İstifanın ‘perde arkası’ yönetim sorunu
İçişleri Bakanı’nın istifa girişiminin iki boyutu var. İlki “Soylu neden istifa etti, niçin geri döndü” sorularının cevabını barındıran siyasi boyut. İkincisi istifanın gerekçesi olarak atıf yapılan ama bu olayın siyasi boyutunun gölgesinde kalan skandalın gösterdiği rejim boyutu.
Türkiye’de istifa çok rağbet gören bir uygulama değildir. Japon değiliz biz. Atalarımız “Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz” demişler. Siyasetçiler, hele liderler zaten asla yanlış yapmazlar. Onlara yanlış yapılmıştır ortada bir yanlış varsa…
AK Parti’nin 18 yıllık iktidar devresinde de birçok istifalar oldu ama bunların hepsi siyasi ayrışmalar ve çelişmeler bağlamında gerçekleşti. Hatalı bir uygulamanın sorumluluğunu üstlenerek istifa eden olmadı. Soylu’nun istifa girişimi bu anlamda bir ilk (gibi görünüyor).
İçişleri Bakanı istifasına gerekçe olarak hafta sonundaki sokağa çıkma yasağının “kötü yönetilmesi” yüzünden ortaya çıkan görüntüleri işaret etti. Yasağın cuma akşamı saat 22’de tuhaf bir şekilde yapılan duyurusu vatandaşların izolasyon ve sosyal mesafe tedbirlerini unutarak telaş içinde marketlere, fırınlara yığılmalarına yol açmıştı.
Fırınların, eczanelerin vs. açık olacağı, vatandaşların ihtiyaçlarının temin edileceği, ekmek ve su dağıtımının yapılacağı gibi “küçük ayrıntılar” iş işten geçtikten sonra açıklanmıştı. Özellikle sağlık çalışanlarımızın fedakârca çabalarıyla bir ay boyunca elde edilen bütün kazanım o iki saat içinde heba olmuştu.
***
Doğal olarak hepimiz eleştirdik bu rezaleti. Ancak bu noktada işin pek “doğal olmayan” bir tarafı da dikkat çekiyordu: Bugüne kadar hükümetin aldığı kararların, yaptığı icraatın hiçbirini en ufak bir imayla olsun eleştirmemiş ve üstelik her türlü eleştiriyi “ihanet” ve “darbe girişimi” olarak yaftalayıp püskürtmeye çalışmış olan bazı kalemler ve yayın organları da bu eleştiri kervanına katılmışlardı nedense! Soylu’nun çıkışından daha şaşırtıcı olan bu detay istifa olayının iktidar partisi içindeki bir hizip mücadelesiyle bağlantılı olabileceğini gösteriyordu.
Soylu’yu istifa noktasına hangi saiklerin getirdiğini anlamak için cuma akşamı neler yaşandığına bakmak lazım. Ama çarşıda pazarda vatandaşın yaşadığı paniğe değil, bazı binaların içinde yaşanan trafik hareketlerine.
Cuma akşamı skandal görüntüler ortaya çıkıp kamuoyunda infial oluştuğu görülünce bir TV yayınına katılan Bakan fırınların çalışacağını, ekmek dağıtılacağını söylerken bir de -herhalde daha ziyade “içeriden gelen” sürpriz eleştirileri susturabilmek maksadıyla- “Bu işi sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yaptık” mealinde bir ifade kullandı.
Ancak bu sözler üzerine “Suçu cumhurbaşkanına atıyor” yorumlarının yaygınlaştığını gördüğü için olacak, ertesi gün de “Zamanlaması açısından alınan karar, bakanlığımıza ait bir karardır” açıklaması yaptı. Ancak bu sefer bu açıklamanın da kendisine dönen bir bumeranga dönüştürüldüğünü gördü manşetlerde. Kamuoyunun tepkisini yumuşatmaya çalışırken söylediği sözler kendi siyasi itibarının infazında kullanılıyordu rakipleri tarafından.
Dolayısıyla Soylu’nun -anlaşıldığı kadarıyla Cumhurbaşkanından habersiz şekilde- Twitter’dan açıkladığı istifa metninin satır aralarında muhatabı kamuoyu olmayan bir şikâyet mesajı vardı sanki: “Ben aslında kendi başıma işlemediğim bir kabahatin sorumluluğunu üstlenerek bir fedakârlık yapıyorum, buna karşılık diğer iktidar paydaşlarımız bunu beni yıpratmak için kullanıyorlar. Siz buna göz yumuyorsanız benim bağlılığıma ve hizmetlerime ihtiyacınız olmadığı anlaşılır. Ben de burada durmam giderim.”
O istifanın altında bu mesaj gizliyse eğer, ortaya çıkan sonuç Soylu’nun bağlılığından ve hizmetlerinden vaz geçilemediğini gösterir. Kim ne derse desin, onca kudretli rakibin çabalarına rağmen bu sonucu alabilmek çok büyük bir siyasi başarıdır.
***
Fakat Türkiye’nin meselesi bu mudur? “AK Parti içinde kim daha güçlü, kim kimi tasfiye edebilir, kim ayakta kalabilir…” gibi sorular bu ülkenin daha iyi yönetilmesini ve sorunlarının çözülmesini sağlayacak bir cevher taşıyor mu içlerinde?
İçişleri Bakanı’nın istifa girişimi ve bu olayın perde arkası “siyasi magazin” olarak ilgi çekici elbette… Ama artık aklımızı başımıza alıp sormamız ve cevap aramamız gereken başka sorular olduğunu unutmayalım…
“İyi yönetim nedir, kötü yönetim nedir?”, “Ehliyet ve liyakat kavramları ne anlama gelir?”, “Bunların sadakat ve itaat kavramlarından farkı nedir?”, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkemizde neyi değiştirdi?”, “Geçtiğimiz cuma akşamı aklı başında herkesi üzüntüden kahreden rezalet niçin yaşandı?” gibi sorular…















İbrahim bey ne kadar ölümlere sebep olacağı bilinmeyen bir hata demekki istifayı gerektirmeyecek kadar hafif bişeymiş..Kimse bununla ilgilenmiyor ve bağıra bağıra anlatamıyor !! hangisi kazandı kahramanmı oldu mındarmı vs ....Yazıklar olsun ülkemin aydınlarına.. yazık oluyor !!
Yanıtla (0) (0)Soylu'nun sokağa çıkma yasağına dair kararı tek başına aldığı kanaatinde değilim.Kararı kiminle almış olursa olsun kendisine ve hükümete bu konuda yöneltilen eleştirileri abartılı buluyorum.Bakan ya da Cumhurbaşkanı hata da yapabilir yahu.Şurada sade bir vatandaş olarak hükümete kararlı bir destek veriyorum.Ama hükümetin veya bir bakanın hata yapmayacağını hiç bir zaman söylemedim.Kararın geç duyurulmasının da muhakkak gerekçeleri vardı. Velakin halkın nasıl hareket edeceği isabetli öngörülemedi.Bu konuda kararı verenlerin yanıldığı anlaşılıyor.Olay bundan ibaret.Herkes işine baksın vesselam.
Yanıtla (0) (0)Tiyatronun son perdesi açılıyor.Sadrazam padişaha artık sefere çıkmak istemediğini söylüyor.Padişah deli dumrul öfkeli.Senin sefere çıkıp çıkamayacağına ben karar veririm,yürü bakalm Malta’ya diyor ve perde kapanıyor.çekik bıyıklı aktörler,çeri başları sahneye çıkıp seyirciyi selamlıyor.biri ayağa kalkıp Çin’e giden nerede diye soruyor.Ve alkışlar,alkışlar.
Yanıtla (0) (0)+++ yok mu” diyen bir seçilmişe rastlamadım. Tedbirler farklı olmakla birlikte, açıklık ve halkı bilgilendirme, yanlış politik tercihler nedeniyle acı ve üzücü sonuçları olsa da halka doğru bilgileri verme konusunda bazılarında hükümetlerin ve tamamında basınının ve sivil toplum örgütlerinin çabaları görülüyor. Yüzsüzlüğün bu kadar alıpbaşını gittiği, vatandaşın aşağılandığı başka bir demokrasi höremedim. Tabi 1. öncelik hala virüsten korunma tedbirleri. Bir de ölenlere hayıflanmak, sıradaki olmamak için dua etmek...
Yanıtla (0) (0)Belirsizlik, en başta hayatta kalmayı ve nesli sürdürme isteğini provoke ediyor. Genlerimize yazılmış, “hayatta kalma isteği”. Hayatta kalma öncelik olunca akla ilk gelen beslenme oluyor. Bu koronavirüs krizi başladığından beri sadece bizde değil, Batı’da da ekmek yapmayı öğrenmek, baklagili kuru-ham vaziyette satın alıp yemek yapabilmek son zamanların en önemli konusu haline gelmiş gibi. Nereye baksam ekmek tarifi, baklagil pişirmenin usulleri. Herkes bizim gibi kuru fasülye alıp düdüklü tencerede pişirmiyor. Ama biz hariç, daha hiçbir ülkede “kilerlerinizde, buzdolaplarınızda hiç bir...
Yanıtla (0) (0)... yenler bahane arayıp kendilerini rahatlatıyordur. İnsanoğlu böyle bir mahluk. Utanma ve arlanma duygusu çok azında var.) Biz gideceğiz, çocuklarımız kalacak ve bu ülkede birlikte yaşayacaklar. Onlara yazık etmeyelim.
Yanıtla (0) (0)Tüm yazar ve okurlara: lütfen gördüğünüz, bildiğiniz güzellikleri, doğa harikalarını kendinize saklayınız. Gerekirse ve ihtiyaç olursa gelecek nesiller kendileri arar bulurlar. Tabirimi maruz görün ltfn. “İçine etmek ve içine ederken hazineyi de iç etmek için bekleyen vicdansız bir güruh” öyle köşede bekliyor. Suistimal etmek için Allah’ı dinini ve kitabını da hoyratça kullanıyorlar. (Bu güruha yol veren ve destekleyen, önünü açan bir başka güruh var ki ilahi adalet o destekleyenlere desteklenenin eline düşme fırsatını verdi. Ne kadar ‘beyinsiz ve öngörüsüz’ olduklarını görmüşlerdir. Görme-
Yanıtla (0) (0)Dervişe İSTİFA demişler.Derviş: "Hı..hatırladım.Denizlispor yenilgisi,Galatasaraylılar gergin,gündem Hasan Şaş istifası ile değişti.Terim ile Şaş özel görüştü..İmparator istifayı kabul etmedi.Gündem soğudu..!" Demiş.
Yanıtla (0) (0)Haydar Baş’a Allah rahmet eylesin, huzur içinde yatmayı kısmet etsin inşallah. Bu milleti tanıyan bilen bir siyasetçiydi. İnsanlarımızı bir yerde bir şekilde derleyip toparlamayı, ortak bir geçmişten birlikte bir geleceğe götürmenin, kendi bakış açısından götürmenin yollarını düşündü, kendisinin “götürmesinin” usulünü değil... Sağlığında yeterince ilgi göremedi, bir musibete, doğaya ve insana saygı göstermeyen Çin’den gelen ve gözle bile görülemeyen bir virüse yenik düştü. Ne denilebilir ki başka? Yakınlarına sabır versin inşallah. Dualarım bugün onlar için...
Yanıtla (0) (0)Tek adamın etrafındaki hiziplerin kavgası bu tip rejimlerin alamet-i farikasıdır.Bütün diğer yüksek primatlarda da vardır bu davranış.
Yanıtla (0) (0)Cumhur Bakanlıgı Hükümet Sistemi bir ailede Baba nın ailenin diger üyelerini dikkate almadan tüm kararları tek başına almasına benziyor. naçizane görüşüm.
Yanıtla (0) (0)merak ediyorum..!! iktidarın ''kendi etiketiyle'' bedeva maskesi bile kaç kişiye ulaştı? kısa çalışma ödeneği dedikleri kaç firma kaç esnaf kaç işçi aldı şuana kadar, hergün ballandıra ballandıra bahsi edilen onca yardımlardan kaç vatandaş alabildi, gidin alın dedikleri kamu bankaları bile faizle 3 bin lira kredi verebiliriz diyor bordrolu vatandaşa..aslında söylenen yardımların toplumda uygulanmış ve uygulanacak bir karşılığı yok..oyalama ve gündemi başka yerlere taşıma gayreti içinde kendi seçmenini duygusal istifa girişimleriyle elinde tutma çabasından başka bir şey değildir..
Yanıtla (0) (0)Sayın Muhtefi. 14:52: Eski bir siyasetçiydi ama ABD güdümlü medya kendisini sürekli karikatürize ederek marjinalleştirdi. Youtube sayesinde ancak ömrünün son yıllarında propaganda şansı yakalabildi. Ve böylelikle kendisinin gerçek varlıklara dayalı parasal sisteminden, barışçı birleştirici yönünden haberimiz olabildi. Yaşı kaç olursa olsun değerli bir insanın ölümü erken ölümdür...
Yanıtla (0) (0)Allah size insaf versin
Yanıtla (0) (0)Reisin onayı olmadan hırsızlar, uğursuzlar, uyuşturucu tacirleri, ırz düşmanları, kız ve erkek çocuk tacizcileri, kadın katilleri, mafya babaları affedilip gazeteciler hapiste tutulamaz. Bunlar reisin affına karşı olduğunu defalarca söylediği suçlular.
Yanıtla (0) (0)Konu dışı fakat Softa Zihniyeti olarak onemli..!.. Sn Haydar Baş Beyefendi Alemi Ahirete göçmüşler..Menzilleri Mubarek olsun..ama şaşırdım Yobaz,Softalar Feryad,figan koro halinde Cehenneme gitti Türküleri söylüyor. Hayret ettim..Sn Haydar Baş Türkiye Cumhuriyetinin Birliğini, istiklalini, istakbalini savunuyordu..yine hayret bu yobaz ,softalara..!..Allah Şerlerinden Emin kılsın Vatani,Milleti.
Yanıtla (0) (0)Aklî selim,pek aklın ermiyor.Sehir hastaneleri virüste bir işe yarasaydı eski hastahaneler acilmazdi..Bütün hastaların aynı yerde tedavi edilmeyeceği anlaşıldı.Iyiki virüs 3 yıl sonra ortaya çıkmadı yoksa baş edemezdik.Virus tedavisi olan hastaneye hasta olursan bir gittte gör
Yanıtla (0) (0)Salda gölüne iş makineleri girmiş bunu yapabilirsin aklı selim olması imkansızdır
Yanıtla (0) (0)Kötü yönetiliyoruz ve buna ikna olmayanların önderliğinde kötü bir yerlere doğru gidiyoruz. Gemisini yürüten kaptan günlerinde bir toplumsal çözülmeye doğru bütün etik değerleri eğe büke ilerliyoruz. Yazsan boşuna sussan gönül razı değil.
Yanıtla (0) (0)Sağlık bakanı ve bilim kurulunun çalışmalarını iki saatte bitirenler en sonunda işi danışıklı dövüşle hakettiklerini sanıyorlar.Anlamadigim saglik bakanına sahip çıkılması gerekirken dışlandı.Sosoyal medyada menzilcilerin ve cubbelilerin siyasi destekleri de aklıma fetö yü getirdi.Yani işi iman olması gerekenlerin alışkanlıkları hiç değişmemiş.Feto gitmiş meto gelmiş.Ticaret,koltuk,ve dunyevilesen tarikatler cemaat olmuş.
Yanıtla (0) (0)Çocuk istismarı, taciz, tecavüz konularında AK parti ve MHP niye suçtan yana.
Yanıtla (0) (0)Gençlerin bu ülke dışındaki seçeneklere yoğunlaştığı dönem. Ortadoğu’nun birbirini katleden zavallılığında kurtulmak gerek. Başına çoban arayan bir kültürden kinseye fayda olmaz.
Yanıtla (0) (0)Çok trol var. Her biri Türkiye ekonomisinin misli ile önünde olanlara göstermelik yardım diye uyduruk bir şeşler yollamak tam da ezik Ortadoğulu’nun ”ayranı yok içmeye” deyişine uygun. Tarihimizde ilk defa MB yedek akçeside yağmalandı! Ama trole sorsan büyük devlet. Hadi canım!!!
Yanıtla (0) (0)Devlet, farklı çıkar gruplarının, savaş alanı ve ganimet yeri değildir Hak ve özgürlüklerin eşit dağıtıldığı, erdemlilik makamıdır... 'Sadakat ve bağlılığın' yerini, "ehliyet ve liyakat" aldığında, insanımızı 'kurban' (!) etmekten kurtarmış olacağız...
Yanıtla (0) (0)Çocuklara yönelik cinsel istismara, geceyarısı af çıkaran AKP’li ve MHP’li vekiller kutlama yapmış. Afla tecavüzcüyü, kadına şiddet uygulayanı, gaspçıyı, dolandırıcıyı serbest bırakıyor iktidar. Bilimum hırsız uğursuz ahlaksız sokağa çıkarılacak... Nerde bizim “dini bütün” ve her gün iktidar propogandası yapan kadrolu yorumcular?
Yanıtla (0) (0)Şehir hastanelerine karşı çıkan müzmin muhalif çevrelervedestekçileri"Türkiye'yi şikayet etmeye hakkınız yok. Biz Türkiye'ye teşekkür borçluyuz. En sıkışık anımızda bize yardım eli uzattı."Bu lafları İngiltere'de söylüyor İtalya'da! İspanya'da Niye? Yoksa bu ülkeleri yönetenler gizli AK Partili mi? Valla olabilir! Araştırın isterseniz. Doğru dürüst siyaset yapmayı bilmiyorsunuz zaten. Bildiğiniz tek şey devleti ve hükümeti kötülemek!
Yanıtla (0) (0)Allah gecinden versin emri hak tecelli ettiğinde,Cumhur ittifakının başına kim geçecek.Reis her ne kadar,tarafını belli etse dehalkımız da oldum olası damatlara karşı geçmişten gelen bir istemezcilik ve kıskançlık var.Soylu bakanın istifası ses getirdi intihar teşebbüsleri bahcelinin tarafını belli etmesi,ile reis mecburen geri adım attı.Damat bakan istifa etmiş olaydı inanın ahali virüse bakmaz halay çeker horon teperdi.
Yanıtla (0) (0)Sn 03:11, Cehaleten bi aldırmazlık mı? yoksa "Biz zaten ölmüşük, batsın bu dünya" modunda bir kültür mü? Her ne hal ise yetkililer neyle meşgullar? Ora ayrı bi devlet mi? Rusya'da kurallara uymaması nedeniyle 3-5 kişi devlet güçleri öldürmüştü sanıyorum...Ölüm oranlar sanırım bizimkinin 10da birine yakın. Desene bu gidişle Ağrı'da "Karaman'ın koyunu, sonra çıkar oyunu". Allah hayreylemez Ağrılı hemşerilerimin sonunu! Korona marka ölüm konusunda, milli istatistiklerimizin karizmasını çizdirecekler bu gidişle.... Yazık!
Yanıtla (0) (0)Cumhurbaşkanı Erdoğan emeği, alın terini, sahiciliği, samimiyeti, direnci, inancı, kararlılığı, mücadele ruhunu, kendisiyle hemhal olan tüm bu özellikleri bir kez daha Türkiye sevdasıyla yoğurmuştur. Hamuruyla, mayasıyla, alın teriyle çizdiği rotada kimlerle yürüyeceğini, kimlerin hangi ihanetlerin içinde olduğunu çok iyi bildiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye Sevdalılarının yüreğine bir kez daha su serpmiştir…
Yanıtla (0) (0)Soylu, ''zamanlaması bakanlığımız tarafından alındı'' şeklinde açıklamasına verilecek cevap şu olabilir: ''Tabi inandık sayın bakan inanmamak ne mümkün. Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi? 18 yıldır başımızı emme basma tulumba gibi sallamadık mı, şimdi de sallarız. Nasıl olsa günde 98 kişinin üzerinde koronodan ölüm olmaz. Aldırmayın siz zatürreden ölenlere korono virüs diyenlere. Siz ne diyorsanız o. Bu milletin bakkala gidip gelecek kadar aklı olsun yeter,fazlası neye yarar. Bizim yerimize nasıl olsa düşünen var!
Yanıtla (0) (0)Devam:Eczaneye girişte de ''Maskesiz girilmez'' ibaresi vardı. AVM 'nin kapısında da aynı ibare vardı.Hem satmayı yasaklayacaksın hem de vaddetiğin dağımı gerçekleştireceksin.Bu arada hem ptt hem de e-devlet yoluyla müracaat edeli bir haftayı geçti.hala haber yok.
Yanıtla (0) (0)Devenin biri demiş: "Nerem doģru ki" TCnin de nesi doģru ki. Her şey den önce, başka bir halkin arsasi üzerine, silah zoruyla kurulmuş.
Yanıtla (0) (0)İstifa ettiydi,geri dön(dürül)dü.Ben onu bunu anlamam.Şu maske meselesini dahi çözemeyen sisteme karşı güvenim yok artık.Diyabet -2 hastası 62 yaşımda olan ve Bursa'da oturan bir vatandaş olarak izolasyon meselesine azami derecede uyuyorum.Ama dün devamlı kullanmak durumunda olduğum ilacımı almak için aile hekimime gittim.''Maskesiz girilmez'' ibarsi vardı.Bir şekilde hallettim.(Her ne kadar en üst perde yasak dese de Bursa Dikkaldırım mahallesinde 5 ve 7.5 Tl'ye cadde üzerinde satılıyor)Eczaneye gittim maske almak için .Ne satılıyordu ne de ücretsiz veriliyordu.
Yanıtla (0) (0)Soylu AKP’li değil ki zaten.
Yanıtla (0) (0)İstifa 300 madenci yanarak öldüğünde bile "bu işin fıtratında var" diyen zihniyetin yapacağı iş değil.Sanırım en çok ben uğraşıyorum siz destek olmadığınız gibi arkamdan kuyumu kazıyorsunuz bana ne bana ne ben oynamıyorum istifasıydı bu.
Yanıtla (0) (0)Bir ortaoyunu yaşandı da işyerleri bu beceriksizlik yüzünden 1-2 ay fazladan kapalı kalırsa sorumlusu kim olacak? CHP olmasın?
Yanıtla (0) (0)Bir soru: Parlementer sistemde Tayyip Erdoğan bakanlara söz geçiremiyor muydu? Mesela yapmak istediği neyi yapamıyordu? Bu tarz tutarsız muhalefet sana yakışmıyor Satın Kiraz...
Yanıtla (0) (0)bu ülkede filler tepişir çimenler ezilir ve tepişenler cahiller tarafından daima alkışlanır. aydınlar aydınca alimler alimce söz söylemedikleri müddetçe kaderimiz karanlıktır. yazık günah. güneşin battığı topraklar da Niçenin tabiriyle Tanrının öldüğü gibi güneşin doğduğu topraklar da da mı Tanrıyı öldürüyoruz acaba. soru sormadıkça ve sorgulamadıkça ve gerekirse isyan etmedikçe sürünmeye ölmeye ezilmeye devam maalesef. yemin ediyorum yazık günah. İmanı olanlar çıkıp insanca namusluca düşüncenin namusuna ihanet etmeden hakikati haykır-malıdırlar.
Yanıtla (0) (0)Bu yanlış kararın neticesinde kim bilir kaç vatandaş çekecek veya ölecek. Millet can derdinde Soylu ve Damat gelecek derdinde. Ne olur elinizi vicdanınıza koyun, bu iki isimden biri memleketimizi hukukun, adaletin ve insan haklarının önde geldiği bir demokratik bir yönetime ulaştırabilirsiniz. Allah sonumuzu hayretsin.
Yanıtla (0) (0)Madem sorumluluğu alıp istifa ettin. Delikanlı şekilde kararında kalsaydın. Sanırım bu dikkatleri dağıtmak için bit alicengiz oyunuydu.
Yanıtla (0) (0)Gündem değiştirme bunu özal çok yapardı halkın hoşnut olmayacağı yada tepki göstereceği bir iş yapacağı zaman ortaya bir top atar vatandaş onunla uğraşırken o işi halleder iş bittikten sonra vatandaş ne derse desin dediği yapılmış olurdu bu süreci iyi takip edin altından neler çıkacak bakın kimseS 400 den patriottan idlipten patriotlardan imf den bahsetmiyor
Yanıtla (0) (0)Osmanli romansi yasayan herkes su an tam bir Osmanli rejimi seyrediyor.. mutlak sadakat uzerine kurulu tek adam rejiminin ic cekismeleri, halkla iliskilerini zengin-fakir ayrimini acarak, tekaliflerle daha da yukleyerek yurutulen politikalar, baska topraklar/seferler, agir masraflar, giderek verimsizlesen ve kendini tuketen bir sistem vs vs.. sonunu gordugumuz bir film.. yuzyillar oncesi tekrar yasanmadan cumhuriyet niye iyi bir seymis, anlamayacak olanlara iyi bir hatirlatma.. ama bize agir bir yuk.
Yanıtla (0) (0)Ağrı'da yaşıyorum. Sözüm ona 60 yaş üstü ve 20 yaş altı yasak var, 1,5 m kuralı en önemlisi maske takma kuralı. Eskide olduğu gibi cadde ve sokaklar, iş yerleri dopdolu, maske takan hak getire. Dışarıda gördüğüm kişiler ise çoğunlukla 20 yaş altı gençler, pimi çekilmiş bomba gibi amaçsızca geziniyorlar. Bunlara müdahale eden, bu yasağı denetleyen herhangi bir yetkili de görmedim. Bizde durum bu, istanbul'da akrabalarımız var orada da durum pek farklı değil. Allah sonumuzu hayrede
Yanıtla (0) (0)Eskiden ne güzel kemalizme cehalete çakardık. Ama islamcılar geldi tüm ezber bozuldu
Yanıtla (0) (0)Atı alan üsküdarı geçti. Seçim iptali gördük, muhalefete terörist deyip, terör başından medet ummayı gördük. Düzen yağma düzeni! yakında ekmeğimize göz koyarlar. Bu felaketide muhalefeti susturmak amaçlı kullanır.
Yanıtla (0) (0)Gene faraziyeler üzerinden bir yazı, hem de sistem eleştirisi... Belli ki hükümet içinde haber vereniniz de yok. İş düşmüş başa!
Yanıtla (0) (0)