Galatasaray ve Milli Takım'ın eski teknik direktörlerinden Fatih Terim, 'Seçil Erzan davası'nda Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde müşteki sıfatıyla ilk kez ifade verdi.
Kamuoyunda Denizbank'ın eski şube müdürü Seçil Erzan'ın adıyla bilinen ve İstanbul'da görülen "yüksek karlı fon vaadiyle dolandırıcılık davası"nda, Galatasaray ve Milli Takım'ın eski teknik direktörlerinden Fatih Terim ilk kez müşteki sıfatıyla ifade verdi.
Terim'in ifadesini Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği öğrenildi.
Fatih Terim ifadesinde özetle şunları söyledi:
-Yaklaşık 13 yıl kadar önce ben Galatasaray Teknik Direktörü olarak göre yaparken Galatasaray Kulübü ile Denizbank arasında bir anlaşma yapılmış ve bu çerçevede kulüp, Denizbank ile çalışmaya başlamıştı. Buna yakın tarihlerde bir şampiyonlar ligi seyahatinde, uçak yolculuğunda bankanın genel müdürü Hakan Ateş ile tanıştım, o dönemki eşiyle birlikte bir arka sıramda oturuyordu, bana yaklaştı ve kendini tanıttı. Kulüple anlaştık, "sizin de hesaplarınızı bizim bankaya taşıyalım hocam" dedi.
-İlk tepkim olumsuzdu, çünkü yıllardır başka bir bankayla çalışıyordum ve çok sık hesap değiştiren etrafımdaki danışmanları, hizmet aldığım insanları ve firmaları değiştirmeyi sevmem, uzun vadeli güven üzerine ilişkiler kurarım.
-Hakan Ateş o esnada çok ısrar etti, bankanın sağlayacağı avantajlardan bahsetti, kulüpteki diğer çalışanların da Denizbank’a geçtiğini anlattı, bunun üzerine ben de diğer bütün kulüp çalışanları gibi bazı banka hesaplarımı Denizbank’a aktardım. Sonrasında Hakan ile arkadaş da olduk, ya da en azından ben öyle sandım. Çok yakın ilgi alaka gösterdi, bana en iyi hizmeti vermek üzere çok özel bir müşteri olarak hissettirdi.
'BANKA ŞUBESİNE GİTMİŞLİĞİM YOKTUR'
-Ben finansal meselelerden çok anlamam. Yoğun ve çok seyahatli çalışma hayatım sebebiyle de çok uzun yıllardır bir banka şubesine gitmişliğim yoktur. Hatta, Denizbank Florya Şubesi’ne ve Denizbank Büyükdere Şubesi’ne bir defa dahi adım atmamışımdır, bunların yerini dahi bilmem.
-Çalışma hayatımın özellikle son 15-20 senesi boyunca para yatırma ve çekme işlemleri ile imzalanacak belgeler banka çalışanlarının bulunduğum yere gelmesi ile yapılmıştır.
-Seçil Erzan bizzat kendisi gelip kimi zaman Florya tesislerinde herkesin içinde kimi zaman evimde toplu olarak getirdiği belgeleri bana imzalatırdı, hiç okuma ihtiyacı duymadan imzalardım.
'HAVAALANINA NAKİT PARA GETİRİLDİĞİ OLMUŞTUR'
-Hatta, yurt dışına seyahat edeceğim zamanlarda benim Seçil Hanım ile konuşmam ya da mesajlaşmam üzerine havaalanına nakit para getirildiği dahi olmuştur. Her zaman Seçil Hanım değil başka Denizbank çalışanları da gelirdi, para getirirlerdi para götürürlerdi, bazen imza alırlardı bazen almazlardı.
-Seçil Erzan yıllardır benim özel bankacımdı. Ben Denizbank tarafından oluşturulan güven ve Denizbank’ın bana gösterdiği kişi olduğu için Seçil Erzana özel bankacım olarak güvendim. Ben hayatım boyunca bütün ilişkilerimi güven üzerine kurdum, benim yaşantım hep böyleydi. Bundan sonra da böyle olacak güvensiz yaşanmaz.
-Bankadaki hesaplarımı zaman zaman Seçil Erzan'a, o yoksa onun yönlendirdiği bankacıya sorardım. Onlar da bankadaki ekranlarına bakarak bana varlık durumu ekranının fotoğrafını atarlardı. O dönemde tüm yazışmalarım SMS üzerindendir, birçok transfer işlemini SMS ile mesaj atarak istedim, onlar da bana SMS ile dönüş yaparlardı ve banka hesaplarımla ilgili bilgileri bazen mesajda yazarak bazen de ekran görüntüsü paylaşarak iletirlerdi.
-Telefonla kaydettikleri sesli talimat ve onaylarım da olmuştur, bunlar yanlış hatırlamıyorsam daha çok kredilerle ilgiliydi. Nakit parayla ilgili işlemlerimi de genelde şoförüm Umut Akgöze vasıtasıyla yapardım. Umut Akgöze dışında da güvendiğim bir çok kişiyle, o an yakınımda kim varsa ona güvenerek, bu tür işlemler yapmışlığım olmuştur.
-Hesabıma nakit yatırılacak tutarları bu şekilde gönderdiğim, nakit çekimlerimi de bu şekilde yaptığım çok olmuştur. Bu, Denizbank’a özel bir durum değil, ben geçmişte de birçok nakit çekme ve yatırma işlemini güvendiğim insanlar aracılığıyla yapmıştım, bunda bir beis görmedim çünkü banka şubesine bizzat gitmem söz konusu olmuyordu.
'SEÇİL ERZAN TÜM İŞLEMLERİMLE ÖZEL OLARAK İLGİLENİRDİ'
-Seçil Erzan benim Denizbank hesaplarımdaki bütün işlemlerimle özel olarak ilgilenirdi. Bana finansal olarak söylediği her tavsiyeyi bankanın görüşü olarak gördüm, zira bankanın yönetimi ona güvenmiş onu o pozisyona getirmiş hatta bana da bizzat gelip “en iyi şube müdürlerimizden biri” demişler, ben de bunun üzerine ayrıca bir teyit yapmaya ya da sorgulamaya gerek görmedim.
'SORGULAMADIM, ÇÜNKÜ GÜVENDİM'
-Bana özel bankacım olarak hizmet veren Seçil Erzan, “Hocam bankada şu kadar paranız var, bu ay bu paraya dokunmadınız heba olmasın, değerlendirelim” gibi sözler söylediğinde de ben doğal olarak bunun altında kötü bir amaç aramadım, bu durumu sorgulamadım. Sorgulamadım çünkü doğal olarak güven duyuyordum.
-Bu tür durumlarda, “Siz daha iyi bilirsiniz, öyle daha iyi olacaksa o şekilde hareket edelim, nasıl değerlendirmeyi uygun görürseniz öyle değerlendirelim” gibi sözler söyledim. Daha sonra da kendisi gerekli işlemleri yapar, onayım gereken hallerde de ya arar ya da imzamı alırdı.
'SAKLAMA HESABINA YATTIĞINI SÖYLEDİĞİ PARALAR YATMAMIŞ'
-Ben bu işlemlerin aslını hiçbir zaman özel olarak kontrol etmedim, etmem de ve hayatımda hiçbir bankada etmedim. Hesapların takibi genel itibarıyla şube müdürü olarak ondaydı, o yerinde olmadığı veya müsait olmadığında da beni uygun gördüğü diğer banka çalışanlarına yönlendirdiği olmuştur.
Rüya Sağır da bunlardan biridir. Şimdi anlıyorum ki Seçil Hanım’ın bana yazdığı saklama hesabına yattığını söylediği paralar, böyle bir hesaba yatmamış.
'HİÇBİR ZAMAN ‘ÖZEL BİR FON’ KURULACAĞI SÖYLENMEDİ'
-Bana hiçbir zaman özel olarak bir fona para yatırılacağı, bu fondan yüksek getiri elde edileceği, Hakan adına veya Mehmet Aydoğdu adına bir fon olduğu veya benim adımla bir fon kurulacağı gibi sözler söylemedi. Bana söylediği, paramın bankanın saklama hesaplarında değerleneceği, bankadaki bir çok yöneticinin de bundan yararlandığı idi, ben de bunu sorgulamadım ve benden nakit olarak göndermemi istediği tutarları nakit olarak gönderdim. Başkalarına yönelik benim adımı kullandığından ise haberim bu olaylar ortaya çıktıktan sonra oldu.
-Kendisi yıllardır bende önemli bir güven oluşturdu ve oluşturduğu güven çerçevesinde yüzlerce, bazıları yüksek bazıları düşük tutarda bankacılık işlemleri yaptık. Beni zaman zaman arayarak veya mesaj göndererek, bana yatan maaşları da takip ederek, “hocam, bunu günlük gecelik bağlıyorum” demişliği vardır. Ben de bankacı olan kendisi olduğu için "her zaman onun önerilerine güvendim, tavsiyeleri doğrultusunda bu işlemi yapabilirsiniz" dedim.
-Bütün bu işlemlerde de ekstra bir ilgiyle ve saygıyla bana yaklaşması gereği ben ona çok güvenirdim. Dolayısıyla basından okuduğum kadarıyla bu davada mağdur ettiği diğer kişiler gibi bana yönelik özel bir ikna çabası içine girme ihtiyacı olmadığını şimdi anlıyorum.
-Kendisi, benim Denizbank sistemine girdiğini zannettiğim tutarları SMS ile gönderdiği hesap bildirimlerinde Saklama yazan bir satırın karşılığında gösteriyordu. Bana, yatırdığım paraların saklama hesabında durduğunu söylemişti. Ben de bu işleyiş nedeniyle, herhangi bir şüphe duymadım, aklıma kötü bir şey dahi gelmedi.
'HABERİM OLMADAN ETRAFIMDAKİLERDEN DE PARA İSTEMİŞ'
-Ben, gönderdiğim tüm paraların Denizbank nezdinde değerlendirildiğini varsaydım. Bana Seçil hanım ile ilgili soru soranlara onun iyi ve ilgili bir bankacı olduğunu söylerdim.
-Çok sonra öğrendim ki benim haberim olmadan, etrafımdaki bir çok kişiden para istemiş bazılarından da paralar almış. Ayrıca yakın aile dostlarımızdan da almış hatta daha fazla alınması için uğraşmış. Ben bunları çok sonra öğrendim.
'SEÇİL ERZAN’I DENİZBANK OLARAK GÖRDÜM'
-Ben Seçil Erzan’ı Denizbank olarak gördüğüm için ve zaten bütün işlemlerimi de anlattığım usulde yaptığım için para aktarılacağı zaman da Seçil Hanım neyi nasıl ve ne şekilde yap dediyse o şekilde yaptım. Kendisi beni bir yatırım için hiçbir zaman özel bir ikna etme çabası içine girmedi.
-Hesabıma yatan paralar da, hesabımdan çekilen paralar da benim kendi paramdır. Ben kendi param üzerinde tasarrufta bulundum. Hayatımda destek olduğum, çalıştırdığım, zaman zaman maddi anlamda destek olduğum, yardım ettiğim birçok insan bulunmaktadır.
-Dönem dönem yüklü miktarlarda nakit para kullanırım. Nakte ihtiyacım olduğunda, paramı Denizbanktan güvendiğim insanlar vasıtasıyla aldırırdım. Nakit para yatıracağım zaman da yine güvendiğim insanlar vasıtasıyla yatırırdım.
'50 YILDIR GÖZ ÖNÜNDEYİM'
-Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki ben son 50 yıldır herkesin gözü önünde yaşıyorum. Benim evim, yazlığım, ailem, işim, hayatım, kazandığım para aldığım prim, her şey göz önünde. Her şeyimi kamuoyuna açık yaşıyorum. Bir defa dahi, ben ve ailem, gizli saklı bir şey yaşamışlığımız yok.
Hatta zaman zaman, aldığım maaş, tartışmaları da beraberinde getirdi. Benim maaşım maalesef Meclis’e dahi konu oldu. Ben, bu kadar açık yaşıyorum.
-Hayatımda, hakkım olmayan benim olmayan hiçbir şeye tenezzül etmedim. Kimseden bir şey istemedim. Hayatımda işim ve emeğim dışında, para kazanmaya da çalışmadım. Benim, Türkiye’de çalıştığım kurumlardan, çalışmadığım döneme ait bir kazancım varsa, bunları dahi hayır kurumlarına bağışladığımı tüm Türkiye biliyor.
'TEK BİR MÜŞTEKİ BİLE KENDİSİNİ YÖNLENDİRDİĞİMİ SÖYLEYEMEZ'
-Hiç kimseyi herhangi bir finansal yatırım yapması için de yönlendirmedim. Bu davada benim tanıdığım müştekiler var, tanımadığım da müştekiler var, hatta daha çoğunu da tanımam. Bu 30’dan fazla müşteki ve sanıklardan tek biri dahi, benim birini bir sözde fona yönlendirdiğimi, aradığımı, arandığımı söyleyebilecek tek bir insan dahi olamaz.
-Varsa, lütfen gelsin çıksın söylesin, mahkemede söylesin, başka yerde söylesin. Benim bir yerlere para yönlendirdiğimi iddia eden tek biri vardır, o da bankadır ve bankanın reklam alanlarıdır. Davaya taraf olmayan bankanın böyle yapmasının tek sebebi de kendi iletişim stratejisidir. Ben 1.5 senedir bunları konuşmak istiyordum, fakat devam eden bir yargı süreci vardı ve ona saygımdan dolayı bugünü bekledim.
'KİMSE BANA FONDAN BAHSETMEDİ'
-Belirttiğim üzere ben finans işlerinden anlamam, bu nedenle de kimseye anlamadığım bir konuda tavsiye vermem, kimse de bana böyle bir konuda akıl danışmaz. Buna kızım, yeğenim ve eski damadım da dahildir. Bana Seçil Erzan’ı tanıyor musun diye sormuşlarsa da, elbette Seçil Erzan’ı tanıdığımı ve güvendiğim bir bankacı olduğunu söylemişimdir.
-Ama kimse bana gelip böyle bir fon olduğundan ya da Seçil Hanım’ın benimle adlandırdığı bir fon olduğundan bahsetmedi. Zaten kimse bana parasal konular hakkında soru sormaz, soramaz, benim kimseye sormadığım gibi.
'SÖZDE FONDAN 7 NİSAN 2023’TE HABERİM OLDU'
-Tek bir insanı dahi herhangi bir fon, yatırım ya da Seçil Hanım’ın yönettiği veya yönettiğini iddia ettiği bir sisteme yönlendirmişliğim yok.
-Zaten olamaz çünkü böyle bir sözde fonla ilgili bir bilgim de hiç olmadı. 7 Nisan 2023 günü Emre Belözoğlu ile Arda Turan bu konuda eşimle temasa geçene kadar, olayları duyana kadar da haberim olmadı.
NE OLMUŞTU?
Devam eden ana davanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamesinde, eski Denizbank Levent Şube Müdürü sanık Seçil Erzan'ın yüksek kâr getiren gizli fon vaadiyle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilerden para aldığı, Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği belirtiliyor.
Erzan hakkında "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 90 yıldan 295 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.