Sivas'ın en dikkat çekici noktalarından biri olarak karşımıza çıkan Aygır Gölü efsaneleriyle yıllardır çözülememiş sırları da içerisinde saklıyor. Renkleri ile herkese hayran bırakan Aygır Gölü herkesi korkudan tir tir titreten efsaneleri ile ünlüdür. Herkes bu sırrı öğrenmek istiyor kimse gitmeye cesaret edemiyor.
Sivas’ın Ulaş ilçesine bağlı Kertmekaracaören köyünde, doğaseverler için adeta bir kuş gözlem cennetine dönüşen Aygır Gölü fotoğrafçıların en çok uğradığı noktalar arasında yer alıyor. Birçok kuş ve balık türünün yer aldığı bu göl doğal güzelliğinin yanı sıra rivayetleriyle de biliniyor. Bu köy ile ilgili ilginç rivayetleri duyanlar kulaklarına inanamıyor. İşte Sivas'ın asırlık gizemi…
SİVAS'IN EN GİZEMLİ NOKTASI
Doğal güzelliği ile herkesi kendine hayran bırakan Aygır Gölü, efsaneleriyle daha hayrete düşürüyor. Köy sürüsünü yaylıma çıkaran çobanın döndüğünde köyü yerinde bulamaması yıllardır dilden dile dolanıyor.
Bu gölün bir diğer efsanesi ise gölün İçinden bir aygırın çıkarak at ile çiftleşip tekrardan suya girdiği yönündedir. Aradan bir sene geçtikten sonra atın doğum yaptığı yeniden göl kenarına gelince aynı aygırın sudan çıkarak yavrusunu alıp yeniden gölün içerisine girip kaybolduğu da asırlardır söylenen rivayetler arasında yer almaktadır.
SULAR ALTINDA KALDI
3 asırlık bir geçmişe sahip olan Aygır Gölü, hakkında açıklamalarda bulunan Kertmekaracaören köyü muhtarı Mustafa Çipil, bu gölün isminin Aygır Gölü olarak geçtiğini ve efsanelerine çok eski yıllara dayandığını söyledi.
Burada bir köy olduğunu belirten Çipil, içerisinde ardıç direklerinin dahi çürümediğini söyledi. Çocuk yaşlarda bu gölde yüzdüklerini ve o direklerin üzerine çıktıklarını söyleyen Çipil, “Oradaki evler belli oluyordu. O zamanki çoban köyün sürüsünü almış yaymak için dağa götürmüş. Geri döndüğünde köyün tamamını su kaplamış. Çoban kendi evini bulmak için suya girmişse de bulamamış. Daha sonra kalanlar Ortaköy dediğimiz yere taşınmışlar. Bir diğer efsanede ise bir vatandaş atını çayıra otlaması için bırakmış. Geri geldiğinde atının iki tane olduğunu görmüş. Yaklaştığında başka bir hayvan olduğunu görmüş. Aygır, onu görünce suya girmiş. Büyük cüsseli bir hayvanmış. Bizim babalarımız çocukluğunda gördüklerini söylerlerdi. Bu aygır efsanesi 300 yıllık bir mesele” sözlerini dile getirdi.