Laiklik tanımı, devlet ile din işlerinin birbirinden ayrılması anlamına gelir. Mustafa Kemal Atatürk 6 ilkesinden biri olan laiklik, devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını amaçlar. İşte, TDK'ya göre laiklik sözlük anlamı...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'e göre laiklik yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün vatandaşların vicdan, ibadet ve din hürriyetinin sorumluluğunu almaktır. Toplum ve devlet olarak, dini kural ve ilkelerinin dünya işlerine karıştırılmamasını amaçlayan Mustafa Kemal Atatürk, bütün vatandaşların vicdanlarının emrettiği şekilde dine karşı durumlarını kararlaştırmakta serbest olmaları gerektiğini ve devletin de bu hak ve özgürlükleri korumasını istemektedir.
LAİKLİK NEDİR?
Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır.
Devlet nezdinde bir dine inanıp inanmama meselesi kişiyi ilgilendirir ve kendisi devlet olarak hiçbir dini taşımaz, hiçbir dini ayine iştirak etmez, fakat fertlerin her türlü dini serbestliklerini kabul eder.
Buna bağlı olarak devlet, dini esaslara dayanan kanunlar yapamaz ve bütün dinlere eşit mesafede durur. Ayrıca laikliği benimsemiş bir devlet, dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez. Bununla birlikte din adına devlet düzenini bozacak davranışları önlemekle yükümlüdür.
LAİK KELİMESİNİN KÖKENİ
Fransızcadan Türkçeye geçen laiklik terimi; felsefi, hukuki, siyasal anlamlarla yüklü devlet ve din ilişkilerine ait bir tarzı ifade etmektedir. Fransızca 'laicite' sözcüğü, 'din adamı olmayan kimse, din adamı dışında kalan halk' anlamına gelen Latince 'laicus' sözcüğünden gelmektedir.
Laiklik kavramı için İngiliz ve Alman toplumunda 'seküler' kelimesi kullanılmaktadır.
TÜRKİYE'DE LAİKLİK
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması yolunda hukuk alanında atılan adımlar ve yapılan devrimler neticesinde Cumhuriyet döneminin en önemli çağdaşlaşma hamleleri ceza hukuku ve medeni hukuk düzenlemeleri olmuştur.
Kadın veya erkek, kişisel kanaatlerine bağlı olmaksızın tüm vatandaşların eşit yasal haklara sahip olmaları ve hukuk birliğinin tesis edilmesi bu alanlardaki düzenlemeler ile gerçekleştirildi. Bir ulusal devlet olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde ulus ne bir ırk, ne de bir ümmettir. Ulus, haklarını akla göre düzenleyen toplumdur. Bu bakımdan egemenliğin kayıtsız şartsız ulusun olması demek, devletin laik olması demektir. Anayasanın 24. maddesi; laikliği, rasyonalist felsefenin çözümlemesine göre bu şekilde tanımlamıştır.
ATATÜRK'ÜN İLKELERİ
1) Cumhuriyetçilik
2) Milliyetçilik
3) Halkçılık
4) Devletçilik
5) Laiklik
6) İnkılapçılık