A Milli Takım ve Fenerbahçe’nin yıldızı Ferdi Kadıoğlu, EURO 2024’ün en genç 2’nci takımı olmalarını avantaj olarak değerlendirdi. Avrupa devlerinin radarına giren milli futbolcu, tek odağının Ay-Yıldızlı ekip olduğunu ve turnuvada tarih yazmak istediklerini ifade etti.
OĞULCAN ÇOKSAYAR
Tarihinde ilk kez bir Avrupa Futbol Şampiyonası’na 3 puanla başlayan A Milli Takım’da 3-1’lik Gürcistan galibiyetinin kahramanlarından Ferdi Kadıoğlu, turnuvadaki şanslarını değelerlendirdi. Ay-Yıldızlı ekip ve Fenerbahçe’nin göz bebeği olan milli yıldız, alınan galibiyetin hikayesi ve turnuvadaki hedeflerini tüm detayları ile aktardı.
Gürcistan galibiyetinin genel bir değerlendirmesini alabilir miyiz? Maçtan sonra neler hissettin, nasıl uyudun?
Maça çok iyi başladık. Hepimiz için çok iyi bir galibiyet oldu. Kazanmak takım için harika oldu. Aslında baktığınızda çok etkili başladığımız bir karşılaşmaydı. 1-0 öne geçtik hatta hemen ardından ikinci golü de attık. Ofsayttan dolayı iptal oldu. Sayılmayan o golün ardından bir düşüş yaşadık. Bu düşüşün ardından Gürcistan 1-1’i yakaladı. Skor 1-1’e geldikten sonra biraz zorlandık. Hatta rakip bu süreçte ikinci gole de yaklaştı. İkinci yarı itibarıyla bir şeyleri değiştirmeye çalıştık. Çünkü rakibimiz çok geriye yaslanıyordu ve bizim de ileri doğru çıkmamız gerekiyordu. Beklerimize çok iş düşüyordu buna ben de dahildim. Pozisyon bulmak zorundaydık. Sonrasında bazen kontrataklar yakalasalar da bizim aleyhimize giden pozisyonlar sonuç bulmadı.
Ardından Arda Güler’in attığı gol işleri değiştirdi. Muazzam ötesi bir gol attı. Son dakikalarda Samet’in bir pozisyonu var çizgi üzerinden çıkarttığı. O da muazzam bir kurtarış. Bu kurtarışın ardından gelen üçüncü golümüz maçtan 3-1 galip ayrılmamıza sebep oldu. Tabii ki de çok mutluyduk. Otobüsle geçirdiğimiz dönüş yolu çok keyifliydi. Keyifli bir atmosfer vardı otobüste. Hatta kamp alanına döndüğümüzde de herkes çok mutlu ve heyecanlıydı. Biliyorsunuz ki Avrupa Futbol Şampiyonası’na tarihimizde ilk kez galibiyetle başlıyoruz. O yüzde uyumakta da zorluk çektik. Çünkü heyecanlı ve mutluyduk.
Sakatlık sürecin nedeniyle Vincenzo Montella, senin ile Zeki Çelik arasında bir tercih yapacağını söylemişti. Sakatlığın ne durumda ve şu an sahada yüzde 100’ünü verebiliyor musun?
Ufak tefek problemlerim olmuştu. O yüzden bu problemler nedeniyle ilk iki hazırlık maçında sorun olmasın diye riske girmemeyi tercih ettik. Ama Gürcistan maçında hepimiz gördük ben de gördüm, yüzde 100 olarak geri geldim. O yüzden tam anlamıyla iyileştiğimi söyleyebilirim. Gelecek maçlar için de tam manasıyla hazırım.
Gürcistan maçının sonunda dönüş yolunda Portekiz maçını izleme şansı buldunuz mu?
Dönüş yolunda Portekiz maçını seyretme fırsatımız oldu. Son dakikada gol buldular, bizim için iyi mi oldu kötü mü oldu bilemiyorum ama bizim yapmamız gereken tek şey var o da en iyi şekilde bu maça hazırlanmak. Portekiz gibi bir takımı oynamak bize mutluluk verecek. Özellikle galibiyetle ayrılırsak daha da önemli olacak. Çünkü Portekiz’e karşı, resmi bir maçta galibiyetimiz yok. Portekiz, Ronaldo ve Bernardo Silva gibi dünya standardında futbolculara sahip. Onlara karşı en iyi şekilde hazırlanıp sahaya çıkacağız. Güçlü oyuncuları olabilir ama biz de iyi bir oyuncu grubundan oluşan iddialı bir takımız. Portekiz karşısında da elimizden geleni yaparak sahadan en iyi skorla ayrılmak istiyoruz. Turnuvadaki şansımızı katlamak için bu müsabakadan iyi bir sonuçla ayılmak ve ihtimallerimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Kerem Aktürkoğlu’nun son dakikada attığı golde yaşadığınız duygulardan biraz bahseder misin?
Kerem Aktürkoğlu son dakikada bulduğu gol açıkçası çok güzel bir andı. Skor 2-1’di ve kalecileri bizim ceza sahasının içinde gol arıyordu. Top sekti bir şekilde önümüze düştü ve Kerem’in koşusunu gördük. Bir anda anlık olarak da yedek kulübesinin önünden bizimle geldiğini gördüm. Çünkü biliyorsunuz ki gol ortalaması da çok çok önemli bu durumda. O yüzden gole giderken de çok mutluyduk ve golden sonra da hep beraber sevindik. Atılan golün ardınan ben de en az Kerem kadar koşmuş olabilirim. Her şeyi çözen ve galibiyeti garantileyen bir an olarak değerlendirebiliriz. Gruba galibiyet ile başlamamızı garantileyen ve hepimizi çok mutlu eden bir an oldu. Büyük bir sevinç yaşadık ve birlik mesajı vermemiz için çok doğru bir zamanlamaydı. Kerem adına çok mutlu oldum çünkü oyuna sonradan dahil oldu ve turnuvanın devamı için gol değerli bir gol kaydetti.
Montella ile bambaşka bir oyun sisteminde yer alıyorsun. Bu oyun tarzı içerisinde kendini ne kadar rahat hissediyorsun. Montella ile uyumun nasıl?
Fenerbahçe ve A Milli Takım’da oyun sistemleri tabii ki farklı. Ancak Montella’nın sisteminde kendimi çok rahat hissediyorum. Kendisi çok taktiksel bir hoca ve buna çok önem veriyor. Video analizlerle dışardaki teoriyi sahaya yansıtıyor. Bireysel olarak da sizinle konuşup, birçok şeyi öğretiyor. Zaman zaman neye oyun anlamında neye ihtiyacı olduğunu bize net bir şekilde anlatıyor. Bireysel konuşmalarda beklentilerini bize aktarma konusunda oldukça net. Tüm bu durumları gözden geçirinde gayet de uyumluyuz. Oyun tarzıma da olumlu katksını olduğunu söylemem mümkün.
Samet Akaydin, Gürcistan’a karşı harika oynadı. Kendisi milli takıma seçilirken eleştiriler almıştı. Fenerbahçe’den arkadaşı olarak haksızlık edildiğini düşünüyor musun?
Açıkçası Samet’in performansından dolayı çok mutluyum. Onu bu kadar özgüvenli görmek bizi mutlu etti. Samet hem eğlenceli hem de keyifli bir arkadaşımız. Karakter olarak da çok düzgün bir insan. Özgüvenli olduğu müddetçe çok iyi bir futbolcu olduğunu hepimiz biliyoruz. O yüzden milli takımda çok özgüvenli bir şekilde oynadığını bildiğimiz için de gönlümüz rahat bir şekilde onla beraberiz. Gürcistan maçında bize verdiği katkı çok mutlu etti.
Herkesin çok övdüğü bir otamda Ferdi Kadıoğlu, eksik olduğu tarafı nerede görüyor. Savunmada özelinde bir zaafı var mı?
Oyun karakterim açısından ben daha çok ofansif bir oyuncuyum. Ama son iki yıldır kendimi defansif anlamda da geliştirdim. Daha fazla gelişebilir miyim? Yüzde yüz olarak geliştirebilirim. Ama defans aksiyonlarının bireysel değil de sistemsel bir şey olduğunu düşünüyorum. Sisteme bağlı bir aksiyonun olduğunu düşünüyorum. Eğer takım halinde iyi bir baskı yaparsanız ve kompakt olursanız bu kez defans oyuncuları için de daha iyi olur. Bu açıdan bakınca ofansif olarak etkili olduğum yönlerimi, sistem özelinde savunma açısından da geliştirebilirim. Çünkü bir pozisyon oynadıkça futbolcunun oyun hafızasında daha net oturur. Bu açıdan bakınca savunmada eksik kaldığım yönleri tamamlamam zor değil.
Turnuvada Çekya’dan sonra en genç takıma sahibiz. Bu durumu da düşünerek A Milli Takım’ın potansiyelini nasıl görüyorsun, neler başarabilir bu Milli Takım?
Bizim takımımızda hem çok genç futbolcular var, hem de bunun yanında deneyimli isimler var. Herkesin birbirleriyle olan ilişkisi çok iyi. Herkes çok çalışkan. Bir hedef doğrultusunda herkes bir şeyler başarmak istiyor. Ama bunu başarabilmek için öncelikle gruptan çıkmamız gerekiyor. Turu geçtikten sonra biraz şansa da bağlı, gelecek rakipler de önemli. Amacımız bu şekilde ilerlemek. Tecrübe ile gençliğin en harman olduğu senaryolar bizim açımızdan büyük avantaj fırsatı taşıyor. Gençliğin enerjisi ve tecrübeli isimlerin deneyimleri ile turnuvada beklentilerin üzerine çıkma şansımız da bir o kadar artıyor. Yetenekli isimlerden kurulu bir takımız ve iyi işlere imza atabileceğimize dair inancımız tam. Grubu geçtikten sonra işimiz biraz da eşleşme şansına bağlı. Sizin de dediğiniz gibi Gürcistan maçında alınan galibiyet, uzun vadeli başarıların başlangıcı olabilir.
Avrupa’da birçok büyük kulübün seni takip ettiğini biliyoruz ve şu an Avrupa’nın en büyük vitrini olan şampiyonada forma giyiyorsun. Bu durum seni ekstra motive ediyor mu ve üzerinde ilgi için neler düşünüyorsun?
Baktığınız zaman Fenerbahçe’de çok güzel bir sezon geçirdim. Ama şu an itibariyle sadece A Milli Takım’a odaklandım. Tam manasıyla Milli Takım’a kontsantre oldum. Çünkü burada çok güzel bir deneyim yaşamak ve ne kadar ileri gidebilirsek o kadar gidebilmek istiyoruz. O yüzden tüm motivasyonumu sağlayan şey turnuvada elde edebileceğimiz başarıların hayalidir. Tam manasıyla bu formanın altına yaşayabileceğim sevinçlerin hayalini düşünüyorum ve bunun dışında hiçbir konu benim motivasyon kaynağım olamaz. Tek odağım şu an için Türkiye’nin elde edeceği başarılardır.
Arda Güler attığı golle belki de galibiyetin kapısını araladı. Arda’nın yaşadığı gelişimi ve attığı golü nasıl değerlendirirsin?
Arda’nın Fenerbahçe zamanında da ne kadar yetenekli bir futbolcu olduğunu hepimiz biliyorduk. Arda ile ilgili şunu söyleyebilirim; Real Madrid’e gittikten sonra fiziksel gücünü artırdığını görüyoruz. Geliştirdiği noktalardan bir tanesi bu. Sezonun ilk yarısında biraz şanssız sakatlıklar yaşadı ama daha güçlü döndü çünkü diğer tarafa baktığınızda bu tarz zorluklar sizi de geliştirir. O yüzden buraya geldiğimde de onun ne kadar güçlü geri geldiğini gördük. Ve özgüvenli bir şekilde gördük. Yeteneği tartışılmaz, tabiri caizse kadife ayak. Topu ayağına aldığında ne kadar yetenekli bir futbolcu olduğunu gösteriyor.
Daha önce Fenerbahçe’de birçok teknik adamla çalıştın. Özellikle Fenerbahçe’de çalıştığın teknik adamlar arasında ilk hangisi seni bek olarak kullanma konusunda ikna etti. Çünkü senin pozisyonun orta alan ve 10 numaraydı.
Ofansif pozisyondan beni ilk kez bek pozisyonuna çeken hoca Vitor Pereira’ydı. Beni kanat beki olarak kullanıyordu. İlk geldiği dönemde beni merkezden beke çekmişti. Çünkü o dönemlerde Fenerbahçe’de üç tane stoper ile oynuyorduk. Daha sonrasında İsmail Kartal da beni sol bek olarak kullandı. Aslında nasıl oldu da orta sahadan beke geçtim tam olarak anlatmam mümkün değil. Ama ilk olarak beni beke çeken Pereira’ydı. Beni ofansif pozisyondan kanat beki olarak değerlendirmişti. Birçok hocanın ise bana katkısı olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak pozisyon değişikliği anlamında bana yerimin neden değiştiğini anlatan isimler dile getirdiğim teknik adamlardı.
Sahada 90 dakika boyunca yüksek tempoda oynayan ve enerji olarak düşmeyen bir oyuncusun. Bunun sebebi sence Hollanda altyapısından yetişmiş olmaktan mı kaynaklı?
Bunun Hollanda alt yapısı ile ilgili olduğunu söyleyemem. Ben buraya geldiğimde genç bir futbolcu olarak geldim biliyorsunuz ki insanların beklentileri çoktur böyle genç futbolcularla alakalı. Burada çalışma ettiğini de göz ardı etmemek lazım çok çalışarak, maç oynayarak genç futbolcular yetişiyor ve gençlikten yetişkinliğe evriliyor. Bu tabii zaman alıyor o yüzden bazı genç futbolculara da zaman tanımak lazım. Çünkü biliyorsunuz çok fazla baskı yapılıyor ve beklenti yüksek oluyor ama dediğim gibi bu Hollanda geçmişi ile alakalı değil tam tersi oynayarak çok çalışarak çalışma etiğinin de düzgün olması lazım. O yüzden bu beni mutlu ediyor şu anda 90 dakika boyunca hem çok koşabiliyorum. Hem de sprint atabiliyorum ve umarım da çok uzun bir süre bu şekilde devam edebilirim.
Normalde EURO 2024’teki maçlarda tribünlerde taraftar oranlaması yarı yarıya olur ancak Gürcistan maçında yüzde 70’in üzerinde Türk taraftar vardı. Bu durum için neler düşünüyorsun?
Sahaya çıktığımızda tabiri caizse tüylerim diken diken oldu. Kötü havaya rağmen tribünleri dolduran taraftarımızın coşkusu ve bize olan desteğini görünce mükemmel bir atmosfere geldiğimizi hepimiz anladık. Hava şartları kötü de olsa herkesin bizim arkamızda olduğunu görmek harika hissettirdi. Bu atmosferin getirisi de bize galibiyet olarak geri döndü. Gerçekten muhteşem bir deneyim yaşadık.
Eğer hayallerimizdeki finale yükselirsek kimi rakip olarak görmek istersin?
Almanya’yı görmek isterim. İlk maçlar sonunda İspanya ve Almanya oldukça etkiliydi. Ancak ev sahibi olarak Almanya’yı bir adım önde görüyorum.