupa'dan geri kabul anlaşmasını sonlandırıp göçmenleri ülkeden gönderin, diye iktidara bastırıyor. AK Parti'yi aşırı sağdan sıkıştırabileceğini göstermek için değildir, olmasa gerek. Ama niye?
İlk kez şifreli konuşmuyor. Yalnız, öncekiler sandığımız gibi değilmiş, hepsi yalanlandı.
Son örnekleri hatırlayın...
Ferdi Baba'dan "söyleten sensin" şarkısı; ittifak ortağına terslenme değil, DEM Parti'ye göndermeymiş. Bahçeli, dinlerkenki videosunu ondan paylaşmış.
"Yerel halk" lâfına tepkisi de Bakan Mehmet Şimşek'e değil, CHP'li İmamoğlu'yla Yavaş'a kızgınlıktanmış.
İktidar ortaklarıyla aralarında dumanla haberleşmiyorlarmış, geline söyleyip kıza dinletme taktiği değilmiş. Her seferinde sonradan düzeltildi.
Fakat bu kez ipler çok gerildi gibi, inceldiği yerden kopabilir.
Yoksa yine yanılıyor muyuz; aslında ortada şifre falan yok, çözmeye çalışarak havanda su mu dövüyoruz?
TÜRKİYE YÜZYILI'NIN KIZILELMASI HARVARD MI?
Gittiğim her ortamda aynı tartışma dönüyor.
Deniyor ki...
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin tanıtımında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı okullarını tavsiye etti.
"Harvard'sa Harvard, London School of Economics ise London School of Economics" diyerek çocuklarını orada okuttuğunu, imam hatip bitirmekle olmadığını yoksa niye söylesin... Özendiriyor, örnek gösteriyor...
E hani Maarif Modeli'nin amacı aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim nesiller yetiştirmekti!
Hani Batı'ya okumaya gidenlerimiz, Batı'nın etki ajanı olarak geri dönüyordu!
Sağduyulu, temiz kalpli, ince zevkli nesillerimiz Batı üniversitelerinden mi çıkacak?
Yerli ve milli Harvard'ımız nerede, İstanbul School of Economics niye yok?
Eğitimde kızılelmamız hâlâ Batı'da okumaksa nasıl Türkiye Yüzyılı'ndayız?
Bunları sormaktan, yerli özel okul fiyatlarına para yetiştiremezken çocuklarını yurt dışında okutmaya milletin nereden para bulacağına sıra gelmiyor bile.
Ben cevap veremedim, bir de siz deneyin.