Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır

İstanbul Vezneciler'deki hain saldırı, Mimar Sinan'ın İstanbul'daki başyapıtlarından Şehzade Camii'ne de hasar verdi. İşte caminin 450 yıl sonra ortaya çıkan ilgi çekici hikayesi.

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 1
1/10

Mimar Sinan'ın büyük bir tevazuyla 'çıraklık eserim' dediği cami adını Kanuni Sultan Süleyman'ın 1543'te 22 yaşında ölen ve en sevdiği şehzadesi olarak bilinen Mehmed'den alıyor.

 

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 2
2/10

18 metreyi aşan kubbesi ve onu taşıyan 4 yarım kubbenin kusursuz uygulamasıyla sanat tarihinde çok önemli bir yere sahip olan cami, Sinan'ın en süslü minarelerini kullandığı cami olarak da biliniyor.

 

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 3
3/10

Çiçek hastalığından öldüğü sanılan Şehzade Mehmed, şu an Şehzade külliyesinin caddeye bakan bölümündeki türbede, kuşağında "Firdevs edeb ya Mehmed / Ebedi cennet ya Mehmed" yazılı bir kubbenin altında yatıyor.

 

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 4
4/10

Kanuni Sultan Süleyman'ın caminin tamamlanmasının ardından 40 gün hiç ara vermeden 'şehzadelerin güzidesi' dediği oğlunun mezarına gidip dualar okuduğu ve mezarının başına bir taht koydurduğu rivayet edilir.

 

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 5
5/10

İstanbul'un fethinden bir yüzyıl sonraya tarihlenen ve Fatih ve Bayezid camilerinden sonra Tarihi Yarımada'nın silüetini büyük ölçüde değiştiren cami, İstanbul'un mimari olarak Osmanlı kimliği kazanmasının da simgesidir.

 

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 6
6/10

Şehzade Camii'ne ilişkin şahane bir rivayet de var. O da 1990'lı yıllarda caminin restorasyonunu üstlenen firmada çalışan bir inşaat mühendisinden... İşte o hikaye:

 

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 7
7/10

Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşaat edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer inşaası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kemerleri nasıl restore edeceğimiz konusunda ustalarla toplantı yaptık.

 

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 8
8/10

Sonuç olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalıp çakacaktık. Daha sonra kemeri yavaş yavaş söküp yapım teknikleri ile ilgili notlar alacaktık ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktık. Kalıbı yaptık. Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 9
9/10

Şişenin içinde dürülmüş beyaz bir kâğıt vardı. Şişeyi açıp kâğıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu:

 

Şehzade Camii'de 450 yıl sonra ortaya çıkan sır 10
10/10

“Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum.”

 

Koca Sinan mektubunda böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları Anadolu´nun neresinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı bir biçimde kemerin inşasını anlatıyordu.

Bu mektup eğer gerçekse, bu bir mimarın yaptığı işin kalıcı olması için gösterebileceği çabanın insanüstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı, modern çağın insanlarının bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kâğıt ve mürekkep kullanması gibi yüksek bilgi seviyesinden gelmektedir. Şüphesiz bu yüksek bilgiler de o koca mimarin erişilmez özelliklerindendir. Ancak erişilmesi gerçekten zor olan bu bilgilerden çok daha muhteşem olan 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk duygusudur. Ancak yıllar önce bu güzel rivayet yalanlanmıştı. Ama insan yine de inanmak istiyor. Kim bilir?

Bunlar da İlginizi Çekebilir
Mutfaktaki görünmez tehlike! Isıtıldığında toksik etki yaratan 9 temel besin
Isıtıldığında toksik etki yaratan 9 temel besin
İskenderun’da bir "Anadol" efsanesi: Dededen toruna 48 yıllık sadakat!
İskenderun’da bir "Anadol" efsanesi
Tutulmalar, ağrılar için geceden sürün sabaha etkisini gösterecek! Doğanın botoksu: Hem ağrı kesiyor hem gençleştiriyor
Doğanın botoksu: Hem ağrı kesiyor hem gençleştiriyor
Şaşırtan pişirme sırrı! Kekin sönmesi yanlış bilgi çıktı: Fırın kapağını açıp bu dokunuşu yapın
Şaşırtan pişirme sırrı!
İETT'den çocuklara armağan: Eski otobüs malzemeleriyle oyun parkı yaptılar
Eski otobüs malzemeleriyle oyun parkı yaptılar
Gözden kaçan felaket: Burdur Gölü'nün yarısı yok oldu!
Gözden kaçan felaket: Burdur Gölü'nün yarısı yok oldu!
Dünyanın ilk bisikletli gezgininden şaşırtan 19. yüzyıl İstanbul tasviri!
Dünyanın ilk bisikletli gezgininden şaşırtan 19. yüzyıl İstanbul tasviri!