Memleketimiz sürekli dış basında bu izaha muhtaç

Memleketimiz sürekli dış basında bu izaha muhtaç

Türkiye’nin dış basında haftada üç-dört haberi yapıldığını söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Bunu izaha muhtaç buluyorum” dedi. Bali, Almanya’da eğlence kanallarının bile Türkiye meselelerine ayrıldığını vurguladı.

EKONOMİ SERVİSİ

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye’nin dünya ticaretinden yüzde 1 pay aldığını belirterek, “Yüzde 1 pay alan bir ülke dış basında orantısal olarak yüzde 1 yer almalı. Bir yılda yüzde 1, üç-dört haber temektir. Ancak niye haftada üç-dört haber oluyoruz. Bunu izaha muhtaç buluyorum. Almanya’da eğlence kanalları bile bizim memleketin meselelerine ayrılmış” dedi. Bursa’da gazetecilerle bir araya gelen Bali, kredi notunun düşmesinin ülke için olumlu olmadığını ancak geçen yılın sonundan bu yana yurt dışı borçlanmalarda bunun etkisini belirgin bir şekilde görmediklerini ifade etti. Kısa vadeli yurt dışı borçlanmalarda 30-40 baz puanlık artışın şu anda tolere edilebileceğini belirten Bali, şunları kaydetti: “Referandum sonrası Türkiye’nin gündeminin burada çok etkili olacağını düşünüyorum.

Referandumdan sonra işimize gücümüze dönüp hepimiz kendi rollerimizin gereğini yapmaya mı devam edeceğiz? Yoksa bir başka tarihe ya da gündeme odaklanıp bekleyiş haline mi gireceğiz? Ekonomiyi yoran süreçlerden bir tanesinin bu bekleyiş süreci, belirsizlik hali olduğunu düşünüyorum.” Kamunun son dönemde aldığı tedbirlerin çıktılarının yeterince hissedilmediğini belirten Bali, aslında çok ciddi canlandırıcı tedbirler alındığını, daha belirgin dönemde bu etkilerin hissedileceğini vurguladı. Bütün bu zorlu siyasi süreçlere rağmen, özellikle ekonominin canlandırılması imkanlarının muhafaza edilmesi ve mali politikalarda bir popülizme gidilmemiş olmasını kıymetli bulduğunu ifade eden Bali, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurumların yüzde 98’i öz kaynaklarını bu ülkenin iyi günlerinde biriktirdi. Şimdi zorluk dönemi geldiyse, bunların biriktirildiği gibi adreslerinde aynı karşılığı bulabilecek yapıcılıkta yönetilmesi gerekiyor. Bu ülkenin enflasyonu yüzde 15-20’lere giderse, döviz kuru, dış açığı, iç dengeleri onarılmaz hale gelirse, sizin biriktirdiğiniz öz kaynağın değeri o gün itibarıyla çok ciddi erozyona uğrar. Onun için sistemin korunması, olağan dışı dönemlerde kendini en güçlü zanneden oyuncunun ihtiyaç duyacağı bir şeydir.

Kamu, gerek bürokratik gerek siyasi performansı ile son dönemde bunu böyle yapabilmek için müthiş çaba gösteriyor.” Bali, devletin Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti ile irili ufaklı firmanın finansman ihtiyacını karşılayabilmek için bankacılık sisteminin seçiciliğini devreye sokarak pozisyon aldığını söyledi. Kredi talebinde yılın sonundan şubat ayının başlarına kadar bir canlanma olmadığını, bunu masasındaki dosyaların trafiğinden anladığını, bir süredir masasındaki trafiğin arttığını belirten Bali, sermaye yeterlilik rasyosunu (SYR) arabanın yakıt göstergesine benzetti. Bali, “Zamanında sektörün SYR oranı yüzde 18 iken, yüzde 12’ye geniş bir dalga boyu varken, karlı olan olmayan her işe girebiliyorduk. Bu defa bunun terbiyevi yönü de oldu. Karlı, karsız her işe atlamak gibi bir noktadan çıkıldı” dedi.

KÂRIN 4’TE 3’Ü ÖZ KAYNAĞA

Her kar denildiğinde akla “öz kaynağı güçlenen ve daha fazla kredi verebilme kapasitesi elde eden bir bankanın” gelmesi gerektiğini belirten Adnan Bali, “Biz bu karları bir yere götürmüyoruz, bu karları buharlaştırıyor değiliz. 2016 yılı karının 4’te 3’ü gibi büyük bir kısmını öz kaynağımıza ekleyeceğiz. Bu, ülkeye iş, aş, istihdam demektir” diye konuştu. Feragatin en güzel örneğinin de Gaziantep’te olduğunu söyleyen Bali, “2016 boyunca sektörün ticari kredileri Gaziantep’te yüzde 3,5 arttı. İş Bankası’nın ise yüzde 25 arttı. Sektörün kredilerinin artış tutarı 1 milyar TL iken, İş Bankası’nın 1 milyar lira...” ifadelerini kullandı.

ÖLÜM İLANINDA O MECRALARIN BİR FİYATI VAR

İş Bankası Genel Müdürü Bali, Türkiye’nin bazı makro verilerinin hem mevcut gruptaki hem de üst gruptaki ülkelerin ortalamalarından iyi olduğuna dikkati çekti. Bali, şöyle devam etti: “Not sürecinin teknik tutarlılığı açısından aslında sorgulanması gereken bir noktadır. Bu kadar da ağır cezalandırılmanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Türkiye çok ciddi imaj sorunu da yaşıyor. Olduğundan daha fazla bir şey yaşıyor. Biz dünya ticaretinden yüzde 1 pay alıyoruz. Yüzde 1 pay alan bir ülke orantısal olarak, örneğin dış basında da yüzde 1 yer almalı. Bir yılda yüzde 1, üç-dört haber demektir. Niye haftada üç-dört haber oluyoruz? O mecralar niye bu kadar açık Türkiye’ye? Bunu izaha muhtaç buluyorum. Almanya’da eğlence kanalları bile bizim memleketin meselelerine ayrılmış.” Bir gazetecinin “Demek ki mizah malzemesi olmuşuz” şeklindeki değerlendirmesi üzerine Bali, “Ölüm ilanı vermeye kalksanız o mecraların bir fiyatı var. Öyle olduğunu düşünmüyorum. O konsantrasyonun bir izahı lazım” dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN