Barış Vakfı, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle yayımladığı basın açıklamasında, küresel ve ulusal barış taleplerinin yanıtsız kaldığını belirtti. Açıklamada, 1 Eylül’ün savaşların yıkımlarını hatırlatmak ve barışın değerini vurgulamak için dünya genelinde anıldığı ifade edildi. Ayrıca, 2023 yılının başından bu yana Gazze ve Ukrayna’da 235 bin kişinin hayatını kaybettiği, Gazze’deki ölümlerin büyük kısmının çocuklardan oluştuğunu anımsattı.
Barış Vakfı, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle yayımladığı basın açıklamasında, küresel ve ulusal barış taleplerinin yanıtsız kaldığını vurguladı. Vakfın açıklamasında, 1 Eylül’ün savaşların yıkımlarını hatırlatmak ve barışın değerini vurgulamak amacıyla dünya genelinde anıldığını belirtti.
Açıklamada, 1 Eylül’ün ilk olarak Varşova Paktı ülkeleri tarafından ilan edildiği ve zamanla dünya çapında barış arayışında olan çeşitli gruplar tarafından kutlandığı ifade edildi. 85 yıldır devam eden bu gelenek, savaşların yarattığı büyük yıkımların acısını unutturmamak ve barış hakkının önemini hatırlatmak amacı taşıyor.
BARIŞ HAKKININ ULUSLARARASI TANINMASI
Barış Vakfı, Birleşmiş Milletler (BM) ve çeşitli uluslararası belgelerde barış hakkının temel bir insan hakkı olarak tanındığını vurguladı. BM’nin kurucu belgesinin 1. maddesi ve diğer önemli kararlar, barışın sağlanması ve korunmasını amaç edinmiştir. Özellikle 1984 yılında kabul edilen BM Halkların Barış Hakkına Dair Bildirisi ve 2000 yılında alınan 1325 sayılı karar, kadınların barış süreçlerine katılımının önemini vurgulamıştır.
Ancak vakıf, bu kararların günümüzde savaşları ve çatışmaları önlemekte yetersiz kaldığını, uluslararası hukuk ve kurumların işlevsizleştiğini belirtti. 21. yüzyılda insan hakları ihlallerinin artarak devam ettiğini ve barış hakkının etkili bir şekilde korunamadığını ifade etti.
KÜRESEL SAVAŞ VE ÇATIŞMALAR
Açıklamada, 2023 yılının başından bu yana sadece Gazze ve Ukrayna’da 235 bin kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Gazze’deki ölümlerin büyük kısmının çocuklardan oluştuğu ve İsrail’in Filistin topraklarında geniş çaplı saldırılara imza attığı vurgulandı. Bu durumun dünya çapında büyük endişelere yol açtığı belirtildi.
TÜRKİYE’NİN BARIŞ ARAYIŞI
Türkiye özelinde, Kürt sorununun barış sürecine olan etkisine dikkat çekildi. 2013-2015 yıllarında yürütülen çözüm sürecinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle son bulduğu hatırlatıldı. Kürtlerin haklarının tanınmasının siyasi engellerle karşılaştığı ve bu durumun toplumsal barışı zedelediği ifade edildi. Cezaevlerindeki Kürt muhaliflerin sayısının arttığı, kayyım atamalarının devam ettiği ve toplumsal ayrışmanın derinleştiği vurgulandı.
Barış Vakfı, silahların susmasını, şiddet ve çatışmaların durmasını ve eşit, adil bir toplumsal yaşamın kurulmasını talep ediyor. Vakıf, tüm bireyleri ve grupları barış, adalet ve eşitlik mücadelesine katılmaya ve bu mücadeleyi birlikte büyütmeye davet ediyor.