İç tehdit, dış tehdit, full tehdit!

Evrensel siyaset kuralıdır: Bir yönetim iç tehditlerle uğraşırken dışarıyı, dış tehditlerle uğraşırken de içeriyi sakin tutar. Gerçekten bir dış tehdit söz konusu ise devleti yönetenlerin ülkenin enerjisini içerideki ihtilaflara harcama lüksü olamaz zaten.

Hiçbir yönetim bir dış tehditle karşı karşıya olduğu zamanlarda ülkedeki toplumsal kutuplaşmanın, ihtilafların ve çatışmaların büyümesini, keskinleşmesini istemez.

Siz eğer içerideki kavgaları bitirmek şöyle dursun daha da alevlendirmek için uğraşıyorsanız dışarıda ciddiye aldığınız bir tehdit yok demektir. Bir yönetim içerideki toplumsal ayrışmanın keskinleşmesini tek bir sebeple isteyebilir: Kendi tabanını bir arada ve mobilize halde tutmak için.

Dolayısıyla ülkemizdeki hâkim siyasi retorikteki çelişkiler dikkat çekici. Üstelik çelişkiler burada da bitmiyor. Bir yandan milleti iç ve dış tehditlerle korkuturken bir yandan da abartılı övünmelerden geri durmuyoruz. Şöyle büyüğüz, böyle güçlüyüz. Anladığımıza göre aslında korkması gerekenler biz değiliz. Biz kendisinden korkulacak olanlarız. Dünyadaki büyük güçler bizden korktukları için bizimle uğraşıyorlar zaten!

İktidar kanadının “iç tehdit, dış tehdit” laflarını ciddiye almayanlara verdiği cevap ise standart: “15 Temmuz’da darbe girişimi yaşanmadı mı? O zaman olduğuna göre yine olabilir.” Bu cevabı ikna edici bulmak için zihninizin mantık yetisini devreden çıkarması gerekir. 15 Temmuz’dan bugüne kadar dört koca yıl geçti. Bunca zaman boyunca siyasi iktidarın yetkilerini çoğaltmak, güçlerini artırmak için yapılabilecek her şey yapıldı. “Devletin çok daha kolay yönetilmesini sağlayacağı” vaadiyle halka sunulan Başkanlık rejimine geçmek dahil. Buna rağmen hâlâ darbe tehlikesi ortadan kaldırılamadıysa bu kimin kabahati?

***

Kimse kusura bakmasın, “Türkiye’de darbe tehlikesi var” demek “iş başındaki iktidar ülkeyi yönetemiyor” demekle aynı kapıya çıkar.

Haddizatında 15 Temmuz kalkışmasına hazırlıksız yakalanmış olmamız da devletin iyi yönetilmemesi sorunuyla doğrudan ilgiliydi. FETÖ’nün dershanelerinde çocuğunu okutanlar, bankalarında hesabı bulunanlar, gazetelerine abone olanlar birer birer tespit edilip cezalandırılırken bu habis örgütün ordu içindeki uzantılarına dokunulmaması yönetim zaafı değilse neydi? Fetullahçı hakimler, savcılar, polisler, öğretmenler mesleklerinden uzaklaştırılırken ordu mensupları için harekete geçmek için darbe girişiminin gerçekleşmesini beklemek başka nasıl açıklanabilir?

Hiç değilse 7 Şubat’tan, hadi olmadı 17-25 Aralık sürecinden itibaren devletin radarına girdiği muhakkak olan söz konusu örgütün TSK içindeki kripto unsurlarının varlığı meçhul değildi. Devlet kurumlarını bırakın, sağır sultan bile FETÖ’nün öncelikli hedefinin orduya sızmak olduğunu, yaklaşık kırk yıldır bunun için uğraştığını biliyordu. Hatta bunların Hava Kuvvetlerindeki mevcudiyetlerinin oranının yüzde 90’lara ulaştığı, Genelkurmay’daki personel ve istihbarat dairelerinin tamamen bunların elinde olduğu gibi detaylar neredeyse kahvehane sohbetlerinde konuşuluyordu.

Bütün bunlara rağmen 17-25 Aralık’tan sonra bütün kurumlar hallaç pamuğu gibi atılırken TSK’ya dokunulmadı. KARAR 15 Temmuz’dan iki hafta kadar önce bu soruları gündeme getiren bir manşetle çıkmıştı. Üzerine alınan olmadı.

Bütün bu tuhaflıkları birtakım komplo teorileriyle izah etmeye kalkışanlar var. Oysa Ankara’da hiç değilse son zamanlarda işlerin nasıl yürüdüğünü bilenler açısından “yönetim zaafı” dışında bir açıklamaya itibar etmek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Unutmayın ki hem parti yönetiminde hem devlet idaresinde bütün yetkilerin tek bir kişinin elinde toplandığı, istişare ve ortak akıl gibi değerlerin liderliğe tehdit görülüp ortadan kaldırıldığı, devlet tecrübesine sahip kadroların tamamen yönetim kademelerinden uzaklaştırıldığı bir süreçte yaşandı 15 Temmuz kalkışması.

Muhtemelen TSK’nın birçok noktasına sızmış olan FETÖ’nün bir darbe girişimini deneyebileceği hesap edilememişti. Ama bu konudaki adımlar istişareyle, ortak akılla, devlet kurumlarının görüşleri dikkate alınarak atılabilmiş olsaydı söz konusu felaket yaşanmayabilirdi. Şimdi birtakım akla mantığa uymayan hususlara bakıp FETÖ’nün “15 Temmuz tiyatro” propagandasına kananların gözden kaçırdıkları nokta işte burası. Evet, 15 Temmuz’da “bile bile lades” durumu vardı ama bu bilinçli tercihlerin değil, yönetme zaafının neticesiydi. Darbe girişiminin ardından oluşan şartları siyasi faydaya dönüştürme çabalarını ise politika mesleğinin oportünist karakterinden başka bir izaha bağlamak gereksiz.

***

Nitekim bugünlerde Gelecek Partisi lideri Davutoğlu’nun gündeme getirdiği Mehmet Dişli olayını da bu açıdan yorumlamak daha mantıklı. Tümgeneral Dişli’nin örgüt üyesi olduğu, hatta örgütün ordudaki en faal unsuru olduğu herkesçe biliniyordu. Yani “kripto” bile sayılmazdı. Buna rağmen 2015 YAŞ’ında -yani 15 Temmuz’dan bir yıl önce- gündeme getirilen emekliye sevk edilme talebinin kabul görmemesi öngörü eksikliğiyle açıklanmalı. Muhtemelen akrabalarından dolayı parti içi dengeler vs. düşünülerek “şimdilik dokunmayalım” denmiştir.

Davutoğlu’nun fazla detaya girmeyen açıklamasından anlıyoruz ki 15 Temmuz’a giden yolda AK Parti içinde, hatta hükümet kanadında ve devlet kurumlarında tehlikenin farkında olanların yaptıkları uyarılar da dinlenmemiş. Böylesi bir konuda başbakanın ve MİT müsteşarının ısrarlı uyarılarının ve taleplerinin karşılıksız kalmış olması belirli bir süreç içinde giderek devlet yönetimine hâkim hale gelen “yönetme zaafı”nın kanıtı. Başka bir şey değil.

Meselenin yalnızca “yönetme zaafı”ndan kaynaklandığını söylemeyi o süreçteki hatalara bahane bulma çabası olarak değerlendirenler olabilir. Oysa söz konusu “yönetme zaafı”nın başka birçok alandaki yansımalarını da görmüş olmanın ulaştıracağı sonuçtur bu. Özelikle son on yılda iktidar partisinin yönetimindeki değişimin seyrini dikkatle izlemiş birinin aklına yatabilecek açıklama budur.

İktidar partisinin taraftarları da bu analize itiraz edemezler. Çünkü zaten AK Parti de darbe girişiminin ardından bu konuda ortaya çıkan zaafı parlamenter sistemle ülkenin yönetilmesinin zorluğuna bağladı ve MHP’nin sürpriz desteğiyle Başkanlık sistemi önerisini halkın önüne getirdi. İnsanlar da buna inandılar, referandumda yüzde 52 evet dedi.

Ama vaadedilen “daha iyi yönetim” gelmedi, aksine yönetim zaafı daha da derinleşti. Çözülmesini vadettikleri sorunlar çözülmedi, hatta yeni yeni sorunlar eklendi eskilerinin üstüne. Çünkü gerçekleştirilen değişimle iş başındakilerin yönetme kabiliyeti değil, yönetme zaafı güçlendi. Bu gerçeği kabul edemeyecekleri için şimdi darbe tehdidi laflarıyla, dış güçler retoriğiyle tabanı ikna etmeye çalışıyorlar.

YORUMLAR (80)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
80 Yorum
  • Mürsel / 29.05.2020 00:30

    Şamil Tayyar 8 önceki bir karikatürü linçseverlere sunarak Yen Asya'yı önlerine attı.Y Asya açıklaması şu an sansürlü. Tayyar tivitir hesabından 8 yıl önce olduğunu vurgulayıp hukuku geriye işletti ve kasıtlı yaydığını vurgulamış oldu.

    Yanıtla (0) (0)
  • Bursa lı ilhan / 29.05.2020 00:04

    Sayın yazar 17 25 Aralık da halen iktidarın söylemini kullanıyorsunuz. Meriçte bir kadın çığlık attı çocuklarımı kurtarın. Afad harekete geçti yalnız anne ve iki küçük çocuğu kurtarılamadı.anne KHK ile toplumdan soyutlanmış işinden yetmedi canından o da yetmedi çoçuklardan da olmuş. Siz ise halen iktidara etliye sütlüye dokunmayan eleştiriler le yürüyorsunuz köşenizi meşgul etmeyin.

    Yanıtla (0) (0)
  • hulusi keskin / 28.05.2020 22:41

    Kalemine sağlık İbrahim Bey makale okumayı azaltmıştmki, Karar yazarları ne yazmış diye baktım. Yazınızı taktir ettim. Sizin gibi üç beş yazar dosdoğru yazabilse belki ülkeyi yönettiklerini zannedenler ders alırlar.Ders alsalar neye yarar yönetme yeterliği olmayan bir kodro 18 yılda ülkeyi getirdiği durum ortada.Beceremedik deyip bıraksalar bir sürü yolsuzluk, usulsüzlük yargılanacaklar.Entrikalarla kalmak için her yolu deniyorlar.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 20:20

    Sayın yazar, yazı yazarken darbe gibi kalleşçe faaliyetlerle ilgisi olmayan masumları, darbecilerden ayırt etmenizi ve çok ciddi bir kul hakkı ki o hak, bebeklerin, çocukların, yaşlı ana ve babaların, zulme uğrayanların, intihara zorlanan masumların, zindanlarda çürüyen kız çocuklarının hakklarıdır, işte bu hakka girmeme izi tavsiye ederim. Ahirette hesapta size faydası olur.

    Yanıtla (0) (0)
  • 3 karar okuru na cevap 2 / 28.05.2020 19:07

    Bu söz normal bir hukuk devletinde söylense yer yerinden oynar. Bizim gibi anormal ülkelerde tarihe geçen söz diye baştacı edilir. Darbeyi vaktinde de yapsan ABD uşağısın, ABD uşağı. İşe bakın ki bu adam bu millete cumhurbaşkanlığı yaptı o yolla veya bu yolla. Bu memlekette kafayı oynatmamak imkansız.

    Yanıtla (0) (0)
  • 3 karar okuru na cevap 1 / 28.05.2020 18:53

    “kenan evrenin tarihe geçen bir sözünü tam burada hatırlamak gerekir,demiştiki darbe için şartların olgunlaşmasını bekledik.” Anadolu’da bir söz vardır: “Sap yiyip, saman sıçmak.” 3 karar okuru nun durumu da aynen böyle. Mart-Nisan gibi yapılacak darbeyi, şartların olgunlaşması için Eylül’e erteledik diyor. Bu erteleme ile kaç kişi sokakta kör kurşuna gitti. Bu insanların hesabını kim verecek?

    Yanıtla (0) (0)
  • e.k / 28.05.2020 17:42

    Guzel bir analiz. Yonetimde zaafiyet gosterip gorevlerini yapamayanlar hala koltuklarinda. Olan gariban memurlara ve vatandasa oldu..akp iktidari doneminde 15 Temmuz olayinin imkani ve ihtimali yoktur.. Olayin siyasi ayagina hic dokunulmadi.

    Yanıtla (0) (0)
  • Saltuk Buğra / 28.05.2020 16:13

    Silahlı kuvvetlerde iç ya da dış tehdit şüphesinin olduğu hallerde verilmesi gereken ilk emir "Tüm silahlı kuvetlerde mesai ikinci bir emre kadar uzatılmıştır" emridir.Bu emir neden verilmemiştir.Bu sorunun cevabı net bir şekilde alınmadıkça 15 temmuzu çözmek mümkün değildir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 16:10

    Kapıkuleden çıkamayan çıksa da esamisi okunmayanların, sadece kendi çöplüğünde ötebilenlerin kendilerine fayda sağlamaktan ve çöplüklerinin çöplük olarak kalmasından başka bir işlevleri yoktur.

    Yanıtla (0) (0)
  • 3 karar okuru / 28.05.2020 16:01

    ordu komutanları ve genel kurmay başkanı yerlerde süründürülüp derdest edilmiştir.bugün o genel kurmay başkanı o geceki kahramanlığının işaretleriyle bakanlık yapmaktadır.kenan evrenin tarihe geçen bir sözünü tam burada hatırlamak gerekir,demiştiki darbe için şartların olgunlaşmasını bekledik.bir gecede binlerce kişilik listelerin oluşturmasındansa 6 yılda bunu gerçekleştirmek elbette daha sağlıklı olmuştur.kuşkusuz bu bir tiyatro değildir ve açıkça bu bir darbe girişimidir ama asla bir yönetim zaafiyetide değildir.

    Yanıtla (0) (0)
  • 2 karar okuru / 28.05.2020 16:00

    getirilecek kişinin huyunu suyunu yeterince bilemeyeceklerinden,pişmiş aşa su katılmayacağından,böylelikle çok piyonun yeri değişip belirsizliklerin artacağındandır.ve 15 temmuzda hangi saatte banyoya gideceği,bahçeye çıkacağı vb davranışları belli ve programlı olup bütün hareketleri bilinen kişilerin tevafuka bakınki,nerede olduklarına dair medyada yer alan haberlere göre ,en yakınlarındaki yaverlerinin bile haberi yoktur.hiç kimse nerede olduklarını bilmemektedir.bütün kuruluşların yanında istihbaratada ahtopot gibi sızmış olan fetöcüler bundan habersizdir.bu arada ordu komutanları ve genel

    Yanıtla (0) (0)
  • 1 karar okuru / 28.05.2020 16:00

    Daima yeni şeyler ortaya çıkıyor.birgün onlar bir araya gelip nasıl bir helva ortaya çıkacak göreceğiz.fetöyle yola çıkanlar cumhur başkanının tv konuşmasına göre 2000 den sonra onlara tam anlamıyla vakıf olmuşlar.yaycı generalde istifa dilekçesinde 15 temmuzdan çok önce, Allah bilir 2000 den hemen sonra fetö belası hakkında çalışmaya başladıklarını yazdı.geçenlerdede Davutoğlu ,dişli generalimsinin 2015 deki askeri şurada,mit ve kendisi tarafından emekli edilmesini istediklerini ama daha büyük bir gücün engellemesi üzerine bunun gerçekleşmediğini söyledi ve bu yalanlanmadı.bu belkide yerine+

    Yanıtla (0) (0)
  • Mürsel / 28.05.2020 15:52

    Sandık bu işlerin çözümünü gösterir.Sandık sandık canını yediğim sandık.

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 28.05.2020 15:30

    İbrahimbey Fatıh Erbakanı neden çıkarmıyusunuz gazete ve Karar tvde saygılar

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru b / 28.05.2020 15:16

    .ayrıca artık her fikir beyanına çaya çorbaya limon misali fetö damgası vurmaktan vazgeçmelidir,böyle yaparak yoksa birşeyleri mi saklanmaya çalışılmaktadır.konuşulmasın,söylenmesin hatta düşünülmesin,öylemi istiyorsunuz.

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru a / 28.05.2020 15:15

    9. Paragraftan sonra bütün inandırıcılığı,mantığı kalmamış,ne idüğü belirsiz bir yazı olmuş.tc amazon ormanlarındaki bir kabile yönetimimiki yönetim zaafiyeti olsun,insani zafiyet olsun.eğer bu gerçekse,buna inanıyorsanız hemen derhal bu kadar ölen insanın hatırına derhal zafiyet gösterenler hakkında suç duyurusunda bulunmalısınız.her bir damla kanda o zafiyet gösterenlerin parmakları elleri vardır.savcılarda mutlaka okudukları bu yazıdan sonra artık gözlerini ovuşturup kamu davası için soruşturmaya başlamalıdır.görevi ihmal,görevi kötüye kullanma,kasten ölümlere sebebiyet verme ve daha neler+

    Yanıtla (0) (0)
  • Freeboy / 28.05.2020 15:14

    Dış güçler, tehdit vs yok. Hepsi iktidarın kendini korumaya almak için uydurduğu şeyler. Netanyahu yolsuzluk iddiasıyla hakim karşısına çıkıyor, İsrail dış güçlerin oyunu diye bağırıyor mu?

    Yanıtla (0) (0)
  • şahsım / 28.05.2020 14:51

    Nagehan Alçı’ya ,CHP milletvekili Gürsel Erol’dan ders: “Zekeriya Öz’ün heykelini dikeceğiz diyenler CHP vekilleri miydi? Fetö bankalarından kredi alanlar CHP vekilleri miydi?”

    Yanıtla (0) (0)
  • yeni türkiye / 28.05.2020 14:07

    haftada 4 gün sokağa çıkma 3 gün çık! Sokağa çıktığın günlerde de AVM’lere git, berbere-kuaföre de git ama deniz kıyısına, parklara, kırlara gitme! Gidersen cezayı yersin!

    Yanıtla (0) (0)
  • okur / 28.05.2020 13:55

    Muhalif olmadan önce farklı ,muhalif olduktan sonra aynı şeyler için farklı yazmak konuşmak olmasaydı inandırıcı olurdu. Ama bu duruda değil.

    Yanıtla (0) (0)
  • Adalet yoksa kalan hiç birşeyin kıymeti yoktur. / 28.05.2020 13:50

    CB tüyü bitmemiş yetimin hakkı milletin kaynaklarını keyfine göre harcıyor, (saraylar, yandaşa ihaleler, oy satın almalar, marjinal arap örgütleri ve devletlerine para aktarmalar, libyaya 200, ukraynaya 300 milyon dolar) kul hakkına giriyor, kimseye de hesap vermiyor. Açıklama zahmetine katlanmıyor. En basiti, Kendisi herkese hakaret edebiliyor, en basit eleştiriye CB na hakaretten dava açıyor. Böyle binlerce dava var. Seçim zamanı ezan bayrak temalı hamasi bir şiir tamamdır. İktidarda kalmak için dini ve ahlaki hiç bir erdem olmayacak mı?

    Yanıtla (0) (0)
  • 07.44 E KATKI / 28.05.2020 13:48

    Ahmet Davutoğlu, akit tv de katıldığı programda Mehmet Dişli ile ilgili ilginç bilgiyi veriyor. Size tavsiyem yaklaşık 3 saat süren programın tamamını izleyin. Davutoğluna nasıl saldırıldığını ve bu saldırının nasıl püskürtüldüğünü görünüz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Halil / 28.05.2020 13:46

    Sayın yazar yaşananları çok doğru tahlil ve tespit etmiş.

    Yanıtla (0) (0)
  • Fetönün yaptıklarından kim faydalanıyor ? / 28.05.2020 13:36

    Fetö ve diğer dinci yapılanmaları koruyup, palazlandırıp, devleti ele geçirmelerine izin verip, sonra şakadan yanılmışız demek bu kadar kolay bizde.Yanıldınız da nedamet mi getirdiniz? Yoo, hala fetö deyneği ile siyaset yapmaya devam. Rahmetli uğur mumcu taa 1979 yazmış, kasetleri yayınlamıştı. 28 şubat a küfreden dinci tayfa, rahmetli erbakanın ve bütün devlet ricalinin imzasını taşıyan bu 18 maddeyi bugün bir daha okusunlar bakalım. 28 şubatta kabul edilenler yapılsa fetö metö olurmuymuş. 15 temmuz, iki dinci siyasi yapının para ve iktidar savaşıdır. Bundan da RTE faydalanmıştır.

    Yanıtla (0) (0)
  • 12.21'e / 28.05.2020 13:25

    "USA general Eric Hill PKK lı Ferhat Şirin e bayram ziyareti yapmış,yeni tıbbi malzemeler vermiş." diyorsun. Bunda şaşılacak bir durum yok ki. Fetöyü kendi ülkesinde besleyen ABD'nin işi bu.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ali Osman / 28.05.2020 12:58

    İktidarlar düşman yaratmayı severler Bir süre ahali de kendileri de buna inansalardı gerçek er geç ortaya çıkar sadece halıanın altına süpürülür Gerçek düşmanlar yoksulluk yolsuzluk yasaklardır

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 12:54

    "Evet, 15 Temmuz’da “bile bile lades” durumu vardı ama bu bilinçli tercihlerin değil, yönetme zaafının neticesiydi. Darbe girişiminin ardından oluşan şartları siyasi faydaya dönüştürme çabalarını ise politika mesleğinin oportünist karakterinden başka bir izaha bağlamak gereksiz. " Benim anladigjm kadaroyla yazinizdaki ana fikir ve mesaj burada yatiyor..bu yalnizca yonetim zaafi degil.sonucu onceden gorme becerisi. sanildigi kadar beceriksiz degiller demek istemissiniz.Yanlis mi anladim.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 12:49

    Hiç kimsenin kusuru/kabahati/hatası fetocuları aklamaz.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 12:40

    Ah şu konu bir yazılsa ne iyi olur demenin bin çeşit yolunu bulmaya mecbur bırakılınca artık makul olanın en saçma olanlardan kalması ne garip? Yazacağınızı tahmin etmiştim, yanılmadığıma sevindim. Doppp dolu bir yazı okudum...

    Yanıtla (0) (0)
  • şahsım / 28.05.2020 12:39

    Vatandaş şirketinde kullanmak üzere kiralayacağı bir otomobile ödeyeceği paranın en fazla 5.500₺’sini gider yazabiliyormuş... Aynı uygulamayı kamudan da yapsınlar. 5.500₺’yi aşan bir araca binen bürokrat da üstünü cebinden ödesin. Kamuda tasarruf olmadan vergi yükü azalır mı?

    Yanıtla (0) (0)
  • a.lideri / 28.05.2020 12:21

    RTE a ve Akara a birisi haber versin.USA general Eric Hill PKK lı Ferhat Şirin e bayram ziyareti yapmış,yeni tıbbi malzemeler vermiş.Fotolu haber bugünkü gaztede var.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ekonomister / 28.05.2020 12:09

    Zaaf dediğiniz şey bir şeylere açık vermektir. Yönetme zaafı yönetememe değil yönetilecek olanlara karşı çıkar gözetme, ne ordan ne burdan aman bişey olmasın anlayışından kaynaklıdır. 15 Temmuz'da içeri alınan hemen herkesin bahsedilen suçlamalarla ilişiği vardır ama bu kişiler için zaaf olduklarından bunu söylüyorum. Masum insanlar da var, masum görünenler de... Bir gün siyasi ayağını da görürsek bu ülkeyi seven, dertlenen vatandaşlar olarak gerçeklere bir bir ulaşacağız.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 11:56

    Siyasi çıkarlarını toplumu kamplaştırmada görenlerin en önemli araçlari dini ve milli değerler üzerinden provokasyon üretmektir. Ülkemizde bu üretimin alıcısı her zaman vardır. O nedenle dünya ülkeleri sürekli çağ atlarken biz mehter takımı gibi iki ileri bir geri çırpınıp duruyoruz. Aynı zamanda iç ve dış tehditi gündemde tutarak toplum üzerinde anti demokratik hukuk dışı uygulamaları icra etmek daha kolay gerçekleştiriliyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 11:17

    ver mehteri her türlü gidiyor. Bu rezillikler olurken bu ne rezillik demek gerekiyordu. Simdi ezan la adam dövmeye geldi işler. o yüzden kendim ettim kendim buldum tyürküsüyle devam edelim

    Yanıtla (0) (0)
  • Realist / 28.05.2020 11:01

    İktidarın seçmenle ilişkisi zayıfladı. Böyle olunca damardan girmek lazım. Politikacılar da bu konuda uzmandırlar genelde. Kendi seçmenlerini gaza getirecek, duygu ağırlıklı bir üslup benimserler. Zira gerçekler açıklanacak kadar alımlı değil, hayal, duygu, umut satmak hem kolay hem de alternatifi pek yok iktidar için. Bence güzel de işliyor. Seçmenlerinin önemli bir kısmını konsolide etti bile. Duygusal / tepkisel toplumuz. Akılla da hareket edebilsek biraz keşke.

    Yanıtla (0) (0)
  • Raşit / 28.05.2020 10:04

    Bu sistem ülke daha iyi yönetilsin diye değil,AKP istediği gibi ülkeyi yönetsin diye getirildi. Eğer oylar çok düşerse eski ya da güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilk geçmek isteyecek parti AKP dir. Bu olağanüstü yetkilerin muhalefetin eline geçmesini AKP hiç istemez.Zaten bu sistem de AKP için istendi.

    Yanıtla (0) (0)
  • Okur / 28.05.2020 09:52

    Yanlış bir yazı. Gerçekleri göremeyen görmek istemeyen. Nasıl ki bütün ak partililer trol değil, nasıl ki CHP liler din düşmani değil, feto kurumlarından yolu bir şekilde geçenlerin hepsi kirli işlere bulaşmış değil. Bunu ne zaman göreceksiniz sayın yazar. Ne zaman görmeyi düşünüyorsunuz. Gazetesini alan, dersanesinde çalışan, bankasından maaş alan, çaycı si corbacisi , bunlara ne ara bu kadar kinlendiniz. Sıradan vatandaşa yani. Şu dört yıllık süreçte kaç tane zengin fetocu alındı , kaç tane siyasi fetocu alındı, kaç tane üst yönetiminden isim alındı , hiç, sıfıra yakın. İşiniz hep masumla.

    Yanıtla (0) (0)
  • Muzaffer / 28.05.2020 09:41

    Yalancı çoban hikayesini herkes bilir. Bir,iki kere yalandan yere kurt saldırdı dersin. Gerçekten kurt saldırdığında da bu sefer inanan çıkmaz.Bütün kavramları aşıtıyoruz. Yazık. Yarın öbürgün yardıma ihtiyacımız olduğunda kimse bize inanmayacak,yardıma koşmayacak.

    Yanıtla (0) (0)
  • feyzi aydıner / 28.05.2020 09:28

    siz özgür düşüncelisiniz. paradigmaların dışına çıkıp, hava alın biraz. iyi gelir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar Okuru / 28.05.2020 09:12

    Hayır, bin kere, milyon kere hayır. Yönetim zaafı yok. Yazar okuyucu düşüncelerini manipüle etmeye çalışmakta. Yazar yönetim zaafı gerçektir diyerek düşüncesini güçlendirmeye çalışmakta. Yönetimin bilinçli tercihlerinin sonucudur bugünkü memleket tablosu. Yazar boşuna uğraşmasın mevcut yönetimin "insani zaaf" içinde olduğunu ispatlamaya. Birilerinin sokağa çıkma yasağının güya yanlış zamanda bildirilmesini insani hata deyip affettiği, görmezden geldiği gibi, yönetim zaafı denilerek halkın bu zaafı unutması amaçlanmakta. Aslında yönetim yaptığı her şeyi bilinçli olarak yapmaktadır. Zaaf yoktur.

    Yanıtla (0) (0)
  • Nurullah BAHADIR / 28.05.2020 08:44

    "Darbe girişiminin ardından oluşan şartları siyasi faydaya dönüştürme çabalarını ise politika mesleğinin oportünist karakterinden" mi? Yoksa bu "oportünist karakter" bilerek mi malum şahsı azletmedi?

    Yanıtla (0) (0)
  • tarafsız / 28.05.2020 08:42

    15 temmuz sonrası yenikapı da bir miting yapıldı ve yenikapı ruhu dendi içerde birlik beraberlik saglanacaktı. ama uzun sürmedi kısa bir zaman sonra "sen atatirk hava limanında tankların arasından geçerek kaçtın tankların üstüne çıkmadın" oldu hani birlik beraberlik vardı hani kardeşdik uyutmayın bizi

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 28.05.2020 08:26

    Maalesef dizginler cehaletin eline geçince sistemin düzelmesi kolay olmuyor. Bağnazlık derinleşen ve yaygınlaşan bir hastalıktır. Dünya genelde ve yerelde böyle bağnazlaşma dönemleri yaşamıştır. Bilinen iyi örneklerden biri ortaçağda hristiyan karanlık çağı, cadı avı gibi anlayışlardır. Yoksulluk ve yoksunluk içinde dine sarılan güya garibanlar örgütlü kötülüklere acımasızca katılmıştır. Hitler dönemi ayrı bir örnek. Bunun arkasındaki güç hep muhtaç, maddi manevi aç ve cahil ya da bir şekilde kötü duruma düşmüş yığınlar olmuştur.

    Yanıtla (0) (0)
  • Habele-Hubele / 28.05.2020 08:19

    Ben hala olağan üstü şartlarda tam tasfiye için ordu içindeki Fetöcülere ulusalcı mı dersiniz Kemalist mi bilmem bir grup tarafından başarabilirsiniz yollu güç yanılgısına yol açacak hamleler ve teşvik olduğu kanaatindeyim. Sonrasında da olağanüstü şartları ve halktaki infial halini kullanan Erdoğan... benimki ihtimallerden biri.

    Yanıtla (0) (0)
  • AK-Pak katakulli,SWAP partisi.. / 28.05.2020 08:07

    Bugün 28 Mayis, 95 yil önce "Karaoglan Bülent Ecevit'in dogum günü.Ruhu sad olsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • yorumcu / 28.05.2020 07:44

    sayın davutoğlu mehmet dişli ile ilgili yorumları nerede yaptı. keşke atıf yapılsa da kolayca erişsek. şimdi ara dur. herkes gündemi dört dörtlük takip etmiyor. bu hassasiyeti bekliyoruz Karar sizden

    Yanıtla (0) (0)
  • AK-Pak katakulli , SWAP Partisi (!). / 28.05.2020 07:21

    "Söz konusu olan AKP ise akla hayale gelmeyen hersey yapilabilir"..Türkiye'de yasayinca ülkeyide bugünkü zihniyet yönetiyorsa hicbir seye sasiyormusunuz ?..

    Yanıtla (0) (0)
  • Goruyoruz / 28.05.2020 06:55

    Tek bir ornek: Avrupada her secimde Turkiyeyi karalamak artik standart haline geldigini gormeyen bilmeyen var mi? Zihin baska goz baska ruh baska olunca gormez tabi

    Yanıtla (0) (0)
  • Yandaş yorumcular... / 28.05.2020 05:22

    Kendiniz çalın, kendiniz söyleyin: Neşeli oluyor !

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 04:42

    Eleştiriyor gibi yaparak iktidarın 15 temmuza dair bütün iddialarını destekleyen bir yazı. Sizin gibi muhalif dostlar başına.

    Yanıtla (0) (0)
  • Muhtefi. / 28.05.2020 04:21

    Fetoyu bilmeyen yoktu..kimse salaga yatmasin.:))..Hepimiz biliyorduk.Sagcisi,solcusu vd .Fetocular (içerde, disarda olan) da viyaklanmasin yağlı kemik kapacağım diye en aşağıdan en tepesine Piramit gıbı yeşil Masonik örgüttü. Zikkimlandiklarina,Yediklerine saysinlar.! Isteseydik bizde Kemik peşinden koşardık. Kokusu bize uymadı. Ayrica Hocanizdan Politikaci OL-MAZ,,zorlamayin. Imkansız. Sanatkardan Tüccar..Hocadan (akademisyenden) Politikacı olmaz.!..simdi de Dedikodu peşinde. Geçmiş, geçmişte kaldi..Fetos bizi seyredip avanesine burnunu silip ben neymisim be abi havalarina sokmayalim.:)).

    Yanıtla (0) (0)
  • EKO / 28.05.2020 03:40

    BÖLÜM 2 3/ Hadi diyelim orduya güvenmiyordun, kışlalarında kalmalarını tercih ettin. Peki polis ne yapıyordu? 4/ Vatan Emniyet binası önünde toplanan sivil halkın can güvenliğini sağlamakla görevli polisin, tam tersine onları İBB binasına yönlendirmesi nasıl bir aymazlıktır? 5/ O gece şehit olan vatandaşların hiç birinin otopsisi, balistik incelemesi neden yapılmadı? Daha böyle çok soru var da, neyse...

    Yanıtla (0) (0)
  • EKO / 28.05.2020 03:32

    BÖLÜM 1 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili çok şey yazıldı ve söylendi. Ancak ben hiç birinde şu soruların cevabını bulamadım 1/ Darbe girişimine kaç tane uçak, tank, helikopter ve personel (ki çoğunluğunu ne yaptığını bilmeyen er ve erbaş) katıldı? Bildiğim kadarıyla ordunun elindeki silah ve personelin çok çok çok azı... 2/ O sırada ordunun geri kalanı ne yapıyordu ve neden kalkışmanın bastırılması için kullanılmadı?

    Yanıtla (0) (0)
  • Orhun / 28.05.2020 02:31

    Eh,kısmi olarak fena değil,hâlâ yandaş kırıntılığı olmakla beraber gerçeklere parmak basmış bir yazı

    Yanıtla (0) (0)
  • musto / 28.05.2020 02:21

    2)Darbe gününü düşünüyorum.Çocuk oyunu gibi.Mahallenin,muhtarını öldürmüşler çocuklar tankı teslim almışlar.Tayyib bey gayet sakin emir komuta altında yapılan bir darbe değil dedi.Ufak bir hadisede kıyametler koparan reisimiz sakin,Abdullah gül de sinirden,hiddetten kendini kaybetmiş,sanki darbe kendisine yapılmışcasına,kahroluyordu.Seçim yaklaştıkça sırlar açığa çıkacak gibi gözüküyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • İbrahim DİRİ / 28.05.2020 02:16

    Milletin verdiği krediyi topyekün muhalefeti kriminalije etmekte kullandı,ergenekon,hdp,gezi de başarılı oldu ama damat son noktaydı,hele hele istanbul seçimlerine ysk eliyle darbe yapması kaytanı kırdı.

    Yanıtla (0) (0)
  • musto / 28.05.2020 02:08

    1)Yılların,verdiği deneyim ile şantiye hayatı,il,ilçe,Türki cumhuriyetlerde,fetö elemanlarının tercümanlığı sayesinde,insan sarrafı olduk.Tanıdık bir düğüne gitmiştik,damat havacı pilot,bir kaç görüşmeden sonra,aileyi uyardım damat fetöcü dedim,basamakları beşer onar,çıktı.Darbe günü kurmay albay,olarak teslim alındı bir,kaç müebbet cezası aldı.Benim kardeşim fetöcü olacak ben bilmeyeceğim,adamı güldürmeyin.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 28.05.2020 02:06

    Ülkemizde iç ve diş tehditin bukadar revaçta olduğu bir dönem hiç yaşanmadı.Eskiden tehdit ya solcular,yada muhafazakar inançlı insanlardı.sağına MHP,soluna mıymıntı Perinçek takımını alan Akp için iç tehditin sınırı yok.Dış tehdit ise Katar dışında herkes.Hala vatandaşlarımız vatan savunması palavrası ile kandırılıyor.Ülkemiz çembere alınmış,mavi denizler kapatılmış,her taraf düşman.Hatta şubeye bu beye üzülüyorum diyenler,iç savaştan söz edenler var.İç ve diş tehdit yalanlarının olmadığı bir Türkiye’ye ne zaman kavuşacağız.

    Yanıtla (0) (0)
  • 01.21 / 28.05.2020 01:49

    "İşin tuhaf yanı insanların büyük çoğunluğu bunu göremiyor." Yasin Bey, 14 milyon insanın yardım aldığı veya yardıma muhtaç hale getirildiği bir toplum gerçekleri göremez, görse de söyleyemez. Bunu üzülerek söylüyorum bu insanlara da kızamıyorum?

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 28.05.2020 01:32

    '' bu bize Allahın Lütfudur'' başka söze gerek yok. tanık sizindir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Yasin / 28.05.2020 01:22

    Hiçbir yönetim bir dış tehditle karşı karşıya olduğu zamanlarda ülkedeki toplumsal kutuplaşmanın, ihtilafların ve çatışmaların büyümesini, keskinleşmesini istemez... muazzam bir tespit

    Yanıtla (0) (0)
  • Yasin / 28.05.2020 01:21

    Bir günü diğer bir günüyle çelişiyor. Pragmatizmde bir yere kadar. Makyevalizmi en uç noktalarında yaşıyorlar. Çok kısa bir sürede kendi kendilerini yalanlıyorlar. Akıl devre dışı. Tutarlılık devre dışı. Sadece iktidarda kalmak üzerine kurulan bir kutsallık söz konusu. Her değeri çiğniyorlar. İşin tuhaf yanı insanların büyük çoğunluğu bunu göremiyor. Bu kadar dış düşmandan bahsedip, içeride insanları nasıl ötekileştirirsin. Niye kucaklayıcı olmazsın. Nedir bu iktidar sarhoşluğu

    Yanıtla (0) (0)
  • İFRİT GİBİ BİR SORU!!! / 28.05.2020 01:19

    Hâlâ darbe tehlikesi ortadan kaldırılamadıysa bu kimin kabahati?

    Yanıtla (0) (0)