Cumhuriyet sonrası yetişen önemli sanatçılardan biri olan Kuzgun Acar, sevenleri tarafından yâd ediliyor. Google'ın da arama motoruna görselini koyarak andığı ünlü heykeltıraş, demir, çivi, tel ve ahşap gibi malzemeler kullanarak gerçekleştirdiği yapıtlarıyla biliniyor. İşte, Kuzgun Acar biyografisi...
Kuzgun Acar, Türkiye'nin çağdaş heykel sanatının öncülerinden biri olarak kabul ediliyor. Ünlü heykeltıraş anısına, 2007 yılından bu yana Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından uluslararası heykel sempozyumu organize ediliyor. Sempozyumda, yerli ve yabancı sanatçılar tarafından taş ve beton heykeller yaparak performanslarını sergiliyor.
KUZGUN ACAR'IN HAYATI
28 Şubat 1928 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Nazmi Acar'dır, annesi Libya kökenli Ayşe Zehra'dır.
Yoksul bir çocukluk ve gençlik dönemi geçiren Kuzgun Acar, Sultanhahmet Ticaret Lisesi'ni bitirdikten sonra 1948'de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Heykel bölümüne girdi, Rudolf Belling'in öğrencisi oldu. Daha sonra Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu'nun atölyesin öğrenimini tamamladı.
Öğrencilik yıllarında Ali Hadi Bara'nın sanat anlayışından etkilenerek soyut heykel çalışmalarına yöneldi. 1953 yılında mezun olduktan sonra serbest çalışmaya başladı ve aynı yıl ilk kişisel sergisini düzenledi. Demir, çivi, tel ve ahşap malzeme ile heykeller üretti.
PARİS'TEKİ SERGİSİ BÜYÜK BEĞENİ TOPLADI
Çivilerle gerçekleştirdiği bir çalışması, 1961'de Paris Bienali'nde birincilik kazandı. Bu birincilik, hayatında bir dönüm noktası oldu. Çünkü ödülle birlikte sanatçılara tahsis edilmiş iki burstan birisini kazanmıştı. Kuzgun Acar, aldığı bursla Fransa'ya gitti. 1962 yılında Paris Modern Sanatlar Müzesi'nde sergi açtı, sergideki bir yapıtı ve iki deseni müze tarafından satın alındı.
Paris'te geçirdiği 1 yıldan sonra İstanbul'a dönen sanatçı, çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Heykeli, işhanı ve otel gibi yapılara bir süsleme unsuru olarak katmak için girişimlerde bulundu.
1962 yılında 23. Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde, demir bir heykelle birinciliği kazandı.
İSTANBUL İMÇ'DEKİ 'KUŞLAR' HEYKELİNİ TASARLADI
Fransa'da Havre Müzesi'nde ve Lacloche Galerisi'nde 1962 ve 1963 yıllarında iki kişisel sergi düzenledi. 1966 yılında ise Rodin Müzesi'nde eserlerini sergiledi Avrupa sanat çevrelerinde de tanındı.
1966 yılında yaptığı İstanbul Manifaturacılar Çarşısı'ndaki 'Kuşlar' heykeli ile Ankara Kızılay Meydanı'nda bulunan Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nün cephesine yaptığı tunçtan kabartma 'Türkiye' heykeli sanatçının önemli çalışmalarıdır.
Sinema ile de ilgilenen sanatçı, 1966 yılında 'Sinema Tanık' topluluğu içine yer aldı. Tamamlamadığı belgesel filmler çekti.
SİYASETE ATILDI
60'lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi'ne girmesinden sonra yapıtlarına alıcı bulamaz hale gelince balıkçılık, meyhanecilik gibi işler yaptı.
1968 yılında Mehmet Ulusoy'un başlattığı sokak tiyatroları için masklar da üreten Acar, 1975'te Mehmet Ulusoy daveti ile Paris'e giderek Ulusoy tarafından sahnelenen Kafkas Tebeşir Dairesi adlı oyun için masklar üretti. Savaştan kalma eski çelik ve lastik malzemeleri kullanarak üretilen bu 140 adet mask, onun önemli çalışmalarındandır.
Sanatçının yapıtları arasında DİSK-Maden-İş'in Gönen'deki eğitim ve dinlenme tesislerinin duvarına yaptığı duvar heykeli, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne alınan üç metal heykeli, Gülhane Parkı'na konulan '50. Yıl Heykeli', ölümünden kısa bir süre önce tamamladığı Antalya'daki Haşim İşçan Anıtı, Bayrampaşa Belediyesi için hazırladığı Mustafa Kemal Anıtı yer alır.
KUZGUN ACAR'IN ÖLÜMÜ
Sanatçı, Marmara Adası'na konulması tasarlanan bir anıt hazırlamaya başladı, ancak tamamlayamadı. Kuzgun Acar, bir duvar rölyefi üzerinde çalışırken merdivenden düştü ve beyin kanamasına bağlı olarak 4 Şubat 1976 günü 48 yaşında hayatını kaybetti. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır.
Kuzgun Acar
KALDIRILAN ESERLERİ
Kuzgun Acar'ın bazı eserleri tartışmalara neden oldu ve sökülüp depolara kaldırıldı. Ankara'da Emek İş Hanı'nın ön girişine Anadolu'nun çoraklaşma sonucu kaybettiği toprakları ifade etmek üzere 1966'da yaptığı büyük boyutlu metal 'Türkiye' heykeli yerinden kaldırıldı, depolarda bekletildikten sonra hurda olarak satıldığı yapılan araştırmalarda ortaya çıktı.
Metal-İş Gönen tesisleri için yaptığı heykel, 1980 sonrasında sökülerek bir depoya kaldırıldı, 1997'de hatırlanarak depodan çıkarıldı ve yerine asıldı.
1975 Heykel Sempozyumu için 1940'lı yılların Antalya valisi Haşim İşcan anısına yaptığı dev el heykeli ise, bir süre sonra bir depoya kaldırıldı, uzun zaman sonra Antalya Karaalioğlu Parkı'na yerleştirildi.