Medyumluk yeteneği bilimsel olarak ispatlandı

Psikiyatri uzmanı Prof. Sultan Tarlacı dünyada medyumlar üzerinde yapılmış bilimsel araştırmaları Karar.com için derledi. Medyumluğu bilimsel olarak açıkladı.

Medyumlar, kayıp bir eşyanın ya da kişinin yerini bilen hocalar ülkemizde uzun yıllardır şarlatan olarak görülüyor. Ancak Batı'da ve Rusya'da bu tür özel yeteneği olan kişilerin istihbarat teşkilatları ve polis tarafından zaman zaman kullanıldıklarını biliyoruz. Peki medyumluk gerçekten şarlatanlık mıdır, sahtekarlık mıdır yoksa en basit tanımıyla ruh hastalığı mıdır? Olabilir. Ama olmayabilir de... Psikiyatri uzmanı Prof. Sultan Tarlacı dünyada medyumlar üzerinde yapılmış bilimsel araştırmaları Karar.com için derledi. Medyumların fenomenolojisi, psikolojisi, kişiliği ve nörobiyolojik özelliklerini değerlendirdi. 

Küba'da medyumluk yeteneği olan kişiler üzerinde yapılan araştırmalara göre bu kişilerde normalin dışında bir kişilik çözünmesi, çocukluk travması veya ruhsal hastalık bulunmadığını belirten Prof. Tarlacı, Brezilyalı Candomble medyumları üzerinde yapılan araştırmalarda da stres ve kaygı ölçütlerinde normal insanlardan farklılık tespit edilmediğini söyledi. Brezilya kaynaklı başka bir araştırmada ise medyumların zihinsel sağlıklarında herhangi bir sapma görülmedi. 

Hasta değil üstün meziyetliler

En geniş kapsamlı çalışma ise Roxburgh ve Roe tarafından 2011 yılında yapıldı Bu araştırmada 82 medyum ile 130 normal kişi psikolojik testlerden geçirilerek karşılaştırıldı. Test olarak kişilik çözünmesi, sınırlılık sorgulama, zihinsel sağlık testi ve yaratıcı deneyim ölçeği uygulandı. Bu testlerin hiç birinde medyumlarda sıradan kişilerden farklı hastalıklı bir durum tespit edilemedi. Ancak, medyumlarda içsel hislerde farkındalık artışı, aktif hayal yeteneğinde artış, dışa dönüklük, iyilik ve estetik hassasiyette artış tespit edildi. Anlaşılacağı üzere bunlar hastalıklı durum değil üstün meziyetlerdi. Bu çalışmaların sonucuna göre medyumların akıl sağlıkları yerindeydi ve psikopatolojileri yoktu. Medyumluk, farklı bir bilinç hali ve beyin durumu olarak gözükmekteydi. 

Prof. Sultan Tarlacı

Medyumlar gerçekten bilinmeyecek şeyleri bilirler mi?

Sahtekarlar bir yana bırakıldığında, işin erbabı medyumlar, normal yollarla ulaşılamayacak bilgilere ulaşabilmekte. Medyumların ulaştıkları ölmüş kişilerle ilgili bilginin kaynağı hakkında süregelen tartışmalar var. Bazı kişiler ve medyumlarca bilginin kaynağı hiç şüphesiz ölülerin ruhları. Ancak klasik Hristiyan ve Müslüman inançlarında ruhlarla bağlantı kurulamayacağı inancı var. Ancak genel olarak parapsikolojik fenomenleri kabul ettiğinizde (telepati, durugörü, uzaktangörü) o zaman elde edilen bilgiler ölülerin ruhlarından olmayabilir de. Ölülerin hayatta kalan akrabalarının zihinlerinden de elde ediliyor olabilir. Daha da ileri götürecek olursak başka kaynaklar da olabilir; Levh-i mahfuz, kolektif bilinç ve seansa katılanların bilinçaltı gibi. 

Şans hesaplarının çok üzerinde 

Dr. Gary Scwartz uzun zamandır medyumların verdiği bilgilerin doğruluğunu çift kör ve üçlü kör deneylerle araştırmış ve sonuçta bu araştırmalarını; 'Ötealem Deneyleri/The Afterlife Experiments' adı altında yayınlamıştır. Bu ayrıntılı, hassas ve bir o kadar da şüpheci çalışmaların sonucuna göre, medyumlar ölmüş kişilerin kendilerine ait özel bilgilerine ulaşabiliyor ve bu durum şans hesaplarının çok ötesinde. Sacwartz, araştırmalarını, medyumlardan bilgi isteyeceği kişileri yüz yüze, aynı odada ancak perde arkasında ve medyumun göremeyeceği ve sadece telefonla iletişime geçeceği gibi yöntemlerle yapmış. Bu uygulamalardaki amaç gizli görsel ve onaylama şeklindeki ipuçlarından kaçınmak şeklinde özetlenebilir. Birçok deneyde medyumdan bilgi isteyen kişiler hiçbir şekilde medyumla sözle veya yüz yüze ilişkiye geçmemiştir. Bütün bu sıkı koşullar altında medyumlar ölmüş kişilerin kendilerine özgü bilgilerine ulaşmayı başarmıştır. Schwartz çalışmalarını şu sözlerle özetliyor: 

15 bilgiden 13'ü doğruydu 

Deneyler sonucu gördük ki medyumlar ayrıntılı bilgi alabiliyor. Özellikle yalnız o kişinin ve 'göçmüş' yakınının bilebileceği bazı ortak tanıdıklar hakkında bilgi alabiliyorlar. Bu bilgileri psişik yollar dışında almak mümkün değil. Amerika'nın önde gelen medyumlarından John Edward'ın ünlü olmadan önce benim laboratuarımda yaptığı bir çalışmadan bahsedeyim. John annesi ölmeden önce onunla özel bir kod paylaşmış. Ve annesi öldükten sonra bir başka medyumun o kodu kendisine getirmesini bekledi. Bir başka medyum geldi ve kimsenin bilmesi imkansız o kodu John'a getirdi. Edward gibi ünlü olmayan birçok kesimden insanla da bu tarz deneyler yaptım. Sonuç olarak hepsinde öte alem temasının gerçek olduğunu kanıtladım. John Edward ile yaptığımız bir deneyde bu konuda yaşadığım en ilginç deneyimlerdendir. Edward herhangi bir denekle annesinin irtibatını kurmaya çalışıyordu. Deneye devam ederken birden bana dönerek ‘Burada iki tane anne var. Annelerden biri burada doktor olan bir oğlu olduğunu ve adının baş harfinin G. olduğunu söylüyor’ filan derken aniden tekrar bana dönerek ‘Gary galiba bu senin annen ve bizim bu okuma seansımıza geldi’ dedi. Tabii şaşırdım. Buraya kadar ‘ne var bunda canım seni kandırmış’ diyebilirsiniz. Fakat daha sonra annemle yaptığı konuşma okuma sonrasında bana verdiği 15 bilgiden 13 tanesi doğruydu. Bu bilgilerin içinde amcamdan da bahsediyordu ki, o amcamı ben bile unutmuştum. Edward'ın bunu önceden bilmesi imkansızdı.”

Dünyanın bilinen en popüler kahini Nostradamus

Medyumların beyni nasıl çalışır?  

Son on yılda yapılan bilimsel metotlara uygun çift kör, üçlü-kör araştırmalarla görülmüştür ki medyumların aktardığı bilgiler gerçekten de sıradan duyuların ötesine ulaşabileceğinin ötesindedir. Yani medyumların aktardığı bilgiler şans oranı üzerinde gerçek bilgilerle uyuşmakta. Bu durumda bu duyular dışı ve duyuların ötesindeki bilgiye ulaşan medyumların beyin örüntülerinin ve çalışmasının da farklı olması beklenir. 

Beynin nasıl çalıştığını anlamak için genelde beyin dalgaları analizi veya işlevsel beyin görüntülemeleri yapılır. Medyumların beyinleri özellikle trans durumunda her ikisi ile de araştırılmıştır. Birçok beyin dalgası yani elektroansefalogram (EEG) çalışma ile medyumların trans durumunda beyin dalgalarında nasıl bir farklılık olduğu neredeyse 50 kadar bilimsel deneyle ve birçok medyum üzerinde araştırılmıştır.

EEG kayıtları her şeyi gösteriyor 

Yakın zamanda yapılan bir araştırmada altı profesyonel zihinsel (mental) medyumun beyninde trans durumunda ne olduğu araştırıldı. Daha da ayrıntılı olarak ölmüş kişi hakkında tutarlı ve doğru bilgi verdiklerinde de beyinlerindeki dalga yapısında değişimler incelendi. Bu altı medyum (5 kadın ve 1 erkek) bir bölgede yaşayan 19 medyum arasından rastlantısal olarak seçildi. Medyumları sınamak için de yakınları ölmüş kişiler tespit edildi. Medyumların ve yakınları ölmüş kişilerin adları kullanılmadan hepsine kod verildi. Böylece medyumlarla yakınları ölen kişilerin yüz yüze ilişkisi engellendi. Her medyum yakını ölmüş iki kişinin ölen yakını hakkında bilgi vermeye çalıştı ve bu sırada beyin dalgaları (EEG) ve diğer işlevleri kaydedildi. Seans başlamadan medyumlara sadece ölen kişilerin adları verildi. Araştırmacılar, ölen kişi hakkında önceden hazırladıkları 25 soruyu bu esnada medyumlara sordular. Bu sorular fiziksel ve kişilik özellikleri, hobi ve ilgileri, ölüm nedeni, deneyimleri, ölenin bilgi talep eden yakınına mesajı olup olmadığı şeklindeydi. Soruların daha da ayrıntısı ölenin saç rengi, göz rengi, boyu, kilosu, yapısı, ölümünün yavaş mı çok ani mi olduğu, doğal yollarla mı kazayla mı olduğu, ölümü sırasında hangi beden kısmının etkilendiği, günlük yaşamında yalnızlığı mı sosyalliği mi sevdiği, en çok sevdiği yemekler ve yakınlarının isimleri gibiydi. Bu sorular her ölen kişi için medyumlara tek tek soruldu. Daha sonra ölen kişinin yakınlarına bunların doğrulukları evet-hayır şeklinde onaylatıldı. Her soru sorulduktan sonra 20 saniye bir bekleme ardından medyumların yanıt vermesi istendi. Bu esnada da beyin EEG dalgaları kaydedildi. Sonuçta bu çalışmada, medyumların ölen hakkında doğru verdikleri bilgilere paralel alın bölgesinde teta bandı (3-7 Hz) gücünde artış izlendi. 

Sır gama frekansında mı? 

Aynı medyumlara bu araştırma içinde başka bir yöntem de uygulanarak öte alemdeki kişiye bağlantı kurma, medyumun kendi günlük hayatındaki bir yakınını düşünme, hayal ettiği bir kişiyi düşünme sırasında beyin dalgaları da analiz edilerek farklılık olup olmadığı anlamaya çalışıldı. Bu durumlarda gamma titreşimi (15-45 Hz) bandında yoğunlaşma tespit edildi. Ölen kişiyle bağlantıya geçme durumu ise diğer zihinsel durumlardan farklılık gösterdi. Bu durumda özellikle daha yüksek genlikli ve yüksek titreşimli gamma dalgalarının (75-110 Hz) beyinde yaygınlaştığı tespit edildi. EEG’de gama titreşimindeki güçlenme ve yoğunlaşmanın bilinç, uyanıklık ve farkındalıkla olan ilişkisi uzun zamandır bilinmekte. Medyumlarda artan bu özellikle yüksek titreşimli gama bandı, kaynağını henüz bilmediğimiz bir yerde saklı bilgiye ulaşmaya imkan veriyor olabilir. Medyumların bahsi geçen ölen hakkında 25 soruya verdiği yanıtlar doğru-yanlış şeklinde analiz edildiğinde yüzde 81 oranında bir doğruluk tespit edildi. Bu evet-hayır şeklindeki 25 soruya verilen sıradan şans yanıtlarının çok ötesinde oranla tutarlı yanıttı.

Chico Xavier

Otomatik yazı ile 400 kitap yazdı

Yazıcı medyumluk (psikografi) üzerine de bilimsel araştırmalar yapılmıştır. Yazıcı medyumlar, öte alemdeki ruhların etkisi altında yazılarını yazdıklarını iddia ederler ve yazdıklarını hatırlamazlar. Bu nedenle buna otomatik (bilinçsiz) yazıcı medyumluk da denir. Dünyanın değişik yerlerinde bu tür özgün beyinli medyumlar vardır ve Brezilyalı medyum Chico Xavier bunlar içerisinde en üretkenidir. İlkokuldan terk olan Chico, otomatik yazı ile 400’ün üzerinde kitap yazmıştır. Bu kitaplar stil ve konu olarak çok farklıdır. Kitaplar milyonların üzerinde satılmıştır. Bu amaçla on yazıcı medyum üzerinde araştırma yapılarak “otomatik yazı yazma sırasında yani bu işi yaparlarken beyinlerinde nerelerde kan akımı artıyor ya da beyinlerinin neresi çalışıyor?” sorularına yanıt aranmıştır. Psikolojik testlerde hepsi aklı başında olan bu yazıcı medyumların hemen hepsi uzun yıllardır bu deneyime sahiplerdi. Bu kişiler medyumluk yaparken, sevdikleri veya yakınları ölen ve bilgi talebinde bulunan kişilerden para almıyorlardı. Hepsinin iyi ve düzenli bir aile yapısı, kişiliği vardı. Trans durumu için herhangi bir madde kullanmıyorlardı. Hepsi çocukluklarında ve erişkinliklerinde ruhsal deneyimler yaşamışlardır. Bu kişilere otomatik medyumik yazı yazma sırasında beyin kan akımını ölçmek için SPECT yapıldı. (İşlem organların resimlerini oluşturmak için özel bir kamera ve bir tür radyoaktif madde kullanılarak gerçekleştirilir. Vücudun iç bölgelerinin görüntülenmesini sağlayan, x- ışınları gibi diğer görüntüleme yöntemlerinden farklı olarak, SPECT tarama kullanıldığında organlarınızın ne şekilde işlediğine ya da çalıştığına dair 3 boyutlu görüntüler elde edilebilir.)  

Beyinde kan akımı azalıyor

Örneğin SPECT tarama kullanılarak kanın kalbinize nasıl aktığı ya da beyninizin hangi alanlarının daha az ya da çok aktif faaliyet gösterdiği gözlemlenebilir. Medyumların beyinlerine de bu görüntüleme yöntemi uygulandı. Ancak burada trans durumunda otomatik yazı yazarlarken beyin görüntüsü alındı, bir de normal trans olmayan bilinç durumunda beyin görüntülemeleri yapıldı. Bu şekilde iki görüntünün farkı ortaya konulmaya çalışıldı. Araştırma sonucunda, medyumların hepsi bir arada değerlendirildiğine beynin tüm kan akımlarında anlamlı artış tespit edildi. Ancak olaya daha yakın bakıldığında, deneyimi daha uzun yıllar olan medyumlarda, normal uyanıklık durumuna göre transa geçtiklerinde bazı beyin bölgelerinde kan akımının özellikle dikkat çekici şekilde azaldığı tespit edildi.

Müzisyen beyni ile aynı

Yazıcı medyumların trans durumuna geçtiğinde kan akımı azalan beyin bölgeleri, dikkat verme, duygulanım, öğrenme, hata tespiti, planlama, bellek ve karar verme beyin bölgeleridir. Bu alanların kan akımının azalması bu bölgelerin işlevinin de derin trans altında azaldığı anlamına gelmektedir. Deneyimli medyumlarda bahsi geçen bölgelerde kan akımında azalma olması, yazıcı medyumluk esnasında dikkat vermenin, kendine farkındalık ve bilinç azalması ile ilişkilendirilebilir. Tecrübeli medyumların beyinlerinde yıllar içinde oluşan farklı bir örüntü ile olasılıkla bazı beyin bölgelerini trans durumunda devre dışı bırakmayı daha iyi becerebilmektedirler. Aynı durum tecrübeli müzisyenlerde de tespit edilmiştir. Müzisyenlerin deneyimleri arttıkça, çalma işine dikkat gerekmediğinden beyindeki dikkat alanlarında kan akımı azalabilmektedir. Beynin ön bölgesindeki (frontal) kan akımı azalması ise yaratıcılığı arttırıp kişinin sınırlarının dışına ulaşmaya imkan verebilir. Aynı bölgenin çalışmasının azalması aynı zamanda yaz yazma işinin hiçbir zaman medyumun planlanmış ve bilinçli kontrolünde olmadığını da gösterir. Yine daha az deneyimli medyumlarda, trans durumunda duygusal etkilenme olabilir ve zamanla bu duygusal etkinin önüne ilgili beyin bölgesi kan akımı azalarak (anterior singulat) geçilebilir. Ya da bunun önüne geçildiği için aynı beyin bölgesinde kan akımını ölçümlerde daha az çalıştığını tespit ederiz. Deneyimli medyumlar “beden dışında olduklarını, beden ve yazı yazarken el kontrollerinin kendilerinde olmadıklarını” ifade ederler. Bu deneyimsizler için duygusal ve kaygı verici bir yük yaratabilir. Ancak zamanla buna alışılır ve artık beyindeki kaygı merkezleri (singulat ve amigdal beyin bölgesi) sessizliğe bürünür. Özellikle hafıza ve bellek bölgesinde (hipokampus) kan akımı ya da çalışmanın azalması yazdıklarını hatırlamamalarını ve trans durumunda yaptıklarının farkında olmamalarını (anterior singulat bölge) gayet iyi açıklamaktadır. 

Sahte medyumu tespit etmek kolay

Bu çalışmanın sonuçlarına göre, medyumluğun kendine özgü beyin örüntüsü vardır ve bu örüntü zaman içerisindeki tecrübelerle, beynin plastik yapısı nedeniyle yeniden şekillenebilmektedir. Diğer yandan medyumluk farklı bir beyin ve dolayısı ile farklı bilinç halidir. Bu araştırmaların sonuçları gelecekte bize şunu da ima eder; kişilerin sahte mi yoksa gerçek medyum mu olduklarını trans durumunda beyin görüntülemesi yaparak anlayabileceğiz. Ve hatta hangisinin daha iyi medyum olduğuna karar verebileceğiz. Daha da ilerisi normal kişilere beyin görüntülemesi çalışması yaparak içimizdeki gizli medyumları da tespit edebilir hale gelebileceğiz. Amerikan Psikiyatri birliği de psikiyatristler için hastalıklı olmayan "Spiritüel problemler" için araştırma yapılmasını önermiştir. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

Hayat Haberleri