Anayasa değişir de hurda araç yasası ne olacak?

Sanırsınız... İktidar, boş durmayı sevmiyor. Memlekette çözülecek başka sorun kalmamış gibi kendine meşgale araması ondan. Halkın hangi işini göreceğini bir türlü açıklayamadığı yeni Anayasa’ya da bu yüzden sardı...

Oysa gündelik hayatın çözüm bekleyen çok sorunu var. Birini ben hatırlatayım.

2019’dan beri hurda araç düzenlemesi çıkmadı.

TESK Başkanı Palandöken, ekonomik ömrünü tamamlamış ticari araçlar için hurda teşviki beklediklerini söylüyor.

Trafikte kayıtlı araç sayısı 30 küsur milyon. Ortalama yaşları da 14’ün üstünde.

Yani ihtiyaç mı, ihtiyaç.

Bu ihtiyaca binaen 2019’a kadar süren hurda teşviki düzenlemeleri yapılmış mı, yapılmış.

Fakat 5 yıldır ne arayan ne soran, dosyanın kapağı bile kaldırılmıyor.

Kendimden örnek vereyim, başımda bir hurda derdi var ki evlere şenlik.

1995’te 69 model bir Volkswagen alıp bir yıl bindikten sonra da noterden satmıştım.

3 yıl önce birden birikmiş MTV borcuyla çıkmasın mı karşıma! Vergi dairesi, ödemezsem icra takibi başlatacağını bildiriyordu.

Meğer alan, ruhsatı üstüne geçirmemiş. 2014’e dek de MTV’sini düzenli ödemiş. Ama ne olduysa 2014’ten itibaren birden kesmiş vergi ödemelerini.

Tıpış tıpış ödedim tabii. Geçen yıl ki ekstra MTV’sini bile aldılar. Ödemeye de devam ediyorum. Bir bindiğim araba için ödüyorum, bir de 55 yaşındaki kayıp hurda için.

Yapıştı kaldı, ne yaptımsa kurtulamıyorum.

Avukata verdim. O tarihte evraklar dijitale aktarılmadığı için noter arşivinde işlem kaydını bulamadılar.

Mahkemeye gittik, noter satışını sunamadığımızdan sonuçsuz kaldı.

Uzan hikâye, Emniyet’ten de kayıp bildirimiyle öyle kestirmeden çözülemiyor. Alelâde bir sorun ama çıkış yok. Başımdan atamadım gitti.

30 yıldır görmediğim, binmediğim, yerini dahi bilmediğim, E-Devlet’te bile üstümde gözükmeyen, Emniyet’ten kaydına güç belâ ulaştığım bir hurdanın ceremesini çekiyorum.

İktidar, olmayan Anayasa sorununu varmış gibi göstererek kendine çözecek düğüm ararken biz vatandaşlar da böyle sıradan, basit sorunlarla boğuşuyoruz.

Elden hiçbir şey gelmiyor, kördüğüm. Oturmuş, öylece yeni hurda yasasının çıkmasını bekliyoruz.

Bu, hayat kalitemizi kötüleştiren sorunlardan sadece biri. Örnekleri, kendi hayatınızdan siz çoğaltın artık.

KÖFTECİYE ÇÖKME SENARYOSU HEMEN TUTTUYSA

Daha 5 gün önceki haberler, domuz eti skandalından sonra Köfteci Yusuf’un boşaldığını, 42 ilde 278 şubesinin sinek avladığını söylüyordu.

Dünse hava dönmüş, yine dolup taştığını yazıyorlardı.

12 bin çalışanı, 3-5 milyar dolarlık marka değerine sahip dev bir köfte zincirinden söz ediyoruz.

Battı batacak, derken ipten döndü, gitti geldi.

Tarım Bakanlığının, köftelerinde eser miktar domuz eti bulunduğu raporuna rağmen bu nasıl oldu?

Her şey ortada. Müşterileri, Bakanlığın ‘tağşiş’ raporuna karşı Köfteci Yusuf’un ‘kumpas’ sözüne inandı. Çökecekler, endişesiyle de dayanışma başladı. Hiç gitmeyenler bile destek için köftesini yemeye gitti, gidiyor.

Köfteci Yusuf’un bu inandırıcılığı ve güvenilirliği nereden geliyor peki?

Tersinden sorarsak koca Bakanlığın inandırıcılığına ve güvenilirliğine ne oldu?

TÜİK ve benzeri tecrübeler, resmi verilere güveni aşındırdı. Kredi kartı limitlerinden Savunma Fonu’na 750 lira kesme girişimi, yoksa niye ters tepsin? İsrail’e karşı caydırıcılığımızı artırma gerekçesi, ikna etmedi. İktidar, büyük bir inandırıcılık sorunu yaşıyor. Bunlar doğru ama fazlası var.

Kumpasla bir şirkete çökülmesi, olmayacak işlerden değil. Herkes bildiği için, altında bir bit yeniği ihtimali hemen akla yatıyor.

Şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekenler, asıl bunu düşünsün.

YORUMLAR (60)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
60 Yorum