Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında can kaybı 76’ya yükseldi. Yangın alarmı, yangın tüpleri ve merdiven eksiklikleri faciayı büyüttü. Personel, yetersiz önlemler nedeniyle birçok kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Otel görevlisi Halil Gümüş, "Ahşap bir bina. Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi. Yani var ama çalışmıyor" dedi. Temizlik görevlisi olarak çalışan Neçirvan Öner ise "Yangın merdiveni ve yangın tüpleri yok, yangın alarmları çalışmıyor." diye konuştu.
Bolu’nun Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de sabaha karşı çıkan yangında, hayatını kaybedenlerin sayısı 76’ya ulaştı. Yangının, otelde yangına karşı yeterli önlemlerin alınmamış olması nedeniyle büyük bir faciaya yol açtığı belirtiliyor. Yetkililer, şu ana kadar 52 kişinin kimliklerinin tespit edildiğini ve 45 cenazenin ailelere teslim edildiğini açıkladı. İşletme sahibi dahil dokuz kişi gözaltına alındı.
YANGIN ALARMI VE MERDİVEN EKSİKLİĞİ TARTIŞMA YARATTI
Otel personelinden Neçirvan Öner ve Halil Gümüş, yangın sırasında yaşadıklarını anlatarak otelin yangına karşı hazırlıksızlığını eleştirdi. Öner, “Düzgün bir yangın merdiveni yok, katlarda yangın tüpü yok, yangın alarmları çalışmıyor. Bu eksiklikler büyük kayıplara yol açtı” dedi.
"İNSANLARIN 'KURTARIN BENİ' DEMEKTEN BAŞKA HİÇBİR ÇARESİ YOKTU"
Halil Gümüş ise, ahşap bir binada yangın alarmının kritik önemine dikkat çekerek, “Alarm olsaydı bu kadar insan vefat etmezdi. Dumandan ölenlerin yanında korkudan kendini aşağı atanlar da oldu” ifadelerini kullandı. Gümüş de gece uyandıktan sonra çalışma arkadaşlarıyla oteldeki yangına ilk müdahaleyi kendilerinin yaptığını anlattı. Gümüş, "Çığlık sesleriyle uyandım. Aslında o sesler hala kulağımda çınlıyor. İnsanların 'Kurtarın beni' demekten başka hiçbir çaresi yoktu" dedi.
Buldukları merdivenlerle konukları tahliye etmeye başladıklarını dile getiren Gümüş, "Üst katlardan tahliyeyi yapamadık çünkü bu bizim için çok zordu. Yorgan açmaya başladık. Atlamak isteyenler oldu, kendi imkanlarımızla atlamayı önlemeyi denedik. Çünkü 3 yaşındaki çocuk sallandırılıyordu, dumana maruz kaldı. İki ekibe bölünerek kendi imkanlarımızla müdahaleye başladık. Yaklaşık 25 kişi kurtardık" ifadelerini kullandı.
"YANGIN ALARMI OLSA BU KADAR İNSAN VEFAT ETMEZDİ"
İtfaiye gelene kadar arkadaşlarıyla konukları kurtarmaya çalıştıklarını anlatan otel personeli Kemal Gümüş ise o anlara ilişkin, "Birçok kişi kurtulmak için atladı. Bir hemşire arkadaşımız vardı, rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin. Yangından korkup kendini aşağı attı" diye konuştu.
Yangının çok geç fark edildiğini söyleyen Gümüş, "Ahşap bir bina. Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi. Yani var ama çalışmıyor. Hani insanların çoğu zaten dumandan öldü. Dumandan ölmeyenler aşağı atladı. Korkudan aşağı atladılar zaten" açıklamasında bulundu.
"DÜZGÜN YANGIN MERDİVENİ YOK, KATLARDA YANGIN TÜPLERİ YOK"
Otelde temizlik görevlisi olarak çalışan Neçirvan Öner de otelin giriş kapısını göstererek, şunları kaydetti:
"Yüzüme bir maske aldım, maskeyi ıslatıp içeri girdim. Çocuk sesleri geliyordu. Yanıma 2 çocuk aldım. Çocukların ailesine de arkamdan ışık tutarak, 'Beni takip edin' dedim. 2,5-3 dakika ben o dumanın içinde kaldım. Dışarı çıktığımda aileyi direkt ambulans görevlilerine teslim ettim. Sonra içeri tekrar gidip bakacaktım. Çünkü daha sesler geliyordu ilk kattan. Sonra benim başım dönmeye başladı. Fenalaştım, dışarı çıktım. Yan binaya geçtim. Biraz soluklanayım dedim. Dumandan zehirlenmişim. Arkadaşım gelmese, beni öyle fark etmese belki ben şu an burada yaşıyor olmayacaktım. Beni sırtına aldı, ambulansa taşıdı"
Otel içerisinde insanların dumandan yollarını bulamadıklarını, otelin arka yüzüne konumundan dolayı müdahale edilemediğini ve otelde yangına karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu anlatan Öner, "Düzgün bir yangın merdiveni yok, katlarda yangın tüpleri yok, yangın alarmları çalışmıyor" dedi.
Öner, otelin en üst katında kalan bir misafirin kurtulma sürecine ilişkin yaşananları şu sözlerle dile getirdi:
"İtfaiyenin geldiğini söyledim, çarşafları ıslatıp kapının kenarlarına ve altına koymasını istedim. Hiçbir şekilde boşluk olmaması gerektiğini anlattım, adam dediğimi yaptı. Bugün hastanede bana, 'Ben yaşıyorsam bu canı sana borçluyum. Hiçbir önlem yoktu, benim çocuklarım olmasaydı ben de kendimi aşağı atacaktım' dedi. İtfaiye tarafından sepetle alındılar."