FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında, Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davaya tanık beyanlarıyla devam edildi. Tümen komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol'un şoförlüğünü yapan tanık eski er B.G, bir teğmenin televizyonda darbe girişimine karşı mücadele eden vatandaşlar için "Halka bak, herkes ayaklanmış, sanki bir şey oluyor, bunların hepsini vuracaksın" dediğini söyledi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Tümen Komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol'un şoförlüğünü yapan ve o dönem vatani görevini yerine getiren B.G, SEGBİS vasıtasıyla tanık olarak dinlendi.
Erdoğan Akyol'un şoförlüğünü kendisinden başka üst devresi Y.K'nin de yaptığını belirten B.G, o gün de Y.K'nin şoför olduğunu, kendisinin ise haberci konumunda bulunduğunu söyledi.
Akyol, bir düğüne gideceği için konuttan eşini de alıp düğün yerine ulaştıklarını anlatan B.G, Y.K. ile dışarıda oturdukları sırada F16'ların uçtuğunu gördüklerini ve ne olduğunu anlayamadıklarını bildirdi.
'SEN KİMSİN?'
B.G, komutanın dışarı çıktığını ve "Hadi karargaha gidiyoruz." dediğini belirterek, giderken komutanının telefonunun çaldığını, konuşması sırasında Ahmet Bican Kırker isminin de geçtiğini dile getirdi. B.G, Akyol'un, "Sen kimsin de benim makamıma gelip oturuyorsun." dediğini duyduğunu da ifade ederek, hızla karargaha gittiklerini kaydetti.
Akyol'un, şoför Y.K'den eşini konuta götürmesini istediğini, bu sırada kendisinin de komutanından önce merdivenlerden çıktığını anlatan B.G, şöyle konuştu:
"Karşımda bir tuğgeneral duruyordu. Yanında bir albay vardı. Elleri arkasında sarılıydı. 'Komutanın nerede' dedi. 'Geliyor' dedim. Komutanım da merdivenlerden çıktı. Odaya girdiler. Ben de başçavuşun odasına girdim. Bir süre sonra bağrışma seslerini duydum. Kapı açılınca komutanımız çıktı dışarı. Kırker'e 'Bican yanlış yapıyorsun' dedi. Ben de komutandan önce aşağı inip aracı hazırlayacaktım. Tuğgeneral 'Sen dur, biz götüreceğiz komutanı' dedi. 'Emredersiniz' dedim. Bizim komutanı Kırker, yanında bir albay ile indiriyordu."
Kendisinin de aşağı indiğini ve Akyol'un beyaz bir otomobile bindirilip götürüldüğünü belirten B.G, komutanın telefonu yukarıda olduğu için onu almak üzere çıktığını söyledi. B.G, "Birden karşımda 10 silahlı teğmen gördüm. 'Sen kimsin?' dediler, 'Ben komutanın habercisiyim' dedim. 'Senin artık burada işin yok' dedi birisi." diye konuştu.
Yanlarındaki bir başçavuşun, "Bırak çocuk geçsin." demesi üzerine teğmenlerin izin verdiğini ve haberci odasına geçtiğini dile getiren B.G, ancak komutanın odasına girmesine izin verilmediğini kaydetti. B.G, bir teğmenin de "Biz izin vermeden bir daha bu odaya girmeyeceksin." dediğini de anlattı.
'HEPSİNİ VURACAKSIN'
Teğmenlerin televizyonu açtığını, o sırada vatandaşları ve "darbe" yazısını gördüğünü anlatan B.G, "Komutanım darbe ne demek?" diye sorduğunu, bu sırada başçavuşun, "Sen karışma, zamanla öğrenirsin" ifadesini kullandığını kaydetti.
B.G, başçavuşun çay yapmasını söylediğini, bunun üzerine çay demleyip dağıttığını ifade ederek, "Teğmenlerden biri geldi. 'Halka bak, herkes ayaklanmış, sanki bir şey oluyor, bunların hepsini vuracaksın' dedi." diye konuştu.
Bir ara sigara içmek için izin istediğini ve aşağı indiğini belirten B.G, daha sonra yukarı çıkmadığını bildirdi.
B.G, darbeci tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in daha sonra tümen içinde gezdiğini de ifade ederek, daha sonra binaya girerken de kapıdakilere "Yukarı kimse çıkmasın" diye emir verdiğini vurguladı.
Gece kapıya çektiği araca bindiğini ve bir süre uyuduğunu anlatan B.G, kalktığında karargahın etrafını tankların sardığını gördüğünü, bir süre sonra da içeridekilerin teslim olduğunu dile getirdi.
Beyanının ardından tutuklu ve tutuksuz sanıklar gösterilen B.G, o gece gördüğü bazı kişileri teşhis etti.
ÜSTEĞMEN ÇAĞIRMIŞ
Tanık Uzman Çavuş M.T, 15 Temmuz akşamı evindeyken 23.20 gibi üsteğmen Fatih Mehmet Kılıç'ın telefonla arayıp nedenini belirtmeden birliğe çağırdığını belirterek, kısa bir süre sonra 23.30 gibi erler nizamiyesinden kışlaya giriş yaptığını ifade etti.
Garaj bölgesine gittiklerini, burada eski bölük komutanı üsteğmen Koray Korkmaz'ın hemen tanka binmelerini istediğini ifade eden M.T, kendilerine de Jandarma Genel Komutanlığı'na saldırı olduğunun, hemen gitmeleri gerektiğinin belirtildiğini kaydetti.
M.T, sivil kıyafetli olduğunu, alelacele tulumunu giydiğini dile getirerek, "Tankıma bindim. Şoför olarak İbrahim Akça ve ben vardım ve iki teğmen vardı." dedi.
EĞİTİM TOPU YÜKLEMİŞLER
Emir doğrultusunda cephaneliğe gittiklerini, burada eğitimlerde kullanılan, gerçek mühimmattan farklı olan 5 tank topu yerleştirildiğini bildiren M.T, uçaksavar mühimmatı yükleneceğinin de söylenmesi üzerine başka bir depoya geçtiklerini anlattı.
M.T, mühimmat yüklenmesini beklerken başka bir tanktan üsteğmen Koray Korkmaz ve astsubay Mehmet Ayaz'ın geldiğini, Korkmaz'ın "Tanktan ineceksiniz. Diğer tank arızalı." dediğini, bunun üzerine tankından indiğini söyledi.
Mahkeme Başkanının sorusu üzerine Fatih Mehmet Kılıç'ın söylemesi üzerine, amiri olmadığı halde Koray Korkmaz'ın emirlerine uyduğunu bildiren M.T, arızalı tankın yanına geçtiğini ve orada beklemeye başladığını dile getirdi.
Bu sırada iki tankın oradan ayrıldığını belirten M.T, yaklaşık 5 dakika sonra bölük komutan vekili Levent Doğan'ın geldiğini, "Ortada başka şeyler dönüyor. Kimse bir yere kımıldamısın. Gidebilirseniz de garajlara dönmeye çalışın." dediğini aktardı.
M.T, giden iki tankı durdurmak için Levent Doğan'ın da tankla nizamiyeye gittiğini ifade ederek, ancak onlara yetişemediğini sonradan öğrendiğini bildirdi. M.T, kendilerinin ise dışarıya çıkarılmadan bekletildiklerini dile getirdi.
Duruşmaya öğle arası verildi.
MUĞLA/AA