Depremzedeler için söz verdiği bağışı yatırmayanlar, tespit edilmiş. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, CHP'li Ömer Fethi Gürer'in soru önergesine cevaben açıkladı.

Yerlikaya, bağışların tamamlanması için iletişim sürecinin devam ettiğini de söylüyor.

Peki fire ne kadar, derseniz...

9 ay önce ne kadardıysa az farkla yine o kadar.

Türkiye Tek Yürek kampanyasında taahhüt edilen toplam para, 115 milyar liraydı. Bunun 85 milyar 697 milyon lirası toplanmış. 56 buçuk milyar lirası da deprem bölgesi için kullanılmış.

Diğer 30 milyar lira nerede, zamanı gelmediğinden mi henüz depremzedelere harcanamadı? O konuda bir bilgi verilmiyor.

Fire ise 30 milyar lira olarak çıkıyor karşımıza. İlk bir ayda yatıran yatırdı, kalanı bu civardaydı zaten, aşağı yukarı aynı yerde duruyor.

Canlı yayına bağlanıp yardım şovu yaptılar, sonra da kayboldular. Bir yaptırımı da yok, bağışladıkları parayı yatırmaya zorlayamıyorsunuz.

Yapılabilecek tek şey, ifşa ve rezil etmek. Tabii utanmaları varsa...

Neredeyse yıl oldu, hâlâ ödemeyen bağış yüzsüzleri niye ifşa edilmiyor? Anlamak zor.

Maraş depremi, 6 Şubat'taydı.

Kampanyadan bir ay sonra, 21 Mart'ta şu başlıkla ne yazdıysam bugün de aynen geçerli, durum değişmedi.

AFAD, sözüm ona biraz daha bekleyip yüzsüzleri ifşa edecekti. 9 ay daha geçti.

Ne duruyordu, dünden teşhir etmiş olmalıydı.

Türkiye Tek Yürek kampanyasında bütün TV'lerin ortak yayınına bağlanarak esip gürleyen ama söz verdiği parayı yatırmayan bağış şovmeni çoktu.

Bir aydan fazla olmuştu, 115 milyar liranın yalnız 74'ü yatırılmıştı. Kamu kurumlarının söz verdiği rakamın bile çok altındaydı. Sadece onlar yatırmış olsa 90 milyar lirayı geçerdi.

Fire büyüktü; telaffuz edilen 10 milyonlar, 100 milyonlar ortada yoktu.

Para dökerek yapamayacakları reklamı, bedavaya getiriyordu yüzsüzler.

Depremzedeler üstünden bağış gösterisi yapanlara o platformu, o şov fırsatını sunanlar da kayıptı. Sesleri çıkmıyordu, takipçisi değillerdi.

Bu gidişle milletin parasının, millete bağışmış gibi gösterildiğiyle kalacaktı. Gerisi yalan olacaktı.

Hatta AFAD yetkilileri, Hürriyet'e konuşmuştu. Söz verip yatırmayanları aramışlardı. “Binam var, kamulaştırırsanız parayı yatıracağım”, “ani ödemem çıktı, ödeyemiyorum” veya “para bekliyorum, aldığımda öderim” gibi bahaneler öne sürüyorlardı.

Haberde, AFAD'ın biraz daha bekleyip yatırmayanları ifşa edeceği yazıyordu.

Bağış yüzsüzlerine, ifşadan başka bir yaptırım zaten bulunmuyor.

Durdukları kabahatti, saklamayacaklardı ki herkes tanısın.

Dön baba dönelim, hacılara gidelim; aynı yerdeyiz.

HAPSİ BOYLAMAYAN KALMAZ

Yeni yargı paketi müjdelendi, gözümüz aydın. 60 maddelik.

Hazırladıkları taslaktan yansıyanlar tepki toplayınca Adalet Bakanı Tunç, henüz nihaileşmediğini duyurdu.

Son şeklini Meclis'te alacak.

Taslaktaki gibi geçerse yatarı olmayan suç kalmayacak. Bir geceliğine de olsa herkese hapsi tatma imkânı geliyor.

2 yıl ve altındaki cezalardan yatılmıyordu.

Yatarı olmayan suçtan tutuklu yargılamamı mı olur, deme imkânı vardı. Artık kalmayacak.

Ağızlarından şunu alalım, en son gazeteci Tolga Şardan örneğindeki gibi kafa şişiremesinler, deseniz adaletin eli bu kadar rahatlatılır.

Sosyal medya paylaşımından, hakaretten bir aylık cezaya bile yatış getiriliyor.

Üst üste infaz indirimleriyle, örtülü aflarla katiller, hırsızlar, uyuşturucu tâcirleri, sapıklar salındı.

Cezaevleri, böyle eli silahlı kader mahkumlarından boşaltılınca da ruhsatsız kalem tutan azılı suçlulara yer açıldı.

Şimdi infaz rejimi yeniden düzenlenerek hakkın yerini bulması ve hepimizin şikâyet ettiği cezasızlığın artık sonlandırılması amaçlanıyor.

Adaletin nasıl da tecelli edeceğini, her deneyimli vatandaş gözünde canlandırabilir.

Kimsenin ettiği lâf, yanına bırakılmayacak. Ne mutlu, taslak değişmezse yaşarız.