İyilik İçin Sanat Derneği Türk resminin duayenlerinden İbrahim Çallı’nın eserlerini ilk kez doğduğu ve soyadını aldığı şehirde, Denizli’nin Çal ilçesinde sergiliyor. Çal’ın ilk ve tek galerisi Kuzubağ Sanat Galerisi’nde açılan sergide Çallı’nın torunu, Cumhuriyet’in ilk ve son saray ressamı Yaşar Çallı’nın eserleri de dedesinin eserleriyle bir arada.
SALİHA SULTAN
Türk resminin duayenlerinden ressam İbrahim Çallı’nın eserleri ilk kez doğduğu ve soyadını aldığı şehirde, Denizli’nin Çal ilçesinde sergileniyor. Aynı zamanda Çal’ın ilk sanat galerisi olan Kuzubağ Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşan sergi, birden fazla ilke imza atıyor. Çallı’nın beş eseri, sürdürülebilir sanat ortamının sağlanması adına Türkiye’nin genç yeteneklerine sanatsal platformlar sunan İyilik İçin Sanat Derneği’nin düzenlediği ve birçok genç sanatçının da eserinin yer aldığı Cumhuriyet Sergisi’nde hemşehrileriyle buluşuyor. 9 Ekim’de Denizli’nin tarihi Çal Bağ Yolu içerisinde bulunan Kuzubağ Sanat Galerisi’nde kapılarını açan sergide ayrıca Çallı’nın torunu olan, Cumhuriyet döneminin ilk ve son resmi saray ressamı Yaşar Çallı’nın eserleri de dedesinin eserleriyle bir arada sergileniyor.
‘DEDEM ATATÜRK İLE AYNI MASADA OTURAN BİR SANATÇIYDI’
Çal’da birçok ilki yaşatan serginin açılışında konuştuğum 82 yaşındaki usta ressam Yaşar Çallı, duayen ressamın ilk evliliğinden olan kızı Sare’nin altı çocuğundan biri. Sohbetimizde dedesinin henüz yirmisine varmadan ayrılarak İstanbul’a gittiğini, o tarihten itibaren de bir daha Çal’a ayak basmadığını söyleyen usta ressam, bu ayrılıktan bir asır sonra eserlerinin doğduğu topraklarda ilk kez sergileniyor olmasından duyduğu mutluluğu belirtiyor. Torun Çallı, duygularını “Sanat üreten, sanatçı üteren bir yönü var Çal’ın. Çal insanının en güzel tarafı da bunu sahiplenmeleri. Dedemi önemsemişler, böyle bir sergi hayata geçirmişler. Dedem, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’le aynı masada oturan, onunla rakı içen bir sanatçıydı. Soy adı kanunu çıktığında Atatürk kendisine ‘Ee İbrahim Bey, soyadını ne aldın?’ diye soruyor. Dedem de ‘Çallı Paşam’ diyor. Atatürk yanlış anlıyor, ‘Hadi oradan senin çalı ile ne işin var’ diyor, dedem de ‘Çallı Paşam, çift l harfi ile’ diyor. Şimdi kendisine soyadı olarak seçtiği, doğduğu şehirde ona böyle bir vefa gösterilmesinden büyük gurur duydum” ifadeleriyle dile getiriyor.
Aslı Kuzu, Çiğdem Çallı, Yaşar Çallı, Salih Kuzu, Ayşe Kuzu ve Selin Bozkurt sergi açılışında. (Soldan sağa.)
GURURLA TAŞINAN BİR SOYADI ALMA HİKÂYESİ
Dedesi ile ancak 15 yaşından sonra tanıştığını aktaran Çallı, atölyesinde geçirdikleri zamanlarda birlikte resim yaptıklarını, perspektifin ne olduğunu dedesinden öğrendiğini gururla anlatıyor. Çallı’nın büyük bir gururla paylaştığı olaylardan biri de, babası dolayısıyla Ekinci olan soyadının, dedesinin arkadaşı Esat Minkari’ye vasiyetinin ardından mahkeme tarafından “Bu soyadını taşımayı sen hakediyorsun” ifadeleri ile Çallı olarak değiştirilmesi. Çallı, kendisinin resim tutkusunun nasıl başladığı soruma ise şu yanıtı veriyor:
“Bu öğrendiğim bir şey değil. Resim öğretilmiyor, içten, genlerden geliyor. Yaşıtlarım oyunlar oynardı, ben seyrederdim, katılmazdım çocukken. Davranışlarını beynime işlerdim, resmederdim, kendimi de içine koyardım ama. Kendimi dışarıdan seyredebiliyordum böylece. Okula başladığımda öğretmenim Atatürk resmi çizmemi istedi, daha okuma yazma bilmiyordum. Tahtanın üstünde asılı Atatürk resmini tahtaya başarıyla çizmiştim. Sonrasında gördüğüm şeyleri çizmeye başladım.”
Günümüzde, Atatürk tabloları ile de meşhur olan usta sanatçı, dedesinin serginin afiş tasarımında yer alan meşhur Atatürk portresine de değinerek, “Dedem tablosunda Atatürk’ün bir gözünü biraz şehla çizmiş, bana göre bu tabloyu özel yapan tarafı bu” diyor. Çallı’nın sözünü ettiği bu ayrıntının, kendisinin sergide yer alan Atatürk çalışmalarını da etkilediği dikkatimi çekiyor. Açılışa, ressam olan eşi Çiğdem Çallı ile birlikte katılan usta ressam, son olarak Denizli’de Çallı mirasına daha çok sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, sergiler, çalıştaylar düzenlenerek şehrin resim dünyasının cazibe merkezi haline getirilmesi arzusunu aktarıyor.
SERGİ ALTI AY GÖRÜLEBİLECEK
30 Mart 2024’e kadar üzüm bağlarıyla çevrili Kuzubağ Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilecek sergide 20 genç sanatçının ürettiği 21 eserin yanı sıra Ruhi Engin Özmen ve Ebru Erberdi koleksiyonunlarından ikişer, Sinan Gül koleksiyonundan ise bir adet olmak üzere, toplam 5 adet İbrahim Çallı eseri yer alıyor. Torun Yaşar Çallı’nın ise Atatürk ve Milli Mücadele ruhunu tasvir eden üç eseri sergide görülebiliyor.
ÜZÜM BAĞLARININ ORTASINDA BİR SANAT GALERİSİ
Çallı’nın doğduğu şehre, ölümünden yarım yüzyıl sonra açılan ilk sanat galerisi olan Kuzubağ Sanat Galerisi’ni hayata geçirenler ise Kuzubağ şaraphanesinin kurucuları Salih Kuzu ve kızı Aslı Kuzu. İbrahim Çallı adına şehirdeki büyük bir eksikliği telafi eden sergi sürecinde sanatçılar ve misafirlerle büyük bir özenle ilgilenen ikili, Çallı’yı Türk resmine kazandıran şehrin gelecekte sanat dünyasının uğrak noktası olması adına daha bir çok çalışmaya imza atmaya aday. İstanbul’daki iş hayatının ardından bilgi ve birikimini doğdu şehre aktarmak için yola çıkan Salih Kuzu, geçmişte üzüm ticareti Türkiye’nin ilk sırasında yer alan, zaman içinde bu ünvanı Manisa’ya kaptıran Denizli’de kurulan Çal Bağ Yolu Platformu’nun da kurucularından biri.
Sohbetimizde Çal’ın dünyada üzüm bağları ile meşhur Fransa’nın Bordeaux, Burgonya, İtalya’nın Toscana gibi şehirlerinden çok daha verimli topraklara sahip olduğunu vurgulayan Kuzu, “Geçmişte buralarda 250 bin dekar üzüm bağı varmış. Nüfusla birlikte bu bağlarda azalmış durumda. Bu kültürü yeniden canlandırmak turizm açısından da önemli” diyor. Kurdukları platforma kurumların büyük destek verdiğini aktaran Kuzu, üzüm bağları kültürünün sanat çalışmaları ile de harmanlandığı takdirde, şehrin dünya çapında bir cazibe merkezi haline geleceği inancıyla çalışmalarına devam ediyor.
Selin Bozkurt
‘KUŞAKLAR ARASINDAKİ BAĞI GÜÇLENDİRMEK İSTEDİK'
Şehirden ayrıldıktan bir asır sonra sanatçının eserlerinin doğduğu şehirde sergilenmesine vesile olan sergiyi hayata geçiren İyilik İçin Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selin Bozkurt da, Cumhuriyet’in 100. yılı coşkusunu Cumhuriyet dönemi Türk sanatının güçlü temsilcisi İbrahim Çallı anısına memleketi Çal’da açtıkları sergi ile yaşamaktan büyük bir memnuniyet duyduklarını kaydediyor.
Bozkurt, “Denizli’nin güzide ilçesi Çal’daki en modern tesis olan Kuzubağ Sanat Galerisi’nin yöneticilerine, Çallı’nın eserleriyle gençlerimizin bağlantı kurmasına, kültürel bir zenginliği kutlamamıza ve sanatın evrensel dilini daha da yaygınlaştırmamıza sağladıkları katkı için derneğimiz adına yürekten teşekkür ediyorum. Ayrıca, Çallı’nın anısını yaşatmak, kültürel canlanmayı desteklemek ve kuşaklar arasındaki bağı güçlendirmek için bu sergiyi önemli bir adım olarak görüyoruz” ifadeleri ile de serginin hayata geçmesinde emeği olanlara teşekkürlerini iletiyor. Temelleri dokuz yıl önce atılan derneğin bugüne kadar 426 sanat buluşmasına öncülük ettiğini vurgulayan Bozkurt, serginin de bu buluşmalardan doğan onlarca projeden biri olduğunun altını çiziyor.