Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve7,6 büyüklüğündeki depremlerde yıkılan, 69 kişinin ölümüne ve 4 kişinin yaralanmasına yol açan Hacı Ömer Apartmanı'nın iddianamesinde betonunun elle ufalanabildiği, beton içerisinde bolca deniz taşı çakılı bulunduğu, kancaların yetersiz olduğu, gönye olmadığı bilgisi yer aldı. Savcılık, 5 sanığın “bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan yargılanmasını talebinde bulundu.
6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde 69 kişinin ölümüne ve 4 kişinin yaralanmasına yol açan Hacı Ömer Apartmanı'nın iddianamesi ortaya çıktı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Onikişubat ilçesine bağlı Şaziyebey Mahallesi, Haydar Aliyev Caddesi’nde yıkılan Hacı Ömer Apartmanı ile ilgili şüpheliler; Atilla Öz, Çetin Kurt, İsmet Koyuncular, Tevfik Tepebaşı, “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” ve yatalak olan Süleyman Kemal Duyar hakkında, “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlarından hazırlanan iddianame Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
DURUŞMA 2 EKİM’DE GÖRÜLECEK
Hacı Ömer Apartmanı ile ilgili yargılamanın yapılacağı duruşma, Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Ekim Çarşamba günü saat 13.00’te görülecek.
BİNANIN BETONUNUN ELLE UFALANDIĞI VE DENİZ ÇAKILI KULLANILDIĞI TESPİT EDİLDİ
Depremden 12 gün sonra olay yerinde yapılan incelemelerde binadan 3 adet karot, 4 adet demir ve 2 adet etriye örneği alındığı belirtildi.
BİNANIN BETONU ELLE UFALANACAK KADAR KÖTÜ
Olay yerinde yapılan bilirkişi incelemelerinin yer aldığı iddianamede, 6 Ocak 1994 yılında ruhsat alan ve 6 Kasım 1997’de izin belgesi verilen binanın betonunun elle ufalanabildiği, beton içerisinde bolca deniz taşı çakılı bulunduğu, çoğu donatının bağlanmadığı ya da yetersiz olduğu, kancaların yetersiz olduğu, gönye olmadığı bilgisine yer verildi.
İddianamenin ilgili kısmında olay yerinde yapılan ilk incelemeler ile ilgili şu tespitler yer aldı:
“18/02/2023 tarihinde olay yerine inceleme yapılmak üzere gidildiği, bu tarihte binanın kolonundan 3 adet karot örneği, 4 adet demir örneği ve 2 adet etriye örneği alındığı, beton kalitesinin elle un ufak edilebilecek kadar kötü olduğunun, beton içerisinde yuvarlak şekilde bolca deniz taşı çakılı olduğunun, binanın demirlerinin tümünün nervürsüz olduğunun, binanın üst katı ile alt katının yere bitişik şekilde birleşerek adet toz haline geldiğinin, taşıyıcı sistem kolon, kiriş, perde etriyelerinin 8’lik ve nervürsüz olduğunun, yapı teknik şartnamesine uygun olmayan şekilde ve aralıkta olduğunun, çoğu donatının bağlanmadığının veya yetersiz bağlandığı için beton atımı sırasında atarak dönmüş vaziyette priz aldığının, kancaların yetersiz olduğunun ve gönye olmadığının, taşıyıcı çerçeve sisteminin döşeme ile tamamen farklı çalışarak depremde birbirinden ayrılıp yatmış olduğunun, betonda agrega bulunmadığının, konulan yuvarlak çakıl taşlarının içerisinde uygun olmayan vaziyette görüldüğünün tespit edildiği, 04/03/2023 tarihinde olay yerine yeniden gidildiği, bu tarihte temelden 3 adet karot örneği alındığı, betonarme sistemde kullanılan donatıların nervürlü ve düz olarak karışık kullanıldığının, taşıyıcı sistem elemanlarının deprem performans kriterlerini karşılayamadığının, bu nedenle tüm yapının yıkıldığının, beton kalitesinin düşük olduğunun, kullanılan betonun farklı boyutlarda dere çakıllarıyla imal edildiğinin, agrega tane dağılımının kötü boylanmış ve yuvarlanmış olduğunun gözlemlendiği, temin edilen karot ve demir numuneleri üzerinden laboratuvar incelemeleri yapıldığı, çekme ve kırma deney sonuçlarının bilirkişi raporuna bağlandığı…”
Şüphelilerin üzerine atılı suçları reddetmesine rağmen, yapılan inceleme sonucunda kusurlu işlem gerçekleştirdikleri ve bilinçli taksirle hareket ettikleri ifade edildi.
“ŞÜPHELİLER BİLİNÇLİ TAKSİRLE HAREKET ETTİ”
İddianamede konuyla ilgili şu bilgiler yer aldı:
“Müşteki beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde yapım tarihi itibariyle deprem bölgesi olduğu belirlenen Kahramanmaraş ilinin deprem kuşağında yer aldığının ve deprem tehlikesi altında bulunduğunun objektif olarak herkes tarafından bilinebilir bir durum olduğu, şüphelilerin üstlenmiş oldukları görev itibariyle Kahramanmaraş’ın deprem kuşağında yer aldığını bilmemelerinin ve öngörmemelerinin mümkün olmadığı, şüphelilerin kanuna, yönetmeliğe ve projelere uygun olarak yapılmayan, gerekli dayanıklı malzeme ile inşa edilmeyen, teknik özenin gösterilmediği binaların deprem sırasında yıkılabileceğini öngörmelerinin gerektiği, bunu öngörmelerine rağmen gerekli dikkat ve özeni göstermemek suretiyle binanın yapımında kendisine kusur olarak atfedilebilecek yukarıda ayrıntılı olarak bahsedilen kusurlu işlemleri gerçekleştirdikleri, bu haliyle şüphelilerin bilinçli taksirle hareket ettiklerinin kabulünün gerektiği…”
İddianamede, Atilla Öz, Çetin Kurt, İsmet Koyuncular ve Tevfik Tepebaşı’nın, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçu ve Süleyman Kemal Duyar’ın “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçu uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi.
Öte yandan suçlamaları reddeden şüpheliler, binanın giriş katında bulunan marketin kolonları kesmiş olabileceği iddiasında bulundu.
5 ŞÜPHELİ HAKKINDA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARAR VERİLDİ
Ayrıca, K.A., A.Ö.K., A.Ç., N.A., M.A.Ö. hakkında “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma”, “görevi kötüye kullanma” suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildi.
İddianamede, bilirkişi raporunda kusur atfedilen kamu görevlileri hakkında ise ayrıca soruşturma yürütüldüğü ifade edildi.