Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını destekledim çünkü bu, altılı masanın ilkelerine uygundu. Zaten bu açıklamadan rahatsız olanlar da 28 Şubat zihniyetine sahip olanlar. Erdoğan, muhafazakâr seçmene ‘Biz gidersek kaybedeceksiniz’ diye parmak sallıyor ama bu olmayacak. Dün dünde kaldı. Kılıçdaroğlu yeni bir şey söyledi. Bunu dinlemek lazım." dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve kurmayları, televizyon ve dijital basının Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Davutoğlu, gazetecilerin soruları öncesinde ‘başörtüsü hakkını temin altına alma adına yasalaşma’ başta olmak üzere gündem maddelerini yorumladı.
Davutoğlu'nun toplantıdaki açıklamalarını Karar Gazetesi yazarı Yusuf Ziya Cömert, köşesinde değerlendirdi:
"Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu basın toplantısına Türkiye’nin kolaylıkla kriz üretebilecek sorunlu alanlarını kendi tabiriyle ‘fay hatları’nı tespit ederek başladı.
Neydi o fay hatları?
Etnik fay hattı, mezhebi fay hattı, muhafazakâr-seküler fay hattı.
“Ya bu fay hatlarını ortadan kaldıracağız ya da bu acıları gelecek yüzyıllara aktaracağız.”
Bu tespit CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü serbestisi için verdiği teklifle ilgili değerlendirmesinin girizgahı mahiyetindeydi.
“Kılıçdaroğlu’nun açıklaması tarihi bir açıklamadır” diyor Davutoğlu.
Muhafazar kesimde iktidarın değişmesi halinde 28 Şubat’ın ya da başörtüsü yasağının geri gelebileceğine dair endişeler var mı?
Var.
Ak Parti de sık sık “Biz gidersek kazanımlar elden gider” tezini işliyor.
“Hayır” diyor Davutoğlu “Bu kazanımların hiçbiri kaybolmayacak.”
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında 6’lı masadaki konuşmaların ya da doğrudan doğruya Davutoğlu’nun bir tavsiyesinin etkisi olmuş mudur?
“Zamanlaması ve muhtevası kendi tercihidir. Ancak açıklama 6’lı masadaki özgürlükçü ruha uygun.”
Peki ekonomik sorunların bu kadar şiddetli olduğu bir zamanda başörtüsü tartışması doğru mu?
Tek cümlelik cevap: “Ekonomik sorunları çözecek olan şey özgürlüklerdir.”
Bu yaklaşımlar 6’lı masayı benimseme eğilimini yansıtıyor.
Bir dayanışma havası da var.
“Cumhuriyet tarihinde bu kapsamda bir masa olmadı” diyor Davutoğlu, masadaki liderlerin temsil ettiği siyasi çizgileri işaret ederek.
“Bir güven ortamı oluştu. Bu iş birliği zemini güçlenerek devam edecek. Türkiye’nin 6 siyasi liderin ortak iradesiyle yönetilmesi konusunda bir ihtilaf yok.”
“En az 360 milletvekili kazanmamız lazım. En fazla milletvekili nasıl kazanılır? İster iç ittifak deyin ister başka formül.”
Bu cümleden muhtelif formüllere açık olduklarını çıkarmak mümkün.
6’lı masa bir ittifaka dönüşür mü?
“Ortak bir seçim beyannamesiyle zaten doğal bir ittifak oluşuyor.”
Bütün bunlar 6’lı masadaki liderlerin birlikte çalışacakları bir seçim kampanyasına zihinsel hazırlık olarak da yorumlanabilir.
Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü açıklaması kolaylaştırıcı bir unsur.
Neyi kolaylaştırıcı?
Muhafazakâr seçmenleri ‘kazanımların kaybedilmeyeceğine’ temin etmeyi kolaylaştırıcı.
ALEVİ REFORMU VE DİĞER MESELELER
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Alevi vatandaşlarımızın sorunlarını dile getirmesini ‘olumlu bir adım’ olarak niteliyor.
Vaktiyle bir Alevi Reformu hazırladıklarını, konuyu Erdoğan’a diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez ve Hayrettin Karaman hocayla birlikte anlattıklarını, ancak Erdoğan’ın reforma taraftar olmadığını söylüyor.
Libya’yla varılan hidrokarbon anlaşması?
“Kesinlikle destekliyorum.”
Bunu söylerken iktidarın politikalarının Türkiye’yi yalnızlaştırdığını bu sebeple Mısır, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı Türkiye’ye karşı birleştirdiğini ilave ediyor.
Değerli yalnızlık neydi o zaman?
Soru bu cümlenin Davutoğlu’na ait olduğu imasıyla soruluyor.
“Ben değerli yalnızlık diye bir şey söylemedim.”
Toplantı salonunda o sözün Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’a ait olduğu hatırlatmaları dolaşıyor.
Kürt sorunu çözüldü mü?
Bir sorunun çözülmüş olması için o sorunun mağdurunun ‘çözüldü’ kanaatine varmış olması gerektiğini söylüyor.
Mersin’deki terör saldırısı da gündeme geliyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun teröristlerin “Artvin yöresinden ‘fırfırlı paraşütle’ Tarsus’a indiğine dair açıklamasına gönderme yapıyor.
İfadeleri sert.
“Türk hava sahası Türkiye’nin namusudur. Bunu milli güvenlik sorunu olarak görmüyorsun CHP’yi milli güvenlik sorunu olarak görüyorsun. Utançla izliyorum. İçişleri bakanı milli güvenlik sorunudur.”