Perde gerisinden desteklediği ‘iç karışıklığı’ bahane ederek Kırım’ı yutan, Donbas’ta gerilimi artıran Moskova, Kazakistan’a da müdahale etti. LPG zammıyla patlak veren olayların ardından Rus askeri ülkeye girdi. Halk 30 yıldır biriken sorunlarını dile getirmek isterken tek derdi nüfuz alanını genişletmek olan Kremlin’in gölgesinin sokağa düşmesi endişe yarattı.
Kazakistan’da LPG desteğinin kaldırılması sonrası başlayan protestolar hızla yayıldı. Akaryakıta tepki, biriken toplumsal huzursuzluğun bir yansıması olarak nitelendirildi. Zengin kaynaklardan yalnızca belli zümrenin faydalandığı ülkede, milyonların geçim derdi yaşamasının rahatsızlığı büyüttüğü belirtildi. Muhalefetin, STK’ların gücünün olmaması da eylemlerin etkisini artırdı.
HALK GEÇİM DERDİNDE RUSYA ETKİ ALANINI ARTIRMA DERDİNDE
Hükümetin istifası olayları frenlemeye yetmeyince Cumhurbaşkanı Tokayev Moskova’nın kapısını çaldı. Eylemlerde Rus etkisine ilişkin iddialar dillendirilirken Rusya’nın öncülük ettiği ‘Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne bağlı birliklerin başkente girmesi sonraki sürece ilişkin tedirginliği artırdı. Putin’in, halkın günlük yaşamına yönelik beklentilerini suistimal edebileceğine yönelik endişe oluştu.
RUS ASKERLERİ KAZAKİSTAN'DA
LPG zammına protestoyla başlayıp ülke çapında kanlı çatışmalara dönüşen olayların kontrolden çıkması sonrası Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü Kazakistan’ın talebiyle ülkeye barış gücü gönderdi. Olaylardan dış güçleri sorumlu tutan Rusya’nın hava indirme kuvvetleri müdahaleye başlarken Kremlin 2014’te Ukrayna, 2020’de Beyaz Rusya’daki protestolardan sonra bir kez daha eski bir Sovyet cumhuriyetinde devreye girdi.
Petrol zengini Kazakistan’da akaryakıt zammı nedeniyle patlak veren protestolar kanlı çatışmalara dönüşürken, eski Sovyet ülkelerinin yer aldığı Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ülkeye barış gücü gönderdi. Kazakistan’ın talebi üzerine gönderilen askerler arasında, olaylardan dış güçleri sorumlu tutan Rusya’nın hava indirme kuvvetleri de yer alıyor.
Böylece 2014’te Ukrayna’da ve 2020’de Beyaz Rusya’da düzenlenen demokrasi yanlısı protestoların ardından, Kremlin bir kez daha eski bir Sovyet cumhuriyetinde protestolara müdahale ediyor. Askerlerin ülkeye ulaştığı haberi, dün sabah Kazakistan’ın en büyük kenti Almatı’da göstericiler ile polis arasında çatışma yaşanmasının ardından geldi.
Almatı’da eylemcilerin toplandığı meydanda sabah saatlerinde askerlerle çatışma yaşandığı, zırhlı araçlar ve onlarca askerle yapılan müdahale sırasında silah sesleri duyulduğu belirtildi. Kazakistan polisi, ‘onlarca saldırganın öldürüldüğünü’ açıkladı. Devlet televizyonu ise önceki günden bu yana devam eden çatışmalarda 13 güvenlik görevlisinin öldüğünü, bu kişilerin ikisinin başının kesildiğini duyurdu.
Almatı’daki bir başkanlık konutu ve belediye binası ateşe verilirken eylemcilerin önceki gün işgal ettiği havalimanının ise askeri kontrol altına alındığı, sokaklarda yanmış arabaların görüldüğü ve yağma olaylarının yaşandığı belirtiliyor. Devlet televizyonu, Kazakistan Ulusal Bankası’nın çalışanlarının güvenliğini sağlamak adına ülke çapındaki şubelerini geçici olarak kapattığı bilgisini de geçti.
Rus RIA ajansı, yabancıların Kazakistan’a girişinin geçici olarak yasaklandığını da duyurdu. Kazakistan’ın protestoları bastırmak için yardım istediği Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ise ülkeye barış gücü gönderme kararını dün hayata geçirdi. Kazakistan Devlet Başkanı Cömert Tokayev, önceki gün Rusya, Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın üyesi olduğu KGAÖ’den, ‘yabancı ülkelerde eğitim almış silahlı çetelerin saldırılarını’ gerekçe göstererek yardım talep etmişti.
Tokayev, yaşananların devletin bütünlüğüne ve vatandaşlara yönelik bir saldırı olduğunu söylemişti. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan da önceki gece, KGAÖ’nün bu talep üzerine Kazakistan’a barış gücü göndermeye karar verdiğini açıklamıştı. Gönderilen askerler arasında Rusya, Belarus, Ermenistan, Tacikistan ve Kırgızistan’dan birlikler olduğu belirtildi. Kırgızistan’da bir grup aktivist, Meclis’ten, asker gönderilmesini veto etmesini istedi.
Buna göre, Rusya’dan yollanan hava indirme kuvvetleri ‘verilen görevleri yerine getirmeye başlamış durumda.’ Rusya Dışişleri’nden yapılan açıklamadaysa, olaylardan dış güçler sorumlu tutularak ‘terörle mücadele’ operasyonu için başka adımların atılıp atılmayacağı konusunda Kazakistan’a ve müttefiklere danışılacağı belirtildi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, “Dost bir ülkede yaşanan son olayları, dışarıdan ilham alan, eğitimli, örgütlü ve silahlı oluşumların kullanılmasıyla devletin güvenliğinin ve bütünlüğünün altını oyma amaçlı bir girişim olarak görüyoruz” denildi. Kazakistan, Azerbaycan, Türkiye, Kırgızistan ve Özbekistan’ın 5 üyesi arasında yer aldığı Türk Devletleri Teşkilatı, Kazakistan’a desteğe hazır olduğunu açıkladı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise Kazakistan’da tüm taraflara itidal ve barışçıl çözüm çağrısı yaptı.
5 SORUDA KAZAKİSTAN’DA NELER OLUYOR?
SOKAK OLAYLARI NASIL BAŞLADI?
Protestolar, araçlarda kullanılan LPG’de tavan fiyatın kaldırılması ve bunu izleyen zam üzerine başladı. Pazar günü sadece bir bölgede olan protestolar, Salı gününe gelindiğinde tüm ülkeye yayılmış, kitlesel gösteriler ve polisle çatışmalar başlamıştı. Çarşamba günü olağanüstü hal ilan edildi ancak binlerce kişi sokağa çıkmaya devam etti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev hükümeti görevden aldı ve akaryakıt fiyatlarını indirme sözü verdi. Protestocuların yanıtı, Almatı’da belediye başkanının ofisine saldırmak, dükkanları yağmalamak ve araçları ateşe vermek oldu.
PROTESTOCULAR NE İSTİYOR?
Kazakistan’da LPG fiyatlarındaki artış, bardağı taşıran son damla oldu. Göstericiler özetle beş talepte bulunuyor: Gerçek hükümet değişikliği. Valilerin doğrudan seçilmesi (Şu anda valiler cumhurbaşkanı tarafından atanıyor). Cumhurbaşkanının görev süresini ve yetkilerini kısıtlayan 1993 Anayasası’na dönülmesi. Yurttaşlık hakları için mücadele eden aktivistlere zulmedilmemesi. Mevcut rejimle bağlantısı olmayanların yetkili konumlara gelmelerine izin verilmesi
EYLEMLERİN ARDINDAKİ SEBEP NE?
Protestoların gittikçe yoğunlaşmasıyla göstericilerin talepleri, daha düşük akaryakıt fiyatları talep etmenin ötesine geçerek geniş bir siyasi liberalleşmeyi de kapsayacak şekilde genişledi. Aradıkları değişiklikler arasında, mevcut cumhurbaşkanlığı atama sistemi yerine Kazakistan’ın bölgesel liderlerinin doğrudan seçilmesi yer alıyor. Kısacası, 1991’de Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanmasından bu yana ülkeyi ciddi bir muhalefet olmaksızın yöneten siyasi güçlerin devrilmesini talep ediyorlar.
BÖLGEYİ VE DÜNYAYI NASIL ETKİLER?
Protestolar, Putin’in Kazakistan’ı Rusya’nın etki alanın bir parçası olarak görmesi nedeniyle önemli. Bu, 2014’te Ukrayna’da ve 2020’de Beyaz Rusya’da düzenlenen demokrasi yanlısı protestoların ardından, Kremlin ile uyumlu otoriter bir ülkeye karşı üçüncü ayaklanma. Kazakistan’daki olaylar diğer eski Sovyet uydularında da muhalefet güçlerini harekete geçirmede yardımcı güç olabilir. Exxon Mobil ve Chevron’un bu ay olayların başladığı bölge olan batı Kazakistan’a on milyarlarca dolar yatırım yapmasıyla birlikte, Kazakistan, ABD için de önemli.
NAZARBAYEV SONRASI NE OLDU?
Yaklaşık 30 yıl boyunca ülkeyi yöneten kurucu lider Nursultan Nazarbayev 2019’da devlet başkanlığından ayrılmış, yerine onun desteklediği Kasım Cömert Tokayev seçilmişti. 81 yaşındaki Nazarbayev devlet başkanlığından ayrılmasına rağmen son olaylara kadar ülke yönetiminde hâlâ etkindi. Ülkenin Güvenlik Konseyi başkanı olarak görev yapıyor ve “Ulusun Lideri’’ sıfatıyla yargı muafiyeti gibi bir dizi ayrıcalığa sahipti. Ancak son protestolar sonrası görevden alındı.
KGAÖ BARIŞ GÜCÜ NEDİR?
Kuruluş süreci 1992-2002 yılları arasında tamamlanan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nde (KGAÖ) Rusya, Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan yer alıyor. Tüm katılımcı devletler, güç kullanmaktan kaçınmayı kabul etmiş olup devletlerden birine yönelik saldırganlık, tüm KGAÖ üyelerine yönelik saldırganlık olarak görülüyor. Dönüşümlü başkanlık sisteminin bulunduğu ittifakta her yıl bir ülke örgüte başkanlık ediyor. KGAÖ barış gücü birliklerini gönderme kararı, şu anda KGAÖ Kolektif Güvenlik Konseyi Başkanı olan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan tarafından açıklandı.