Kahramanmaraş Pazarcık merkezli deprem 7 bin 108 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 40 bin 910 vatandaşımızın ise yaralanmasına neden oldu. Türkiye'nin dört bir yanındaki vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünyanın en büyük felaketlerinden biri" tanımladığı deprem sonrasında yara sarmak için bölgeye akın ederken bölgedeki depremzedeler yaşadıkları korku dolu anları KARAR'a anlattı.
FURKAN UZUN
Pazartesi sabahı Kahramanmaraş Pazarcık'ta meydana gelen deprem Türkiye'yi yasa boğdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep, Malatya, Batman, Bingöl, Elazığ, Kilis, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Van, Muş, Bitlis, Hakkari, Adana, Osmaniye ve Hatay'da hissedilen depremin ardından afet bölgesinde 3 ay OHAL ilan edildiğini duyurarak 7 gün süreyle milli yas ilan edildiğini ve bayrakların yarıya çekileceğini açıkladı.
Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bu sabah saat 06.15 itibarıyla Kahramanmaraş merkezli depremde 7 bin 108 kişinin hayatını kaybettiğini, 40 bin 910 kişinin ise yaralandığını duyurdu. AFAD'tan yapılan açıklamada 6 Şubat 2023'te, Kahramanmaraş Pazarcık ilçesindeki 7,7 ve Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından çok sayıda artçı deprem meydana geldiği kaydedildi.
Türkiye'nin dört bir yanındaki vatandaşlar deprem bölgesine akın ederek depremzedelerin yaralarını sarmaya çalışırken bölgedeki depremzedeler yaşadıkları korku dolu anları KARAR'a anlattı.
"SUYU CAMİDEN ALARAK KULLANDIK"
Gaziantep Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı 1. sınıf öğrencisi olan Sena Küçük, depreme Gaziantep Şahinbey'deki evinde yakalandığını belirtti.
Küçük, depremin ardından ailesi ile birlikte çevredeki bir okula sığındığını ve iki gün okulda kaldığını vurgulayarak "Deprem sırasında 6. kattaki evimizdeydik. Televizyon falan düştü. Çok şükür hepimiz iyiyiz. Arabamıza sığındık, daha sonrasında bir okula geçtik. Artçı depremler nedeniyle zaman zaman sallandık. Okula çok sayıda vatandaş kalıyor. Herkes şahsi ne getirdiyse onları yedi, suyu camiden alarak kullandık. Okulda elektrik vardı. Okulda kaldığımız süre boyunca herkes dip dibe kaldı. Okulun hasarı çok az olduğu için okulda kalmaya devam edenler var. Şuan biz şahsi aracımızla Konya'daki akrabalarımızın yanına gidiyoruz." diye konuştu.
"CAN GÜVENLİĞİ KALMADI"
Deprem haberini alır almaz ailesinin yanına Hatay'a doğru yola çıkan Selda Kondakçı deprem bölgesinde yaşanan yağmalama nedeniyle bölgedeki vatandaşların can güvenliğinin kalmadığının altını çizdi.
Kondakçı ayrıca Hatay'daki ilçelerde enkaz nedeniyle yolların kapandığını ve bu nedenle de henüz ilçelere yardım gitmediğini dile getirerek şunları söyledi:
"Deprem haberini Ankara'da aldım. Ailemin yanına Hatay'a doğru yola çıktım. Evimiz ve herkesin evi çok kötü. Arkadaşım ve ailesi hala göçük altında. Merkezdeki enkaz çalışmaları devam ediyor. Çalışmanın bitmediği yerler var. Su yok. Özellikle bebeklerin su ve mama ihtiyaçları çok fazla. Yağmalama ve şiddet o kadar artmış ki insanlar birbirlerine zarar vermeye başlamış. Can güvenliğinin kalmadığını söyleyen tanıdıklarımız var. Çadır ulaşmayan çok yer var. Çadır ulaşsa bile engelli vatandaşlar ve bebekler ısıtıcı bulamıyor. Daha merkezi bölgelere bile çadır gitmedi. İlçelere ise henüz hiçbir yardım gitmedi. Enkaz çalışması evet var ama ya iş makinesi oluyor ya da profesyonel ekip olmuyor. Hiç denk gelemedikleri için kimse kimseye yardımcı olamıyor. Ekipman çok az. Dün ve ondan önceki gün çok fazla ses gelen apartmanlardan artık ses gelmemeye başladı. Çıkan cenazeler maalesef soğuktan donmuş vaziyette. Çok desteğe ihtiyaç var. Yemek, su, soba, elektrik, çadır... Tahliyenin başlamasını istiyoruz. Destek tek bir yerde oluyor. İlçelerdeki tüm yollar enkaz yüzünden kapandığı için bir insanın bir ilçeden başka bir ilçeye gitmesi imkansız. Çok yakın ilçelerde bile ulaşım yok. Enkaz tüm yolları tıkamış durumda. "
"HATAY'DA ŞEHİR NAMINA BİR ŞEY KALMADI"
AFAD gönüllüsü olarak İstanbul'dan Hatay'a giden Fen Bilimleri öğretmeni Serkan Dilek, "Hatay'da şehir namına bir şey kalmadı. Elektrik ve su yok. Tuvalet için kullanılacak alan yok. Bir çok şehirden gelen yardımları dağıtıyoruz. Daima artçı sarsıntılar ile sallanıyoruz." diye konuştu.
"GÖÇÜK ALTINDA OLANLAR HALA ÇIKARTILAMADI"
İstanbul'da yaşayan İbrahim Yılmaz Kahramanmaraş'taki depremde bazı akrabalarının enkaz altında kaldığını vurgulayarak "Enkaz altında kalanlar var. Oradaki akrabalarımla konuşmaya çalışıyoruz ama hatlar çekmiyor. Göçük altında olanlar hala çıkartılamadı" dedi.
"DEPREM ANINDAN BERİ HABER ALAMIYORUZ"
İstanbul'da yaşayan üniversite öğrencisi Ece Ekiz ise, yarıyıl tatili nedeniyle Hatay'a ailesinin yanına giden sınıf arkadaşı Seren Hedbe'nin enkaz altında kaldığını ancak henüz kurtarılamadığını belirtti.
Sınıf arkadaşı Seren'in bir an önce kurtarılmasını isteyen Ekiz, "Sınıf arkadaşım Seren ara tatil için ailesinin yanına Hataya gitmişti. Deprem anından beri haber alamıyoruz, ulaşamıyoruz ne kendisine ne ailesine. Abisi İstanbul'daydı. Onun dışında kendisi, ikizi, annesi babası hala göçük altında hiç birine ulaşamıyoruz. Tek bildiğimiz Seren ve ikizinin göçük altından sesinin geldiği ama teçhizat yetersizliğinden ekip eksikliğinden kaynaklı hala yardım edilemediği." diye konuştu.
