Pek çok marka gibi LG'de akıllı telefon serisinde amiral gemisi G5'in satışına Mayıs ayı içinde başladı. Teknik özelliklerinden çok G5'in hayatımızda neleri değiştirdiğine bakıyoruz.
LG’nin akıllı telefon pazarındaki stratejisini ve G serisini daha iyi anlayabilmek için biraz geriye gitmemiz gerekiyor. LG’nin akıllı telefon pazarındaki çıkışı ilk olarak 7 Ağustos 2013 tarihinde tanıttığı G2 ile oldu desek yanlış olmaz zira G2 o güne kadar hiçbir telefonda olmayan bir yenilikçi bir tasarım ile karşımıza çıkmıştı.
LG bir risk alarak daha önce hiçbir telefon üreticisinin denemediği bir şeyi yaptı ve telefonun güç düğmesi ile ses kontrol düğmelerini telefonun arka yüzüne aldı. Bu sayede rakiplerine göre ekranın telefon kasasına oranı en yüksek telefonlardan birini üretmeyi de başarmış oldu.
Tahmin edebileceğiniz gibi G2 öylesine popüler hale geldi ve başarılı bir satış ivmesi yakaladı ki LG bu tasarımdan uzun süre vazgeçmedi ve G3 ile G4 modellerinde de de aynı tasarımı kullandı. Ancak ne G3 ne de G4 LG’nin beklediği başarıyı selefi G2 kadar yakalayamadı.
G5 ile Yeni Bir Yaklaşım
G5 ile G2’deki başarısına geri dönmek isteyen LG yine hiçbir rakibinin yapmadığı bir şeyi yaptı ve G5’de giriş seviyesinde modüler bir tasarıma gitti. Bu güne kadar genellikle açılabilir arka kapak ile değiştirilebilen bataryayı telefonun alt kısmının tümüyle çıkarılabilmesi ile tüketicilere sundu. Üstelik bununla da kalmadı bu parçanın yerine çeşitli genişleme modülleri ile G5’in özelliklerinin daha da geliştirilmesi imkanını tüketicilere sundu. Birazdan bunlara geri döneceğiz.
Telefonun teknik özelliklerine hızlıca göz atacak olursak Gorilla Glass 4 ön cam ile korunan 5.3" büyüklüğünde 1440 x 2560 piksel çözünürlüğe sahip QHD IPS Quantum ekrana sahip. G3 ve G4’ün 5.5” büyüklüğündeki ekranlara nazaran bir tık daha küçük olan G5’in ekranı bu eksikliğini inç başına 554 Piksel Yoğunluğu (PPI) ile kapatıyor.
Ana işlemci olarak Qualcomm’un en güçlü Snapdragon 820 işlemcisini kullanan G5’de aynı zamanda Adreno 530 grafik işlemcisi bulunuyor. 4 GB bellek ile hafıza konusunda iddialı olan G5’in 32 GB dahili depolama kapasitesi var ancak Micro SD desteği ile 200 GB’a kadar hafıza kartlarına destek sağlıyor.
LG G serisi ilk günden bu yana fotoğraf kalitesinde iddialı olan ve her modelde kendini bir adım öteye taşımayı başaran bir akıllı telefon ailesi. G5’de bu gelenek bozulmuyor ve G5’in arka yüzünde 16 Megapiksel çözünürlüğünde 78 derecelik bir ana kameraya ilave olarak 135 derecelik geniş açıya sahip 8 Megapiksellik ikinci bir kamera bulunuyor. Bu özelliğe daha detaylı bakacağız.
Ön yüzünde ise yine 8 Megapiksellik bir kamera barındıran G5’in fotoğraf kalitesinin piyasadaki en iddialı sonuçları verdiğini söyleyebiliriz.
İhtiyaç duyacağınız tüm kablosuz iletişim teknolojilerini destekleyen G5’in ülkemizde 1 Nisanda kullanıma giren 4.5G ile uyumlu olduğunu da belirtmek lazım. 2800 mAh kapasiteli değiştirilebilir dahili bataryası Quick Charge 3.0 desteği ile gayet hızlı şarj edilebilmekte. Bu arada G5’in USB Type-C şarj ve bağlantı noktasına sahip olduğunu da belirtmek lazım.
Modüler Yapı Dikkat Çekiyor
Daha önce bahsettiğim gibi G5’in en vurucu özelliği sadece tek bir kilit butonuna basılarak alt kısmının bataryası ile çıkartılabilmesi. Dilerseniz batarya ile G5’e ek özellikler sağlayan aparatları ki bunlara LG G5 Arkadaşları şeklinde isim verilmiş, telefona takmak mümkün.
Arka yüzünde yer alan açma kapama butonu üzerinde parmak izi okuyucuya sahip G5’de ben dahil pek çok kullanıcının eleştirdiği yönlerden birisi ses butonlarının artık yan tarafa taşınmış olması geliyor.
159 gram ağırlığındaki telefon Android 6.0 ve LG UX 5 arayüzü ile kullanıcılara sunuluyor.
Açık sözlü olmak gerekirse teknik detaylara çok fazla girmek istemiyorum. Bunları konusunda uzman inceleme ve test sitelerinde fazlası ile bulabilirsiniz.
Kişisel Deneyimlerim ve Hayatımda Değişenler
Ben G5’i bir gazeteci olarak yaklaşık iki aylık kullanım süresinden sonra hayatımda neleri değiştirdiğini anlatarak sizlere sunmak istiyorum zira günün sonunda teknik özelliklerden çok kullanıcı deneyiminin verdiğimiz paranın karşılığını bize sağlayıp sağlamadığı önemli olacaktır.
Bir gazeteci olarak pek çok uluslararası fuar ve basın davetlerine katılıyorum. Artık dünya değişti ve bizlerin ürettiği içeriklerde video önemli bir yere sahip. Tüm bu ziyaretlerde yanımda 1,5 kiloya yakın bir kamera, onu destekleyecek bir tripod, kablosuz ses sistemi, yeterince güçlü bir ışık ve bunlara bağlı olarak piller, şarj adaptörleri, USB kabloları gibi pek çok cihazdan ve aparattan oluşan bir çanta taşımam gerekiyor.
Hatta bu ekipmanlar yukarıda yazdıklarım ile de kalmıyor çekilen videoların hafıza kartından alınması ve ftp veya video sunucusuna yüklenmesi için bir de bilgisayar gerekiyor. Tüm bunların ağırlığının yaklaşık 8-9 kilo olduğunu söyleyebilirim. Bu ağırlık bir sırt çantası içinde ilk anda kulağa fazla gelmeyebilir ancak CES gibi kapalı mekanların büyüklüğü milyonlarca metrekare olan alanlarda bu çanta ile dolaşmak, akşama kadar kamerayı kurup kaldırmak, kablo bağlantılarını yapmak gibi işlerden sonra akşam otel odanızda yatağınıza uzandığınızda bedenimiz bize “yeter artık masa başı bir iş bul” dediğini her defasında duyar gibi oluyoruz.
CES Asia'da Yükten Kurtuldum
CES Asia 2016 için yanıma G5’i almıştım ve fuarın ilk günü tüm ekipmanım ile birlikte yine yollara düştük. Ancak ilk gün G5 ile yaptığım deneme çekimleri bir anda ana çekimlere dönüştü ve fuarın geri kalan günlerinde otel odamdan çok daha hafif bir çanta ve sadece G5 ile kendimi çıkarken buldum.
Aşağıdaki video içeriği tümüyle LG G5 ile çekildi
G5’in gerek fotoğraf gerekse kamera kalitesi neredeyse profesyonel kameralara kafa tutabilecek düzeyde. Ancak bu kalitenin mutlak bir gerçek değil bizim gibi belli alanlarda çekim yapanlar için doğru kullanıldığı takdirde gereçli olduğunu söylemem lazım. Yoksa 4-5 bin dolarlık profesyonel bir DSLR makine ile G5’i kıyaslamak gibi amacım yok. Ancak nasıl kullanacağınızı biliyorsanız G5 ile bu donanıma gerek kalmıyor.
Özellikle geniş açı çekimi diğer telefonlara göre 1.7 kat daha fazla görüş alanı sağlıyor ki bu şu anda piyasadaki diğer telefonlarda olmayan bir özellik. Kameranın otomatik odaklama hızı G2’den bu yana sadece 3 yılda teknolojinin geldiği noktayı hayrette bırakacak şekilde bize sunuluyor.
Donanım Haber’den sevgili Erdi Özüağ, Samsung S7 serisinin kamera kalitesinin daha iyi olduğunu söyledi. Bana Samsung’dan bir test ürünü gelmediği için ben bunu bizzat test etme şansını bulamadım ancak ikimizin de hemfikir olduğu nokta ek bir lens gerektirmeden bu kadar geniş açıyla çekim yapan başka bir telefonun olmadığı yönünde.
Şahsen ben çekilen videoların internete yüklendiğinde sıkıştırma nedeniyle bir miktar görüntü kalitesi kaybettiği için aradaki farkın kayda değmeyecek kadar düşük olduğunu düşünüyorum. Amacım farklı markaların kullanıcıları arasında bir tartışma başlatmak değil ancak yeni bir akıllı telefon için bütçe ayıracaksam ve amacına hizmet ve hayatıma getirdiği kolaylık açısından bakacak olursam satın alma tercihimi şimdilik G5’den yana kullanırım.
Profesyoneller için Batarya Sorun ama Arkadaşlarımız Var
Ufak bir sorunumuz var. 2800 mAh kapasiteli batarya bu şekilde yoğun video ve fotoğraf çekimleri ile başa çıkacak bir enerji kaynağı değil. İşte bu noktada LG G5’in arkadaşlarından birisi olan LG Cam Plus devreye giriyor ve gerek G5’in elde bir fotoğraf makinesi gibi tutma hissini güçlendirirken dahili 1200 mAh bataryası ile bir anda G5’in pil gücünü daha üst seviyelere taşıyor. Üstelik Cam Plus ile zoom yapmak için bir ayar çarkına ve çekimler için de özel butonlara sahip oluyorsunuz.
Cam Plus'un içindeki batarya G5'i sürekli şarj etmiyor. Bunun yerine her çekimde kısa süreli enerji yüklemeleri yapıyor ve çekimleriniz nedeniyle dahili bataryayı tüketme süreniz ciddi anlamda kısalıyor.
G5’i bu modüler yapısından bahsetmişken Bang&Olufsen ile ortaklaşa bir çalışma ile üretilen LG Hi-Fi Plus’dan da bahsetmek lazım. Açıkçası ben çok fazla müzik dinleyen ve kulağı bu müzik farkını anlayabilecek kadar hassas birisi değilim ancak işin ehli olanlar Hi-Fi Plus’ın bir akıllı telefon için müzik ve ses kalitesini eşsiz bir deneyime çevirdiğini söylüyor. Ben onların yalancısıyım.
Hazır teknolojinin ne kadar geliştiğinden bahsetmişken LG’nin maalesef fuarda yanımızda olmayan 360 Cam kamerasından da bahsetmek lazım. Bu kamera ile 360 derecelik videolar ve fotoğraflar çekebiliyorsunuz. Özellikle bizim gibi gazeteciler için gelecek yıllarda bu tarz videoların standart haline gelmesini bekliyorum.
Elbette bu 360 derecelik kamerayı desteklemek için LG bir de 360 VR isimli bir gözlük sunuyor. Bu gözlük sayesinde telefonu harici bir başlığın içine sokuşturmakla uğraşmıyorsunuz ve sanal gerçeklik videolarını bu amaçla üretilmiş özel gözlüğünden izleyebiliyorsunuz. Bence şimdilik biraz lüks bir tüketim ürünü ancak geleceğin bu VR başlık ve gözlüklerde olduğunu inkar edemeyiz. Bulabildiğiniz herhangi bir deneyim noktasında test etmenizi tavsiye ederim.
Aşağıdaki videoda ShiftDelete.Net'den Hakkı Alkan'ın 360 Cam ile çektiği bir fuar gezisine göz atabilirsiniz.
En Önemli Konu: Günlük Batarya Ömrü
Çok yoğun internet ve kamera kullanım yoğunluğum ile birlikte her gün yolu bilmediğim için değil ancak en en hızlı yolu öğrenmek için sabah ve akşam yaklaşık bir saat G5 üzerinde Google Navigasyon özelliğini de kullanıyorum ki bu ciddi bir batarya tüketimine neden olmakta.
Ayrıca Bluetooth bağlantımın sürekli açık olduğunu belirtmem lazım. Tüm bu tüketim çılgınlığına rağmen G5’in 2800 mAh bataryası ile çok iyi performans sağladığını söyleyebilirim. Ama bu batarya işinden şimdilik mucizevi bir çözüm beklemeyin. En azından Quickcharge 3.0 dar vakitlerde en yakın prizden yeterli şarjı kısa sürede sağlayabiliyor.
Günün sonunda LG G5’in gerek tasarım gerekse kabiliyetleri açısından yılın en yenilikçi ürünü olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Uzun yıllardır kullandığım atası G2'den sonra keyifle kullanmak isteyeceğim bir cihaz olmuş.