Son günlerde İstanbul Boğazı'nda yoğun köpüklenme ve Avcılar sahillerinde müsilaj gözlemleri, Marmara Denizi'nde 2020'lerde yaşanan müsilaj felaketini akıllara getirdi. Uzmanlar köpüklerin tam nedenini araştırırken, müsilajın ise deniz kirliliği ve havaların ısınması gibi etkenlerden kaynaklandığını ve deniz canlıları ile insan sağlığı için tehlike oluşturduğunu vurguluyor. İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Çetintaş: “Müsilaj uyuyor, uykuda olan müsilajı kışın uyuyan ayılara benzetiyorum"
Marmara Denizi'nde 2020 yılında büyük bir çevre felaketi olarak yaşanan müsilaj sorunu, 2024 yazının başında yeniden endişe kaynağı oldu. İstanbul Boğazı'nda yoğun köpüklenme ve Avcılar sahillerinde müsilaj gözlemleri, yetkilileri ve uzmanları harekete geçirdi.
Uzmanlara göre deniz kirliliği, havaların ısınması gibi nedenlerle ortaya çıkan müsilaj deniz hayatını olumsuz etkiliyor. Balıkların ölmesine sebep oluyor. İnsan sağlığına da etkiliyor. Çocuklarda kusma ve ishal vakalarının artmasına neden oluyor. İstanbul Boğazı’nda havadan çekilen görüntülerde gemilerin geçişi sonrası oluşan köpüklerin kaybolmadığı ve Boğaz’ın her köşesini kapladığı görülüyor.
AVCILAR SAHİLİNDE DENİZE GİRİLMEMESİ YÖNÜNDE UYARI
Avcılar sahillerinde ise müsilaj havadan çekilen görüntülerde net bir şekilde ortaya çıktı. Müsilaj Avcılar açıklarında kilometrelerce uzunlukta uzun ve ince bir çizgi şeklinde görüntülenirken, uzmanlar ise müsilajın görüldüğü yerlerde denize girilmemesi yönünde uyarılarda bulundu.
“UYKUDA OLAN MÜSİLAJI KIŞIN UYUYAN AYILARA BENZETİYORUM”
İstanbul Boğazı’nda oluşan köpüklerin 2020 yılından itibaren denizlerde görülen musilajı hatırlattığını ifade eden İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, “Yaklaşık 30 yıl önce müsilajı gündeme getirmiştim. Bunun oluşumu giderek hızlanıyor. Müsilaj uyuyor, uykuda olan musilajı kışın uyuyan ayılara benzetiyorum. Kışın uyur yazın uyanmaya başladığında tekrar ortaya çıkar, müsilaj da böyledir. Hava ve su ısındıkça ortaya çıkıyor. İstanbul Boğazı’nda üst akıntılar var. Üst akıntılar Karadeniz’den aşağı doğru geliyor. Karadeniz kıyıları olan ülkelerin kirliliği de bize geliyor. Tüm dünya denizlerinde müsilaj vardır. Karadeniz’deki kirlilik boğazlara girmeye başladığında suların da ısınmasıyla müsilaj oluşmaya başlıyor. Özellikle Boğaz’ın akıntısız yerlerinde oluşuyor” dedi.
“MÜSİLAJI GÖRÜR GÖRMEZ KAÇIN"
İstanbul Boğazı’nın daha fazla incelenerek temizlenmesi gerektiğini ifade eden Çetintaş, “Müsilajın deniz canlılarına büyük zararı vardır. Özellikle balıkların ölümüne yol açabiliyor. Oksijen eksikliğinden balıklar kitleler haline ölebiliyor. Çocuklar kirli denildiği zaman dinlemiyor denize giriyorlar. Bu kirlilikten mikrop kapıyorlar. Müsilaj dönemlerinde çocuklarda ishal ve kusma vakaları ile karşı karşıya kaldık. Verilere baktığınız zaman özellikle yazın haziran ila eylül ayı içerisinde hastanelere giden çocuk hastalarda artış olduğunu bunların içerisinde ishal ve kusma vakalarının yüksek olduğunu görebilirsiniz. Müsilajı görür görmez kaçın denize girmeyin” diye konuştu.