Ekibiyle birlikte deprem bölgelerindeki yardım çalışmalarıyla sosyal medyada takdir toplayan YouTube yayıncısı Oğuzhan Uğur, hedef gösterilmesi ve hakkında soruşturma başlatılmasıyla ilgili "Sosyal medyada halk 'Ulan Oğuzhan Uğur, ulan Haluk Levent size helal olsun, devlet sizin gibi çalışmıyor' dedikleri için biz bunu yaşadık. Çünkü bizden başka yardım yapan yok. Onların zoruna giden bu oldu. 'Devletimiz burada, AFAD burada' diyemediler" dedi.
YouTube kanalı BaBaLa Tv'nin kurucusu ve sunucusu Oğuzhan Uğur, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ilk gününden beri ekibiyle birlikte deprem bölgelerine yardım ulaştırıyor. Haluk Levent'in kurucusu olduğu AHBAP Derneği ile koordineli çalışarak enkaz çalışmalarına ve depremzedelere destek sağlayan, son günlerde ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dahil bazı kesimlerce hedef gösterilen Uğur, hakkında başlatılan soruşturma sebebiyle ifadeye de çağrıldı. Kendisine organize bir saldırı olduğunu belirten Oğuzhan Uğur, yaşananları halktv.com.tr'den İsmail Saymaz'a anlattı.
'SALDIRANLARIN HEPSİ BİRBİRİYLE BAĞLANTILI TROLLER'
Oğuzhan Uğur, kendisine hangi aşamada saldırının yöneldiği sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Benim bir videomda AFAD gönüllüleri şöyle diyor; 'Hakkımızı helal etmeyeceğiz, bizi koordine edemediler.' Ben de diyorum ki 'Şikayet edeceğiniz çok şey var ama şimdi değil.' Bu video onların canını sıktı. Sanırım biz çok daha hızlı koordine olduk. Birileri şovunu yapacaktı, bazı tarikatlar filan… Zaten bize saldıranların algoritmasına baktık.
Hepsi birbiriyle bağlantılı troller. Hatta WhatsApp gruplarında “Oğuzhan ve Haluk’a sallayın” diyenler olmuş. “Adamlar yardım ediyor, niye yapalım” diyenleri gruptan atmışlar.
'İNTERNET ÇEKMEYEN YERDE BİR TWEET İNFİALE YOL AÇAMAZ'
Soruşturmaya baraj içerikli bir tweetin gerekçe gösterilmesi hatırlatılınca Uğur, şunları söyledi:
Onu da kanıtladık 50 bin kere. Kültür Bakanlığı’ndan bir kadın arıyor, ses kaydı var, savcılığa verdik, diyor ki 'Uydudan su basma görüntüler geliyor.' Bizimkiler tweet atıyor. 7’sinde oluyor bu. Dört gün sonra 'Baraj patladı' haberi geliyor. Sahadan yayıyorlar. Megafonlarla bir grup bağırıyor. AFAD’çılar sirenlerini açıp kaçışıyor.
Murat Ağırel aradı beni, soruşturma açıldığını duyunca. Diyor ki 'Ben oradaydım. Sizin tweetinizle alakası yok.'
Bölgede internet çekmiyor. Bölgeden barajla ilgili beş tweet atılmış. İnternetin çekmediği yerde bir tweetin infiale yol açması mümkün değil. Sonra baktım ki, Emniyet’ten aranıyorum. Allahtan, gelip beni almadılar.
Hiç düşmanca bir manzarası yoktu savcı beyin. O da konunun farkında bence.
'ÇOK BÜYÜK BASKI VAR'
Uğur, "Biraz bekletildiğinizi duydum" diyen Saymaz'a şu yanıtı verdi:
"Çünkü çok büyük bir baskı var. Kendi trolleriyle sosyal medya baskısı olduğu için… Kanıtları verdik. 'Ben değerlendireceğim' dedi. Koridorda beklemek zorunda kaldık.
İki saat desek… Toplamda 3.5 saatte çıktık.
İfademi verdim. Dedim ki Beyaz TV Ana Haber’de diyor ki 'Megafonlu şahıslar.' Binin üzerinde insan, göçük altından çıkarılmasına yardımcı olduklarımız da içerisinde, soruşturmayı duyunca dediler ki 'Biz şahidiz ne olduğuna, ifade verelim.' Bir çoğunu TC’sini gönderdim.
Biz 04.04’te kargaşa sonrasında şöyle bir tweet atmışız: 'Bir yalan yüzünden insanlar ortalığı boşaltıyormuş, böyle bir durum yok, insanların desteğe ihtiyacı var.'
'KONU ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜK'
Uğur, soruşturmanın son durumuna ilişkin de şunları söyledi:
"Şu an savcılıktan arayan soran yok. Bahçeli’nin açıklamasıyla biraz irkildik. Kendisinin yanlış bilgilendirildiği kanaatindeyim. Konunun örgütlü kötülük olduğunun farkındayız. Bunlarla uğraşacağıma belki iki tane tır koordine edecektim.
'KILIÇDAROĞU ARAYIP DESTEĞİNİ İLETTİ'
Kanıta rağmen talimat aldıkları başlık üzerinden saldırıyorlar.
Bir Star yazarı, “Yağmacılara ne yapılıyorsa aynısı yapılsın” demiş. Ahlaksızca şeyler. Amma velakin bugün sayın Kılıçdaroğlu aradı, desteklerini belirtti.
'Nasılsın' dedi. 'İyiyim, bu bizi yıldıramaz' dedim. 'Moralini yüksek tut. Her şeyin farkındayız, teşekkür ediyoruz yaptıkların için, yanındayız' dedi. AK Partili vekiller de söyledi.
''HELAL OLSUN' DENDİĞİ İÇİN BİZ BUNLARI YAŞADIK'
İlk dakikadan itibaren birçok insanın hayatına dokunduğumuz için, sosyal medyada halk 'Ulan Oğuzhan Uğur, ulan Haluk Levent size helal olsun, devlet sizin gibi çalışmıyor' dedikleri için bunu yaşadık. Bizim ismimiz ön plana çıkıp yetkililer eleştirilince, yaptığımız yardımların ne kadar büyük olduğunu görmemek için öyle başlıklar koydular ki, bizi yıpratırlarsa bir tek yardım yapan kendileri kalacaktı. Çünkü bizden başka yardım yapan yok.
Onların zoruna giden bu oldu. 'Devletimiz burada, AFAD burada' diyemediler. Biz oradaydık daha önce çünkü. Bizi aradan çıkartıp 'Her türlü yardımı biz yapıyoruz' demeye çalıştılar. Halbuki ilk iki gün yaşanan koordinasyon sıkıntısının siz de farkındasınızdır. Zaten bütün halka tweet atsalar, TV yayını da yapsalar, orada acıyı yaşayan 13 milyon insan var. Bu insanlar görüyorlar. Ve bu insanlar konuşuyor bizim yardımlarımızı. Bu da onları çok sinirlendiriyor.
'BENİ KORKUTAMAZLAR GİDER SİLİVRİ'YE YATARIM'
Ben de hiçbir endişe yok. Çünkü hiçbir hatamız olmadığının farkındayım. Alnımız açık. Üzüldüğüm şey şu: Bize gelen gönüllü çocuklar 20-25 yaşında. Bu çocuklar elbette korktular. Düşünsenize, koskoca Bahçeli çıkıp bir şeyler söylüyor, Soylu açıklama yapıyor. Çocuklar zaten bu insanlardan hep korktular. Ben de onların korkusunu gidermek için mesai harcadım. Hukuk profesörleri kalktı, Babala’ya geldiler. Dediler ki 'Merak etmeyin, suçunuz yok.' Topladım çocukları, dedim ki 'Korkmayın, buradayız.'
Dün bir video paylaştım. Paylaştığım videoda 'AFAD’a gerek yok, ben yaparım' diyorlar. Biz jandarma komutanlarıyla eşzamanlı çalıştığımız için birisi yolluyor tırı, diyor ki 'Bunun koordinasyon için AFAD’ı arayayım mı?' O da diyor ki 'AFAD’a gerek yok, ben hallettim.' Onu bile alıp…
Büyük bir çirkinlik var. Beni zaten korkutamazlar. Ben yıllarca Silivri’ye gitmiş gelmiş adamım. Ayrıca çoluğum yok çocuğum yok, gider yatarım. Ekibimizdeki koordinasyonun bozulmasını neredeyse sağlıyorlardı ama toparladık. Babala TV tweetlerini durdurdum. Durdurmamın sebebi korkmak değildi. Sebebi şu: artık göçük altından çok ses almıyoruz. Az ihbar geliyor. Biz tırlarımızı, çadırlarımızı koordine etmeye devam edelim. Mesela yurt dışından elektrik için güneş panelleri geliyor, hemen valiliklerle iletişime sokuyoruz.