Fransa'da okullarında Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürlerle ilgili cevapları nedeniyle 'terörist muamelesi' gören ve sabah erken saatlerde evleri polis tarafından basılarak karakolda sorgulanan çocuklar ve aileleri yaşadıkları dehşeti anlattı.
Fransa'nın Albertville şehrindeki okullarında Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürlerle ilgili öğretmenlerine verdikleri cevaplar nedeniyle 4 çocuk 'terörist muamelesi' gördü. Sabah erken saatlerde evleri Fransız polisi tarafından basılan çocuklar karakolda sorgulanmıştı.
10 yaşındaki 3'ü Türk, 1'i Mağrip kökenli 4 çocuk ve aileleri yaşadıkları dehşeti anlattı.
ÖĞRETMEN İHBAR ETTİ
ÇoCukların Louis Pasteur İlköğretim Okulu'ndaki bir soru karşısında, "Hazreti Muhammed'e karşı yapılan karikatürleri sevmediklerini ve kötü olduklarını söylemeleri" öğretmenleri tarafından polise ihbar edildi. Polis baskınından sonra dehşeti yaşayan çocuklar, polis tarafından ailelerinden kopartılıp tek başlarına karakola götürülerek 11 saat sorgulandı. Fransız polisi, baskında ve karakolda 'terörist muamelesinde' bulunduğu küçük yaştaki çocukların inançlarını sorguladı. Kısa zamanda sosyal medyada yayılan polis baskını, Fransa'da yaşayan Türk ve Müslümanlar arasında büyük tepkiye yol açtı.
"BİZE TERÖRİST MUAMELESİ YAPTILAR"
Gümüşhaneli baba Servet Yıldırım, 10 yaşındaki kızı E.Y'ye Fransız polisinin "terörist muamelesi" yapmasına tepki gösterdi. İnşaat sektöründe çalışan baba Yıldırım, küçük kızının 11 saat karakolda tutulduğu olaya ilişkin, "Sabah 6.30-07.00 arası polisler kıracak şekilde 'tak tak tak' diye kapımıza vurdular. Biz de kapıyı açınca yanılmıyorsam 8-10 tane terörle mücadele polisi geldi. İçeri girdiklerinde kimileri maskeli, kimilerinin ise yüzü görünmüyordu. Uzun namlulu silahlarla içeri girdikten sonra 10 yaşındaki kızım E.Y'yi sordular. E.Y. terörizmle alakalı suçlanıyor gibi bir ifadede bulundular. E.Y.'nin odasını aradılar, kitaplarını yere döktüler, bunların fotoğraflarını çektiler. Sonra çocuğumu alıp gittiler" dedi.
İNANÇLARI SORGULANDI
Kendisi ve eşinin karakoldaki ifadesinin yaklaşık iki saat sürdüğünü belirten Yıldırım, Şöyle konuştu: "İfademizde 'namaz kılıyor musunuz, camiye gidiyor musunuz, çocuklar camiye gidiyor mu, çocuklar camide dini eğitim alıyor mu, Erdoğan ve Macron arasındaki tartışma ve siyaset hakkında ne düşünüyorsunuz, Türkiye'deki siyasi görüşünüz nedir?' gibi sorular sordular.
"ÇOK KORKTUM"
Yaklaşık 11 saat polisin alıkoyduğu E.Y. de okuldaki öğretmeninin kendisine, öldürülen öğretmen Paty hakkında ne düşündüğünü sorduğunu belirterek, "Ben de dedim ki; 'O öldüğü için üzüldüm ama o karikatürü göstermese hiçbir şey olmazdı.' dedim. Öğretmen de bana 'tamam anladım' dedi. Başka hiçbir şey söylemedi." ifadesini kullandı. E.Y., polisin kendisini karakola götürmesine ilişkin de "Çok korktum ve ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım." dedi.
Öte yandan Samuel Paty için düzenlenen törende saygısız davranışlarda bulunduğu belirtilen 12 yaşındaki iki çocuğa "terör propagandası yapmak" suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.
"DAVA AÇACAĞIZ"
Fransız polisinin sabah evinden aldığı Y.E.A.'nın Nevşehirli annesi Mukaddes Akdağ "Macron ile Erdoğan'ın kavgasına ne diyorsun' dediler. Ben de 'karışmıyorum, bunlar politik işler, böyle şeylerden anlamıyorum." dedim. Bana neden başımı kapattığımı sordular. 'Eşin mi zorluyor' dediler. Ben de 'Müslüman olduğum için, kendim istediğim için kapatıyorum.' dedim." şeklinde konuştu. Fransa'da vergi verdiklerini ve bu ülkenin bir parçası olduklarının altını çizen Akdağ, "Yaşananlardan dolayı hiç iyi hissetmiyoruz. Biz normal bir aileyiz ama bize terörist ailesi gibi davrandılar." değerlendirmesinde bulundu. Akdağ, 1999 yılından beri Fransa'da yaşadığını ve polise karşı dava açmayı düşündüklerini dile getirdi.
ÇOCUKLARA ORUÇ VE NAMAZ SORULDU
10 yaşındaki Y.E.A. karakolda kendisine oruç, namaz ve camiyle ilgili sorular sorulduğunu aktararak, "Ben de cevap olarak 'evet eşyalarımla camiye gidiyorum, namaz kılıyorum, oruç tutuyorum. Ama oruçlarımı sadece pazartesi tutuyorum çünkü okulum var." dedim" diye konuştu.
CAMİLERE YAPILAN SALDIRILAR ARTTI
Fransa’da Müslümanları hedef alan saldırılar arttı. Son günlerde bir caminin kundaklamaya çalışılması, bir caminin duvarına aşağılayıcı yazılar yazılmasının ardından bu kez de camiye domuz başı bırakıldı. İki adet yabani domuz başının Compiegne kentindeki Türk camisinin tadilattaki inşaat bölümüne bırakıldığı öğrenildi.
Türkiye Diyanet İşlerine bağlı camiye geçen hafta, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce iki yabani domuz başı bırakıldı. Olay üzerine DİTİB Fransa'nın sosyal medya hesabından, “Son zamanlarda Vernon, Dunkerque ve Compiegne şehirlerimizdeki camilerimize yapılan İslamofobik eylemleri kınıyoruz. Eylemler yetkili mercilere bildirilmiş olup, faillerin bir an önce bulunmasını temenni ediyoruz” paylaşımı yapıldı.
FRANSA'DA TÜRK DÜKKANINA IRKÇI SALDIRI
Fransa'nın kuzey batısındaki Nantes kentinde, Türklere ait bir dükkan ırkçı saldırıya uğradı.
Nantes kentinde yaşayan Y.B, hasta kardeşinin geçen hafta kasap dükkanını bir haftalığına kapattığını söyledi.
Y.B, salı günü işten dönerken kardeşinin dükkanına yazılar yazıldığını fark ettiğini ifade etti.
Y.B, dükkana yazılan yazılar arasında, "Buradan defolun, evinize dönün", "Yaşasın domuz", Yaşasın Le Pen", "Erdoğan'a ölüm", "Fransa, Fransızlarındır", "Türklere ölüm" mesajlarının yer aldığını aktardı.
Y.B ayrıca, mesajlar arasında iki destek mesajı olduğunu da kaydetti.
Nantes bölgesinde 7 yıldır yaşadıklarını belirten Y.B, ilk defa böyle bir olaya şahit olduklarını dile getirdi.
"ARTIK YETER"
Y.B, Fransa'da son dönemde Türklere ve Müslümanlara yönelik baskıların arttığına işaret ederek, "Artık yeter! Biz Türk milleti olarak kimseye ne saldırırız, ne yanlış yaparız. Geliriz işimizi yaparız. Herkes biliyor Türk milletini" dedi.
Dükkana yazılan yazılardan 2 gün sonra da vitrinlerin kırıldığını vurgulayan Y.B, içeri girildiğini ve her yerin kırılıp döküldüğünü anlattı.
POLİS ÜÇÜNCÜ ARAMADA OLAY YERİNE GELDİ
Y.B, 3 kez aradıktan sonra polislerin olay yerine geldiğini ve kendilerine "Bu, bizim için önemli bir olay değil" dediklerini belirterek, "Bu muamele zoruma gitti. Türk kökenli olsak da doğma büyüme buralıyım, kimliğimde Fransa vatandaşı yazıyor neticede. Yine de bir şey demedik, saygımızı koruduk. Geldiler, fotoğraf çekip gittiler" ifadelerini kullandı.