‘Bin yıl sürecek’ denilen 28 Şubat, 10 yıl dolmadan tarihin çöplüğüne gitti. Ancak cezaevleri hariç! Zira 28 Şubat sürecinde FETÖ’nün mahkum ettiği yüzlerce kişi hala tutuklu. Aileler ve hukukçular yeniden yargılama talep ediyor.
SAMİ BAYRAKTAR / ÖZEL HABER
28 Şubat sürecinde hayatı karartılan yüzlerce kişi cezaevlerinde unutuldu. Bugün FETÖ mağduru oldukları anlaşılan yaklaşık 700 kişinin yakınları seslerini duyurmaya çalışıyor. Talepleri, yeniden yargılama yolunun açılması ve gerçeklerin ortaya çıkartılması.
28 Şubat döneminde açılan soruşturmalar arasında en dikkat çekeni Umut Operasyonu’ydu. 2000 yılında düzenlenen operasyonlarla Türkiye, ‘Tevhid-Selam Kudüs Ordusu’yla tanıştı! Uğur Mumcu suikastını bu örgütün işlediği ileri sürüldü. Selam Gazetesi’nin Yazıişleri Müdürü Mehmet Ali Tekin ve gazete çalışanları Uğur Mumcu’yu öldürmek suçundan tutuklandı. Ancak cinayet günü hepsinin, suikastçı olarak suçlanan isimlerden Abdülhamit Çelik’in İstanbul’daki düğününde olduğu kanıtlandı. Mehmet Ali Tekin’in bu delilden sonra serbest bırakılması bekleniyordu ama olmadı. Mumcu’yu öldürmek suçlamasından kurtulan Tekin ve arkadaşları hakkında bu kez, “Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu Örgütü’nü kurmak-yönetmek” suçundan dava açıldı. 2005’te tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Tekin’in Yargıtay’daki dosyası 17-25 Aralık sürecinde jet hızıyla onandı. 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Tekin, Azerbaycan-İran sınırında tutuklanarak Türkiye’ye iade edildi.
17-25 Aralık sürecinde hakkındaki mahkumiyet kararı Yargıtay’ca onanan Mehmet Ali Tekin, hala cezaevinde. Tekin’i yargılayan hakimler de FETÖ üyeliğinden tutuklu.
Gazeteci Mehmet Ali Tekin’in oğlu Metin Hamza Tekin, babasının FETÖ kurbanı olduğunu söyledi. Yargıdaki FETÖ üyelerinin 28 Şubat sürecinde de etkin olduğunu belirten Tekin, 1997’de Selam Gazetesi’nde yayımlanan Fethullan Gülen hakkındaki yazı dizisini hatırlattı: "Gülen’in nasıl bir devlet anlayışı olduğu, nasıl çarpık bir din anlayışı olduğu o günlerde bu yazı dizisi ile anlatılmıştı. ‘Paralel’ tanımlaması ilk kez o zaman kullanıldı. Sonra Umut Operasyonu başlatıldı. FETÖ hakkındaki yayınları susturmak için babam ve gazete çalışanlarına ağır işkenceler yapıldı."
ERDOĞAN’A DA KUMPAS!
Türkiye’nin ilk kez Umut Operasyonu’yla adını duyduğu ‘Tevhid-Selam Terör Örgütü’, 17-25 Aralık sürecinde yeniden gündeme geldi. O dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan başta olmak üzere siyaset, iş dünyası ve bürokrasiden çok sayıda kişinin sahte isimlerle dinlenerek örgüt üyesi gibi gösterilmek istendiği ortaya çıktı. Yargıtay’ın babası hakkındaki mahkumiyet kararını 8 ay gibi kısa bir zamanda verdiğine dikkat çeken Metin Hamza Tekin, şunları söyledi: “2014 Nisan ayında mahkumiyet kararını açıkladılar. Bu kadar hızla karar vermelerinin sebebi, Sayın Erdoğan’ı da aynı örgütün üyesi gibi göstermek istemeleriydi. ‘Böyle bir örgüt yok diyorsunuz ama bakın Yargıtay bile onadı, örgütün varlığı kesinleşti’ dedirtmek için yaptılar.”
TAKİYE İÇİN CEZA YAĞDIRDI
* Avukat Hamza Uçan: 28 Şubat cuntası tarafından, yukarıdan gelen bir talimat var. Üç kişiyi bir araya getirip örgüt kılıfı hazırlanıyor. İşkencelerle önceden hazırlanan ifade tutanaklarını imzalatıyorlar. Anayasal düzeni değiştirme maddesine sokup müebbet ya da ağırlaştırılmış müebbet cezası veriyorlar. Mesela Cihat Özbolat’a diyorlar ki sen beş eylemden sorumlusun, ikisi Zeytinburnu sınırları içinde. Zeytunburnu Emniyeti’nden soruluyor. Gelen cevapta, “O tarihte bırakın Cihan Özbolat’ı, herhangi birinin sınırlarımız içinde anılan şekilde eylemi olmamıştır’ deniliyor. Buna rağmen kendisine ağırlaştırılmış müebbet veriliyor. Kemalist hakim ağırlaştırılmış müebbet değil müebbet verelim diyor, FETÖ’cüler takiye için ısrarla ağırlaştırılmış müebbet verilmesini istiyor. Ergenekon ve Balyoz sanıkları için bulunan formül, 28 Şubat mağdurları için de bulunmalı ve mağduriyetler giderilmeli.
* Avukat Hüsnü Tuna: Ergenekon ve Balyoz davalarından farkı yok. 28 Şubat sürecinde başlayıp 2000 yılından sonrası karara bağlanan dosyaların yüzde 90’ında FETÖ üyesi hakim ve savcıların imzası var. O gün masum insanları terör örgütü üyesi diye ağır cezalara çarptıranlar bugün silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve darbeye teşebbüs suçundan cezaevinde. Bu, yeniden yargılanma sebebidir.