CHP Lideri Özel, erken seçime ilişkin sözlerinin doğru anlaşılmadığını belirterek “Erdoğan 5 yıllığına seçildi ama bence 1.5 yıl sonra erken seçim olur” dedi. "Türkiye ilk seçimde Erdoğan yönetiminden kurtulacak." diyen Özel, "Seçimleri en çok ben istiyorum. Vatandaş da, anketler gösteriyor ki, yavaş yavaş seçim istemeye başladı." ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçime ilişkin sözlerinin doğru anlaşılmadığını belirterek seçimden kaçmayacağını ifade etti. "Erdoğan 5 yıllığına seçildi ama bence 1.5 yıl sonra erken seçim olur” diyen Özel, “Türkiye ilk seçimde Erdoğan yönetiminden kurtulacak. İlk seçim dediğim 2028 değil. Ben 31 Mart seçim sonuçlarını araçsallaştırarak seçim istemeyeceğimi söyledim. Bu seçim istemiyorum demek değil. En çok ben istiyorum. Vatandaş da, anketler gösteriyor ki, yavaş yavaş seçim istemeye başladı." ifadelerini kullandı.
BirGün yazarı Doğan Tılıç'a konuşan Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Daha önce yaptığımız tanımlamaları geriye alan hiçbir beyanımız olmadı. Otokrasi, tek adam rejimi, totaliter diktatoryal rejime evriliyor tespitlerini hepimiz yaptık ve bunları geri alan bir tavrımız yok.” diye konuşan Özgür Özel, "Bu rejimi değiştirmek için sadece söylem düzeyinde sert polemiklerin seçmene işlememesi. Meseleyi karşılıklı sürekli ateş halinden, iktidara oy veren seçmenin sorunlarını sürekli dile getiren, iktidarın kalesi Rize’de çay mitingi yapan, emekli mitinginde her siyasi görüşten emekliyi bir araya toplayan, geçinemiyoruz mitinginde her siyasi eğilimden seçmeni bir araya getirmeye çalışan bir muhalefet hattı izlemek olarak görüyoruz. AK Parti’nin nizami ve gayri nizami yollarla ele geçirdiği basınla CHP’yi sanki terör örgütleriyle birlikte hareket eden, iktidara geldiğinde yönetemeyecek, sorunlara duyarsız, kavgacı bir parti gibi gösteren bir kampanyası vardı. Buna karşı bir politika izliyor ve CHP’yi görmeyen seçmenin de görmesini sağlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
'BEN MHP VE AK PARTİ OLMASA DA NORMALLEŞİRİM'
Gündemdeki "normalleşme" adımlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Özel, “Ben iktidarı normalleştirme peşinde değilim. Ben MHP olmasa da AK Parti olmasa da normalleşirim. Benim derdim onların seçmenleriyle normalleşmek” ifadelerini kullandı.
'ASGARİ ÜCRETE ZAM VERMEZSENİZ SOKAKLARA DÖKÜLECEĞİZ'
CHP'nin düzenlediği mitinglerle ilgili konuşan Özel, şunları söyledi:
"Asgari ücrete zam vermezseniz biz sokaklara döküleceğiz diye söyledik. Geçinemiyoruz mitingine DİSK, Hak-İş ve Türk-İş başkanlarını arayıp davet ettim. Ben masadan ve görüşmeden bir asgari ücret zammı çıkarsam bunun kaybedeni olmazdı. Çıkaramadım, şimdi bunun bedelini iktidarın tek başına ödemesi için ben buna susmayacağım. Mücadele müzakere dengesi bu.”
ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI
1.5 yıl sonra bir erken seçim olacağını da öngördüğünü belirten CHP lideri Özgür Özel, “Türkiye ilk seçimde Erdoğan yönetiminden kurtulacak. İlk seçim dediğim 2028 değil. Ben 31 Mart seçim sonuçlarını araçsallaştırarak seçim istemeyeceğimi söyledim. Bu seçim istemiyorum demek değil. En çok ben istiyorum. Vatandaş da, anketler gösteriyor ki, yavaş yavaş seçim istemeye başladı. Erdoğan 5 yıllığına seçildi ama bence seçildikten 2.5 yıl sonra, bugünden 1.5 yıl sonra erken seçim olur. Ben erken seçimden kaçmam, bunun için koşarım” dedi.
ÖZEL: “ESAD’LA BİREBİR GÖRÜŞMEYİ SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
Özel, iktidara geldiklerine Avrupa Birliği üyelik şartlarını iki yılda sağlayabileceklerini söyleyerek, CHP’nin sığınmacı politikasına ilişkin şunları kaydetti:
“Biz Türkiye’de sığınmacıların kalmasını, de facto durumun kalıcılaşmasını istiyor değiliz. Bu yüzden de önümüzdeki günlerde çok aktif hamleler yapmayı, Suriye sorunun çözümü konusunda inisiyatif almayı, gerekirse Esad’la birebir görüşmeyi ve Türkiye ile Suriye arasındaki iletişim kanallarının yeniden tesisini ve Suriyelilerin ülkelerine güvenle dönmelerini sağlamak için çalışacağız. Esad’la görüşmeye gitmek ve Esad’la görüşmek dahil bütün alternatifleri değerlendiriyoruz. Birkaç ay içinde çok aktif bir tutum alacağız. Sığınmacı sorunu çözülmek zorunda ama bunu nefretle ve nefret diliyle yapmak ne Türkiye’ye ne de partimize yakışır.”