İnsanların ağladığını duyabilmek için Joan Baez’in düşü...

Karantina günlerini daha dayanılır hale getirmek için bazı şiirleri, şarkıları yeniden keşfediyorum adeta...

Bazen hafızamı tazelemek için geçmişin hüzünlerine, sevinçlerine doğru uzun yolculuklara çıkıp hatıralar denizinden bulduğum bir şarkıyı her gece tekrar tekrar dinliyorum. Ama hiçbir şarkının tadı canlı performanslardaki gibi olmuyor.

22. İstanbul Caz Festivali’nde Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde Joan Baez’den “Blowing in the Wind”i dinlerken adeta yerimde çakılıp kalmıştım. O muhteşem gecede yıldızları parlatan şu dizelerin hüznü hala kulaklarımda çınlıyor sanki...

/Bir adam kaç kez yukarı bakmalı
Gökyüzünü görebilmesi için
Evet, ve bir adamın kaç kulağı olmalı
İnsanların ağladığını duyabilmesi için
Evet, ve kaç ölüm olmalı onun bilmesi için
Ne kadar çok insanın öldüğünü?/

O gece Açık Hava Sahnesi’ndeki konsere “Land of a Thousand Dances” ile başlayan Baez, “Blowing in the Wind”, “Imagine” ve “Gracias A La Vida” adlı sevilen şarkıları yorumlamıştı. Baez sahnede, Hiroşima olarak da bilinen Nazım Hikmet’in “Kız Çocuğu” şiirini de Türkçe seslendirmişti.

Bütün dünyada Corona kabusunun kapıları çaldığı bugünlerde insanlık zor bir süreçten geçiyor. Gerçi Corona felaketiyle tanışmadan önce de güllük gülistanlık bir dünyada yaşamıyorduk ama... Doğanın hoyratça yok edilmesi, iklim yıkımı, ekonomik ve siyasi problemler, savaşlar, yoksulluklar, mülteci dramları... Hepsi her gün bir karabasan gibi üzerimize çöküveriyor sanki...
Her zaman insan hakları ve özgürlükler için sesini yükselten Joan Baez son albümü “Whistle Down The Wind” de yer alan “I Love The Were All Over” şarkısında söylediği gibi insanlığın üzerine çöken kabustan ızdırap duysa da, adil bir dünya hayalinden asla vazgeçmez: “Daha iyi bir dünya gelecek mi? Bilmiyorum. Ama işimizi, yarın gelip gelmeyeceğini düşünmeden adil ve sevgi dolu bir toplum için severek yapmalıyız…”

1955’ten itibaren halk şarkıları repertuvarını geliştirmeye ve halka açık mini konserler vermeye başlayan Joan Baez ilk plak kaydını da Bill Wood ve Ted Alevizos ile aynı yıl bir arkadaşlarının evinin bodrumunda gerçekleştirirler. Kayıt 1959’da “Folk Singers- Round Harvard Square” adıyla yayımlanır.

Sanki başka bir alemden geliyormuş hissi veren o mistik tınılı sesi, siyah uzun saçları, doğal güzelliği ve çıplak ayaklarıyla sahnedeki görüntüsünü ilk kez izleyenlerin gözünde o, Çıplak Ayaklı Madonna’ydı bir bakıma...

1956’da Martin Luther King ile tanışır ve onun “şiddetsizlik, medeni haklar ve sosyal değişim” temelli Sivil Haklar Hareketi’ne katılır.
1960’lardan günümüze dek dünyanın bütün coğrafyalarında yaşanan her türlü adaletsizliğe, hak ihlallerine karşı şarkılar söyler ve aktif olarak eylemlere katılır. Vietnam Savaşına karşı mücadele edenlerle omuz omuzadır. İran’da muhaliflerin barışçıl gösterilerini destekler.

Latin Amerika ülkelerindeki anti-demokratik uygulamalara karşı mücadele edenlerle dayanışma içerisindedir.

ABD’nin Irak işgaline karşı eylemlerde hep ön saftadır.

Afrika’daki yoksulluk ve açlıkla mücadelede, Kamboçya’daki gıda ve ilaç krizlerinde çözümün aktif bir parçası olur.
Bosna- Hersek ve Filistin-İsrail meselelerinde barış için sesini yükseltir.

Çin’deki Tiananmen Katliamını protesto etmekten, Trump karşıtı eylemlere katılmaktan ve mültecilere destek vermekten asla vazgeçmemiştir.

Karantina günlerinden henüz kurtulamadık ama, şarkılarda, şiirlerde daha güzel bir dünyayı hayal etmeye devam edeceğiz ve tabii ki Joan Baez’in “The Dream Song” şarkısındaki gibi rüya görmeye de...

/Bir rüya gördüm, yalınayak bir kızı takip ediyordum.
Dünya genelinde akan bir derenin (akarsu) yanında
Birçok şey hakkında konuştuğumuz halde onun ağzı hiç hareket etmedi
Sağıra müzik, köre renk ya da insana tanrı

Ve sonra ayrılıklar binlerce göz yaşı haline geldi
Çılgın aynalı evde dizlerimin üzerindeydim
Yüzümü bulamadım ama ses bana yaklaşıyordu
Sus bebeğim, tatlı bebeğim, sakın ağlama

Ve düşündüm ki uyandım ve annem orada duruyordu
Ve kalbim annemin saçındaki şeritler gibi kırıldı
Etrafı çevrili ve girdaplı otobana dönüştü
Çok mükemmel olmayan dünya etrafına düşen taç gibi./ (Çeviren: Janberk Nak)

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum
  • KARAR OKURU / 05.04.2020 21:02

    ... sıradan ama sesler ve seslendiren sıra dışı. Halk müziği, tıpkı bizim türkülerimiz gibi fakat gitarla çalınıp söylenilenilini anlatmış. *** Yeryüzünde bizden başkaları da var ve dilleri, dinleri, ırkları farklı da olsa bizim gibi sıradan insanları kalplerinde taşıyıp haklarını ve acılarını seslendiriyorlar. İsteselerdi çıplak ayaklı kontes olmak yerine köşklerde saraylarda yaşayabilirlerdi. Demek ki kalplerini ve vicdanlarını kaybetmeyenler, kişisel çıkarlarına kurban etmeyenler böyle gerçek başarılara imza atabiliyor, milyonların kalbinde böyle yaşıyorlar...

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 05.04.2020 21:02

    Sn 14.04: Jazz degil folk müzik yapıyor, Joan Baez. Başka tarzlarda da müzik yapmış. Yazar bu defa farklı bir müzik ve müzisyen hakkında yazmış. Babası Meksika asıllı Stanford Üniversitesinden matematik ve fizik doktoralı, annesi İskoç asıllı bir Amerikalı. Babası Birleşmiş Milletler’de çalıştığı için Irak dahil bir çok farklı ülkede yaşamış. Kendisi ayrımcılığa sürekli karşı çıkmış hatta müzik kariyerinin başlarında sadece siyahlara çalıp söylemiş. Sıradan insanların müziğini yapıyor. Sıradan insanların dertlerini haykırıyor, dünyanın neresinde ve kim olduğuna bakmadan... İnsanlar ...

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 05.04.2020 18:55

    Harika

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 05.04.2020 15:37

    KO 14:04 JB'in ve makalenin jazla-mazla bir alakası yok. Başka müzik. Nereden esti? Kim kulağına ne fısıldadı? Ezikliğini mi hatırladın? Utanmaz mısın 'Jazzman' ismini taşımalıktan?

    Yanıtla (0) (0)
  • HASAN ARABİKOĞLU / 05.04.2020 15:14

    İYİ GELDİ, SAĞOLUN

    Yanıtla (0) (0)
  • Jazzman / 05.04.2020 14:04

    Yine kafayi jazz'la bozmussunuz...

    Yanıtla (0) (0)
  • Lennon / 05.04.2020 11:28

    Imagine'i Joan Baez'den dinlememiştim. Aklıma düşürdünüz, Youtube'dan izledim şimdi. Imagine B.M. antemi olsun derim.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 05.04.2020 11:21

    Başa çıkacağız, bir gün ... Yoktur korkumuz, bugün... İnanıyorum ki Başa çıkacağız bir gün (We shall overcome-John Baez)

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 05.04.2020 11:01

    Daha da acıklısı, çok genç yaşta, birkaç yıllık eşinin devlet gücünce elinden alınması.

    Yanıtla (0) (0)
  • Dumrul / 05.04.2020 10:47

    "Hakk kulundan intikamını yine kul eliyle alır, ilmî ledun bilmeyenler anı kul yaptı sanır " buyurmuş üstad ks. Günahları değil sevapları çoğaltan yerlere ..fiillere merak salmak gerek!

    Yanıtla (0) (0)
  • tefekkür / 05.04.2020 05:18

    he gardaş he tam caz ın sırası.

    Yanıtla (0) (0)
  • kahya resul konuk / 05.04.2020 03:20

    bizim camia -hem muafazakar hem mütecessiz.........gördünüz işte adam neyi görmüş..................bilmem aglasammı ağlamassamı.....................behlül

    Yanıtla (0) (0)
  • kahya resul konuk / 05.04.2020 03:16

    helal sana filozof madonna nın çıplak ayağı dikkatini çekmiş......kıral çıplak göremiyorsun........genede helal ya aydın olduğunu bizim camiadan olduğunu isbat etmişsinya......onunla iktifa edelim......mahalenin yeni delisi behlül........ ....................................

    Yanıtla (0) (0)
  • Ata Kavalcı / 05.04.2020 02:10

    ABD kontrolde çok usta. Özgürlükler ülkesi deniyor eğer özgürlüğünüzün sınırlarını bir başkası çiziyorsa, örneğin Irak operasyonlarını durduracak gücünüz olmadığı için protestonuza izin veriliyorsa tutsaksınız demektir. Zincirin uzunluğu köleliği değiştirmiyor. Eskiden ABD siyasi gerekçelerle sanatçıları artistleri işinden ederdi cadı avlarıyla muhbir listeleriyle. Şimdi gerek duymuyor. Ama bu medenileştiği için değil, insanlar artık iyiye güzele ulaşamıyor. Joan Baez tv de sürekli yer alsa belki bir şeyleri değiştirme olanağı bulabilirdi. Ama o kanallar mücadele ettiği insanların elinde!

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 05.04.2020 01:32

    benim anlayamadıgım başka ülkelerdeki muhalif sesleri yüceltirken kendi ülkendeki muhalif sesleri eleştirmek çelişki degilmi?.

    Yanıtla (0) (0)
  • Allah yardımcın olsun... / 05.04.2020 01:26

    Kutsalı sıradanlaştıran, sıradanı kutsallaştırmak zorunda kalıyor...

    Yanıtla (0) (0)