Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin rezerv alan ilanı ve çevre düzeni planı değişiklikleri mahkeme kararıyla iptal edildi. Ancak tartışmalı proje kapsamında Sazlıdere Köprüsü’ndeki inşaat hız kesmeden devam ediyor. Başakşehir, Kayaşehir ve Bahçeşehir’i bağlayacak köprünün ayakları 90 metreyi aşarken, onlarca vincin kullanıldığı çalışmalar havadan görüntülendi. Mahkeme kararıyla projenin hukuki temeli sarsılsa da köprü inşaatının sürmesi "Kanal yok ama köprüsü hazır" yorumlarına yol açtı.
Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin mahkeme kararıyla rezerv alan ilanı ve çevre düzeni planı değişiklikleri hukuka aykırı bulunarak iptal edildi. Ancak projeye yönelik tartışmalar devam ederken, Kanal İstanbul’un ilk köprüsü olan Sazlıdere Köprüsü’ndeki inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.
Kanal İstanbul projesi rezerv alan ve çevre düzeni planı iptal edildi
Başakşehir, Kayaşehir ve Bahçeşehir arasındaki bağlantıyı sağlayacak olan köprünün ayakları, yol seviyesini aşarak yaklaşık 90 metre yüksekliğe ulaştı. Havadan çekilen görüntüler, köprünün iki ayağındaki hummalı çalışmayı gözler önüne sererken, proje kapsamında onlarca vincin eş zamanlı çalıştığı görülüyor.
Mahkemenin iptal kararı, Kanal İstanbul’un hukuki temelini ortadan kaldırsa da Sazlıdere Köprüsü’ndeki ilerleme akıllarda soru işaretleri yarattı. Planlama süreçlerinin geçersiz kılındığı bir projeye ait köprü inşaatının hız kesmeden devam etmesi, “Kanal yok ama köprüsü hazır” yorumlarına neden oldu.
KÖPRÜNÜN ÖZELLİKLERİ
Ana açıklığı 440 metre uzunluğundaki köprünün, sağ ve solda yer alan 210 metrelik yan açıklıklarıyla birlikte uzunluğu 860 metreye ulaşırken, yaklaşım viyadükleri ile toplam uzunluğu 1618 metre olacak. Eğik askı halat miktarı 136 ve ankraj miktarı 272 adet olarak hesaplanan köprü, trafiğe 2x4 şeritli olacak.
NE OLMUŞTU?
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin rezerv alan ilanını ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğini hukuka aykırı bularak iptal etmişti. Mahkeme, bu kararların bilimsel ve teknik dayanaklardan yoksun olduğunu tespit etmişti.
Rezerv yapı alanı ilanının bilimsel ve teknik analiz yapılmadan alındığını belirten mahkeme, bu alanların İstanbul’un orman, tarım ve su havzalarını içerdiğine dikkat çekmişti. Ayrıca, rezerv alan ilanının kentsel dönüşüm amacını aşarak doğal alanları tehdit eden yeni yerleşim projelerine dayanak oluşturduğu ifade edilmişti.
Rezerv alan ilanına bağlı olarak hazırlanan çevre düzeni planı da şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmişti. Planlama sürecinde kurum görüşlerinin eksik olduğu ve altyapı raporlarının yetersiz olduğu belirtilmişti.