Asya ve Güney Amerika’nın tropikal bölgelerinde yetişen ve “kral meyvesi” olarak bilinen liçi, son dönemde Türkiye’de de popülerlik kazanmaya başladı. Çin’in güney kesimleri ve Güney Amerika’nın kıyı bölgelerinde doğal olarak yetişen bu egzotik meyve, sağlığa olan sayısız faydasıyla dikkat çekiyor.
Liçi, ejder meyvesine benzeyen dış görünümü ve kuru soğanı andıran iç yapısıyla oldukça ilginç bir yapıya sahip. C vitamini açısından zengin olan liçi, portakaldan bile daha fazla C vitamini içeriğiyle öne çıkıyor. Bu özelliği sayesinde ciltteki gözeneklerin canlanmasına ve cildin daha parlak bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.
Türkiye’de liçi üretimi ağırlıklı olarak Mersin’de yapılıyor. Mersin’in uygun iklim koşulları, liçinin yetişmesi için ideal bir ortam sağlıyor. Kabuklarıyla birlikte tüketilebilen bu meyve, enfeksiyonların önlenmesinde de önemli bir rol oynuyor.
Özellikle sigara içenler veya sigarayı bırakanlar için önerilen liçi, vücutta hücre yenilenmesini hızlandırarak organların daha sağlıklı çalışmasına katkıda bulunuyor. Sigara kullanımının olumsuz etkilerini azaltmaya yardımcı olan liçi, cildin doğal parlaklığını korurken erken yaşlanma belirtilerini de engelliyor.
Liçinin “kral meyvesi” olarak anılmasının kökeni, tarih boyunca Çin İmparatorlukları’nda sadece soyluların erişebildiği besleyici meyvelerden biri olmasına dayanıyor. Zengin besin içeriğiyle dikkat çeken liçi, selenyum, bakır, fosfor, magnezyum ve kolin gibi değerli mineraller açısından da oldukça zengin.
Bu eşsiz meyve, hem lezzeti hem de sağlık yararlarıyla sofralarda yerini alırken, Türkiye’de de giderek daha fazla kişi tarafından keşfediliyor.