CHP Lideri Özel, Malatya Yazıhan'daki mitinginde siyasetteki normalleşme tartışmalarına değindi. Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesiyle başlayan ve MHP Lideri Bahçeli'nin tepkisine neden olan normalleşme hakkında "Gelen gelir, gelmeyenler milletin karşısına geçer" diye konuştu. Özel, "Anayasayı çiğneyenle normalleşme olmaz. Bir parti kendi rezaletini yargıdan kaçıracak diye normalleşmeyi baltalıyorsa ona da kimse pabuç bırakmaz." dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Malatya Yazıhan'daki partisinin mitinginde vatandaşlara seslendi. Siyasi süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından başlayan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tepkisine neden olan "normalleşme ve yumuşama" sürecine değinen Özel, "Kim gelirse gelsin, gelmeyenler milletin karşısına çıkar" diye konuştu.
"Anayasayı çiğneyenle normalleşme olmaz. Bir parti kendi rezaletini yargıdan kaçıracak diye normalleşmeyi baltalıyorsa ona da kimse pabuç bırakmaz." diyen Özel, "Normalleşmeyi herkes CHP'den biliyor, ya gelirsiniz emekliye, çiftçiye sahip çıkarsınız, AHİM kararlarına uyarsanız ne ala, uymuyorsanız biz buradayız. " ifadelerini kullandı.
Dün akşam Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde silahlı saldırı sonucu yoğun bakıma alınan Şerafettin Bahadır'a ilişkin saldırısına da tepki gösteren Özel, "Sopalarla saldırınca normalleşme olmaz" dedi.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Öyle bir günde buradayız ki bütün duygularımızın en üst düzeyde olduğu ve bütün Türkiye’nin gözünün önünde, belki de Türkiye siyasi tarihinin en büyük atılımlarından birinin yaşandığı, geçmişte sadece 2019’da CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet partisi... Koskoca bir ittifakla yüzde 23 oy aldığımız bir seçimden hemen sonraki seçimde bir başımıza, ‘ittifak yapalım’ dediğimizde ‘hayır, biz tek başımıza seçimlere gireceğiz’ dendiğinde buna saygı duyarak, en sert sert eleştirilere, en tahammüllü tavrımızla bir başımıza ama hangi partide olduğumuzu bilerek, Malatya'nın evladı, Türkiye Cumhuriyeti'nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet Paşa'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisinde olduğumuzu bilerek dedik ki burası baba evidir.
"MALATYA'YI DA BİR DAHAKİ SEFERE ALIRIZ"
Baba evi dediğin herkes baba evine doğar. Yazıhan’ın AK Partilisi de MHP'lisi de hangi görüşten olursa olsun, dedesinin, babasının partisi bellidir. Ama kimi baba evinden ayrılır. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur. Kimi büyüğünü arar, kimi küçüklüğüne razı olur. Ama herkes bilir ki baba evinin çayı demlidir. Çorbası kaynamaktadır. Bacası tütmektedir. İşte biz dedik ki bu baba evi, Türkiye ittifakıdır. Bu baba evinin tapusu hiçbirinizde değildir. Bir kişiye kayıtlıdır. Onun da adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. İşte o baba evine çağırdık, koşup geldiler. Farklılıkları konuşmayacağız dedik. Birbirimizle farklılıklarımız üzerinden atışmayacağız. Kimseyle kavga etmeyeceğiz. Kimseye hakaret etmeyeceğiz, sadece sizin sorunlarınızı konuşacağız ve sadece ve sadece halk için, millet için siyaset yapacağız dedik. Millet koştu geldi, baba evini doldurdu. 47 yıl sonra Atatürk’ün partisini birinci parti yaptı. Burada kazanılan belediyeler kadar, kazanılamayan belediyelere de bakmak lazım. Biz Malatya’da 2019’da hep beraber yüzde 23 oy alırken, bu seçimde siyaseten ağabeyim, büyüğüm, ustam Veli Ağbaba ile yüzde 38 oy aldık. Artık CHP başının üstündeki bölünmez cam dağını kırmıştır. Artık Malatya iyi gün dostunu, kötü gün dostunu görmüştür. Artık siyaseti yandaşları için değil, hangi görüşten olursa olsun bütün vatandaşları için yapanlar, milletin gönlünde hak ettikleri yeri almıştır. Çok istiyorduk ama bu sefer bu kadar oldu. Ben Malatya'ya üzülürken, Ulaş Karasu bana dedi ki ‘başkanım kalsın, bir sonraki seçimde alacak bir büyükşehir kalsın, Malatya’yı da bir dahaki sefere alırız’ dedi. Yazıhan’daki başarımız, önümüzdeki günlerde yapılacak ilk genel seçimde iktidarın anahtarı olacak.
"ORMAN YANGINLARINA DUR DEMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ"
Dün Diyarbakır ve Mardin arasında yangınlarda maalesef 12 vefatımız var. Türkiye'nin dört bir yanında orman yangınları sürüyor. Bayramda bizler evlerimizde otururken, bu belediyelerin kahraman itfaiyecileri, hatta bütün personelleri, orman müdürlüklerini çalışanları çok önemli mücadeleler veriyorlar. Allah, hepsini sakınsın. Allah hem onları hem canlarımızı hem ormanlarımızı korusun. Ancak Türkiye'nin orman varlıklarının bu kadar kolay kaybedilmişken 2024 yılının teknolojisine imkanlarına rağmen bu kadar ciddi zorluklara, bu kadar ciddi hatalara bir dönüp bakmak gerekiyor. Orman yangınları konusunda CHP olarak bütün yapıcı, yol gösterici önerilerimizle birlikte konuyu Meclis’te gündeme getireceğiz. Orman yangınlarına dur demek için çalışacağız.
"KAYISICININ HAKKINI ARAMAK İÇİN NE GEREKİYORSA ONU YAPACAĞIZ"
Kuru kayısı burada üreticide 140 lira. Pazarda 300 lira, markette 370 lira. Emeği sen çekiyorsun. Alın terini sen akıtıyorsun. Çoluk çocuk, eşinle sen çalışıyorsun. Gün oluyor borç alıyorsun, kredi alıyorsun. Her şeyine sen katlanıyorsun Ama sen 140 lira alıyorsun. Alıp satan 370 liraya satıyor. Bir senede mazot, ilaç, gübre, işçilik ikiye katlandı. Fiyat sadece yüzde 40 artmış. Haksızlık, adaletsizlik burada. Günü geldi Tayyip Bey'in memleketinde çay mitingi yaptık. Günü geldi Trakya'da buğday mitingi yaptık. Herkesin derdi şu ki maliyetini kurtarmayacak, fiyatlara çiftçiye ‘çalış’ diyorlar. Adeta ‘sen köle gibi çalış, parayı başkaları kazansın’ diyorlar. Üzümde de böyle. Fındıkta da böyle, çayda da böyle. Kayısı da da böyle. Kayısıcının hakkını aramak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Hep birlikte mücadele edeceğiz.
"TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DİRENİŞİNİ KİRA YARDIMI İÇİN BAŞLATACAĞIM"
Malatya’da yüz kişiden 93’ü sokakta. On aileden dokuzu ya çadırda ya da konteynerde ya da barınamadı gitti, gurbette. Ama seçim için oy isteyenler, şimdi bir buçuk yılda yüzde 6’sını yaptılar. Bu barınma sorunu en büyük sorun ama sorunun en önemli kısmı belirsizlik meselesi. Büyük bir belirsizlik, büyük bir haksızlık var. Şunu görüyoruz ki bu ay son kez kira yardımı yapıyorlar. Arttırın yeniden uzatın dedik. ‘Ekonomi kötü, para bulamayız, kira yardımı bitti’ diyorlar. Eğer bu 10 ildeki söz verip de açıkta bıraktığınız 650 bin konut, milyonlarca kişiyi kira yardımsız bırakırsanız, size buradan söz veriyorum, eğer mücadele etmek isterlerse, Türkiye’nin en büyük direnişini bu kira yardımı için başlatacağım. Hem evi yapmayacaksın, hem de kirayı unutacaksın. Milleti çadırlarda, konteynerlerde yıllarca bırakacaksın. Öyle yağma yok. Sana depremzedeyi ezdirmeyiz.
"MEHMET ŞİMŞEK SEN VATANDAŞTAN MI YANASIN MÜTEAHHİTTEN Mİ?"
Önümüzdeki pazartesi Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız, Mehmet Şimşek’e gidip parayı nereden bulabileceklerini gösterecek. 22 yıllık AKP iktidarının yükünü sırtlanacak halimiz yok. Yanlışına doğru diyecek halimiz yok. Onların hatasını düzeltmek için onlara yanaşacak halimiz yok. Doğrusunu biliyoruz. Biz zenginlerin, para kazananların yüksek vergi vereceği, az kazananın az vergi vereceğini, hiç para kazanmayanın hiç vergi vermeyeceği bir sistemi savunuyoruz. Onlar yüz liralık verginin 65 lirasını emeklilikten, sudan, doğal gazdan, sudan, sütten, bebek bezinden alarak maalesef garibandan topluyorlar. Mehmet Şimşek, senin önceliğin vatandaş mı yandaş mı? Sen müteahhitten yana mısın, Yazıhanlı kayısı üreticisinden yana mısın?
"30 HAZİRAN'DA KOCAELİ'YE DAVET EDİYORUM"
Siyaset, sokağın sesini dinleme işidir. Artık sokakta ses yok, çığlık var. İnsanlar ‘geçinemiyoruz’ diyerek çığlık atıyor. Madem geçinemiyorsunuz o zaman asgari ücrete zam yapılması gereken günden bir gün önce Türkiye’nin en büyük emek kentinde Kocaeli Gebze’de işçilerle, emeklilerle, çalışanlarıyla, bütün emekçilerle, esnafla, çiftçilerle büyük bir ‘Geçinemiyoruz Mitingi’ yapacağız. Türkiye'de emeği sömürülen, yıllarca çalışmasının sonundaki emekli maaşı kuşa dönen, ürünü para etmeyen, geçinemeyen herkesi 30 Haziran günü Kocaeli'ndeki ‘Geçinemiyoruz Mitingi’ne davet ediyorum.
"GERİLİM YARATMAK, GERİLİMDEN BESLENMEK İSTİYORLAR"
Dün akşam, dün akşam maalesef Kayseri Pınarbaşı'nda bir saldırı gerçekleşti. Partimizin belediye meclis üyesi adayı, birinci yedeğimiz arkadaşımıza, kızının yanında, eşinin gözünün önünde beş kişi sopalarla saldırıp beyin kanaması olacak kadar vurdular. Yere düştü, hareketsiz kaldı, çekip dizlerinden vurdular. Neymiş? Pınarbaşı'ndaki seçimmiş. Biz seçim gecesi söyledik. Seçim seçimde kaldı. Bundan sonra başkanımız bütün Pınarbaşı'yı kucaklayacak. Ve başkanımız bundan sonra bütün Pınarbaşı'nın başkanı olacak. Kimse üzülmesin. Kimse endişe etmesin dedik. Halen daha birileri gerilim yaratmak, o gerilimden beslenmek istiyorlar. Halen daha birileri kaba kuvvetle bir şey yapacağını sanıyorlar. Savunmasız bir adama beş kişi saldırmak, ne güçtür, ne cesarettir, ne dirayettir, ne kabadayılıktır. Olsa olsa acizliktir, zavallılıktır.
"NORMALLEŞME EMEKLİYE 'AÇ KAL' DEMEKLE OLMAZ"
Bakın biz Türkiye'de siyasette normalleşme istiyoruz. Normalleşme demek, normal davranmak demektir. Kurallara uygun davranmak demektir. Hukukun üstünlüğüne inanmak, anayasaya bağlı kalmak demektir. Seçimi kaybedince kabullenmek, tebrik etmek demektir. Sopalarla saldırınca normalleşme olmaz. Ankara'nın ortasında bir siyasi cinayetin kanını yerde bırakmakla olmaz. Emekliye on bin lira vererek, açlığa mahkum ederek, aç kal demekle olmaz. Asgari ücretliye seçimden önce dört kez yılda zam yapacağım deyip, seçimden sonra yapmamakla olmaz.
"NORMALLEŞMEYİ HALK CHP'DEN BİLİYOR"
Biz Türkiye'nin bir normal ülke olarak hukuka, kurallara, ahlaka, vicdana sahip olarak yönetilmesini istiyoruz. Bunun için el uzattık. Hukuka uyarsanız ne ala... Sopaya sarılanla normalleşme olmaz. Kanuna uyarsanız ne ala. Anayasayı çiğneyenle normalleşme olmaz. Bir parti gerilimden beslenecek diye, kendi rezaletini yargıdan kaçıracak diye normalleşmeyi baltalıyorsa, ona da kimse pabuç bırakmaz. İsteyen gelir normalleşir, hep birlikte doğru işler yaparız. Ama hukuktan, vicdandan, ahlaktan sapanın olduğu yerde biz olmayız. Biz milletle beraberiz. Normalleşmeyi herkes CHP’den biliyor. Halkın çok büyük bir kısmı destekliyor. Ya gelirsiniz, kurala, kanuna, hukuka uyarsınız; emekliye, asgari ücretliye sahip çıkarsınız; hapisteki suçsuz arkadaşlarımıza zulüm etmeyi bırakırsınız; AİHM kararlarına, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyarsanız ne ala. Uymuyorsanız, biz buradayız. Bu ülkeye yeniden istikrar getirmek, yoksulluğu yeniden bitirmek, yüzleri güldürmek bizim borcumuzdur. Milletin karşısında olanlarla biz mücadele edeceğiz. Arkalarındaki görünür güç, görünmez güç, karanlık güç, devletin kendi, yer algı devleti veya birilerinin itinayla karşımıza çıkardığı derin devleti size pabuç bırakmayacağız. Bu ülkeye demokrasiyi yeniden getireceğiz."
CHP Lideri Özel, konuşmanın ardından Başkan Geçer'i makamında ziyaret etti.