Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasında gündem konusu İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları oldu. ABD'nin ve Avrupa'nın İsrail'in gerçekleştirdiği soykırıma ortak olduğunu ifade eden Erdoğan, İslam dünyasına da seslendi. Erdoğan, "Allah bunu hepimize sorar" derken, "Buradan İslam dünyasına da bir çift sözüm var, ortak bir karar almak için daha neyi bekliyorsunuz?" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda İsrail'in, Gazze Şeridi ve Refah'a yönelik saldırılarına ve ABD'nin bu katliama destek vermesine sert tepki gösterdi.
Erdoğan, İsrail'in Gazze'deki soykırımıyla, Refah'a yapılan saldırıların daha da kanlı bir safhaya girdiğini vurguladı. Birleşmiş Milletler'e (BM) yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, "Ey BM, soykırımı durduramayacaksan sen ne işe yararsın? Dünyanın kaderi 5 ülkenin eline kaldıysa ne gerek var o binalara? BM kendi personelini bile koruyamadı. Gazze'de BM ölmüştür" şeklinde konuştu.
İsrail'den Han Yunus'a kanlı saldırı! Çok sayıda ölü ve yaralı var
Dünya liderlerine de seslenen Erdoğan, Netanyahu'nun barbarlığını izleyen tüm dünyanın sorumlu olduğunu ifade etti. ABD ve Avrupa'nın da İsrail'in bu barbarlığında sorumlu olduğunu belirten Erdoğan, "Ey ABD, bu soykırımdan siz de İsrail kadar sorumlusunuz. Ey Avrupa, İsrail'in bu barbarlığından siz de sorumlusunuz. İsrail'e açık açık destek verdiniz" diyerek tepkisini dile getirdi.
İSLAM DÜNYASINA ÇAĞRI
İsrail'in saldırıları sebebiyle İslam dünyasına da çağrılarda bulunan Erdoğan, "Buradan İslam dünyasına da bir çift sözüm var, ortak bir karar almak için daha neyi bekliyorsunuz? Allah bunun hesabını size, hepimize sorar" dedi.
Erdoğan'ın cümlelerinin satırbaşları şöyle:
"Grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tüm misafirlere hoş geldiniz diyor, bizi izleyen vatandaşlarımıza sevgi ve saygılarımı iletiyorum. AK Parti'nin hizmet ve kardeşlik siyasetini temsil eden dava arkadaşlarıma selamlarımı iletiyorum.
Daha 21 yaşında askeri dehasıyla, ilmiyle ve cesaretiyle İstanbul'u bizlere armağan eden Fatih Sulan Mehmet ve ordusunu rahmetle yad ediyoruz. İstanbul'u fethederek bir çağın kapasını kapattı yeni bir çağın kapılarını açtı. O tarihten itibaren İstanbul, bilim ve sanat merkezi haline gelmiştir. Dünya tarihi için ne kadar önemliyse, Fatih-millet kimliği bakımından da aynı derece mühimdir.
Fetih anlaşılmadan gemileri karadan yürütülen azim, ufuk ve strateji anlaşılmaz. Fetih İstanbul'un karanlık bahtını, aydınlığa çevirmek demektir. Fetih şehri bir gül bahçesine, gönül bahçesine dönüştürmek demektir.
Birileri hala kabullenemeseler de İstanbul Türk'tür, İstanbul Müslüman'dır. Allah'ın izniyle ebediyen öyle kalacaktır. Siyasi hayatımızın hiçbir safhasında İstanbul'a şehirlerden bir şehir olarak bakmadık. İstanbul her şeyden önce bize ecdadın, şehit ve gazilerin emanetidir. İstanbul milletimizin göz bebeğidir. İstanbul'a hizmet ederken bu şuurla hareket ettik. Ayasofya'yı zincirlerinden kurtarıp işte bu şuurla tekrar ibadete açtık.
Şehrin her karışına eserlerimizle mührümüzü işte bunun için vurduk. İstanbul'u korumaya devam edeceğiz. İstanbul'un Fethi'nin 571. yıl dönümünün bir kez daha hayırlı ve mübarek olmasını temenni ediyorum.
'KOLTUK UĞRUNA TÜM SİYASİ DEĞERLERİNİ NASIL SATTIKLARINI GÖRDÜK'
28 Mayıs seçimlerinin de birinci yıl dönümü. Buradan 28 Mayıs'ta görevi bir kez daha şahsımıza tevdi eden aziz milletimize en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Sağda solda vatan millet edebiyatı yapanların, koltuk uğruna tüm siyasi değerlerini nasıl sattıklarını gördük. Ortaya dökülenler buzağının sadece görünen kısmıdır. Asıl büyük skandallar suyun altında saklıdır. Karanlık noktaları aydınlatacak olanlar dönemin aktörleridir. 6'lı koalisyonunun cumhurbaşkanı adayının üzerindeki şüpheli bulutları temizlemesi lazım. Çıksın milletin zihnindeki soru işaretlerini gidersin. İmalarla konuşmayı bıraksın. Her şeyi açık açık itiraf etsin.
Milletimizin şahsımıza deruhte ettiği ağır mesuliyetin farkındayız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Türkiye'nin birliğinin ve dirliğinin teminatıyız. Farklı tercihte bulunanların da emanetine sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz.
28 Mayıs Seçimleri sonrasında ifşa olan gizli saklı anlaşmalar milletimizin nasıl facianın eşiğinden döndüğünü gösteriyor.
Biz kimin kimi hançerlediği meselesiyle hiç ilgilenmedik. Ama o zehirli hançerin milletimizin sırtına saplanmasına da izin vermedik. Ak Parti ve Cumhur İttifakı olarak Türkiye'nin dirliğini ve birliğinin garantisiyiz.
Pazartesi günü Kabine toplantısı sonrasında inşallah hükümetimizin bir yıllık karnesini kamuoyu ile paylaşacağız. Ne yaptığımızın hesabını millete vereceğiz.
İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırım, Refah'a yapılan saldırılarla çok daha kanlı bir safhaya girdi. Güya güvenli bölgedeki sivillerin yaşam mücadele verdiği çadırlara düzenlenen saldırıda 45 masum Filistinli şehit edildi. Görüntülere bakmaya kalp, can dayanmıyor. Bir baba, kafası kopmuş bebeğini dünyanın insanlığın vicdanına gösteriyor. 15 bin masum çocuktan ne istediniz? İçinizde insanlıktan kırıntı kalmadı mı? Hiç mi haddiniz yok? İnsanlığa bu kadar mı düşmansınız? Yeryüzünde hiçbir din şu vahşeti meşrulaştıramaz. Masum bir bebeğin kafasını koparmayı, sivillerin yakılarak öldürülmesini hiçbir inanç meşru gösteremez.
'DÜNYA, NETANYAHU DENİLEN VAMPİRİN BARBARLIĞINI CANLI YAYINDA İZLİYOR'
Dünya, bir hastanın, psikopatın, Netanyahu denilen vampirin barbarlığını canlı yayında izliyor. Ey ABD, sen de bu soykırımdan sorumlusun. Ey Avrupa Birliği, siz de bu barbarlığa ortak oldunuz, çünkü sustunuz. Hastanelerden toplu mezar çıktı. Tepki vermediniz. Gazze'de sadece soykırım yaşanmıyor. Gazze'de insanlar ölürken, Avrupa'da çocuk, kadın hakları, insan hakları ölüyor. Kimse kusura bakmasın. Bundan sonra hiçbir Avrupalı bize, kibirle insan haklarından bahsetmesin. İsrail, Gazze'de insanlığı öldürdü Avrupa'da ise kendi değerlerini öldürdü. Bu saatten sonra kimse bize basın özgürlüğünden bahsetmesin.
Ey BM, soykırımı durduramayacaksan sen ne işe yararsın? Dünyanın kaderi 5 ülkenin eline kaldıysa ne gerek var o binalara? BM kendi personelini bile koruyamadı. BM, ruhuyla ölmüştür.
Her platformda dünya beşten büyüktür diye haykırıyoruz. Ey BM 21. yüzyılda canlı yayında insanlığın soykırımı durduramayacaksan sen ne işe yararsın. Dünyanın geleceği 5 ülkeye kaldı ise ne gerek var o binalara.
'İSLAM DÜNYASI NEYİ BEKLİYORSUNUZ?'
Buradan İslam dünyasına da bir çift sözüm var, ortak bir karar almak için daha neyi bekliyorsunuz? Allah bunun hesabını size, hepimize sorar.
İsrail uluslararası hukukun kontrolüne girmeden hiçbir ülke güvende değildir. Buna Türkiye de dahil. Bu barbarlık Gazze ile sınırlı mı sanıyorsunuz? Asla ve asla durmayacaklar. Hukuk ve kural tanımaz bir İsrail tüm insanlık için, dünya barışı için de bir tehdittir. Netanyahu'nun bugün izinden gittiği Hitler, geç de olsa durdurulmuştur. Tamamen kontrolden çıkmadan bu barbarlık, insanlığın ittifakıyla derhal durdurulmalıdır.
İsrail ve onu destekleyenler bu soykırımın unutulacağını sanıyorlar. Açıkçası daha incesinde bunu başardılar. Ancak bu soykırım unutulmayacak. Ölen bebekleri, masum sivilleri dünya unutmayacak. Bu barbarlık unutulmayacak. Sanatçıları, yazarları, bilim insanlarını kasten öldüren bu vahşet unutulmayacak.
Üniversitede gençler, akademik profesörler soykırıma karşı seslerini yükseltiyorlar. Bu uğurda ağır bedeller de ödüyorlar. Buna rağmen okuldan atılma tehdidine rağmen gençler Filistinle dayanışma halindeler.
Soykırım suçluları, insanlığın vicdanında olduğu gibi hukuk önünde de mahkum edilmediği sürece olmaz.
Filistin'i devlet olarak tanıyan tüm dost ülkeleri tebrik ediyorum. Şu an 147 ülke Filistin'i ülke olarak tanımış durumdadır. 147 ülkenin ortak kararı 5 üyeden oluşan güvenlik konseyinin keyfine bırakılamaz. Tüm dost ve kardeş ülkeleri bu adaletsizliğe itiraz etmeye davet ediyoruz. Tekrar söylüyoruz dünya 5'ten büyüktür. 47 beşten büyüktür. insanlığın vicdanı beşten büyüktür. Bu işgale son vermeli ve yaptığının bedelini de hukuk önünde ödemelidir. İsrail ve onu destekleyenler bu soykırımın unutulacağını zannediyor. Batı kamuoyunda soykırımlarını unutturmayı başardılar ancak bu soykırım unutulmayacak. Ölen bebekleri dünya unutmayacak. Hastaneleri camileri, kilseler hedef alan bu barbarlık unutulmayacak. Sanatçıları, gazetecileri, bilim adamlarını hedef alan bu vahşet unutulmayacak. Çocuğunu toprağa veren babaları, Filistin topraklarında sahnelenen mezalimi unutturmayacağız. Öğrenciler, akademisyenler Siyonist lobinin baskılarına rağmen soykırıma karşı seslerini yükseltiyorlar. İfade özgürlükleri ellerinden alınmış durumda. Okuldan atılma tehditlerine rağmen gençler Filistin ile dayanışma halindeler. Dünya genelinde Gazze'yi yüreğinden taşıyan herkese dayanışma mesajlarımı gönderiyorum.
İsrail'in yargılanmasına müdahil olma kararı aldık. Elimizdeki tüm belgeleri muhataplarımıza ulaştırıyoruz. İsrail hukuk önünde mahkum edilmeden barış gelmez.
'TÜRKİYE'DE DARBELER DÖNEMİ SONA ERDİ'
Türkiye'deki darbeleri Filistin davasından ayrı düşünmek mümkün değildir. Darbelerin zamanlamasına bakınca Türkiye'nin Filistin ile dayanışmasını kırmaya dönük olduğunu görürsünüz. 15 Temmuz darbe girişiminin Siyonizm uşağı FETÖ tarafından yapıldığını hatırlatmıştım. İnönü döneminde İsrail devlet olarak tanınmışken Menderes Bağdat paktına katılarak İsrail'i rahatsız etmiştir. Kimse sanmasın ki mesele sadece Filistin, sadece Gazze, Siyonizm'in içerideki tasmalı piyonları ile her ülkeyi karıştırmaya çalışmakta. İşte buna biz dur dedik. Bundan sonra darbeye kalkışan herkes milletin, hukukun ve siyasetin tokatlını bulacaktır.
Türkiye'de darbeler dönemi sona ermiştir. Darbeciler yaptıklarının hesabını verecek, hapiste yaşlanacaktır. Milletin iradesinin ipotek altına alınmasına müsaade etmeyeceğiz. Menderes ve arkadaşlarının mücadelesini sürdürüyoruz.
SOKAK HAYVANLARI TEKLİFİ
Türkiye'de yaklaşık 4 milyon sahipsiz köpek olduğu tahmin ediliyor. Bu konuda sağlıklı bir sayım yapılamıyor. Bu sayı her yıl katlanarak artıyor. Bununla birlikte kuduz tehdidi de aynı oranda artıyor. 2018-2020 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 260 bin iken 2023 yılında bu sayı 438 bine yükseldi.
Bunun ötesinde çok daha vahim olaylarla karşılaştık. Ankara-Keçiören'de Tunahan çocuğumuz köpekler tarafından parçalandı. Antalya-Serik'te Mahra kızımız köpek saldırılarından kaçarken kamyonun altında kaldı ve hayatını kaybetti. Bitlis-Adilcevaz'da 10 yaşındaki Mustafa kuduza bağlı olarak acılar içinde can verdi. Muşta Medine teyzemiz yine köpekler tarafından yaralandı. Hemen her gün başıboş köpeklerin sebep olduğu olayları görüyoruz.
Bir de şunu çok açık kabul etmemiz lazım. Gelişmiş hiçbir ülkede olmayan bir başıboş köpek sorunumuz var. Bazı ülkeler ülkemize gelecek turistleri uyarmaya başladı. Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalık riski de giderek yükseliyor.
Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın. Hayvanları koruma kanununu biz çıkardık. Sahipsiz köpek sayısını yakala kısırlaştırmak metoduyla çözmek istedik ama olmadı. Şu anda bizim artık bu sorunu köklü bir şekilde çözmemiş şarttır. Bu sorunu çözmüş ülkeleri inceliyoruz. Gerçek şudur. Toplumun çok büyük bir kesimi sokakların güvenli hale gelmesini istemektedir. Bu çığlığa kayıtsız kalamayız. Sahipsiz köpeklerin sahiplenilmesini istiyoruz.
'KÖPEKLERİN SAHİPLENİLMESİ İÇİN KAMPANYALAR YAPILACAK'
Köpek bakım evi olmayan yerlerde bakımevleri kurulacak. Köpeklerin sahiplenilmesi için kampanyalar yapılacak. Biz istiyoruz ki barınaklara alınan tüm hayvanlar sahiplenilsin. Hayvanseverlerin daha fazla sorumluluk alacağına inanıyorum. Belediyelerin sürece olumlu katkı sağlamasını bekliyoruz. Bunu başarabilirsek bir sonraki adıma gerek kalmayacağını düşünüyoruz.