Karadeniz Bölgesi'nde sayısı artan bir böcek türü nedeniyle fındık tehlikede. Uzmanlar, böceğin tüm bölgeye yayıldığını belirterek, doğal dengenin bozulduğu söyledi. İşte detaylar...
Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan iklim değişikliği, özellikle fındıkta yarattığı don ve kuruma gibi olaylarla verimi düşürdü. Özellikle iki yıldır istilacı bir tür olan kahverengi kokarca böceği fındık üretiminde bir başka tehlike oldu.
Düzce Tarım ve Orman İl Müdürlüğü özellikle 2023 yılı Aralık ayında gözlemlenen yüksek hava sıcaklıkları ve kar yağışının azalması, fındık bahçelerinde kozalak akarı, külleme hastalığı ve kahverengi kokarca gibi zararlıların sayısının artmasına sebep olduğunu açıkladı.
Kahverengi kokarcanın bölgedeki ürünlere verdiği zararı, çoğalmasının nedenlerini ve mücadele yöntemini hakkında konuşan, Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Trabzon Şubesi Yöneticisi Ziraat Mühendisi Avni Aydın, bu böceğin başta fındık olmak üzere bölgedeki kivi, fasulye, mandalina gibi bitkilere emme yoluyla büyük zararlar verdiğini kaydetti.
Geçen yıl Trabzon, Samsun ve Ordu'da yoğun olarak görünen türün özellikle fındığa büyük zarar verdiğini söyleyen Avni Aydın, "Normalde bu türün çeşitli türleri bölgemizde mevcuttu. Ama bu türü birdenbire salgın yaptı. Bunun nedenleri hakkında mutlaka çalışılıyordur. Ama doğadaki dengenin bozulması ya da bu türün yumurtalarını yiyen arı gibi türlerin bölgeden yok olmaması bunların popülasyonunun artmasına neden olmuştur diyebiliriz" dedi.
"YUMURTALARINDAN ÇIKAN YAVRULARINA KARŞI MÜCADELE EDİLEBİLİR"
Artıgerçek'te yer alan habere göre, Ziraat Mühendisi olarak bu tür zararlılarla mücadelede kimyasala son tercih olarak başvurulması gerektiğini ifade eden Avni Aydın, şunları söyledi:
"Zaten bununla ilgili olarak samuray arısı denen bir arı türü 150 bin adet olarak üretildi ve önümüzdeki günlerde doğaya salınacak. Ama tabi geliştirilen zirai mücadele ilaçları ile bu zararlının yumurtalarından çıkan yavrularına karşı mücadele edilebilir. Tarım teşkilatı olarak bununla ilgileniliyor. Fakat ülkeye 2017 yılında girişinden sonra daha hızlı bir refleks gösterilebilirdi.
Örneğin geçen yıl verdiği zarardan sonra müdahale edilebilirdi. Bu konuda biraz geç kalındığını söyleyebiliriz. Üreticilere de bir çağrımız var. Bu zararlı kış döneminde evlere, samanlıklara, bodrumlara çekiliyor. Üretici bunu gördüğü yerde öldürebilir, yoğunluğun arttığı yerlerde Tarım Müdürlüklerine haber vermeliler."
"BAHÇE İLAÇLAMADIĞI SÜRECE BÖCEK ORADA ÜREMEYE DEVAM EDECEK"
Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy-Sen) Ordu Şubesi Başkanı Zekai Sağra da bu böcek nedeniyle geçtiğimiz yıl Perşembe, Ünye ve Fatsa'da ürünlerin ciddi zarar gördüğünü kaydetti. Tonlarca kivinin çöpe atıldığını anımsatan Zekai Sağra, şunları söyledi:
"Bu yıl ise tüm bölgeye yayıldı. Bu böcek meyve ve sebzelere yapışarak onu öldürüyor. Mücadele edilmesi gereken bir zararlı. Ancak bununla bireysel mücadele etmenin imkanı yok. Çünkü coğrafyayı ilgilendiren bir durum. Örneğin bir üretici fındık bahçesini ilaçlasa bile diğer bahçe ilaçlamadığı sürece böcek orada üremeye devam edecek.
Tarım Bakanlığı'nın bu işe el atması, devletin ilgili tüm birimlerini harekete geçirerek buna önlem alması lazım. Devlet politikası olarak ele alınıp, ciddi çalışma yapılması gerekir. Kaldı ki geçen yıl zararları görülmesine rağmen önlem alınmadı. Onun için tüm bölgeyi sardı. Şimdi biz zararla karşı karşıyayız."
"DOĞAL DENGE BOZULDU"
Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül ise bu türün yoğun olarak Fatsa bölgesinde görülmesine dikkati çekti. Bu bölgede üretilen fındığın geçen yıl yüzde 60 oranında düştüğünü söyleyen Ertuğrul Gazi Gönül, şöyle devam etti:
"Geriye kalan ürünler ise kalitesiz olduğu için düşük fiyattan satıldı. Ama artık daha da yaygınlaşarak sebze ve meyvelere de zarar vermeye başladı. Tam olarak nasıl bu kadar yaygınlaştığı bilinmiyor. Bu akademisyenlerin araştırması gereken bir konu.
Fakat Fatsa'da olması, buradaki doğal dengenin bozulmasından kaynaklandığını gösterebilir. Orada 2013 yılından beri siyanürle işletilen bir altın madeni var. 'Bunun etkisi var mı' diye düşünüyoruz. Çünkü daha çok orada etkili oldu.
Bölgede maden, taş ocakları, Hidroelektrik Santrallerin açılması derelerin kuruması ekolojik dengeyi bozmaya başladı. Denge bozuldukça bu tür şeyler oluşmaya başladı. Ama net olarak kimse tam bir bilgi veremiyor. Çünkü üzerinde net bir araştırma yok. Durum şu an oldukça vahim."