DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, KRT TV'de 'Bir Başka Açı' programında açıklamalarda bulundu. Babacan, tüm sorunların çözüm yerinin TBMM olduğunu dile getirerek "Kürt sorununun da çözüm adresi hiç kuşkusuz TBMM'dir." diye konuştu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, KRT TV'de yayınlanan 'Bir Başka Açı' programında KRT Ankara Haber Temsilcisi Selen Yalaz'ın gündeme dair sorularını yanıtladı. Babacan, tüm sorunların çözüm yerinin TBMM olduğunu dile getirerek "Kürt sorununun da çözüm adresi hiç kuşkusuz TBMM'dir." diye konuştu. Babacan, "Odağımıza insanı ve temel hakları alırsak, temel haklar ve hürriyetler açısından meseleye bakarsak zaten çözümler uzak değil, çok yakında." ifadelerini kullandı.
Babacan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ TBMM'DİR"
Partimizi kurduğumuz ilk günden bu yana, Türkiye'nin bütün sorunlarının TBMM çatısı altında ve meşru demokratik siyaset zemininde çözülebileceğini ifade ettik. Dolayısıyla pek çok sorunun çözüm adresi olduğu gibi, Kürt sorununun da çözüm adresi hiç kuşkusuz TBMM'dir.
İktidar sadece vatandaşlarımızın tercihinin bir kısmını temsil eden bir yapı. Halbuki Meclis'te iktidar da var, muhalefet de var. Yani sandığa gidip oy kullanan vatandaşlarımızın sanırım yüzde 95'i bu mecliste temsil ediliyor. Her seçimde de halkımızdan yüksek oranda katılım var ve yüksek oranda katılım demek vatandaşlarımızın iradesinin en yüksek oranda TBMM'ne yansıması demek.
Dolayısıyla meselenin orada konuşulup, tartışılması; çözümlerin orada oluşması bizim de birinci tercihimiz. Zaten eğer başka adres bilen varsa hangi adreste çözebileceğini söylesin, çünkü biz başka adres bilmiyoruz. İktidar bu sorunu çözemez, çünkü inkar ediyor. Sorunu inkar eden çözemez. Odağımıza insanı ve temel hakları alırsak, temel haklar ve hürriyetler açısından meseleye bakarsak zaten çözümler uzak değil, çok yakında. Her sorunu biz hukuk içinde çözeceğiz.
"ORTAK YÖNETİM MODELİ ORTAYA KOYDUK"
Mutabakat Metni'nde bulunan 2300 madde, altı siyasi partinin orataklaştığı maddelerdir. 30 Ocak itibariyle imzalanmış bir Mutabakat Metni'dir. Bu ne demek; zamanı geldiğinde bu Mutabakat Metni genişleyebilir.
Biz seçimden sonrası için de bir ortak yönetim modeli ortaya koyduk. Bu ortak yönetim modelinde de yine altı partinin önemli konuları istişare ve uzlaşma içerisinde götürmesi bizim temel prensibimiz. Bunların hepsinin altına imzayı attık.
"KAYBETTİKLERİNİ ANLAYACAKLARI ANDA, HİÇ UMULMADIK ŞEYLER DENEYEBİLİRLER"
AK Parti ile Yeniden Refah Partisi arasında belli ki bir müzakere oldu. Bunun itibari ile bir uzlaşma olmadığı görüyoruz. Ama bunu 14 Mayıs'a kadar izlemek lazım. Çünkü seçimin olacağı güne kadar her şey değişebilir. Seçime yakın bir dönemde her türlü sürprizi Cumhur İttifakı'nda beklemek lazım. Kaybettiklerini anlayacakları anda, hiç umulmadık şeyler deneyebilirler.
Geçen seçimlerde nasıl Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan'ı TRT'ye çıkardılar, nasıl ki Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan'ın mektubunun okunması, mektubuna dikkat edilmesi gerektiğine dair çağrılar yaptı, yine yapabilirler. Dolayısıyla Türkiye'yi değil de kendi iktidarlarını düşünenler seçime doğru her türlü şeyi yapabilirler.
"ŞU ANKİ HÜKÜMET PARAYA BİR SIFIR EKLEMİŞ DURUMDA"
Enflasyon belli bir noktaya sıçradıktan sonra, belli bir zaman içinde kontrol altına alabiliyorsunuz. Biz enflasyonu tek haneli rakama indirmek için hedefimizi iki yıl olarak açıkladık. Paranın değer kaybı çoğu zaman ne yazık ki tek yönlü oluyor. Yani büyük bir değer kaybı olduktan sonra bunun sadece bir kısmı telafi edilebiliyor. Eski günlere dönmek çok kolay olmuyor.
Önemli olan bundan sonraki süreçte paranın değerini koruyabilmek. Biliyorsunuz biz 2004'ün sonunda paradan altı sıfır attık. Ama şu anda ki hükümet paraya en az bir sıfır eklemiş durumda.
"OTOMOBİL ALMAK TOPLUM İÇİN ARTIK BİR HAYAL"
Ülkede satın alma gücü çok düştüğü için ve sabit ücret alan herkes fakirleştiği için, bir otomobil almak toplumumuzun büyük bir kısmı için artık bir hayal. Eskiden otomobil aldığınız fiyata, şu anda bir cep telefonu alamıyorsunuz.
Dolayısıyla TOGG olsun başka bir otomobil olsun sabit gelirli vatandaşlarımızın alabilmesi çok zor artık. Ben gençlerden duyuyorum, 'benim bir araba almak için 10 yıl çalışmam gerekiyor, ev almam hayal' diyorlar. Gençlerdeki hissiyat bu, dolayısıyla zaten çok fakirleşen bir tablo var Türkiye'de. Sabit gelirliler yoksullaştı, satın alma güçleri düştü. Ama varlıklılar da çok daha zengin oldu.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
Gönüllülerimiz tarafından "saydik.biz" diye sistem kuruldu. Buraya vatandaşlarımız kayıt yapıyorlar, daha sonra Türkiye haritasından sandık sahiplenebiliyorlar. Her sandıkta bulunan sandık tutanaklarının -ki o şeçimin tapusudur- fotoğrafını çekip sisteme yüklediklerinde, o tutanakların kalıcı olarak bizim bilgi-işlem sistemimize girmesine ve o bilgi-işlem sistemimizdeki verilerle YSK'nın verilerini mukayese etmek mümkün olacak.