CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’a açıklamalarda bulundu. CHP lideri Özel’in ‘Esad’la temaslar sağlanmalı’ sözlerini değerlendiren Günaydın, “Bahçeli ve Erdoğan da yakın tarihlerde ‘Esad’la temas kurulmalı’ açıklamalarını yaptılar. Selefi cihatçıların Suriye’de ne işi var, bunları kim finanse ediyor? Bir memlekette vahşeti destekleyecek herhangi bir işin içerisinde olmayız. Özel’in Esad açıklamasını gösterene ben de Bahçeli ve Erdoğan’ı örnek gösteririm” dedi.
UMUT GÖR
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un sunumuyla ekranlara gelen ‘Bi' Karar Ver’ programına CHP İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın konuk oldu. Kayyumla görevden alınıp tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında yürütülen dava sürecini değerlendiren Günaydın, hukuki yargılama sürecinde ihlaller olduğunu kayda geçirdi. Kamuoyunda tartışmalara neden olan CHP lideri Özgür Özel’in ‘Esad’la temaslar sağlanmalı’ sözlerini de yorumlayan Gökhan Günaydın, “CHP, Suriye’de 13 yıldır doğruları söyledi’ ifadelerini kullandı.
‘ÖZER’İN GÖRÜŞTÜĞÜ İSİMLE AK PARTİLİ YAYMAN’DA GÖRÜŞMÜŞ’
Yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanma sürecini anlatan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, yapılan tutuklama ihlallerini sıraladı, “Ahmet Özer sürecini en başından beri takip ediyorum. Süreç başında evinde arama yapılırken avukatının eşlik etmesine izin verilmedi. Kimin böyle bir yetkisi vardır? El konulan dijital materyallerin imajının(yedeğinin) alınması gerekir. Bu işlem de yapılmadı. Gözaltına sürecinde Cumhuriyet Savcılığından açıklama geldi, aynı iddianame gibi. Açıklamada şu ifadeler vardı, Remzi Kartal’la olan telefon görüşmeleri, 10 yıllık geriye dönük aramada 200 küsur insanla irtibatının olduğu saptanması gibi maddeler vardı. Belgeleri incelediğimizde Remzi Kartal’la olan görüşmesinin 2014 yılında olduğu yazıyordu, tam 10 yıl önce. Bu görüşmede ikisinin de mensubu olduğu aşiretin ortak cenazesi sebebiyle olan görüşme. Başka bir görüşme yok. Bu suç delili sayılıyor ama AK Parti Milletvekili Hüseyin Yayman’ın aynı kişiyle yurt dışında yemek yemesine Yayman, ‘Akademisyen kimliğimle görüştüm, bunda ne var?’ diyor. Ahmet Özer görüştüğünde akademisyen kimliğiyle görüşemiyor mu?” dedi.
‘GİZLİ TANIĞI GÖZALTI SÜRECİNE YETİŞTİREMEDİNİZ Mİ?’
Sulh Ceza hâkimliği kararında tutuklanma gerekçelerinin yok sayıldığına dikkat çeken Günaydın, bir anda ortaya gizli tanık çıkarıldığını söyledi, “Ahmet Özer’in tutukluluğuna itiraz dilekçesi hazırlandı, yaklaşık 150 sayfa. Ama yarım saat içerisinde ‘tutukluluğa devam’ kararı verildi. 150 sayfanın yarım saat içerisinde okunması insan yeteneğinin çok ötesinde bir iştir. Ayrıca sulh ceza hâkimliğinin tutukluluğa devam kararı çok ilginç. Açıklamada savcılığın ilk tutuklama gerekçeleri ‘bunlar tutuklama gerekçesi değildir’ denip çürütüp atılıyor ama sonra diyor ki, ‘bir gizli tanık çıkmıştır, gizli tanığın beyanları düşünüldüğünde tutukluluğa devam kararının adaletli olacağına hükmedilmiştir’ deniyor. Yani ‘gözaltı kararı hukuksuzdur’ deniyor, tutuklama kararının da ‘hukuki temeli yoktur’ deniliyor. ‘Sonradan gizli tanık çıktı, tanığa dayanarak devam kararı veriyorum’ diyor. Adama sormazlar mı, sen bu adamın geriye dönük 10 yıllık iletişimini tespit etmişsin. Bu gizli tanığı gözaltı sürecine yetiştiremediniz mi?” diye konuştu.
‘EKREM İMAMOĞLU’NA HUKUKEN GELEMEZLER’
‘Ahmet Özer davasının esas hedefi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu mu?’ Sorusunu Gökhan Günaydın, “Burada hukuken hiçbir yere gelemezler. Sadece siyaseten bir yere varılabilir onu da vatandaş nezdinde deneyip gördüler” ifadelerini kullandı, “Bu tutuklamadan İBB’ye ve Ekrem İmamoğlu’na gelinmek istenebilir. Ahmet Özer ile Ekrem İmamoğlu bağlantısına bakılabilir. Bağlantısı tabi ki çıkacaktır. Ahmet Özer’in benimle de bağlantısı var. Kendisini 12 yıldır tanıyorum, Ekrem İmamoğlu’da 3-4 yıldır tanıyor. Bizi bırakın bakanlarda tanıyor. Bakanların teşekkür açıklamaları var, defalarca toplantılara davet etmişler. Buradan hiçbir yere varamazlar. Çünkü daha evvel de benzer bir dava açtılar. İBB’ye gassal alınması üzerinden. Sosyal Hizmetler Daire Başkanına ‘terör örgütü üyeliği’ suçlaması yaptılar. Kendisi sonradan beraat etti. Herkes ‘buradan Ekrem İmamoğlu’na gelecekler’ diyordu. Burada hiçbir yere hukuken gelemezler. Sadece siyaseten bir yere varılabilir onu da deneyip gördüler. Vatandaş, 2019 Mart ayında 13 bin, 2019 Haziran ayında 800 bin, 2024 Mart’ta ise 1 milyon farkla ‘ben Ekrem İmamoğlu’nu desteklemeye devam ediyorum’ dedi. Hatta şunu da söyleyeyim, İstanbul, Ankara ve İzmir Belediyeleri iyi çalışıyor. Ama eksikleri vardır. Vatandaş bunları göremiyor, çünkü vatandaş, ‘belediyeleri o kadar engelliyorlar ki bunlar, engelledikleri için eksikleri vardır’ diye düşünüyor. Dolayısıyla akıllı bir siyasetçinin bunları görmesi gerekir ama yer çekimi yasasıyla aranızı bozmuşsanız geriye başka bir şey kalmıyor.”
‘CHP, SURİYE’DE 13 YILDIR DOĞRULARI SÖYLEDİ’
CHP lideri Özgür Özel’in, Suriye’de muhaliflerin yönetimi ele geçilmesine kısa bir süre kala yaptığı ‘Esad’la temaslar sağlanmalı’ sözlerini değerlendiren CHP Grup Başkanvekili, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’nin benzer açıklamalarını örnek gösterdi, “CHP, Suriye’de 13 yıldır doğruları söyledi. 13 yıl evvel iktidar, Suriye’nin istikrarının bozmak adına her türlü selefi-cihatçı örgüte destek verdi. Ve orada istikrarsızlık çıkıp yüzbinlerce insan öldü. Türkiye, orada 200 milyar dolarlık iktisadi kayba uğradı. En az 4.5 milyon mülteciyi bu memleket ağırlamak zorunda kaldı. Bunu da ‘Ensar’ vs. diye anlatmasınlar. Merkel kitabında anlattı. ‘3 milyon Euro’yu verdim, Suriyeliler orada tutuldu’ dedi. Buradan Bakınca CHP, bugüne kadar ne söyledi de yanlış çıktı? Ayrıca bizim Esad rejimine de desteğimiz yok.
‘VAHŞETİ DESTEKLEYECEK HERHANGİ BİR İŞİN İÇERİSİNDE OLMAYIZ’
Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’da çok yakın tarihlerde ‘Esad’la temas kurulmalı’ açıklamalarını yaptılar. Yine her ikisinin açıklamalarına bakarak bu sürecin uzun süredir planlanmadığı anlaşılabilir. Selefi cihatçıların Suriye’de ne işi var, bunları kim finanse ediyor? Bir memlekette vahşeti destekleyecek herhangi bir işin içerisinde olmayız. Bizim demek istediğimiz şuydu, ‘Esad’la bir görüşme ayarlayabilirseniz ve orada güvenli bir bölge yaratabilirseniz Türkiye’de mültecilerin bir kısmının memleketlerine göndermek mümkün olabilir’ şeklindeydi. Özgür Özel’in yaptığı konuşmanın zamanlamasına takılıp bütün olay farklı şekilde okunabilir. Bende Bahçeli ve Erdoğan’ın yakın zamanda yaptığı açıklamaları örnek gösteririm. Tayyip Erdoğan AKP’nin genel başkanı ama aynı zamanda MİT ve Dışişleri Bakanlığı onun kontrolünde, dolayısıyla alandan onun aldığı bilgiyle bizim alamadığımız bilgiyi eş saymak ve bunu CHP ‘memleketi yönetir, yönetemez’ duygularını Erdoğan’ın köpürttüğü şekilde köpürtmek kimsenin işine yaramaz.” diye belirtti.
‘BOŞ TENCERE TAKIR TAKIR İNSANLARIN MİDESİNDE ÇALMAYA DEVAM EDİYOR’
Günaydın, AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın ‘öne alınmış seçim’ açıklamasını da değerlendirdi, 2027 yılına yığınak yapıldığını söyledi, “İktidar 2017 yılında yaptığı Anayasa değişikliğiyle verilen iki dönem aday olma hakkını doldurdu. Erdoğan’ın üçüncü dönem aday olabilmesinin koşulu, meclisin kendisini feshederek bir erken seçim kararı almasıyla mümkün. Elitaş erken seçim için 2027’yi işaret ediyor. Bende 6-7 aydır ‘2027’nin sonbaharından önce bunların seçim yapma niyetleri yok’ diyorum. İstedikleri kadar Suriye’yi anlatsınlar, boş tencere takır takır insanların midesinde çalmaya devam ediyor. Bugün seçim olsa Erdoğan’ın kazanma imkânı yok. Enflasyonu düşüremiyorlar, 2027’in başında tek haneli rakamlara indirebilme olasılığından bahsediyorlar. Dolayısıyla mümkün olduğunca yedek akçe biriktirip 2027 yılında vatandaşın damağına bir parmak bal çalıp, Kürt siyasetçileri de mümkünse yanına çekip 360’ın üzerine çıkıp meclisi feshederek erken seçim kararı çıkartmaya gayret edecekler. Bu planın yürümesi vatandaşın patlamamasıyla mümkün ben vatandaşın ne halde olduğunu görüyorum. Adam diyor ki ‘22.104 TL ile çok iyi para verdik, muhalefet çatlasın da patlasın’ diyor. 22.104 TL’nin iyi para olup olmadığını vatandaşlara sorsunlar bakayım. Ya da 12.500 TL maaş alan emekliye bir sorsunlar, onlar ‘gayet iyidir reisim Allah razı olsun’ diyorlarsa bizde(CHP’de) bir sorun vardır demektir. Ama onlar ‘bir sandık gelsin’ ben sana göstereceğim diyorsa o zamanda yaşayıp göreceğiz’ demektir. Dolayısıyla bu tablo memleketin patlamamasıyla mümkündür. Bu memleket siyaseten pek çok şeye tahammül edebilir ama bu kadar iktisadi zorluğa tahammül edebilecek mi, bunu hep birlikte göreceğiz.” Dedi.