Türkiye’nin 1990’ların karanlığında kaldığını düşündüğü yeraltı yapılanmalarının hâlâ varlığını sürdürdüğü, siyaset-mafya ilişkisinin hız kesmeden devam ettiği Sedat Peker’in videolu paylaşımlarıyla ortaya çıktı.
Uyuşturucu trafiğinde adı geçen siyasetçilerden eski bir milletvekilinin dövdürülmesine kadar ciddi suçlamalar gündem haline geldi. Ortaya saçılan vahim iddialar hakkında yargı organlarının bir an önce harekete geçmesi bekleniyor.
‘KORKUNÇ İTİRAFLAR İÇİN TEK BİR SAVCI KILINI KIPIRDATMIYOR’
Suç örgütü lideri Sedat Peker “Kolombiya’da Türkiye’ye gönderilecek 4 ton kokain ele geçirildi. Teslim alacaklara operasyon yapılmadı” iddiasını ortaya attı.
Eski milletvekili Feyzi İşbaşaran için “Cumhurbaşkanımızın eşine küfür etti diye karakolda kemiklerini kırdırdım” dedi.
Siyasetçilerin adının geçtiği, vahim iddiaların dile getirildiği iddialar 1990’lar ‘sisinin’ hâlâ dağılmadığını ortaya koydu.
CHP Sözcüsü Öztrak “Mafya konuşuyor hükümet susuyor. Ülke Kurtlar Vadisi’ne dönmüş. Bu korkunç itiraflar için tek bir savcı kılını kıpırdatmıyor” dedi.
90’LARDAKİ MAFYA DÜZENİ GERİ DÖNDÜ
Arnavutluk’a kaçtığı belirtilen suç örgütü lideri Sedat Peker sosyal medyada yayınladığı üç videoda infaz, tehdit ve uyuşturucu dolu gemi iddialarını ortaya attı. Eski AK Parti milletvekili Feyzi İşbaşaran için “Devletin karakolunda kemiklerini kırdırdım” dedi.
Mafya-siyaset-emniyet düzeninin aynı platformda zikredildiği süreç 1990’lardaki karanlık dönemi hatırlattı. İddialara sert tepki gösteren muhalefet ise “Daha önce meydanlarda mitingler düzenleyen Peker’e neden devletin polisi koruma olarak verildi?” diye sordu.
Savcılara harekete geçip vahim iddialara ilişkin soruşturma başlatması çağrısı yaptı.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker Türkiye’de 2015’te Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde mitingler düzenledi, meydanlarda muhalefetteki siyasi partiler dahil pek çok kesime tehditler savurdu. Barış Bildirisi’ne imza atan akademisyenler için “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve kanlarınızla duş alacağız” sözlerini kullandı.
Türkiye’nin en büyük yayın evlerinden birinde çıkan kitabın bir paragrafını beğenmediği için adamları aracılığıyla toplattığı bile ortaya çıktı. Bütün bu yaptıklarından dolayı ceza almayan Peker geçtiğimiz aylarda yurtdışına kaçtı.
Ardından Emniyet Peker örgütüne yönelik onlarca ilde operasyon başlattı. Onlarca örgüt üyesi gözaltına alındı. Bu yaşananlardan sonra Peker sosyal medyadan üç video yayınladı. Türkiye’de siyasileri de dahil ettiği infaz ve uyuşturucu iddialarını ortaya attı.
ESKİ VEKİLDEN VAHİM İDDİA
Eski AK Parti ve ANAP milletvekili Feyzi İşbaşaran için “Cumhurbaşkanımızın eşine küfür etti diye ben milletvekilinin (Feyzi İşbaşaran), devletin karakolunda kemiklerini kırdırdım, yetmedi mahkemeye çıkarken biraz daha kırdırdım, pişman değilim” ifadelerini kullandı.
İşbaşaran ise Peker’e yanıt verirken vahim iddialarda bulundu. “İstediğin kadar güzelleme yap, seni oralarda daha fazla öttürmezler. MİT/polis himayesinde mafyacılık oynamanın ömrü bu kadar” dedi.
1990’lardaki karanlık ‘mafya-siyaset-devlet’ düzeninin zikredildiği tablo geçmişte pek çok acılara neden olan o süreci tekrar gözler önüne getirdi. Ancak iddialara ilişkin Jandarma’dan, İçişleri’nden yalanlama gelse de vahim durum karşısında yeterli bir ikna sağlayamadı. Sosyal medyada gündem haline gelen yaşananlara tepki yağdı.
Sistemdeki hata kodlarını yansıtan gelişmeler ‘Karanlığa dönüş sinyallerini bertaraf edecek adımlar atılmalı’ çağrılarını beraberinde getirdi. Muhalefetin yaşananlara ve ilişki ağlarıyla ilgili ortaya atılan iddialara karşı tepkisi sert oldu:
MAFYA KONUŞUYOR, HÜKÜMET SUSUYOR
CHP Sözcüsü Faik Öztrak: “Bir skandal hazmedilmeden, diğeri patlıyor. Hafta sonu, yurt dışına kaçmış bir suç örgütü başının açıklamalarıyla, Mafya-Siyaset-Emniyet hattında döşenmiş kanalizasyon boruları, bir kez daha patladı. Ortalığa salınan pis kokular, dayanılır gibi değil. Birkaç yıl öncesine kadar, Erdoğan ile aynı fotoğraf karelerine giren, Seçimlerde AK Parti lehine mitingler yapmasına izin verilen, kendisine koruma olarak Türk polisi tahsis edilen bir suç örgütü başı, Şimdi konuşmaya başladı.
“En güçlü ortaklık suç ortaklığıdır. Mafya konuşuyor, hükümet susuyor. İddialar da öyle böyle değil. FETÖ’cü yaftasıyla insanların içeri attırılıp, Bodrum’daki marinalarına çökülmesine, Kolombiya’dan gelen kokainlerden, bir gazetecinin öldürülmesine kadar Pek çok korkunç olay dile getiriliyor. Bu itiraflara bakılırsa, Ülke, Kurtlar Vadisi’ne dönmüş.
Bu mafya babasına “Nisan ayında ülkede birçok şey değişecek” deyip, kendisine ülkeye dönüş sözü veren devlet yetkilisi kim?”
ÇETELERE GENİŞ ALANLAR AÇILDI
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu: Hükümet, Türkiye’yi aldığı noktanın çok gerisine götürecek kadar çok kötü bir yönetim sergilemektedir. Nitekim ekonomik kriz, işsizlik, enflasyon, yasaklar, yoksulluklar ve yolsuzlukların yanı sıra organize suç örgütlerinin yeniden güç kazanmasında da 90’lara dönüldüğü açıktır.
Tam 25 yıl sonra ülkenin dönüp dolaşıp aynı noktaya geldiğini görmek kaygı vericidir. Hukuk devletinin anlayışının ortadan kaldırıldığı ve yargı organlarının ‘adamına göre muamele’ yaptığı bir ortamda; mafya, suç örgütleri, paralel yapılar ve terör örgütlerine geniş alanlar açıldığı muhakkaktır.
SEDAT PEKER’E DEVLET KORUMASI VEREN SİZ DEĞİL MİYDİNİZ
Suç örgütü lideri Peker’in videolarına ilişkin konuşan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu iktidara sert sözlerle yüklendi: Elit içi çatışmanın, iktidar içi çatışmanın çok vahim bir düze çıktığını gösteriyor.
Devlet yeni mi öğrendi suç örgütü lideri olduğunu? Referanduma destek için, Cumhurbaşkanlığına destek için neredeyse mitingler yaptı ve Anadolu’da AK Partililer tarafından karşılandı, iktidar tarafından karşılandı. Bugün İçişleri Bakanı, suç örgütü tanımlamasıyla açıklama yapıyor. Peki daha önce devlet adına koruma veren siz değil miydiniz? Bu çeteler ne zaman çıkar, böyle yapılar ne zaman çıkar?
Genellikle bir iktidar döneminin bittiğine ve bir rant paylaşımının sonuna gelindiği anlarda çıkar. Eğer bu iddialar doğruysa mutlaka bir tahkikat ve araştırma yapılmalı.” Davutoğlu, daha önce de suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın siyasilere yönelik tehditlerini hatırlatarak, bunun münferit bir olay olmadığını söyledi.
ORTAYA ÇIKANLAR TAM BİR REZALET
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: “İddialar çok vahim. Ortaya çıkanlar tam bir rezalet. Bu iç içe geçmişlik, hele kokain meselesi. Bir devletin derini, sığı olmaz. Devlet devlettir, kanundur, hukuktur, demokrasidir, kurumdur kurallardır. Bir savcının şu ana kadar harekete geçmemiş olmadığına da baktığınız zaman iş çok kötü.”
SİYASAL ŞİDDET YENİDEN SOKAKLARDA
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Alaattin Çakıcı’nın MHP’nin desteğiyle hapisten çıkarılmasına dikkat çekerek Türkiye’de siyasal şiddetin yeniden sokaklara döndüğünü söyleyen Babacan şunları söyledi: (Peker’in videoları) 3 tane video yayımlanmış, ben ilkinin 2-3 dakikası seyredip dayanamadım, kapattım.
Şu sebeple ülkem adına üzülüyorum...Şu anda yapılması ihtiyaç duyulan nedir? Bu iddialar var mı? Savcılığın derhal resen hareket etmesi lazım. Burada bir sürü iddia var. Düzgüsel işleyen bir devlet yapısında bu tarz şeyleri değerlendirmek siyasal partilerin işi olmamalı. Savcılıkların derhal harekete geçip bu iddiaların doğru olup olmadığını araştırması lazım.”
ZEHİR GEMİSİNİN ÜZERİNDEKİ ESRARENGİZ PERDE
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in 4 ton kokain iddiaları konuşulurken bir dikkat çeken haber de Orta Amerika’dan geldi. İşletmesi Yılport’a ait olan Ekvador’daki limandan çıkan Mersin varışlı gemiye Panama’da uyuşturucu baskını yapıldı.
616 kilo kokain ele geçirildiği bildirildi. 2016 yılında Türkiye ve Ekvador cumhurbaşkanlarının huzurunda imzalanan bir anlaşmayla limanın işletmesini devralan Yılport Holding’in adı, geçtiğimiz ağustos ayında Kocaeli Dilovası’ndaki Yılport Limanı’na ulaşan ve 540 kilo kokain taşıyan bir gemiye gümrük memurlarınca temiz tutanağı verilmesiyle de gündeme gelmişti.
Yılport Holding ise “Konteynerleri mühürlü olarak teslim alıyoruz. Sorumluluğumuz, gemiye kargo yükleme ve gemiden kargo boşaltmakla sınırlı” açıklaması yaptı.
Bu arada uyuşturucu yüklü konteyneri Ekvador’dan gönderenin ve Türkiye’deki alıcısının kimler olduğu hakkında henüz resmi bir açıklama yok. Öte Akdeniz’de uluslar arası sularda zehir dolu gemilere operasyon yapan devletin bu gemilere yönelik sessizliği ise dikkat çekiyor.