Sedat Peker’in ileri sürdüğü kamuoyunu sarsan vahim iddialara ilişkin bugüne kadar hiçbir adım atılmadı. Devlet kurumlarında ve siyasette görev yapan bazı üst düzey isimlerin büyük bir rüşvet ağıyla ilişkilendirildiği son iddialar ise artık bardağı taşırdı. Belgeli ifşaatlarla ilgili muhalefet suç duyurusunda bulundu. ‘Bu korkunç suçlamalara karşı savcılar derhal harekete geçmeli’ çağrıları yapıldı.
Bir yıl önce Sedat Peker’in ortaya attığı iddialar gündem oldu. Ancak yolsuzluk, rüşvet ve uyuşturucuyu barındıran suçlamalara yönelik soruşturma başlatılmadı. Bu tablo ortadayken şarkıcı Gülşen’in konserde yapıp özür dilediği haddini aşan bir espri nedeniyle tutuklanması kamuoyu vicdanını rahatsız etti. ‘Gülşen’e işleyen adalet, bu kadar ağır iddiaları araştırmaya bile gerek görmüyor mu’ değerlendirmeleri yapıldı.
YARGI YAZIŞMALI, BELGELİ İDDİALAR KARŞISINDA HAREKETE GEÇMELİ
Peker’in eski SPK başkanını, Cumhurbaşkanı danışmanını kapsayan son iddiaları ise artık tuzun koktuğunu gösterdi. DEVA Partili Yeneroğlu “Bu rezilliklerin peşine düşecek savcılar çıkacak” dedi. Gelecek Partili Özdağ “Seçim sonrasında bir ‘Temiz Eller Operasyonu’ olacak. Devlet imkanlarıyla çetecilik yapanları göreceğiz” diye konuştu. İddiaları reddeden Taşkesenlioğlu ise suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
'180 MİLYON DÖRT KASADA'
Yeni iddialarda bulunan Peker "Zehra Taşkesenlioğlu'nun eşi Ünsal Ban'ın gerekirse ortadan kaldırılması için bir kriminal gruba hazırlık yapmalarını söylediler" dedi. Eski SPK Başkanı Ali Fuat Tașkesenlioğlu'nun 100’e yakın mal varlığı olduğunu, 180 milyon dolarını villası ve iki dairesinde sakladığını da ileri süren Peker "Evlerde dört büyük kasa var. Paralar orada" paylaşımı yaptı.
TÜRKİYE SORUYOR SAVCILAR NEREDE?
Yargı, Sedat Peker’in son iddiaları karşısında sessizliğini korurken Gülşen’in dört ay önce söylediği sözler nedeniyle apar topar tutuklanması tepkilere neden oldu. Muhalefet; belgeli, görüntülü rüşvet-yolsuzluk-şantaj ifşaatları hakkında suç duyurusunda bulunulacağını duyurdu. “Savcılar harekete geçmeli” çağrıları yapıldı.
Kamuoyu bir kez daha organize suç örgütü liderliğinden hüküm giyen Sedat Peker’in iddialarına kilitlendi. BAE’de bulunduğu bilinen Peker, önceki gün “Deli Çavuş” isimli Twitter hesabından dikkat çeken suçlamalarda bulundu, bazı belge ve WhatsApp yazışmalarının görüntülerini paylaştı. Buna göre Peker, eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu ve TOBB üyesi Salih Orakcı’nın rüşvet talep ettiğini ileri sürdü. Taşkesenlioğlu’nun, kendisine bir sorun nedeniyle başvuran Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’i, AK Partili Zehra Taşkesenlioğlu’na yönlendirdiğini iddia etti. Zehra Taşkesenlioğlu’nun da Sineren’i Way Out adlı bir finansal danışmanlık şirketine yönlendirdiğini söyleyen Peker, burada Sineren’den 12 milyon lira danışmanlık adı altında rüşvet istendiğini öne sürdü ve belge paylaştı. Sineren’in rüşvet ödemeyi reddettiğini belirten Peker, daha sonra Danışman Taranoğlu’nun, Sineren’e ulaşarak söz konusu danışmanlık şirketinde bir araya geldiklerini belirtti. Peker, Taranoğlu’nun, Sineren ve eşinden 200 bin lira istediğini de söyledi. Sineren’in daha sonra eski Kıyı Koruma Genel Müdürü ve TOBB üyesi Salih Orakcı’ya yönlendirildiğini söyleyen Peker, Orakcı’nın, Sineren’in şirketlerinden birinde ortaklık istediğini ve iki lüks araba parası aldığını iddia etti. Orakcı’nın arabalar dışında 2,5 milyon lira istediğini de öne süren Peker “Mine Hanım bu parayı da yollar. Ancak süreçlerden sonra sermaye artırımı işi olmayınca ortaklık işlerinin iptal edilmesi için talimat verir” dedi.
Peker, Borsagündem isimli sitenin sahibi Orhan Pala ve ekonomi yazarı Burak Taşcı’nın borsa manipülasyonları yaptığını da öne sürdü. Peker, Pala ve Taşcı’nın “Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun döneminde de huysuzluk yapan şirketlerle ilgili karalama kampanyasına girdiklerini” iddia etti. Sineren’in bazı şirketleri adına 25 milyon liralık sahte haciz operasyonu düzenlendiğini söyleyen Peker, Pala ve Taşcı’nın da Sineren’in aleyhine haberler yaptığını belirtti. Peker, daha sonra Taranoğlu’nun Marka Holding’in sahibi İbrahim Tozeren’den 4 milyon TL istediğini, bu parayı özel görüntülerinin olduğu bir şantaj kasedini almak için kullanmak istediğini ileri sürdü. Peker “Serkan Taranoğlu, ‘Benim kasetim var, bunu Tayyip Bey’in önüne koyacaklar, lütfen yardım et’ deyince İbrahim Bey de ‘Ne kaseti?’ diye soruyor. Bir karı koca bunun yanına gelmiş. Meğer bunların amacı Taranoğlu’na tuzak kurmakmış. Bu hırsız danışman sadece hırsız da değil. Gerçi kadının kocası da ayrı bir deyyusu ekber. Kocası bunları kayda alıyor” iddiasında bulundu.
Peker son olarak Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Zehra Taşkesenlioğlu ile ilgili yeni paylaşımlar yaptı. Peker “Zehra Taşkesenlioğlu’nun boşanma dilekçesini mahkemeye verdikten sonra bu dilekçeyi aynı anda Sülüman’a yollarlar. Ankara’da Ünsal Ban üzerinde polis tahkikatı yürütürken ayrıca bir kriminal gruba gerekirse Ünsal Ban’ı herhangi bir bahane ile ortadan kaldırılması yönünde hazırlık yapmalarını söylerler. Ünsal Ban’la telefonla birkaç kez görüştüm. O da öldürüleceğini düşünüyor. Hatta eşi olan Zehra Taşkesenlioğlu’nun evde otururlarken kendisine bıçakla saldırarak kısmen yaraladığı olaydan sonraki gizlice çekmiş olduğu görüntüleri bana yolladı” ifadesini kullandı. Peker söz konusu videoyu da yayınladı. Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun ‘rüşvet çarkı’nı da anlatacağını belirten Peker, Taşkesenlioğlu’nun rüşvet karşılığı aldığı 100’e yakın mal varlığı olduğunu, 180 milyon dolarını villası ve iki dairesinde sakladığını iddia etti.
SİNEREN İDDİALARI DOĞRULADI
Rüşvet iddialarının ardından istifa ettiği öne sürülen Taranoğlu’nun kişisel internet sitesi açılmazken, Taranoğlu Twitter hesabını kilitledi. Peker’in rüşvet istendiği iddia ettiği iş insanı Sineren “Her seferinde devlet kurumlarına bildirdim, cevap alamadım” dedi. HALK TV’ye konuşan Sineren Peker’in belgelerini doğru olduğunu söyledi. Sineren “Bunu sadece ben değil, Türkiye’de kaç tane borsa patronu varsa yaşıyor’’ ifadelerini kullandı. DEVA Partisi, Zafer Partisi ve CHP iddialarda adı geçen kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Muhalefet konunun üzerine giderken sosyal medyada şarkıcı Gülşen’in imam hatiplilere dönük tepki çeken sözleri nedeniyle hızlı bir şekilde tutuklanması hatırlatıldı. Yargının Peker’in iddialarına ilişkin harekete geçmemesi eleştirildi. “Savcılar nerede” başlığı altında yargı göreve davet edildi.
Peker’in iddiaları sonrası eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu sosyal medya hesabından açıklama yaparak iddiaları reddetti. Şu ifadeleri kullandı: Serkan Taranoğlu ismini son iki üç gün öncesine kadar duymuş bile değildim. Salih Orakçı ile SPK başkanlığım öncesinde bir tanışma dışında görüşmem olmadı. Mine Tozlu Sineren’e varsa bir şikayeti kuruldan ve yöneticilerden randevu isteyip görüşmesini söyledim. Mine Tozlu Sineren ve diğer iftara atanlara karşı suç duyurularında bulunacağım...
BORSADA SOYULAN KÜÇÜK YATIRIMCI TELAFİ EDİLECEK
Kılıçdaroğlu “Peker’in iddialarının tamamı doğru” dedi: Kişi, yer, zaman, isim veriyor. Daha ne versin. Allah aşkına bu ülkede bir Cumhuriyet savcısı yok mu?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Peker’in iddiaları hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu. Kılıçdaroğlu “Pazartesi parti örgütümüz suç duyurusunda bulunacak. Vatan kurtaran savcı ve hakim, haydi göreyim sizi; hem konser falan değil, konu SPK... Gençler sakın birbirinize düşmeyin. Hakaret falan değil mesele. Sizi kavga ettirmek istiyorlar çünkü paraya tapıyorlar. Paratapar bunlar” dedi. CHP lideri sonraki paylaşımında 24 Ağustos’ta “Saray da sureti haktan görünenler de iyi dinlesin” mesajıyla yayınladığı videosunu alıntılayarak “Milletin parasını çalan herkes, benim için aynıdır demiştim. Bizden yana, onlardan yana tefeci yok, hepsi millet düşmanı. Borsada soyulan küçük yatırımcı da telafi edilecek. Bu düzenden yararlanarak zenginleşen bana gelemez. Kimden yana olursa olsunlar, milletten yana değiller” ifadelerine yer verdi. Kılıçdaroğlu Habertürk yayınında ise Peker’in tüm iddialarını doğru bulduğunu belirtti, şunları söyledi: “Hangi savcı harekete geçti? İtiraf ediyor ya biz beraber bunu yaptık, diyor. Allah aşkına ya, bu ülkede bir Cumhuriyet savcısı yok mu. Bir dakika demesi lazım, burada çok önemli iddialar var. Kişi, yer, zaman, isim veriyor. Daha ne versin ya. Elinden tutup getirse, savcı diyecek; ‘bunu sakın yanıma getirme, başım belaya girmesin.’ Bir tek yapmadığı o kaldı. Hangi demokratik ülkede böylesine garip bir olay olabilir. Savcı ne yapacak? Dosyayı kapatacak mı, yoksa bütün ayrıntılara girip anlatacak mı? Bunu yapacak, cesaret edecek bir savcı var mı bilmiyorum. Saray artık Türkiye’yi yönetemiyor. Bu kadar kirlenen ve herkesin birbirine gebe kaldığı bir ortamda kimse kimsenin ardında çıkıp rahat rahat konuşamıyor. Peker’in iddialarının tamamı doğrudur. Çünkü yaşamış, taraf zaten. Savcı çağırmıyor. Niye? ‘Ya çağırırsam başım belaya girer’. Hâkimin de savcının da teminat altında olduğuna inanmıyorum.”
ZARARI NASIL TELAFİ EDECEĞİM ANLATAYIM...
“Muteber borsa sermayedarlarını hariç tutarak, beni asıl ilgilendiren meseleye geliyorum. Küçük yatırımcı sadece SPK’nın yolsuzluk mekanizmasıyla soyulmadı. İçeriden bilgi alarak, manipülasyonla küçük yatırımcıyı soyan çeteler var. SPK ve Borsa İstanbul şikayetleri görmezden geliyor. Nedenini biliyoruz... Buradan kimlerin nemalandığını da iktidar değişikliğinden sonra ortaya çıkaracağız. Ekonomi derken, sadece ilk 100 günlük planlar vs. ile bu ülkenin toparlanmayacağını biliyorum. Devletin nefes borularına yapışmış mikropların hepsini temizleyeceğim. Dolandırılan küçük yatırımcıların zararlarının telafisi, bu mikropların ve beslediklerinin parası ile telafi edilecek.”
İMAM HATİPLER HEPİMİZİN OKULU
Kılıçdaroğlu, imam hatip okulları ve seçimler dönük mesajlar verdi. Kılıçdaroğlu “İmam hatiplileri istismar konusu yapmak istiyorlar. Peki ben o çevrelere şu soruyu sormak isterim; ‘Bakara makara’ diye Kur’an ile dalga geçen bir insan için ne yaptılar? Bu ülkenin savcısı, Adalet Bakanı, Hakimler, Savcılar Kurulu, Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan zat ne yaptı? Kutsal kitabımız hakkında dalga geçen kişiye ne yaptılar? Büyükelçi tayin ettiler” dedi. İmam hatip okulları ile ilgili tartışmalara ilişkin Kılıçdaroğlu “İmam hatipler sizin okulunuz mu? İmam hatipler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurlu okulları. Hepimizin okulu. Sadece AK Partililerin çocukları mı gidiyor imam hatiplere? Hayır efendim” diye konuştu. “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı kapatacağız. Rantların, beşli çetenin merkezi orası” diyen CHP lideri, seçimlere ilişkin “Yüzde yüz kazanacak bir aday olacak. Hiç kimse endişe etmesin. Seçimi birinci turda alacağız, tekrar etmeye kalkarlarsa yine alırız” ifadesini kullandı.
YOLSUZLIK SİSTEMİ KUŞATTI
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, teşkilatlarına gelen yolsuzluk iddialarının hepsinin genel merkeze yönlendirmesini istedi: “Yeter artık. Savcılar nerede? Gün arınma zamanı. Son iddialar yolsuzluğun kişisel ve tekil bir nitelikten çıkarak sistemi tümüyle kuşattığını göstermektedir. İddiaların odağındaki isimler, derhal görevlerinden istifa etmeli, savcılık harekete geçmeli. Acilen yapılması gerekenler konusunda bir kez daha çağrıda bulunuyorum: İddialarla ilgili derhal en kapsamlı hukuki süreç başlatılmalıdır. TBMM açılır açılmaz acil gündemle toplanarak siyasi ahlak, şeffaflık ve imar yasaları çıkarılmalı; ihale yasası yeniden düzenlenmelidir. Araştırma ve soruşturma komisyonları kurularak kamuoyu en şeffaf şekilde bilgilendirilmeliler. Süreç içinde görev yapmış bütün cumhurbaşkanları, başbakanlar, ekonomi ile ilgili bakanlar ve birinci, ikinci derece yakınları da dahil olmak üzere mal varlıklarını açıklamalı. Kamu bankalarının, ekonomi ile ilgili kurumların son yıllardaki işlemleri ve kamu kaynaklarından kredi kullanıp milleti zarara uğratanlar kamuoyu ile paylaşılmalı. Hiç merak etmeyin, gecenin en karanlık anı güneşin doğmasına en yakın andır, ülkemiz arınacak. Pisliğe, rüşvete, çıkar ilişkilerine boğulan bu iktidar gidecek.”
SEÇİMDEN SONRA ‘TEMİZ ELLER OPERASYONU’
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız savcıları, hakimleri görev yapabiliyor olsa Adalet ve Kalkınma Partisi de yolsuzluğun odağı olmaktan kapatılma davasıyla karşı karşıya kalır. AK Parti bir siyasi vaka olmaktan çıkmış adli vakaya dönüşmüştür. Karşımızda siyasi görünümlü bir şebeke var.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ: Gülşen’in ancak densizlik denebilecek ifadesine şiddetle ve toplu olarak karşı çıkan yargı burada Sedat Peker’in iddialarına, ifşaatlarına ve ispat ettiklerine karşı duyarsız. Seçim sonrasında Türkiye’de bir ‘Temiz Eller Operasyonu’ olacak. Peker’in söyledikleri şimdilik devede tüy.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu: İktidardan işaret gelmeden ortaya dökülen rezillikler karşısında kanuni görevini yerine getirmek üzere harekete geçecek cesur bir savcı yok mu? Hani yargı bağımsızdı? Bu adi yolsuzluklar 3-5 kişiden ibaret değil. Kader ortaklığı yapan yolsuzlardan birinin bile soruşturulması çarkın içindeki herkes için tehdit.