Gelecek Partisi'nin 1'inci Olağan Kongresi'nde konuşan Davutoğlu "Artık bu eski Türkiye artığı iktidara karşı korku eşiği aşıldı" dedi. İktidara sert eleştiriler de yönelten Davutoğlu, “Kayıpların hesabını biz soracağız” ifadelerini kullandı.
LİYAKATSİZ İKTİDARA KARŞI KORKU EŞİĞİ AŞILDI
Bu liyakatsiz, eski Türkiye artığı iktidardan korkmayın. Onlar hukuk devletini yok etmekten, TL’yi ayağa düşürmekten, ifade hürriyetine saldırmaktan korkmadı. Korku eşiği aşıldı, artık iktidar muhalefetten, milletten korkuyor.
EN ACİL SORUN SİYASETİ ZEHİRLEYEN UCUBE SİSTEM
(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Akılsızlığı kurumsal hale getirdi, kurumları felç etti, şeffaflığın üstüne beton döktü. Bu sistem yalnızca kriz üretebilir. Türkiye'nin en acil sorunu siyaseti aritmetiğe indirgeyerek zehirleyen bu vesayet rejimi.
BAHÇELİ ‘SEROK APO’DAN MAKTUP GETİRENLE UĞRAŞSIN
Bahçeli bölücülükle mücadele edecekse Kürtçeyle değil ‘Serok Apo’dan mektup getirenlerle uğraşsın. Biz ne KCK ne de kayyum diyoruz. Kaşgar’daki (Doğu Türkistan) zulme sessiz kalanların kürtçeye kabadayılık yapmasına izin vermeyiz.
"GÜÇLENDİRİLMİŞ SİSTEM" MODELİNİ 9 KASIM'DA AÇIKLAYACAĞIZ
1’nci Olağan Kongre’de partisinin gelecek vizyonunu anlatan Davutoğlu, cumhurbaşkanlığı sistemine alternatif olarak hazırlanan ‘tam demokratik güçlendirilmiş parlamenter sistem modelinin’ detaylarını 9 Kasım Pazartesi günü duyuracaklarını söyledi. Siyasi partilerden, STK ve üniversitelerden öneri isteyeceklerini vurguladı. Davutoğlu “Aralık sonu ya da ocak başında ekonomik programı ve temiz siyaset belgemizi kamuoyuna sunacağız” dedi.
ERKEN SEÇİM OLMAZ ÇÜNKÜ İKTİDAR ENKAZ ALTINDA KALMAKTAN KORKUYOR
DAVUTOĞLU, KARAR TV’DE KONUŞTU
Parti kurmadan önce Cumhurbaşkanı en ağır suçlamalarda bulundu. Geri adım atsaydık o korkuyu şimdi aşamazdık. İktidara yakın çevrelerden ‘yapmak istediğinizi daha iyi anlıyoruz’ diyenler çıkıyor. Psikolojik devrim yakın siyasi devrim de peşinden gelecek. Bu kadar yolsuzluk ve ekonomik kriz varken iktidar erken seçim istemez. Çünkü bu enkazın altında kalma korkusu yaşıyorlar.
KAYIP YILLARIN HESABINI SORACAĞIZ
ARTIK İKTİDAR KORKUYOR
Davutoğlu, Gelecek Partisi’nin 1. Olağan Genel Kongresi’nde konuştu, iktidara yüklendi:
Onlar alın terinizi çarçur etmekten, Türk Lirası’nı ayağa düşürmekten, hukuk devletini, ifade hürriyetini yok etmekten korkmadılar. Biz de onların oluşturduğu bu korku ikliminden korkmuyoruz. Siz de özgürlük, adalet, ahlak, şeffaflık, refah ve ekmek istemekten korkmayın. Artık korkan tek bir kesim var. Muhalif gazetecilerin karşısına çıkmaktan, muhalefet partilerinden korkuyorlar. Çünkü verecekleri cevap yok.
Gelecek Partisi 1. Olağan Kongresi ANFA Altınpark’ta delegeler ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi. Davutoğlu, konuşmasında ‘korku’ vurgusu yaptı, parlamenter sisteme dönüşün yol haritasını 9 Kasım’da açıklayacağını duyurdu. Birçok başlıkta eleştiri ve çözüm önerilerini sıraladı:
“326 gün önce 12 Aralık 2019’da zorlu ama kutlu bir yola çıkmıştık. 326 gün içerisinde ne badireler, ne zorluklar, ne imkansızlıklar, ne baskılar aşarak bugüne ulaştık. Bir yılımızı doldurmadan büyük kongremizi yapıyoruz. 326 gün önce birdik bugün binler olduk. Türkiye’yi tabulardan, korkulardan, yasaklardan, yoksulluktan, yolsuzluktan ve yalandan kurtarmak için buradayız. İstiklal marşımızdan feyz alarak, “Korkma” diye haykırarak yola çıktık.
Herkes sinse de, bir kenara çekilse de, herkes sussa da, herkesi sustursalar da biz susmayacağız hakkı haykıracağız, hakikati haykıracağız dedik. Milletimize “Korkma” diye seslendik. Biz korkmuyoruz siz de “Korkmayın” dedik. Bu liyakatsiz, ciddiyetsiz, 28 Şubat ve eski Türkiye artığı iktidardan korkmayın. Onlar sizin alın terinizi çarçur etmekten korkmadılar, onlar hukuk devletini yok etmekten korkmadılar, onlar Türk Lirası’nı ayağa düşürmekten, paramızı pul etmekten korkmadılar, onlar ifade hürriyetini, insan haklarını, milletimizin farklılıklarına saldırmaktan korkmadılar, onların tüm baskılarına, tehditlerine, kolluk güçlerine, şantajlarına rağmen biz de onların oluşturduğu bu korku ikliminden korkmuyoruz.
Siz de özgürlük, adalet, ahlak, şeffaflık, refah ve ekmek istemekten korkmayın. Siz de müreffeh bir Türkiye, kalkınmış bir Türkiye istemekten korkmayın. Siz de huzurlu bir Türkiye, hukuk devletinin olduğu bir Türkiye, akraba kayırmacılığın olmadığı bir Türkiye istemekten korkmayın.
Nitekim artık korku eşiği aşıldı. Artık korkan tek bir kesim var. İktidar korkuyor. Muhalif gazetecilerin karşısına çıkmaktan korkuyorlar. Muhalefet liderleri ile karşı karşıya gelmekten korkuyorlar, çünkü verecekleri cevap yok. En kötüsü halktan yani sizden korkuyorlar. Çevrelerinde yüzlerce koruma, izole hayatlar yaşıyorlar. İnsana, gerçeğe, sokağa değmeden yaşanan bir rüya içindeler. Ve bu rüyadan uyanmak istemiyorlar. İktidarın rüyası artık vatandaşın kabusudur. Biz bu kabusa son vermek için geliyoruz.”
ALTI AY SONRA SEÇİME GİREBİLİRLER
44 il ve 250 ilçede kongrelerini yapan Gelecek Partisi’nin 1’inci Olağan Genel Kurulu toplantısı Ankara’da gerçekleşti. 12 Aralık 2019 tarihinde kurulan Gelecek Partisi, Seçim Kanunu’na göre 6 ay sonra seçimlere girme yeterliliğini sağlamış olacak.
Altındağ ANFA Altınpark’ta gerçekleştirilen kongreye pandemi dolayısıyla sadece 1010 delege ve gazeteciler katıldı. Tüm siyasi parti liderlerine gönderilen davetiye metninde, pandemi dolayısıyla kongreye davet edilemeyeceği belirtilmişti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kongreye çelenk gönderdi.
AYLIĞI ERİYENLER İÇİN ‘BURDAYIZ’
Kongrede, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilenleri, Emeklilikte Yaşa Takılanları (EYT), genç, kadın, esnaf ve sanatçıları temsil eden kişilerin mesajları şu şekilde yer aldı:
“Beraat ettiği halde İşine dönemeyen KHK’lı için buradayız”
“Açız feryadına sabır tavsiye edenler için burdayız”
“Yıllardır emeklilik bekleyen EYT’liler için burdayız”
“İş bulma ümidini yitirmiş gençler için burdayız”
“Kazandığı rızkı çektiği kredinin faizine giden esnaf için burdayız”
“Mülakatta dayısı sorulanlar için burdayız”
“Yasaların şiddetten koruyamadığı kadınlar için burdayız”
“Aylığı dolar karşısında eriyen emekliler için burdayız”
“Döner sermayesi betona yatırılan doktorlar için burdayız.”
TÜRKİYE BU SİSTEMLE DEVAM EDEMEZ
Davutoğlu “Türkiye’nin önündeki en acil sorun bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen yamalı bohça yapıdır” dedi. 9 Kasım’da açıklayacağı tam demokratik güçlendirilmiş parlamenter sistem modelini siyasi parti liderlerine de aktaracağını ifade etti.
“İktidar sahipleri son dört yıl içinde demokrasiyi özgürlükçü bir perspektif ile kurumsallaştırmak yerine 15 Temmuz direnişini şahsi iktidarlarını pekiştirmek üzere kullanmışlardır. Türkiye bugün üç büyük krizin içerisindedir. Bu krizlerin birincisi ekonomik krizdir. İkincisi siyasal krizdir. Bu iki krizin, yani ekonomik ve siyasi krizin yanında baş etmemiz gereken bir üçüncü krizimiz daha var. Bu kriz ekonomik krizden de siyasi krizden de daha büyüktür.
Bugün Türkiye’nin en büyük krizi yönetme kabiliyetini, karar alma iradesini kaybetmiş ve paralel bir evrende yaşayan bu iktidardır. En büyük krizimiz krizin varlığının inkâr edilmesidir. Kafasını kuma gömen bu iktidar milleti de milletin dertlerini de ne görüyor ne de duyuyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi liyakatsizliği, keyfiliği ve dolayısıyla düpedüz akılsızlığı ve yozlaşmayı kurumsal hale getirmiştir. Öncelikle bu ucube, Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen, en az iki görünen ve çok sayıda görünmeyen çok ortaklı vesayet rejimine son verilmesi gerekiyor. Bu konuda bugün partimize katılan anayasa hukuku çalışmalarının öncü ismi Prof. Dr. Serap Yazıcı’nın koordinasyonunda akademisyenlerimizin, hukukçularımızın ve siyasi tecrübeye sahip arkadaşlarımızın oluşturduğu bir heyet yazım çalışmalarını nihai bir aşamaya getirdi.
Tam demokratik güçlendirilmiş parlamenter sistem modelimizi 9 Kasım Pazartesi günü kamuoyumuz ile paylaşacağız. Aynı gün siyasi parti liderlerinden ve konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarından randevu isteyerek güçlendirilmiş parlamenter sistem modelimizi bizzat kendileriyle paylaşacağım. Türkiye’nin önündeki en acil sorun bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen yamalı bohça yapıdır. Türkiye ülkeyi bir tek parti düzenine döndürmeye hevesli bu sistemle yol alamaz.
Çünkü bu sistem karar alma mekanizmalarını yok ederek, kurumları felç etti. Çünkü bu sistem şeffaflığın üzerine beton dökerek ekonomimizi çürüttü. Çünkü bu sistem gizli koalisyonu, siyasi haracı, siyasi rüşveti, siyasi mahkumiyeti kural haline getirdi.”
VARLIK FONU’NU KAPATACAĞIZ
Başta ‘Kamu Özel İşbirliği’ yatırımları olmak üzere geleceğimize ipotek koyan, verimsiz ve ekonomik rasyonaliteden uzak uzun vadeli projelerin tümünü ilgili taraflarla birlikte yeniden değerlendireceğiz. Bu ahbap çavuş ilişkisine son vereceğiz. Milletin sırtına yüklenmiş milyarlarca dolarlık yükü hafifleteceğiz.
Yolsuzlukla mücadeleyi, şeffaflığı ve hesap verebilirliği merkeze alan hukuki altyapıyı hiç gecikmeden başlayacağız.
Başta Türkiye Varlık Fonu olmak üzere bütçe dışı nitelik kazanmış olan tüm fonları derhal kapatacağız. Ekonomiyi kara deliklerle değil şeffaflıkla yöneteceğiz.
Asgari ücretten vergiyi kaldıracağız ve asgari ücretle çalışanlara brüt ücretlerini net olarak ödeyeceğiz.
İşsizlik fonundan faydalanma koşullarını esneteceğiz. Yararlanma sürelerini uzatacağız.
Gümrük birliği güncellemesi birinci gündemimiz olacak. İhracat artışını hedefleyen bir dış politikayı hayata geçireceğiz.
Davutoğlu, 842 delegenin oy kullandığı Gelecek Partisi’nin 1. Olağan Büyük Kongresi’nde geçerli 829 oyun tamamını alarak yeniden Genel Başkan seçildi
MÜLAKAT SİSTEMİ KALKACAK
Bu iktidarın yol açtığı ekonomik çöküş kamu yönetimdeki liyakat ve ehliyet eksikliğinin doğal sonucudur. Kapsamlı bir kamu yönetimi reformu gerçekleştireceğiz. Mülakat sistemini kaldırarak ehliyek ve liyakat ölçüler, objektif kriterler getireceğiz.
BİNA DEĞİL İNSAN ODAKLI EĞİTİM
Sayın Cumhurbaşkanının defalarca itiraf ettiği gibi eğitim ve kültür alanı tam bir başarısızlık hikayesinin mağdurudur. Ancak her iki alanda da bu başarısızlığın birinci derece sorumlusu bizatihi kendisidir. Şahsi kini dolayısıyla ülkenin en iyi üniversitelerinden birini kapatan fikir, vicdan ve ahlak yoksunu bir zihniyet düşünce üretemez. Bina odaklı değil insan odaklı bir anlayışı eğitimde de egemen kılacağız.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRASİNİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİDİR
“Hiçbir tabu, hiçbir suni korku, hiçbir imtiyazlı kişi ve grup insan haklarının ihlal edilmesinde gerekçe olarak kullanılamaz. Terörle mücadele insan haklarını koruyabildiği ölçüde başarılıdır.
Evrensel insan hakları standartları, bir arada huzurlu ve müreffeh bir şekilde yaşamamızın teminatı olduğu gibi vatanımızın ve milletimizin birliği ve dirliği için de vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğünü şiar edinmiş demokratik bir toplumun temel ihtiyacıdır.
Gerçek basın özgürlüğü demokrasimizin bağışıklık sistemidir. Bugün ortadan kaldırılan basın özgürlüğünün maliyeti daha zayıf bir ekonomi, yozlaşan bir hukuk devleti ve sanallaşan bir demokrasidir.”
BAHÇELİ’YE: KÜRTÇEYLE UĞRAŞMA
“Serok Ahmet ifadesini bir hakaret unsuru gibi kullanan bir siyasi akıl sahibi kıldığı Kürt vatandaşlarımıza Cumhuriyetimizin eşitleştirici ve birleştirici özüyle ya da demokrasinin özgürleştirici niteliğiyle yaklaşabilir mi? Eğer Sayın Bahçeli’nin ve bugün iktidar sahiplerinin bilmeden övünerek cihan devletleri diye andıkları Selçuklu ve Osmanlı devletlerimiz yönettikleri halkların dillerine küçümseyerek baksalardı cihan devleti niteliği kazanamazlardı.
Vatandaşlarımızın diliyle, diniyle, mezhebiyle alan eden, onları tahkir eden yaklaşım sahipleri hem kendileri bölücülük yapmış olurlar hem de bölücü terörün ekmeğine yağ sürerler. Sayın Bahçeli, bölücülükle mücadele etmek istiyorsa Kürtçeyle ve bizimle uğraşacağına, seçim kazanmak için ‘Serok Apo’dan mektup getirenlerle, kırmızı bültenle aranan kardeşi Osman Öcalan’ı devlet televizyonuna çıkaranlarla uğraşsın. Tabi onlarla uğraşmaz, uğraşamaz; aksine onları destekler.”
KAYIP YILLARIN HESABINI KİM VERECEK
“Bugün halkımızın karşı karşıya kaldığı yoksullaşma insan onurunu tahrip edecek noktaya gelmiştir. Koasliyon iktidarı ise bu yoksullaşma karşısında bir yandan halka tepeden bakan bir kibir diğer yanda ise ne yaptığını bilmez bir acziyet sergilemektedir.
Sayın Erdoğan “evime ekmek götüremiyorum” diyen esnafa mütekebbir bir edayla keyif çayı verirken, Sayın Bahçeli askıda ekmek projesi ile yoksulluğun ulaştığı düzeyi tam bir acziyet ile teşhir etmektedir. Biz 2016 yılında ülkeyi bunlara 876 milyar dolar milli gelir, 11.000 dolar kişi başına düşen milli gelirle teslim etmiştik. Şimdi kendilerinin iyimser senaryolarında dahi bu sene milli gelir 702 milyar dolara kişi başına düşen milli gelir ise 8000 dolar civarına gerileyecektir.
Yine kendilerinin ürettiği yeni ekonomik programa göre en iyimser beklentilerine göre 2022 yılında yani Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına girerken milli gelirimiz 2016 yılının çok gerisinde 801 milyar dolar olacak. Peki bu kayıp yılların hesabını kim verecek? İşsizlik 2016 ‘da %9 civarındaydı şimdi kedi açıkladıkları sanal rakamlara göre %13.4 iken gerçekte genç işsizlik %30 ları aşmış durumda.
Bıraktığımızda dolar 2.80 Euro 3.1 civarındaydı; şimdi dolar 9.0 lara Euro ise çift haneli rakamlara doğru seyir halinde. Peki bu kayıpların hesabını kim verecek? Doları umursamayan Hazine ve Maliye Bakanı mı, halk yoksulluk ve işsizlik ile boğuşurken ekonomimiz pik yapıyor diyebilen Cumhurbaşkanı mı?”
ENKAZIN ALTINDAN KALKAMAZLAR
Davutoğlu, kongre konuşmasından sonra canlı yayında yazarlarımızın sorularını cevapladı. Kongre sürecine kadar sahadan edindiği izlenimi aktarırken “Bir dip dalga var. Bunu gördük. Parti kuramayacağımızı teşkilatlanamayacağımıza düşünenlere bugünkü kongre ve partimize illi güzel bir cevap oldu. O zaman demiştik, ademe mahkum etmeye çalışanlar ‘adem’ karşısında mahçup olacaklar diye. Halkın içine girdiğimizde sadece muhabbet görüyoruz” dedi.
Gelecek Partisi’nin medya ambargosu ve iktidarın engellemelerine rağmen kongresini yaparak seçimlere hazır hale geldiğini söyleyen Davutoğlu şöyle konuştu: “Ademe mahkum etmek kendi kanallarına çıkarmamak. O kanallara çıkmamıza gerek yok. Normalde haber değeri taşıyan bir kongrede medya yok. Anlayışla karşılıyorum.
Psikolojik devrim aşılmadan siyasi devrim olmaz. Geçen yıl parti kurmadan önce sayın Cumhurbaşkanı bana en ağır hakaretleri saydı ve dolandırıcılık suçlamalarında bulundu. Biz o zaman geri adım atmış olsaydık, birkaç saat içinde her şeyimizi açıklayabilirsiniz, Meclis orada, hesap vermeye hazırım. Siz de hesap verin dememiş olsaydım o korkuyu şimdi aşamazdık. İl başkanlarımızın, kurucularımızın gördüğü baskılar. Partiye katılanların tehdit edilmesi...
Birileri bu psikolojik eşiği aşmak zorundaydı. Zamanla yaptığımız daha iyi anlaşılacak. İktidara yakın çevreden ‘şimdi yapmak istediğinizi daha iyi anlıyoruz’ diyenler çıkmaya başladı. Psikolojik devrim çok yakın, siyasi devrim de peşinden gelecek. Ben çok ümitliyim.”
Davutoğlu Erken seçim tartışmalarıyla ilgili de “İktidar ve ortağı erken seçim istemez. Bu kadar yolsuzluk ve ekonomik kriz varken buna yanaşmaz. Çünkü bu enkazın altında kalma korkusu yaşıyorlar” dedi.
KARAR yazarları Elif Çakır ve İbrahim Kahveci, konuklarıyla kongrenin nabzını tuttu