İletişim Uzmanı Mehmet Utku Şentürk, Türkiye’deki eğitim sisteminin aksayan noktalarını Finlandiya sistemi üzerinden inceliyor.
Finlandiya eğitim sistemi son yıllarda uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında elde ettiği istikrarlı üstün başarı nedeniyle dünya çapında eğitim çevrelerince merak edilen ve araştırılan bir olgu halini aldı. Genel olarak, Finlandiya’nın eğitim sistemi eşitlik, öğretmen kalitesi ve öğrenci refahı gibi faktörlere öncelik verir ve bu da Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) gibi uluslararası değerlendirmelerde başarılı olmasına katkıda bulunur.
Öncelikle, farklı okulların öğrenme sonuçlarındaki farklılıklar yok denecek kadar azdır. Okul öncesi eğitim, aynı zamanda kapsamlı eğitim de denen temel eğitim ve lise eğitimi ücretsizdir, ayrıca yüksek eğitim de çoğunlukla ücretsizdir. Amaç, ailenin gelir düzeyi ne olursa olsun herkesin yüksek kaliteli eğitim alma konusunda eşit fırsatlara sahip olması ve aktif vatandaşlar olarak büyümesidir. Hemen hemen tüm okullar devlet okuludur ve hepsi devletten eşit mali desteğe sahiptir. Bu da Finlandiya’da ayrıcalıklı okul olmadığı anlamına gelir. Tüm çocuklar özel kabul edilir, bu nedenle sınıflar, farklı bilgi düzeylerine sahip farklı öğrencilerle birleştirilir. Bazı hastalıklar nedeniyle özel ihtiyaçları olanlar için bir sınıf oluşturulduğu durumlar da vardır. Bu sistem, her öğrenci için ayrı ayrı oluşturulan bireysel bir eğitim planı yardımıyla çalışır. Böylece her çocuk kendi yetenek ve başarı düzeyine göre kendi notunu alır. Geride kalanlar için destek kurslarına katılma fırsatı da vardır.
Finlandiya’nın eğitim sistemi, dünya genelinde övgü toplayan birçok özelliğe sahiptir:
Eşitlik: Finlandiya’nın eğitim sistemi, eşitlik ilkesine büyük önem verir. Öğrencilerin sosyo-ekonomik durumlarına bakılmaksızın eşit bir eğitim almaları sağlanır ve okullar ile bölgeler arasındaki performans farkları minimaldir.
Oyun Temelli Öğrenme: Finlandiya’da erken eğitim, formal akademik eğitim yerine oyun temelli öğrenmeye önem verir. Çocuklar yedi yaşında okula başlarlar ve bu da onlara erken yıllarında oyun ve sosyal gelişim için daha fazla zaman tanır.
Öğretmen Kalitesi: Finlandiya’da öğretmenlik saygın bir meslektir. Öğretmenlerin bir yüksek lisans derecesine sahip olmaları gerekir ve öğretmenlik programlarına kabul oldukça rekabetçidir. Bu, Finlandiya’nın eğitimcilerinin iyi eğitimli ve yetkin olmasını sağlar.
Özerklik ve Güven: Finlandiya’daki öğretmenlere sınıf içinde yüksek bir ölçüde özerklik tanınır. Öğretmenlere kendi müfredatlarını ve değerlendirmelerini tasarlama konusunda güvenilir, bu da öğretmenlerin öğrencilerinin ihtiyaçlarına uygun olarak öğretim yapmalarını sağlar.
Az Standartlaştırılmış Sınav: Finlandiya’da, birçok diğer ülkeye kıyasla standartlaştırılmış sınavlar minimaldir. Bunun yerine, değerlendirme öncelikle öğretmen değerlendirmelerine ve öğrenci ilerlemesinin sürekli değerlendirmesine dayanır.
İyi Olma Odaklılık: Finlandiya, öğrenci refahı ve bütünsel gelişime büyük önem verir. Okullar, öğrencilerin akademik olmayan ihtiyaçlarının karşılandığı ücretsiz yemek, sağlık hizmetleri ve danışmanlık hizmetleri sağlar.
Hayat Boyu Öğrenme: Finlandiya, yetişkinlere hayat boyu öğrenme kültürünü teşvik eder ve yetişkinlerin hayatları boyunca eğitim görmeleri ve yeni beceriler kazanmaları için fırsatlar sunar.
‘FİNLANDİYA EĞİTİM DEVRİMİ’
Fin Eğitim sisteminin başarısına dair artan sorulara cevap verebilmek amacıyla Finli eğitim politikacısı ve akademisyen Pasi Sahlberg, Finlandiya eğitim sisteminin 30 yıl gibi nispeten kısa bir sürede gerçekleşen inovasyonel dönüşümünün temel hatlarını ve bileşenlerini; “Finlandiya Eğitim Devrimi” adlı kitabında tarihsel bir perspektifle ve analitik bir biçemle sunuyor.
Kitapta, çocukların ihtiyaçlarına nasıl tepki verilmesi gerektiğini anlatıyor. Eğitimcilerin iyi seçilmesi ve özenle hazırlanması gerektiğini ve sadece cazip olan değil, aynı zamanda eğlenceli bir eğitim öğretim olanağı sunan eğitim topluluklarının kurulması gerektiğini hatırlatıyor. Bu kitap, takdire değer bir okul sisteminin kurulmasının mümkün olduğunu gösteriyor.
Finlandiya’da gerçekleşen eğitim reformlarının hikâyesi, dünya çapında tanınan siyasetçileri ve eğitimcileri de bilgilendiriyor. Finlandiya eğitim sisteminin diğer ülkelere ilham veren unsurları arasında; bilinçli olarak atılan adımlar ve eşitlik önemli bir yer tutuyor. Kitap, bu reformları akıcı ve ilham verici bir şekilde sunuyor.
Pasi Sahlberg sayesinde Finlandiya eğitim sistemini, birinci ağızdan okumanın fırsatını buluyoruz. Tahmin edildiğinin aksine, insana değer veren bir yaklaşımla başarıyı yakalamışlar. Kitapta dikkat çeken bir etkinlik, çocukların teneffüs hakkını kullanma ve teneffüslerde de öğrenme etkinlikleri ile eğitimini sürdürmesi. Bizde 7 saatlik bir günde 15+10 teneffüs yapılıyor. Yaklaşık 305 dakikanın %8,2 teneffüs hakkı varken, Finlandiya’da % 20. Bir diğer dikkat çeken öğretmen seçimi. Çok başarılı öğretmen almıyorlar. Aldıkları öğretmenlerin çoğunluğu orta düzeyde. En çok dikkat ettikleri nokta öğretmenlerin kişiliklerinin öğretmeye uygun olması. Başvuranların %10’u öğretmen oluyor.
Finlandiya eğitim sistemi dünyadaki bütün ülkelere ilham veriyor, ülkemizin yazboz tahtasına dönen her yıl değişen eğitim sisteminin de Finlandiya modeline benzemesi en büyük arzumuz. Peki Finlandiya eğitim sistemi Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını verdiği yeni müfredat programı ile bir kez daha gündeme gelen sorunlu eğitim sistemine rağmen Türkiye’de de uygulanabilir mi?
Finlandiya’nın eğitim sistemi, diğer ülkeler için bir model oluşturabilir ancak doğrudan uygulanabilirliği konusunda bazı faktörler göz önünde bulundurulmalıdır:
Kültürel ve Toplumsal Farklılıklar: Finlandiya’nın eğitim sistemi, ülkenin kültürel, toplumsal ve tarihsel bağlamına sıkı sıkıya bağlıdır. Türkiye gibi farklı bir kültür ve toplum yapısına sahip ülkelerde, Finlandiya modelinin doğrudan uygulanması uygun olmayabilir. Ancak, belirli prensipler ve yaklaşımlar, yerel ihtiyaçlar ve koşullar göz önünde bulundurularak uyarlanabilir.
Mevcut Altyapı ve Kaynaklar: Finlandiya’nın eğitim sistemi, ülkenin yüksek gelir seviyesi ve kaynaklarına dayanmaktadır. Türkiye gibi farklı bir ekonomik duruma sahip ülkelerde, Finlandiya’nın bazı uygulamalarını benimsemek ek kaynaklar ve altyapı gerektirebilir.
Eğitim Kültürü ve Öğretmen Yetiştirme: Finlandiya’daki öğretmen yetiştirme süreci ve öğretmenlerin statüsü diğer ülkelerden farklı olabilir. Türkiye gibi ülkelerde, öğretmen yetiştirme, öğretmenlerin statüsü ve meslek içi eğitim gibi alanlarda reformlar gerekebilir.
Yasal ve Kurumsal Yapılar: Eğitim sistemleri, ülkelerin yasal ve kurumsal yapılarına bağlı olarak farklılık gösterir. Finlandiya modelinin Türkiye’de uygulanabilirliği, mevcut yasal çerçeve ve kurumsal yapılar dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Finlandiya’nın eğitim sisteminden alınabilecek dersler ve bu derslerin Türkiye’nin kendi koşullarına uyarlanması, eğitimde önemli ilerlemeler kaydedilebilir. Eğitim politikalarının istikrarlı olması, öğretmen eğitimine ve motivasyonuna yatırım yapılması, öğretmenlerin özerkliğinin artırılması, daha çok eğitim kaynaklarının sağlanması ve eğitimin kalitesi ile niceliği arasındaki dengeyi sağlamak için çabalar, bu ilerlemelerin gerçekleştirilmesi için kritik öneme sahip adımlardır.
Bunun yanı sıra, sosyal ve ekonomik dengesizliklerin giderilmesi, beyin göçünün azaltılması ve toplumun her kesiminin eğitim hizmetlerine eşit erişiminin sağlanması gibi konular da üzerinde durulması gereken önemli meselelerdir.
Sonuç olarak, Finlandiya’nın eğitim sistemi Türkiye’de doğrudan uygulanabilir mi sorusu, bir dizi karmaşık faktörü içerir. Ancak, Finlandiya’nın eğitim sistemi üzerindeki başarıları ve prensipleri, diğer ülkelerin kendi eğitim sistemlerini iyileştirmek ve dönüştürmek için ilham kaynağı olabilir. Bu nedenle, Türkiye gibi ülkeler, kendi ihtiyaçlarına ve koşullarına uygun şekilde eğitim sistemlerini geliştirmek için Finlandiya’nın deneyimlerinden öğrenme fırsatları bulabilirler. Finlandiya modelini Türkiye’ye birebir uygulamak yerine, bu modelden alınabilecek öğeleri ve prensipleri kendi eğitim sistemimize uyarlayarak, kendi koşullarımıza en uygun çözümleri bulmamız gerekiyor. Her ülkenin kendine özgü koşulları ve ihtiyaçları vardır ve başarılı bir eğitim sistemi, bu koşulları ve ihtiyaçları anlamak ve onlara göre hareket etmek gerektirir.