Eli cebinde atış yapmıştı! Yusuf Dikeç nedenini ilk kez açıkladı: Elimi cebime koyuyorum çünkü...

Türkiye, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda büyük bir başarıya imza attı. Milli atıcı Yusuf Dikeç, atıcılık dalında ülkesine gümüş madalya kazandırarak büyük bir gurur kaynağı oldu. Dikeç’in atış yaparken eli cebinde olması sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Dikeç, bu ilginç alışkanlığının nedenini TGRT Haber'e verdiği röportajında açıkladı.

PARİS 2024'TE DİKEÇ'İN PERFORMANSI

Dikeç, Paris'teki Olimpiyat Oyunları’nda beşinci Olimpiyat deneyimini yaşadı. Sosyal medyada geniş bir takipçi kitlesi edinen Dikeç, Olimpiyatların diğer uluslararası turnuvalardan farklı bir atmosfer sunduğunu vurguladı. Dikeç, dört yılda bir düzenlenen bu prestijli etkinliğin dünya çapındaki en iyi sporcuları bir araya getirdiğini belirtti.

ELİ CEBİNDE ATIŞ YAPMANIN SEBEBİ

Dikeç, sosyal medyada "ekipmansız" yarıştığı yönündeki yorumları yanıtladı. "Bana sosyal medyada ekipman kullanmadığım için ‘Masrafsız Amca’ diyorlar. Sanki ekipmanı yokmuş, gözlüğü yokmuş, kulaklığı yokmuş gibi şeyler söyleniyor. Ben aslında genelde bunları kullanmayı sevmiyorum. Olmadığından değil sağ olsun federasyonumuz, Bakanlığımız hep yanımızda. Ancak ben gözlük, kulaklık kullandığım zaman kendimi rahat hissedemiyorum. Atış biraz da rahatlık spordur. Bunları kullanmayı pek tercih etmiyorum. Daha önceki yarışmalara da gittiğimiz zaman hakemler soruyordu ‘kulaklığın var mı?’ Yok. ‘Peki gözlüğün var mı?’ Yok. Niye diyorlardı? Ben de doğallık diyordum. İnsanlar o resme baktığı zaman rahatmışız gibi algılıyor. Aslında iç dünyamızda fırtınalar kopuyor. Oysa biz kendimizi daha böyle sakinmiş, kontrollüymüş gibi yansıtmak zorundayız. Kendimizi kontrol etmek zorundayız. Çünkü o yarışmada da kalbimiz içinden çıkacakmış gibi oluyor. Yorumlara gelince, gençlere şunu da söylüyorum; tabii ki bir sporcunun en büyük amacı yurt dışına gittiğin zaman madalya almak. Ancak bizim bir amacımız da kendi ülkemizi temsil etmektir. Ben bunu da özellikle kamplarda genç sporculara söylüyorum. ‘Yurt dışına gittiğiniz zaman tabii başarı alacaksınız ama üzerinizde Türk bayraklı üniforma varken ülke temsili de önemli’ diyorum. Benim 5’inci olimpiyatım. 24 yıl oldu. Oradaki atıcılarla artık uzun yıllar yarıştığımız için birbirimizi tanıyoruz, görüyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor. Aslında bu oyuncu başarısı değildir. Bu Türkiye'nin başarısıdır. Ben sadece bana verilen rolü, bana verilen görevi elimden geldiğince yapmaya çalıştığımı düşünüyorum" diyen Dikeç, gözlük ve kulaklık gibi ekipmanların kendisini rahatsız ettiğini ve atış sporunun biraz da rahatlık gerektirdiğini ifade etti. Ayrıca, sporcuların içsel duygularını kontrol edebilme becerisinin önemini vurguladı.

Dikeç, Olimpiyatların, Dünya ve Avrupa şampiyonalarından farklı olarak eşsiz bir atmosfere sahip olduğunu belirtti. Dikeç, ellerini cebine koyarak atış yapmasının sebebini ise şu cümlelerle açıkladı:

"Benim vücudumu daha stabil tutabilmek, kendimi daha rahat hissedebilmek ve vücut salınımını durdurabilmek için elimi cebime koyuyorum. Onun dışında öyle başka bir şey yok. Aslında bazen çok üzülüyoruz. Atıcılık Federasyonu 1923’te kurulmuş. Yani Cumhuriyetle yaşıt bir federasyon. Ama ne yazık ki işte atıcılık biraz daha tanınmamış, geride kalmış. Eminim bizim ülkemizde çok fazla tanınmayan batıcı sizlerle birlikte gelecekte gençlerimizi örnek olur. Yani birçok yerden görürler, izlerler. Ben şuna da inanıyorum, gençler bizleri geçecek. Çünkü baktığımız zaman biz bu sene güçlü bir takımız. Daha ilerilere götüreceğiz ve daha çok madalyalar alacağız. Ben buna canı gönülden inanıyorum."

Dikeç, milli atıcı Şevval İlayda Tarhan ile olan takım başarısından da bahsetti. Tarhan’ın genç yaşta elde ettiği başarıların, kendisine büyük ilham verdiğini belirten Dikeç, bu yıl çeşitli uluslararası başarılar elde ettiklerini fakat altın madalyayı kıl payı kaçırdıklarını ifade etti. 2028 Olimpiyatları için altın madalya hedeflediklerini söyledi.

Yusuf Dikeç’in antrenörü Osman Erdinç Bilgili, Dikeç ile 22 yıldır birlikte çalıştıklarını ve Olimpiyatlar için büyük fedakarlıklar yaptıklarını belirtti. Bilgili, Dikeç’in 2006 yılında kırdığı dünya rekorunun hala geçilmediğini vurgulayarak, bu başarıların Türk sporunun uluslararası alandaki yerini güçlendirdiğini ifade etti. Bilgili, Dikeç’in Olimpiyat madalyasının, Türkiye tarihindeki ilk madalya olduğunu ve 2028’de altın madalya hedeflediklerini söyledi.