AK Parti'de yanaşma isyanı

Hoşafın yağı kesilince kazan kaldırırdı yeniçeri...

İktidar muhafızları arasındaki, düzen sağlayıcı inzibat kuvvetlerinin rahatsızlığıysa başka. Kim gerçek Reisçi, kim daha hakiki AK Partili, kim öz fedâi kavgası veriyorlar.

Parti içi güç savaşları, hep bu maske altında koparılıyor.

Bugüne kadar yandaşla yanaşmayı ayırıyordum.

Yandaş tabiri; baştan beri o yanda olan, o yanı seçmiş, tren istikamet değiştirince de inmeyip orada kalanları anlatıyordu.

Yanaşma ise kerkenez gibi sonradan ganimete üşüşenleri, nimete konmak için trene atlayanları tarif ediyor.

İkisi de istikameti dert etmiyor ama bir emek farkları vardı.

Son iç iktidar kavgasında bu ayrım da kayboldu.

İktidarın çilesini yandaşlar çekmiş, orucunu yandaşlar tutmuştu. Yanaşmalarsa bayramına ortak gelmişti. Parti içi temizlik ve tasfiye operasyonlarında kullanılıyor, hizmetleri karşılığında da ödüllendiriliyorlardı.

Ancak sonradan yanaşmalar, bir süredir mekânın sahibi pozlarında racon kesmeye başlamıştı. Ödül kapma yarışında kendilerini gösterip öne geçmek için, birbirlerine girdikleri de oluyordu.

FEDAİ TROLLER ÖMER ÇELİK'E KARŞI

Harp Okulundan mezun yeni teğmenler, kılıç çekip "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atınca yanaşmalar, yine öne atıldı.

Göze girme, yaranma gayretiyle teğmenleri hedefe koydular. Ordudan ihraçlarını ve tutuklanmalarını istedi, sayıp sövdüler.

Fakat bu kez cami duvarına pisledikleri anlaşılıyor.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gayretkeşleri terse yatırdı. Teğmenlere sahip çıktı. Onları darbe, vesayet heveslisi gösterip hakaret edenleri fitne çıkarmakla suçladı, yerdi. İki tarafı da yatıştırıcı konuştu.

Sen misin ekmekleriyle oynayan! Hızını alamayan türedi yanaşmalar, Ömer Çelik'e de kapıyı göstermesin mi!

AK Parti Sözcüsü'ne, ev zencisi bile dediler. Ezikse, kompleksinden Atatürkçülere özeniyor ve kendini beğendirmeye çalışıyorsa CHP'ye gitsin, yaygarası bastılar.

CÜBBELİ TEĞMENLERDEN YANA

Daha ilginciyse şu...

Dağdan gelip bağdakini kovacak kadar palazlanan zıpçıktılar, aralarında bölündü.

En cingöz olanları, hemen Ömer Çelik'in yanında saf tuttu. Kendi adına konuşmadığını bilecek uyanıklıktaydılar.

Diğerleriyse teğmenleri ordudan attırmayı unutup, parti sözcüsünü ve onu tutanları AK Parti'den attırma peşine düştü.

Cumhurbaşkanı danışmanı Yiğit Bulut'la AK Partili Mücahit Birinci, Mehmet Metiner gibi isimler dahi kapıştı. Ömer Çelik'i karşılarına alma pahasına.

Tabii Cübbeli Ahmet, Ömer Çelik'le Yiğit Bulut'un safında. Çıktığı yayında, teğmenlerin FETÖ'yle METÖ'ye, tarikat ve cemaatlere değil vatana, millete bağlılıktan o korsan yemini ettiklerini savundu. Hak verdi.

Diğer yeni yetme fedâilerin adını anıp sevindirmeye, ekmeklerine yağ sürmeye gerek yok. Zaten istedikleri, adlarını geçirip aferini almak.

BAHÇELİ'NİN ARKASINA SAKLANDILAR

Netice mi?...

Ömer Çelik'le Yiğit Bulut'a kafa tutan isyancılar, Erdoğan'dan destek bulamayınca Bahçeli'nin arkasına saklandı.

MHP lideri, kanuni yemin töreni sonrasında edilen ikinci yeminin ardı arkası netleştirilsin, dedi ya... Ters ayakta yakalanan yanaşma takımına sığınak oldu.

Mahallenin aykırı seslerini terbiye etmek, hizaya girmezlerse de mahallede barındırmamak için üstlerine devşirmeler salınıyordu.

Devşirmelerin ne kadar azdırıldığını varın, düşünün; şimdi ağababalarını takmıyorlar.

İktidarın, trol fedâilerle siyaseti şekillendirme serüveni, ibretlik bir noktaya geldi. Kontrolden çıkan yanaşmalarına söz geçiremiyor, durduramıyorlar.

Allah selâmet versin; tam bir 'bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar' hikâyesi.

YORUMLAR (85)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
85 Yorum