Siyaset bilimci Levent Baştürk, 103 amiralin Montrö bildirisini ve siyasetin tepkilerini değerlendirdi: Bir darbe çağrısı niteliği taşımamakla beraber dünkü açıklama bir sorumlu davranış örneği olmaktan uzaktır.
103 emekli amiral, Montrö Boğazlar Sözleşmesi tartışmaları ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın 'takke ve cübbe' giydiği fotoğraf ile ortak açıklama yaptı.
Bu açıklamaya hem iktidar kanadından hem de muhalefetten peş peşe tepkiler gelirken, bildiri ile ilgili resen soruşturma başlatıldı.
Siyaset bilimci Levent Baştürk, 103 amiralin Montrö bildirisini ve siyaset dünyasını tepkisini değerlendirdi. Twitter'dan paylaşım yapan Baştürk "Darbe karşıtlığı ancak bir otoriter rejim karşıtlığıyla birlikte olursa anlamlıdır çünkü darbeler otoriter bir rejim dayatır" ifadelerini kullandı.
Baştürk'ün açıklamaları şöyle:
"Emekli generallerin/oramirallerin de, her vatandaş gibi düşüncelerini açıklama hakkı vardır. 103 oramiralin dün yapmış olduğu çağrıdan darbe daveti çıkmaz/çıkarılamaz. Ancak bu ülkenin bir tarihsel hafızası da var. Kurumları oturmuş bir demokratik ülkede yaşamıyoruz.
Dolayısıyla emekli generaller/oramiraller görüşleri açıklarken bu tarihi hafızayı dikkate almalı ve ikazlarını kuvvetli bir demokrasi vurgusuyla yapmalıdırlar. Bir darbe çağrısı niteliği taşımamakla beraber dünkü açıklama bir sorumlu davranış örneği olmaktan uzaktır.
"ÇÜNKÜ DARBELER OTORİTER BİR REJİM DAYATIR"
Siyasi iktidarın ve kapıkullarının 103 oramiralin çağrısına karşı tepkisi tam bir siyasi oportünizm örneğidir. Şapkadan tavşan çıkarmadır. Darbe karşıtlığı ancak bir otoriter rejim karşıtlığıyla birlikte olursa anlamlıdır çünkü darbeler otoriter bir rejim dayatır.
Milli irade soslu çoğunluğun istibdatı veya tiranlığı üzerine oturan rejimler de otoriter rejimlerdir. Bunların icraatları askeri darbe sonucu gelen rejimlerden çok fazla farklılık göstermezler. Şu anda Türkiye'de yaşanan durum da budur.
"DARBE KARŞITLIĞI BOŞ VE MANASIZDIR"
Her birinde binden fazla infaz memuru istihdam edecek ve binlerce (siyasi) mahkum barındıracak cezaevlerini fabrikasız baca olarak sunan ve bu cezaevleri yurdun dört bir yanını dolduran bir zihniyet otoriter bir zihniyettir. Hak ve hürriyetleri sınırlayan, medya tekeli tesis eden, hak ve hürriyetlerin kullanılmasını şiddet kullanarak bastıran bir rejim meşruiyetini sandıktan aldığını iddia etse bile otoriter bir rejimdir.
Otoriter rejim karşıtlığı içermeyen bir darbe karşıtlığı boş ve manasızdır. Otoriter rejimden testisini dolduranların ve AKP kapıkullarının darbe karşıtlığı sadece bir istismardan ibarettir. Çoğunluğun istibdatı/ tiranlığı tek başına anayasal bir rejimin garantisi değildir."
LEVENT BAŞTÜRK KİMDİR?
Levent Baştürk, 1964 yılında Amasya'nın Merzifon ilçesinde dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden 1986 yılında mezun oldu.
ABD'de Pittsburgh ve Denver üniversitelerinde Uluslararası İlişkiler ve Mukayeseli Siyaset dallarında lisansüstü çalışmalarına devam etti.
ABD'de yaşadığı süre boyunca Muslim American Society Freedom Foundation ve WisdomNet Foundation gibi Müslüman toplumun sorunlarına eğilen sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına aktif olarak katıldı.
Baştürk, Şubat 2012-Temmuz 2013 tarihleri arasında Ankara'da Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda (SETA) araştırmacı olarak çalıştı.
Baştürk, ABD ve Türkiye'de çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde Türk siyaseti ve uluslararası ilişkiler konuları hakkında yazılar yazdı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde dersler veren Baştürk, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde de Saadet Partisi Eskişehir Belediye Başkan Adayı oldu.
