KARAR yazarları Ahmet Taşgetiren ve Mehmet Ocaktan KARAR TV'de gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi. Ülkenin ana gündemi ekonomi ve asgari ücretin topluma yansımalarından tüm bu gelişmelerin seçmen davranışına etkisine kadar bir çok gündem maddesi konuşuldu.
Ahmet Taşgetiren ve Mehmet Ocaktan, gündeme dair konuları ele aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2022 yılı için asgari ücretin 4250 TL olacağını açıklamasının ardından ortaya çıkan seçim adımı tartışmalarına Ocaktan, 'Türkiye ideolojik aidiyetler, kimlikler, dini hassasiyetler bakımından keskin bir ülke o yüzden bunun kuşkusuz bir karşılığı var. Fakat seçimlerde seçmen davranışını nihai anlamda belirleyen ekonomik faktörler olacaktır.'' dedi. Taşgetiren ise hükümetin, enflasyondaki tırmanışın önemini kavrayamadığına vurgu yaptı.
Açıklanan 2022 asgari ücretinin normalde ekonominin dengelerinin daha düzgün olduğu, her şeyin kendi kuralına göre işlediği bir dönemde iyi bir rakam olduğunu belirten Ocaktan, ''Bu artış iyi nefes aldıran, %50 artışın olduğu bir rakam fakat bu kadar dövizin yükseldiği, Türk Lirası'nın değer kaybettiği, alım gücünün azaldığı yerde ne kadar yüksek olduğunun önemi kalmıyor. Önemli olan alım gücünün ne olduğu, ortada bir değer kaybı var. Faiz sebep enflasyon sonuç fantezisiyle bir ekonomik model oluşturuldu. Bu modelin ekonomide yaptığı tahribat artık insanların normal değerlendirme yapmasının önüne geçiyor'' dedi.
Ocaktan, ''Normal akılla ve mantıkla baktığımızda dünyanın hiçbir ekonomi kitabında, hiçbir ekonomistin değerlendirmesinde böyle bir ekonomik yapı böyle bir model yok. AK Parti'nin başarılı olduğu kendi geçmişinde de yok. AK Parti'nin 2015'e kadar geldiği süreçte başarılarının altında toplum tarafından satın alınmasının ve toplumun teveccühünün temelinde insanların hayat standartlarında ki yükselme, özgürlük ve hukuk alanında ki iyileştirme yatıyordu. Türkiye'nin geçmiş dönemde yaşadığı sıkıntıların önünü açması da var'' diye ekledi.
BU ZAMLA ENFLASYONUN DA %5O OLDUĞU TEYİT EDİLMİŞ OLDU
Belirlenen 2450 TL asgari ücretin 2021 başında dolar karşılığının 384, bugün gelinen noktada 275 dolar civarında olduğunu hatırlatan Taşgetiren, ''Kılıçdaroğlu 2021'in başında dolar karşılığında ne ise Türk Lirası karşılığı o olsun dedi. TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranı %21'di. %50 zamla aslında enflasyonun %50 olduğu teyit edilmiş oldu. Kılıçdaroğlu'nun benim TÜİK'in kapısına gitmemin sonucunu aldık demesini haklı çıkarıyor. Hükümet Türk Lirası'nı yedirmeyiz diyor fakat Türk Lirası her gün yeniyor. Bunu en iyi çarşıya pazara çıkan alım gücü azalan halk biliyor. Bu artış önemli ama dayanma gücü ne kadar olur bilmiyoruz'' dedi
İKTİDAR ENFASYON TEHLİKESİNİ ISKALIYOR
Taşgetiren, ''Ekonomiyi doğru okuyan insanlar 6 ay sonrasına perişanlık diyor. Amerika dünyanın en büyük ekonomilerden bir tanesi, ABD Merkez Bankası (FED) önümüzdeki yıl içinde enflasyonda gelişme trendini görüyor ve faizi arttırabiliriz diyor. Yine İngiltere faizi arttırıyor. Bunlar büyük faizin sıfırlar seviyesinde olduğu ekonomiler. Faizin ekonomiye getirdiği yükün farkındalar ama enflasyonu en büyük tehlike olarak görüyorlar. Bizde ekonomistlerin yaptığı değerlendirme şu; İktidar enflasyonun tehlikesini ıskalıyor. Asgari ücreti verdiniz de ne oldu tırtıklandı zaten. Türk Lirası'nı yedirmeyiz diyorlar ama enflasyon Türk Lirası'nı yiyor. İnsanlar elinde Türk Lirası tutmak istemiyor. İktidar tehlike var diyenlere de inanmıyor'' ifadelerinde bulundu.
SEÇMEN NEYE GÖRE OY VERECEK?
Kararsız seçmenin geniş bir kısmının iktidar cenahından kopanların oluşturduğunu hatırlatan Taşgetiren'in seçmen davranışında kimlik etkili olur mu? Sorusuna cevap veren Ocaktan, ''Türkiye ideolojik aidiyetler, kimlikler, dini hassasiyetler bakımından keskin bir ülke o yüzden bunun kuşkusuz bir karşılığı var. Fakat seçimlerde seçmen davranışını nihai anlamda belirleyen ekonomik faktörler olacaktır. AK Parti'de asgari %10'luk gibi bir kesim var ki bunların ayakları dışarıda duruyor. Adresler var fakat adreslerin cazibesi henüz oluşmuş değil. Anketlerde görünen kararsız %10'luk bir muhafazakar kesim var belki de sandığa gidene kadar sonucunu bilemeyeceğiz'' dedi.
Taşgetiren ise şunları ekledi;
''Ekonomik gerçekler kimlik bağlılığını ne kadar etkiler sorusu karşımıza çıkıyor. Türkiye'ye baktığımızda bölgesel ve etnik hassasiyetler ağırlıklı olarak etili olacaktır. Önümüzde ki seçimleri hesap edenler Kürtlerin oyu nereye akacak, Karadenizlinin aidiyeti etkili olacak mı? gibi soruları dikkate almak durumundalar. Ekonominin bütün aidiyetleri kapsayan bir etki yaptığı da ortada''
MUHALEFET ADAYI KİM OLMALI?
Millet İttifakı içerisinde aday kim olur? sorusunun ortada olduğu şu günlerde, Kılıçdaroğlu'nun aday olmasından rahatsızlık duyan bir kesimin olduğuna vurgu yapan Ocaktan, '' Klıçdaroğlu 'Ben' vurgusunu güçlendirdi ama ilk zamandan beri söylediği gibi dostlarımızla birlikte oturup karar vereceğiz demişti. Şimdi de yine eğer ortaklarımız, bileşenlerimiz böyle bir teklifte bulunursa memnuniyet duyarım demekte. Siyasi liderler iddialı olmak zorunda, kimse aday olmaktan korkan birini ciddiye almaz. Adayın siyasi parti liderlerinden biri olması bana daha mantıklı geliyor. Muhalefet açısından zorluk ve sıkıntı var ama bir nihai problem çıkacağını sanmıyorum. Yerel seçimlerde sağladıkları model sonuç üretti ben muhalefetin o çizgiden ayrılmayacağı kanaatindeyim'' dedi.
Taşgetiren; ''Ekonomi konusunda Millet İttifakı zemininde muhalefetin tümüyle konuşuluyor. Muhalefette çok daha yoğun bir ekonomik kadro var gibi görünüyor. Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Parti gibi partilerle konuşuluyor. Muhalif 6 partinim ekonomi temsilcileri bir araya gelip ekonomi kritiği yapsalar, ortak açıklamalar yapsalar mevcudun analizini ve çıkış yolunu gösterseler. Gelecek Partisi ve Deva Partisi hazırlayıp proje olarak sundu diye biliyorum. İktidar yararlanabilse keşke ama yeni modelle gidiyor. Muhalefetin ortak bir çıkışı, halka umut verecek bir çıkış olabilir'' diye ekledi.
